Babacan: "Tam Üyelik Hedefimiz Sapasağlam Duruyor"

Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, Türkiye'nin AB'ye "tam üyelik hedefinin sapasağlam durduğunu" ve "tam üyelik hedefiyle ilgili son alınan kararlarda hukuki açıdan bakıldığında herhangi bir gevşemenin, herhangi bir zayıflamanın olmadığını" söyledi.

Filistin Bağışçılar Konferansı'na katılmak üzere Paris'e giden Babacan, Cuma günü Brüksel'de toplanan AB zirvesinde, 10 Aralık Pazartesi günü Genel İşler ve Dış ilişkiler Konseyi'nde (GİDİK) alınan kararların aynen onaylandığını hatırlatarak, bu konuda Cuma akşamı açıklama yaparak Türkiye'nin bu karara ilişkin duruşunu ortaya koyduklarını kaydetti.

"AB süreci bir sabır süreci, bir sebat süreci. Bu süreçte hamasete yer yok, fevri hareketlere yer yok" diyen Babacan, bu süreçte duygusal tepkilerin de yeri olmadığının, her an rasyonel hareket etmek gerektiğinin altını çizdi.

"Bu süreçte bizi kızdırmak isteyenler var, yıldırmak isteyenler var" diyen Babacan bu tür yaklaşımların kendilerini kesinlikle yıldırmayacağını, kararlılıklarından da asla en küçük bir taviz vermeyeceklerini bildirdi.

Daha önceki ilgi alanı gereği popülizmin nasıl yapıldığını gördüğünü belirten Babacan, "AB konusu üzerinden de popülizm eğilimleri var. Bunu hiç kimsenin yapmaması lazım. Benim bu mesajım hem bizim sürecimizle ilgili sıkıntı çıkaran ülkeleredir, hem de bizim kendi içimizdeki, Türkiye'deki bazı çevreleredir" dedi.

Türkiye'nin büyük bir ülkeye yakışan bir davranış, bir tarz, bir tutum içinde olması gerektiğini vurgulayan Bakan Babacan, bunu bazı AB ülkelerine de özellikle tavsiye ettiklerini belirtti. Babacan, "Biz büyük ülke olmak ne demek biliriz" diyerek, tüm AB ülkelerinin de büyük ülkelere yakışan şekilde hareket etmeleri gerektiğini kaydetti.

Babacan, bütün AB ülkelerinden beklentilerinin daha önceki hükümetler döneminde devlet adına atılmış imzalar varsa, bunun arkasında durmaları olduğunu belirtti.

Zirve kararının çok tartışıldığını belirten Babacan, "Hukuki açıdan bakıldığında tam üyelik hedefimiz sapasağlam orada duruyor. Tam üyelik hedefi ile ilgili son alınan kararlarda hukuki açıdan bakıldığında herhangi bir gevşeme, herhangi bir zayıflama yoktur" dedi.

Ekim ayında iki faslın açılması gerektiğini hatırlatan Babacan, şöyle devam etti:

"O fasılların açılması ile alakalı Fransızların farklı bir tutumu oldu. Dediler önce akil adamlar grubunu kuralım. Daha sonra bunun şekli değişti, düşünce grubu halini aldı ve Cuma günü bu düşünce grubunun görev tanımı da netleşmiş oldu. Burada bu düşünce grubunun çalışacağı konular Avrupa'nın sınırları değildir.

Bu düşünce grubunun görev tanımı Türkiye'nin üye olup olmamasını tartışmaya açmak değildir. Zaten biz bunu AB'deki tüm dostlarımıza açıkça söyledik. Eğer dedik, bu düşünce grubunun görev tanımı Türkiye konusunu tekrar tartışmaya açmak haline gelirse bizim artık o fasılları açmakla ilgili bir derdimiz de olmaz."

Babacan, Türkiye'nin bu konuyu tekrar tartışmaya açtıracak bir sürece karşı olduğunu ve bunun kendileri için vazgeçilmez bir konu olduğunu belirterek, sonuçta bu düşünce grubunun çalışma şekli ve çalışma takviminin Türkiye'nin arzu ettiği şekilde gerçekleştiğini söyledi.

AB içinde kurucu iki ülkenin, Almanya ve Fransa'nın tutumlarına da değinen Babacan, "Bugün Alman Şansölyesinin Türkiye için açık açık ayrıcalıklı ortaklık tercihi olduğu ifade edilmektedir. Bunu her ne kadar Şansölye sıfatıyla değil, parti lideri sıfatıyla söylüyor olsa, bu konudaki açık beyanları ortadadır" dedi.

Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin Türkiye'nin AB'ye üye olup olmamasıyla ilgili keskin görüşleri olduğunu da söyleyen Babacan, sürecin buna rağmen devam ettiğini kaydetti.

Haberler