Bahçeli: MHP Anıttepe ile Kocatepe Arasına Çekilmiş Çelik Halat

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, MHP'nin din ve vicdan özgürlüğünün ve laikliğin teminatı, savunucu ve koruyucusu olduğunu belirterek "Milliyetçi Hareket Partisi, Anıttepe ile Kocatepe arasına çekilmiş çelikten bir halattır" dedi. Türban konusunda partisine yönelen eleştirilere yanıt veren Bahçeli, "Bilinmelidir ki, devletimizin ve milletimizin temel değerlerini korumayı bir siyasi proje olarak ortaya koymuş Milliyetçi Hareket Partisi'ni hiç kimsenin Cumhuriyet veya laiklik karşıtı olarak suçlaması veya bu kavramları öğretmeye kalkışması kabul edilemez bir hezeyan ve küstahlıktır" diye konuştu. Türk milliyetçilerine Atatürk'ü, Cumhuriyeti, laikliği inançları öğretmenin kimsenin haddi ve hakkı olmadığını belirten Bahçeli, "gelişmeler, geçmişte yaşanmış olan kısır ve gergin tartışmaların önümüzdeki dönemde yoğunlaşacağının işaretlerini vermektedir. Bu süreçte aziz milletimizi tahriklere karşı uyanık olmaya çağırıyorum" dedi.

     MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Meclis grup toplantısında türban tartışmalarını ve partisine yönelen eleştirileri değerlendirdi. Çok yönlü bir istismar aracı olarak kullanılan başörtüsü sorununun, bugün de gerilim dinamiği olarak görüldüğünü kaydeden Bahçeli, bu konuda gösterilen tepkilerin içeriği ve üslubunun, sorunun kangren hale gelmesinin nedenlerini ortaya koyduğunu söyledi. Bazı tepkilerin "demokratik tartışma adabı dışına çıkarak hakaret ve hezeyan boyutları"na taşındığını ve toplumda korku yayma yarışına dönüştüğünü belirten Bahçeli, böyle bir zeminde sürdürülen tartışmalarda akla, insafa ve hukuka uymayan suçlamalarda bulunulduğunu ifade etti. Bahçeli şöyle konuştu:

     "Bunlardan bir kısmı, sahiplerinin ruh sağlığı hakkında ciddi endişeleri davet edecek şekilde tezahür etmiştir. Bu tahrikleri cumhuriyetin değerlerini koruma düşüncesiyle yapanların çok iyi bilmesi gerekir ki; kanunların tanınmayacağının peşinen ilan edilmesi ve herkesin önyargılara dayalı kendi hukuk alanını yaratmaya çalışması, hukuk devletine olan inançla bağdaşmayacak, ortak değerlerin korunması amacına da hizmet etmeyecektir. Bu yola sapılması ise kaos ortamına davetiye çıkarmak olacaktır. Bu konudaki kamplaşmaları tahrik edecek, gerçekleri bilinçli olarak saptırarak topluma korku salacak şekilde felaket tellallığı yapılması da hiç kimseye yarar sağlamayacaktır."

- "SAMİMİYET VE KARARLILIĞIMIZA HERKES İNANMALIDIR" -

     Türbanla ilgili yapılacak düzenlemenin üniversitelerle sınırlı kalmayacağı, bunun ilk ve orta öğretime ve kamu kesimine yayılmasının yolunun açıldığı iddialarını hatırlatan Bahçeli, bu iddiaların yersiz ve dayanaksız olduğunu söyledi. MHP'nin üniversiteler dışındaki bir düzenlemeye karşı olduğunu bir kez daha vurgulayan Bahçeli, "Bu konudaki samimiyet ve kararlılığımıza herkes inanmalıdır. Bizim dışımızda böyle bir düzenlemeyi aklından geçirebilecek olanlar için bazı hukuki emniyet mekanizmaları da yeni düzenlemelerle getirilmiştir. Bu yolla korkuları körükleyerek siyasi rant sağlama peşinde koşanlar şu gerçekleri unutmuş görünmektedir. Bugünkü anayasa ve yürürlükteki kanunlara göre, kılık-kıyafeti diğer öğretim kurumları ve kamu hizmetleri için serbest bırakmak, kanunla yapılabilecektir. Böyle bir adım atmak isteyen iktidar çoğunluğunun, bunu basit bir yasa ile yapması nazari olarak mümkündür. Ancak şimdi Anayasa'da yaptığımız düzenleme ile bunun yüksek öğretim kurumlarıyla sınırlı olacağının bir anayasa normu olarak açıkça belirtilmesi, bundan sonra ilk ve orta öğretim kurumları ve kamu kesimi için yapılması düşünülebilecek düzenlemeleri daha da zorlaştırmıştır. Bundan sonra bu konular artık kanunla düzenlenemeyecek, bunun için anayasa değişikliği gerekecektir" diye konuştu.

