Ankara: Türk Askerinin Lübnan'a Gönderilmesi Tartışmaları
DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, Türk askerinin BM Barış Gücü kapsamında Lübnan'da görev almasına ilişkin olarak, "Şu an için bu konuda peşinen 'evet' yada 'hayır' demek yanlıştır" değerlendirmesinde bulundu.
DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, Türk askerinin BM Barış Gücü kapsamında Lübnan'da görev almasına ilişkin olarak, "Şu an için bu konuda peşinen 'evet' yada 'hayır' demek yanlıştır" değerlendirmesinde bulundu.
Ağar, toplu görüşme sürecine ilişkin olarak Memur-Sen'in Sıhhiye'deki 'Takip Çadırı'na destek ziyaretinde bulundu. Burada gazetecilerin Türk askerinin Lübnan'a gönderilmesine ilişkin sorusunu cevaplandıran Ağar, BM'nin aldığı ateşkes kararının 5.maddesinde Hizbullah'ın silahsızlandırılması, bu silahsızlandırma görevinin Lübnan ordusu tarafından yapılması ve BM Barış Gücü'nün de buna yardımcı olmasının istendiğini hatırlattı. BM Barış Gücü'nün komutasını alacağı belirtilen Fransa'nın, bu görevin tam açıklığa kavuşmadığını, dolayısıyla bu görevin, özellikle bu bölümler açıklığa kavuşmaksızın net bir şey söylemeyeceğini ifade ettiğini belirten Ağar, "Türkiye'nin asker göndermesi günübirlik değerlendirilebilecek bir karar değildir" dedi. Türkiye'nin yıllarca bu bölgeye hakim olmuş bir imparatorluğun genç varisi olarak meseleye orta ve uzun vadede, milli menfaatler içerisinde değerlendirmek zorunda olduğunu vurgulayan Ağar, şunları kaydetti:
"Burada BM Barış Gücü'nün görevinin ne olduğu açıkça ortaya konulması lazımdır. Hizbullah'ın Lübnan Başbakanı'na söylediği silahsızlandırılmayı kabul etmeyeceklerini herkes tarafından bilinmesi lazım. Ayrıca Güney Lübnan'da konuşlanacak olan BM Barış Gücü'nün bu toprakların Hizbullah'ın olduğu ve burada misafir olduklarının bilincinde olmaları gibi şartlar ileri sürdüğünün de bilinmesi lazım. Türkiye elbette büyük bir devlettir. Bölgenin en önemli gücüdür. Türkiye, bölgedeki gelişmelerde bugüne kadar olduğu gibi figüran konumunda değil, belirleyici konumunda olmalıdır. Türkiye, bu iktidarla beraber bu bölgelerdeki belirleyici konumunu kaybetmiştir. Ancak Türkiye yeni bir iktidarla yeni baştan belirleyici güç haline getirecektir. Bütün bunlar açıklığı kavuştuktan sonra Türkiye kararını sağlıklı biçimde verebilir. Şu an için bu konuda peşinen 'evet' yada 'hayır' demek yanlıştır." Ağar, "Esenboğa Protokol Yolu'na Başbakan'ın ismi veriliyor. Bunu nasıl değerlendiriyor sunuz?" sorusuna ise "Bunlar küçük iş bizim için. Onu halk değerlendirir" karşılığını verdi.
MASADAKİ HÜKÜMETİN ARKASINDA IMF VAR
Ziyarette konuşan Ağar, Türkiye'nin mutabakat aradığını ifade ederek iktidara gelen ama toplumsal mutabakat yerine 'kendi söylediklerini her kesime dikte ettiririm' diye hesap eden bir iktidarın sıkıntılarını yaşadığını ileri sürdü. Bir ülkede sıkıntı varsa bu sıkıntının sadece ücretlinin sırtına yüklenmemesi, eşit anlamda paylaşılması gerektiğini vurgulayan Ağar, "Aksi bir yönetim ve demokrasi anlayışını kabul etmemiz mümkün değildir" dedi. "Toplu sözleşme masasında bugün hükümetin gölgesinde, arkasında IMF yetkililerinin oturduğu bir gerçek olarak görünmektedir" diyen Ağar, "Sendikalar hükümet ile oturduğunu zannediyor ama hükümet yok karşıda, karşıda IMF yetkilileri oturmaktalar" ifadelerini kullandı. Ağar, bundan dolayı masadan olumlu bir sonucun çıkması için memur konfederasyonlarının 'dirençli, kararlı, tavırlı ve bir birliktelik içerisinde hareket etmesi gerektiğini belirtti. Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Aksu da, toplu görüşmelerin biraz sıkıntılı ve sorunlu başladığını söyledi. Bir konfederasyonun diğer konfederasyonlar üzerinde amirlik yapma ve üstünlük taslamasının toplu görüşmelere gölge vurduğunu belirten Aksu, "Buradan diğer kamu federasyonlarına sesleniyorum: Gelin böyle parçalı bölüklü davranış memurlara ve memurların sendikal mücadelesine zarar verir. Gelin aramızdaki rekabeti 15 gün sonraya erteleyelim. Bugün hükümetin karşısında dimdik duralım, beton gibi duralım, demir gibi duralım" dedi. Aksu, yüzde 2.38'lik enflasyon farkının eşel-mobil sistemiyle memur maaşlarına yansıtılması için bugün resmen müracaat edeceklerini ifade ederek, "Bugünkü toplantıda, 2004-2005 yıllarındaki mutabakat metninde yer alıp da hala işlenme konmayan maddelerin hayata geçirilmeme nedenlerini sorgulayacağız, bunları talep edeceğiz. Artık memurun beklemeye tahammülü kalmamıştır, artık mutabakat metninin uygulanmasını istiyoruz" şeklinde konuştu. Ağar, çadırda görev yapan bir halk ozanın kendisi hakkında övgüler yağdırdığı dizeleri ise büyük bir memnuniyetle dinledi.