Haberler

Avustralyalı Sefirenin Bağlama Tutkusu

Türkiye'de yaklaşık 3 yıldır görev yapan Avustralya'nın Ankara Büyükelçisi James Larsen keman, diplomat eşi Antoinette Merrillees de keman, viyola ve bağlama çalarak yoğun diplomasi trafiğinin yorgunluğunu atıyor.

SULTAN ÇOĞALAN - Türkiye'de yaklaşık 3 yıldır görev yapan Avustralya'nın Ankara Büyükelçisi James Larsen keman, diplomat eşi Antoinette Merrillees de keman, viyola ve bağlama çalarak yoğun diplomasi trafiğinin yorgunluğunu atıyor.

Büyükelçi Larsen ve eşi, Türkiye- Avustralya diplomatik ilişkilerinin 50. yılı, iki ülke arasındaki ticaret ve turizm ilişkileriyle müzik tutkuları hakkında AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

Merrillees, Türk kültürü, gelenek ve göreneklerini çok merak ettiğini kaydetti.

Bu kapsamda, büyük bir merakla seramik boyamayı öğrenme deneyimi yaşadığını dile getiren Merrillees, özellikle İznik seramiklerinin eşsiz olduğunu vurguladı.

Türkiye'de gezdiği Kapadokya, Safranbolu, Hattuşaş'ı muhteşem bulduğunu söyleyen Merrillees, başkentin tarihi bölgelerinden Ulus'ta keşfettiği ve Türk kültüründe önemli yeri olan düğün sandıklarından alarak Büyükelçilik rezidansında sergilediğini kaydetti.

Müzik tutkusuna değinen Merrillees, keman ve viyola çaldığını anlattı. Türkiye'ye geldikten sonra Türk müziğiyle ilgilenmeye başladığını, bu amaçla da bağlama çalmayı öğrenmeye karar verdiğini söyleyen Merrillees, bunun için de özel dersler aldığını kaydetti.

Görüşme sırasında AA muhabirine "Şemsiyemin Ucu Kare" türküsünü çalan Merrillees, "Şu an belki profesyonel olarak çalamıyorum ama öğrenmek için büyük çaba gösteriyorum. Türk halk müziği eşsiz bir müzik tarzı. Türk müziğini ve bağlama çalmayı çok seviyorum. Bağlamanın sesi, çalarken verdiği eşsiz duygular çok etkileyici. Sözlerini anlamasam da halk müziğinin verdiği yaşanmışlık içinizi titretiyor." dedi.

" Türkiye'nin Avustralya'daki en büyük gücü, Türk göçmenler"

Büyükelçi Larsen da bu yıl iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin 50. yılını doldurması nedeniyle önemli bir dönüm noktasından geçtiklerini belirterek Türkiye ve Avustralya ilişkilerinin tarihsel geçmişinin 1. Dünya Savaşı'ndaki çok önemli muharebelerden biri olan Çanakkale Savaşı'na kadar uzandığını kaydetti.

İki ülke arasındaki resmi ilişkilerin 1967 yılına kadar başlamadığını hatırlatan Larsen, taraflar arasındaki diplomatik ilişkilerin Türk göçmenlerin ülkesine gelmesini içeren Göçmenlik Anlaşması ile hayata geçtiğini ve Türk nüfusunun, Avustralya'ya güçlü ve pozitif katkılarının olduğunu anlattı.

Larsen, "Avustralya'ya gelen ilk Türk göçmenler, genel olarak fabrikalarda işçi olarak veya daha düşük profilli işlerde çalışıyordu. Ancak sonraki nesillere baktığımızda Türkler, üniversitelerde veya doktor, avukat ve iş adamı olarak farklı iş kollarında zengin bir yelpazeye yayıldı. Türk göçmenler, iki ülke ilişkilerinin önemli bir parçası. Türkler, çok farklı sektörlerde çok aktif çalışıyor. Türkiye'nin Avustralya'daki en büyük gücü, Türk göçmenler. Çünkü, Türk göçmelerin büyük oranı iş dünyasında varlık gösteriyor. Büyük oranda da çok başarılılar." diye konuştu.

Larsen, yaklaşık 100 bine yakın Türkün ülkesinde yaşadığı bilgisini paylaştı.

İki ülke arasındaki ekonomik ilişkilere değinen Larsen, madencilik, tarım, eğitimin önemli yatırım alanları olduğunu söyledi.

Türkiye'de önemli Avustralya şirketlerinin faaliyet gösterdiğini dile getiren Larsen, henüz çok büyük boyutlarda olmayan ticaret hacminin gelişme potansiyeli taşıdığını kaydetti. Larsen, ülkesindeki Türk yatırımlarının ise çok sınırlı boyutlarda olduğunu ifade etti.

Türk öğrencilerin ülkelerinde eğitim almalarından memnuniyet duyacaklarını belirten Larsen, Avustralya eğitim sisteminin güçlü bir şekilde gelişerek çok sayıda uluslararası öğrenciye eğitim imkanı sunduğunu anlattı.