- GİZLİ MUTABAKATI YALANLADI -

     Türban konusunda basında yer alan AKP ve MHP arasında gizli mutabakat metni imzalandığına yönelik haberleri de hatırlatan MHP lideri, "Bu konudaki tartışmalarda bazı kesimlerin magazin anlayışıyla hareket etmesi ve masa başında uydurulmuş hayali senaryoları tekelci anlayışlarına dayanak yapmaya çalışması, kendileri bakımından talihsizlik olmuştur. Başörtüsü konusunda MHP ile AKP'nin 'bu yoldan dönülmeyeceği hakkında yazılı bir taahhütname imzaladıkları' yolunda önde gelen bir gazetenin manşetine taşınan haber, bunun ibret verici bir örneğidir. Bu konudaki haberlerde ve köşe yazılarında iki partinin 'dava antları içtiği, davadan dönersem namerdim yeminleri ettiği ve türban akitleri yaptığı' iddiaları ortaya atılmıştır. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal da bu sahne senaryoya sarılarak iki partinin 'ölmek var dönmek yok' yaklaşımı içine girdiği, iddia ithamlarında bulunmuştur. Bu nitelikte bir belge imzalandığı iddiası tek kelimeyle yalandır" Dedi. Bahçeli, iki parti arasında anayasa değişikliği ve YÖK Kanunu'nun ek 17'nci maddesinde yapılacak değişikliklerin alt alta sıralandığı bir metnin, mutabakatı liderlere sunarak onaylarını almak amacıyla imzalandığını söyledi.

- "ÜNİVERSİTELERE VE ÖĞRETİM GÖREVLİLERİNE BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR" -

     MHP lideri grup toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin hassas bir dönemden geçtiğini ve herkesin tahriklere karşı teyakkuzda olması gerektiğiniz söyledi. Bahçeli şöyle konuştu:

     "Bu hassas dönemde herkes tahriklere karşı teyakkuz halinde olmalı, üniversitelerin bir çatışma alanına dönüştürülmesine imkan vermeyecek bir sağduyu ve sorumluluk duygusuyla hareket etmelidir. Başörtüsü nedeniyle doğan bir mağduriyetin giderilmesi, mağdurlar bakımından bir rövanş olarak görülmemeli, başı açık öğrencilerin kendilerini bir baskı ve tehdit ortamında hissetmelerine yol açacak hareketlerden kesinlikle kaçınılmalıdır. Kılık kıyafet farklılıkları bireysel hayat tarzı tercihlerinin bir tezahürü olarak kabul edilmeli, baş örtünme devlete ve rejime bir meydan okuma vasıtası haline getirilmemelidir. Bu konuda üniversite yönetimleri gereken her tedbiri olmalı, bunu vesile ederek bir baskı ve tehdit ortamı yaratmaya yönelebilecek olanlara karşı zorlayıcı önlemleri tereddütsüzce uygulanmalıdır. Başı açık öğrencilerin özellikle taşra üniversitelerinde yoğun bir baskı altında kalacakları, başörtüsünün serbest bırakılmasının, başı açık öğrenciler için tehlike ve tehdit oluşturacağı algısı, toplumun geniş kesimlerine hakim bir düşünce ve endişedir. Bunun yok sayılması, yersiz ve geçersiz görülmesi hem mümkün değildir, hem de doğru değildir. Bu kesimlerin kaygılarının giderilmesi bir zorunluluktur."

- 9 MADDELİK DEMOKRASİ VE İNANÇ MANİFESTOSU -

     Grup konuşmasında MHP'ye türban konusunda yönelen eleştirilere karşılık da veren Bahçeli, partisinin 9 maddelik "demokrasi ve inanç manifestosu"nu da ilan etti. Toplumsal kardeşliğin ve devlet-vatandaş ilişkilerinin böylesine zedelendiği ve karşılıklı güvenin sarsıldığı dönemlerde Türkiye'nin nasıl bir kargaşaya sürüklendiği, yaşanan buhranların demokrasiyi müdahalelere nasıl açık bir hale getirdiğinin "tarihi bir acı gerçek" olduğunu kaydeden Bahçeli, MHP'nin Türkiye'de birlik ve beraberlik içerisinde toplumsal barışın, huzur ve güven ortamının tesis edilebilmesini arzuladığını belirterek "Bu hedefe ise demokratik rejimin bütün kurum ve kuralları ile sağlıklı işleyebilmesi şartıyla, demokrasiyi özümsemiş, halkını küçümsemeyen ve onun değerleriyle barışık aydınlar ile siyasi ve sosyal aktörlerin müşterek çabaları ile ulaşılacağına inanmaktadır" dedi. MHP'nin kurulduğundan beri karşıtlarının sürekli eleştiri ve sataşmalarına maruz kaldığını bir yandan "ırkçı, faşist, kafataşçı" olarak suçlandığını belirten Bahçeli, "Bugün de milliyetçiliği dışlayan ve bir dogma haline gelen tarihi önyargıların küllendiği yerden alevlendiği, Milliyetçi Hareket Partisi'ne yönelik sistematik bir karalama kampanyasının diriltilmek istendiği görülmektedir. Bilinmelidir ki partimizin iradesine ve görüşlerine ipotek koymaya yeltenen zihniyetlerin sözde 'mektup' adı altında başlattıkları karalama ve telkin kampanyası, bu güne kadar olduğu gibi bundan sonra da Milliyetçi Hareketin değerli mensuplarında asla ve asla yankı bulmayacak nafile bir çabadır" diye konuştu.

