Haberler

"Arap Baharından Sonra Ortadoğu'nun Geleceği ve Türkiye"

Cumhurbaşkanlığı Ortadoğu Başdanışmanı Erşat Hürmüzlü, "Türkiye kesinlikle model ihraç etmiyor.

Cumhurbaşkanlığı Ortadoğu Başdanışmanı Erşat Hürmüzlü, "Türkiye kesinlikle model ihraç etmiyor. Her ülkenin kararı kendi mutfağında pişirilmelidir" dedi.

Hürmüzlü, Abant Platformu'nun, Zirve Üniversitesi iş birliğiyle, "Arap Baharından Sonra Ortadoğu'nun Geleceği ve Türkiye" başlıklı konferansla başlayan 25. toplantısında, bu bölgede ve başka bölgelerde rejimi değiştirmenin değil sistemi değiştirmenin önemli olduğunu söyledi.

Borçların olmaması ve kendi ayaklarının üzerinde durulması halinde o zaman gerçek bir bahardan ve Rönesans'tan bahsetmenin mümkün olacağını ifade eden Hürmüzlü, şöyle konuştu:

"Türkiye'de bunu yapmak istedik biz. Bunu da sizinle paylaşmak istiyoruz. Savunma sanayimizde sadece araştırma ve geliştirme konularında 5 bin mühendisimiz çalışıyor, üretimde değil sadece araştırma konusunda. Şu anda 175 üniversiteyle Türkiye'de artık ciddi bir şekilde nanoteknolojiye giriliyor. Atılımlar yapılıyor. Dünyanın 16. ekonomisiyiz. Avrupa'nın 6. ekonomisiyiz ama biz ilk onlara girmeden rahat bulmayacağız, onun için çalışacağız. Bu projeleri, bu tecrübeleri beraber paylaşalım. Bu bir model ihracı değildir. Türkiye kesinlikle model ihraç etmiyor. Her ülkenin kararı kendi mutfağında pişirilmelidir. Bunu çok iyi biliyoruz. Bunun bilinci içindeyiz. Bir ilham kaynağı olabilir Türkiye ama modeli değil tecrübeleri ilham kaynağı olabilir."

Hürmüzlü, Arap, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da yaşanan hareketleri halkların kendi bilinçleriyle yaptığına inandığını ifade etti.

"Batının tesiriyle bir takım olaylar oldu, bir takım rejimler oldu fakat bunları yıktık, nasıl yıktık" diyenler olduğunu dile getiren Hürmüzlü, şöyle devam etti:

"Bizim camia, bizim Ortadoğu dediğimiz Kuzey Afrika'da olan arkadaşlarımıza söylüyorum. Diyorlar ki 'twitterler, facebooklar, sosyal iletişim araçları bunları artık yıktı, biz ayaklandık'. Fakat twitter de facebook da internet de yine batıdan geldi. Bunu da ihmal etmememiz gerekir. Nereden geldiği önemli değil. Ben zaten Arap Baharının ismi eğer böyle konacaksa veya Rönesans'ının ki Rönesans Arapçada uyanış demektir, Arap uyanışı meselesidir bu. Bunun nereden geldiğini ve nereden düğmeye basıldığını da söyleyenler var. Ben bunları Arap kardeşlerimize, halklarına da doğrusu bir saldırı olarak görüyorum. Arap halkları da Ortadoğu halkları da Kuzey Afrika halkları da kendi bilinçleri içinde bu hareketleri yapıyorlar kanaatindeyim. Hiçbir yerden komplo teorilerine bakarak bu şekildeki isnatlara gitmemiz doğru değildir diyorum."

-"Rejimler sezaryen"-

Hürmüzlü, bölgede rejimlerin doğumunun sürekli sezaryen olduğunu ve bu doğumların ya bir darbeyle ya tanklar üzerinde ya da oğula intikal ederek gerçekleştiğini vurguladı.

Normal doğumların sandıktan çıkan doğumlar olduğunu dile getiren Hürmüzlü,

"Onun için Türkiye'de biz birçok hatalar yapmamıza rağmen bazen demokrasimiz de kesintiye uğramasına rağmen her zaman seçim sandığının namusunu koruduk. Bu bizi bu yere getirdi. Bu şekilde bir hareketle hepimiz, bu bölgede siz güçlü olursanız biz de güçlü oluruz. Bizim gücümüzden de siz de istifade edersiniz, diye bakıyoruz" diye konuştu.

Hürmüzlü, gelişmelerin çok iyiye ve doğruya doğru gittiğini, sadece rejimlerin değil sistemlerin de değişeceğini kaydetti.

"Bundan sonra ne olacak- Arap Baharından sonra Ortadoğu nasıl şekillenecek" konulu oturumda daha sonra Kahire Üniversitesi'nden Pakinam Sharkavy ve Fas Sosyal Çalışmalar ve Araştırma Merkezi'nden Samir Boudinar söz aldı.

Oturuma gazeteci Ali Bulaç da müzakereci olarak katıldı.

Şehitkamil Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen "Arap Baharından Sonra Ortadoğu'nun Geleceği ve Türkiye" başlıklı konferans yarın da devam edecek.

- GAZİANTEP

Kaynak: AA / Yerel

Yerel Haberler

title