Haberler

Annan: "Sorun, Ne Kur'an'dır, Ne Tevrat, Ne İncil"

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Kofi Annan, ''Burada sorun, ne Kur'an'dır, ne Tevrat, ne İncil. Pek çok kez söylediğim gibi sorun, hiçbir zaman inanç değildir, sorun inananlar ve onların birbirlerine karşı nasıl davrandıklarıdır'' dedi.

Annan, Medeniyetler İttifakı Toplantısında yaptığı konuşmada, ''Bu raporun amacı, farklılıkların giderilmesidir'' diye konuştu.

''11 Eylül saldırıları, Orta Doğu'daki savaş, düşüncesizce söylenen sözler ve çözümler, sadece ön yargıyı körüklemekle kalmadı, gerginlikleri de körükledi'' diyen Annan, gerginleşen ilişkilerin de tek tanrılı dinlerde takipçi bulduklarını söyledi.

''Biz daha önce olmadığı kadar yan yana farklı fikir ve etkilerle iç içe yaşamaktayız'' diyen Annan, buna rağmen farklı kültürler için ''diğerinin'' öcü gibi gösterilmesine karşın, fazlaca direnç gösterilmediğini kaydetti.

Kofi Annan, Dördüncü Yüksek Düzeyli Grup Toplantısından çıkan raporda, ''İslam dünyasında günümüzün memnuniyetsizliklerinin pek çoğunun, İslam ümmetinin kendi eksikliklerinden beslendiğini, batınınsa çifte standartlarla insan hakları ve demokrasi konusundaki tutarsızlığı ile eleştirileri çektiğine'' vurgu yapıldığını hatırlatarak, ''21'inci yüzyılda biz kendi haklılık düşüncelerimizin tutsağı haline geldik. Bu, söylemlerimizi terk etti ve anlayışı tıkadı'' dedi.

Annan, dünyanın pek çok yerinde özellikle Müslümanların batıyı kendi inanç ve değerlerine karşı bir tehdit olarak gördüğünü, bunun tersini gösteren tüm kanıtları tamamen göz ardı ettiğini, batınınsa İslamı bir aşırı uç ve şiddet dini olarak gördüğünü söyledi.

BM Genel Sekreteri Annan şöyle konuştu:

''Bugün artık küskünlüklerimizi aşıp toplumlar arasında bir güven ilişkisi oluşturmanın zamanı gelmiştir. Öncelikle şöyle bir güvence vermeli ve şunu göstermeliyiz; burada sorun, ne Kur'an'dır, ne Tevrat, ne İncil. Pek çok kez söylediğim gibi sorun, hiçbir zaman inanç değildir, sorun inananlar ve onların birbirlerine karşı nasıl davrandıklarıdır. Tüm dinlerin ortak olan değerlerini ön plana çıkarmalıyız. Şefkat, dayanışma ve insana saygı... Aynı zamanda stereotiplerden ve ön yargılardan uzaklaşmalıyız ve bireylerin ya da küçük grupların işlediği suçların, bir bütün bölgenin ya da dinin imajını zihnimizde değiştirmesine izin vermemeliyiz.''

Halihazırdaki korku ve kuşku ikliminin siyasi olaylarla da körüklendiğini ifade eden Annan, özellikle Müslüman halkların, Iraklıların, Afganların, Çeçenlerin ve belki en çok Filistinlilerin Müslüman olmayan güçlerin askeri harekatlarının kurbanı olarak görüldüğünü belirterek, şunları kaydetti:

''Arap-İsrail çatışmasını pek çok bölgesel çatışmadan biri olarak düşünmeyi istiyor olabilirsiniz. Ancak Eylül ayında BM Genel Kurulu'nda söylediğim gibi bu böyle bir çatışma değildir. Bu çatışma çok güçlü, sembolik ve duygusal yüke sahiptir ve bu yük muharebe meydanının çok uzağındaki kişileri etkilemektedir. Filistinliler işgal altında yaşamaya devam ettikleri sürece her gün bunun altında ezilip aşağılandıkça ve İsrailliler otobüslerinde, eğlence yerlerinde havaya uçuruldukça bu duyguların alevi devam edecektir.''

Annan, genel sekreterlik görevini tamamlamasına az bir zaman kaldığını, kendisinden sonra gelecek arkadaşıyla birlikte Medeniyetler İttifakı Raporunda tavsiye edilen maddeleri yerine getirmek için elinden geleni yapacağını sözlerine ekledi.

Kaynak: AA / Güncel

Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title