- "MHP'NİN CUMHURİYET VE LAİKLİK KARŞITI OLARAK SUÇLANMASI KÜSTAHLIK" -

     MHP'nin hiçbir gizli, karanlık, derin veya özel bir ilişki ve irtibat içinde olmaksızın yalnızca Türkiye için düşündüklerini açık ve yüksek sesle söylemiş bir siyasal hareket olduğunu dile getiren MHP Genel Başkanı Bahçeli, şunları söyledi:

     "Bu hareketin mensupları vatan ve millet sevgisinin sınavını ölüm karşısında vermiş, bu devleti önce kurtarmış ve sonra kurmuş kutlu bir misyonun yaşayan temsilcileridir. Üstelik bizi devletimize bağlayan kudret, emekli olduktan sonra ancak hatırlanılan yasaların verdiği görev ve yetki değil, milletten aldığımız sevgi, tarihten aldığımız ilhan ve kültürümüzden edindiğimiz erdemdir. Türk milliyetçileri, aziz cumhuriyetimizin büyük tehditlere maruz kaldığı karanlık yıllarda gözlerini kırpmadan mücadele ederken ve bu mücadelenin akabinde en ağır haksızlıklara uğrarken, bugün Milliyetçi Hareket'ten devlet adına tavır bekleyenlerin o günlerde hangi görevlerde bulundukları ve milliyetçi gençlere hangi gözle baktıkları bizce çok iyi bilinmektedir. Bugün partimizin siyasal hamlelerine kısır dünyalarında anlam veremeyerek kendilerince hayal kırıklığı yaşadıklarını ifade edenleri, kurguladıkları karanlık tezgahlardan uzak durmaya, kurdukları sanal dünyadan uyanmaya ve ülkemizin gerçeklerini görmeye davet ediyoruz."

- ANITKABİR'LE KOCATEPE ARASINDA HALAT -

     MHP'nin Türkiye Cumhuriyeti'nin temel nitelikleriyle milli ve manevi değerlerin siyasi ve toplumsal çatışma alanı olmaktan çıkarılması için üzerine düşeni yapmaya hazır ve kararlı olduğunu kaydeden Bahçeli, Türk milletinin, kendisini kısır çatışmalara çekenleri asla affetmeyeceğini söyledi. Bahçeli şöyle konuştu:

     "Bedeli kanla ödenerek Büyük Atatürk'ün önderliğinde kurulmuş Cumhuriyetimizin Başkenti Ankara iki önemli tepe üzerinde sembolleşmiştir. Bunlardan biri devletimizi kuran ve milletimizi kurtaran aziz Atatürk'ün naşının bulunduğu Anıtkabir'i barındıran Anıttepe, diğeri ise inanç hürriyetimizin ve manevi değerlerimizin sembolü olan bir mabedi barındıran Kocatepe'dir. Milliyetçi Hareket Partisi kimseyi asla bir tercihe ve taraf olmaya zorlamadan her ikisini de en yüksek seviyede benimseyen ve temsil eden bu değerler arasında rabıta ve bağın kopartılmasına asla izin vermeyen duruşu ile Anıttepe ile Kocatepe arasına çekilmiş çelikten bir halattır."

     Türk milliyetçilerine Atatürk'ü, Cumhuriyeti, laikliği ve inancı öğretmenin hiç kimsenin haddi ve hakkı olmadığını ifade eden Bahçeli, kimseden akıl almaya ihtiyaçları olmadığını da söyledi. Bahçeli, "Milliyetçi Hareket Partisi herkesin istediği ve arzuladığı gibi tanımlayabileceği ve bir şablona sokabileceği bir parti değildir. Bizim devletle, Cumhuriyetle, milletle ve ortak değerlerle hiçbir devirde sorunumuz olmamıştır. Bunlara yönelik tehdit ve tehlikeler ise her zaman sorunumuz olmuştur, bundan sonra da sorunumuz olacaktır. Gelişmeler, geçmişte yaşanmış olan kısır ve gergin tartışmaların önümüzdeki dönemde yoğunlaşacağının işaretlerini vermektedir. Bu süreçte aziz milletimizi tahriklere karşı uyanık olmaya, inanç sahiplerini istismarcılardan uzak duymaya, Milliyetçi Hareket Partisi'nin değerli mensuplarını ve Türk milliyetçiliğine gönül vermiş dava arkadaşlarımızı ise devlet ve millet değerlerimizi müştereken kucaklayıcı muhterem fikirlerimizi aziz milletimizle acilen paylaşmaya çağırıyorum" dedi. Bahçeli, grup konuşmasını Atatürk'ün "Ne mutlu Türküm Diyene" sözüyle bitirdi.

(ANKA)

(EG/ZG)

Haberler