Bağdat: Irak'ta Savaş Sinemayı Da Vurdu

Irak'ta hemen hemen her alanda olduğu gibi sinema sektörü de sıkıntıda. Iraklı sinemacılar, sokaklarda film çekmeye güvenlik nedeniyle çekinirken, bir yandan da amatör de olsa bir şeyler üretmeye çalışıyor.

Irak'ta ilk defa geçen yıl film festivali düzenleyen "Noborder Iraq cinemagroup" üyeleri, finans ve güvenlik sorunundan muzdarip. Sinemanın Irak'ta sektör olmadığını ifade eden grubun başkanı Dr. Tahir Alvan, "İran-Irak Savaşı sırasında savaş filmleri yapılırdı. Irak'ta bundan önce bazı gerçek yönetmenler vardı. Kasıp Haval, Muhammed Cemil ve diğerleri buna örnek. Açıkçası Irak'ta sinema, şu an sektör haline gelmiş değil. Bizim ilk ihtiyacımız olan şey finansal destek, sonra bu işi yapacak gruplar lazım. Bir insan fotoğraf çekebilir, görüntü çekebilir, ancak film grup işi. Biz, 3 yıl önce bu grubu kurduk. Burada küçük ve büyük bütçeli filmler yapıyoruz. Irak'ta ilk film festivalini yani Bağdat Film Festivalini yaptık. 12 ülkeden 45 kadar filmin gösterimi yapıldı. Biz şimdi, 2. film festivalini düzenlemeye çalışıyoruz. Ancak bize yardım eden yok" dedi. Kültür Bakanlığı'na sanatı bilmeyen politik şahısların getirildiğini anlatan Dr. Alvan, "Irak'ta Kültür Bakanlığı'na giderseniz, siyasi kimliği olan kişilerin çalıştığını görürsünüz. Kültürel yapıyı hisseden şahıslar bakan olmuyor. Eğer birini buraya gönderiyorsanız o kişinin plan yapmayı, sinemayı, tiyatroyu bilmesi gerekiyor. Gelecekte hükümete bağlı olmayan kuruluşlar iyi işler yapacak. Mesela biz sinemayla ilgili ilk dergiyi yayınladık. Kültür Bakanlığı bize destek olmadı. Sinema çalışanları, sanat okullarından geliyor. Her yıl 100'den fazla kişi mezun oluyor. Onlar, bizim sektörde değil, televizyon sektörüne giriyor. Geçmişte hükümet, özel film şirketleri kurulmasına izin vermiyordu. Şimdi kurabilirsiniz; ancak şimdi de finansal sorunlarımız var. Mesela bu yıl öğrencilerimiz sanat okulunda mezuniyetleri için film yaptı. Paralarını kendi ceplerinden ödedi. Onların hiçbir şeyi yoktu. Ama bu insanlar durmuyor" diye konuştu.

"IRAK SİNEMASINDA YENİ BİR GELİŞME YOK, HALA ESKİSİ GİBİ"

Senaryo alanında uzman olan Dr. Ammar Hadi de, "Irak sineması, şimdiye kadar 99 film yaptı. 1946'dan şu ana dek tam 99 film yapıldı. Kısa filmlerse yüzlerce. Bu filmlerin bazıları iyiydi, bazısı Arap film piyasasında yerini aldı. Bu, filmin özellikleriyle eş değer bir şey" şeklinde konuştu. Eskiden sansür sorunu yaşadıklarını, şimdi ise güvenlik nedeniyle her şeyin sansürlendiğini söyleyen Dr. Ammar Hadi, "Irak sinemasında yeni bir gelişme yok, hala eskisi gibi. Açıkçası iyi filmler parmakla sayılacak kadar az. Bu da, Irak sinemasının sıkıntılı olduğunu ispatlıyor. Devlet sansürü çok ağırdı, kafana göre her şeyi yapamıyorsun. Bu da Irak sinemasının sorunlarından. Saddam düştükten sonra bu anlamda biraz değişiklik oldu; ancak sokakta kamerayı kaldırdığın zaman suç gibi algılanıyor. Bu da güvenlik ve siyasi durumdan kaynaklanıyor. Bunun sonucu olarak, Irak sineması daha da sıkıntılı. Sansür yok, ama yeni oluşan durum her şeyi o yönde etkiliyor" ifadelerini kullandı.

Yeni bir kısa film yaptığını anlatan Iraklı kadın sinemacı Kifaya Salih ise, "Bu ilk film denemem. "Habban'ın düşü" isminde bir film yaptık. Filmin konusu, gözleri görmeyen bir kız çocuğunun ailesinin yardımıyla enstitüye giderek okula başlamasıyla ilgili. Çok başarılı oldu. Filmdeki kız sosyal biri; resim yapıyor, tiyatro yazıyor, enstrüman çalıyor. Filmi, El Nur Enstitüsü'nde ve evde çektik. Filmin kahramanı olan kızın diğer kardeşi de görmüyor. 1991'deki savaşta uranyumdan etkilenmişler. Daha sonra gözlerini kaybetmişler" dedi. Kifaya Salih, Irak'ta bu tür hikayelere sık sık rastlandığını da sözlerine ekledi.

Haberler