Larsen, turizm sektöründe de Avustralya'dan Türkiye'ye gelişlerin özellikle Çanakkale Savaşı'nın 100. yıl dönümü dolayısıyla 2015'te önemli oranda sıçrama yaparak 100 bin kişiye ulaştığını hatırlattı.

Büyükelçi Larsen, ancak geçen yıl ve bu yıl sayıların muhtemelen güvenlik kaygılarından dolayı düşebileceğinin altını çizerek, bu oranın gelecek yıllarda artacağına inandığını söyledi.

"Türk demokrasinin yanındayız"

Larsen, Fetullahçı Terör Örgütü'nün 15 Temmuz darbe girişimi hakkında da darbe girişimini kınayan ilk ülkelerden biri olan Avustralya'nın Türk demokrasini ve hükümetini desteklediğini hatırlattı.

Avustralya'da yasalar çerçevesinde bu yapıyla bağlantılı bazı okulların ve kurumların yaklaşık 15 yıldır faaliyet gösterdiğini anlatan Larsen, "Türk hükümetine herhangi bir Avustralyalı bireyin veya kurumun yasa dışı hareketi veya görevi kötüye kullandığına dair bilgisi veya kanıtı olup olmadığı konusunda bizi bilgilendirmesini söyledik. Türk yetkililerine bu tür bir bilginin çok ciddiyetle ele alınacağı konusunda güvence verdik. Bu aşamada bildiğim kadarıyla herhangi bir bilgilendirme olmadı. Bu konuda Türk hükümetinin çok ciddi olduğu hususuna saygı duyuyoruz." diye konuştu.

"Çanakkale Türk tarihi açısından çok önemli"

Bu yılın 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitler Günü'nün 102. yıl dönümü olduğunu anımsatan Larsen, Çanakkale Savaşı'nın ülkesinin tarihi açısından da önemli bir dönüm noktası olduğunu vurguladı.

Larsen, "Çanakkale Zaferi'nin, Türk ulusu için ne kadar önemli olduğu noktasında büyük bir saygı gösteriyoruz. Çanakkale Zaferi, Boğazı geçmeye çalışan emperyal güçlere karşı gösterilen olağanüstü bir deniz zaferi galibiyeti." ifadelerini kullandı.

Çanakkale'de hem Türkiye hem de Avustralya'nın çok sayıda kaybının olduğunu dile getiren Larsen, "Türk tarafı bu savaşta çok gururlu ve kahramanca savaştı. Çanakkale, Türk tarihinin önemli bir kısmını oluşturuyor." dedi.

Çanakkale'deki Türklerin zaferiyle sonuçlanan muharebenin aslında birbirinden ayrı duygusal hikayeleri de barındırdığını dile getiren Larsen, "İki tarafın askerleri arasındaki insani ilişkiye baktığınızda çok güçlü insani durumların olduğunu görürsünüz. İki asker düşünün, biri Türkiye diğeri ise Avustralya için savaşıyor. Aslında onların gerçekten tek işi birbirlerini öldürmek ama görüyorsunuz ki birbirlerinin yemeğini ve sigaraları paylaşıyorlar." şeklinde konuştu.

Larsen, Avustralya'da çok sayıda okula Çanakkale'de savaşan Anzak askerlerini genç nesillere anlatmak veya unutturmamak için ağaçlar dikildiğini söyledi.

"Türkiye'nin tüm bu zenginlikleri sizi etkiliyor"

Ankara'da yoğun diplomatik mesaisi dışında her hafta konserlere gitmeyi çok sevdiğini dile getiren Larsen, Osmanlı müziğine hayran olduğunu söyledi.

Larsen, "Bu güzel kentin zevkini almaya çalışıyoruz. Şanlıurfa, Gaziantep, İzmir, İstanbul ve birçok şehir. Tabii ki bir Avustralyalı olarak Çanakkale çok önemli. Türkiye çok zengin bir ülke. Gittiğiniz her yerde her şehirde, nereye bakarsanız bakın, farklı duygular ve insanlar görmek, lezzetli yemekler, farklı yerel gelenekler, Türkiye'nin tüm bu zenginlikleri sizi etkiliyor." şeklinde konuştu.

Eşi gibi kendisinin de müzik tutkunu olduğunu, 5 yaşında keman öğrenmeye başladığını anlatan Büyükelçi Larsen, "Babam, bana keman öğretmek konusunda çok hevesli bir müzisyendi. 15 yaşındayken babam, bana tarihi bir Fransız kemanı hediye etmişti. O keman halen benimle. Önceden kemanı daha çok çalardım ama bir gün tekrar keman çalmaya döneceğim. Şu anda iş yoğunluğunu atmak için zaman zaman elime alıp bir şeyler çalıyorum." ifadelerini kullandı.

Kaynak: AA / Güncel

Avustralya Türkiye Bağlama Politika Güncel Haberler

title