Ankara: "Kesk Yüzünden Memurlara Grev Hakkı Verilmedi" İddiası

Türkiye Kamu-Sen eski Genel Başkanı Ali Işıklar, KESK yüzünden memurlara grev ve toplu sözleşme hakkı verilmediğini ileri sürdü.

Işıklar, KESK'i radikal eylemleri ve sergilediği duruş nedeniyle kamu çalışanlarına grev ve toplu sözleşme hakkı verilmesini engellemekle suçladı. Türk Sağlık-Sen (TSS) Dergisi'ne konuşan Türkiye Kamu-Sen Kurucu Genel Başkanı Ali Işıklar, Türkiye'de uzun yıllardır tartışılan memurlara grev ve toplu sözleşme hakkı konusunda çarpıcı açıklamalarda bulundu. Halen MHP Genel Başkan Yardımcısı olarak siyasi yaşamına devam eden Işıklar, her yıl yapılan toplu görüşmelerde, toplu sözleşme ve grev hakkını olmazsa olmazların başında gösteren KESK'i, memurların bu haklarını almasını engellemekle suçladı.

Kendisinin Kamu-Sen Genel Başkanı, Tansu Çiller'in ise Başbakan olduğu dönemdeki gelişmeleri aktaran Işıklar, "Tansu Çiller'den Anayasa değişikliği için söz aldık ve toplu sözleşmeli grev hakkı için anlaştık. Anayasa değişiklikleri devam ederken, 51. madde de düzenleme yapılarak bu hak verilecekti. Fakat KESK'in biz bu hakkın sözünü aldığımız zaman yaptığı eylemler, Yunanistan ve çeşitli ülkelerden komünist milletvekillerini ve yöneticilerini getirerek yaptıkları açıklamalar ve Kızılay'ı 2 gün işgal ederek çıkardıkları olaylar yüzünden grevli toplu sözleşme hakkı alınamadı. Bugün bu hak alınamamışsa KESK'in anlayışının sonucudur. Türkiye Kamu-Sen'in bu hakkı almasını istemediler. Olayı istismar ettiler. Sonuçta Anayasanın 51. maddesinde değil de, çabalarımız sonucunda 53 maddede değişikliğe gidildi. Toplu sözleşme yerine toplu görüşmeyi koydurtabildik. İstediğimiz düzenleme yapılmadı. KESK grevli toplu sözleşmeli grev hakkının engeli olmuştur" iddiasında bulundu.

Işıklar, Sendika Başkanı olduğu dönem, kendisi ve arkadaşlarına pusu kuran bölücü terör örgütünün yanlışlıkla başka bir araca saldırdığını ve 4 masum vatandaşımızın bu hain saldırıda hayatını kaybettiğini belirtti.

Işıklar, 1990'lı yılların başında yaşadığı bu acı olayı şöyle anlattı:

"1982 model kötü bir arabamızla Kars'tan Edirne'ye kadar, yaz kış demeden gezdik. Hiç unutmuyorum Kars'tan Ocak ayında arkadaşlarımızla Erzurum'a geçmek durumundaydık. Arabayla yola çıktık, ama aracın kaloriferi çalışmıyordu. Hatta bir televizyon kanalından programa davet için aramışlardı. Onlara Kars'ta olduğumu söylediğimde, 'Eksi 40 derecede orda ne işiniz var' demişlerdi. 4 arkadaşımızla gece yolculuğa çıktık. Erzurum'a ilerlerken yol artık tamamen buz olmuştu. Arabamızın hız ibresi 20-30'u gösteriyor. Önümüzü görmekte zorluk çekiyoruz. Erzurum'a yaklaşık 100 kilometre filan kalmıştı. Paltolarımıza sarılmamıza rağmen donuyoruz. Şoför 'Artık elim dondu, gidemiyorum' dedi. 'Gideriz, yaparız gerekirse sırayla kullanırız' diyerek Erzurum'un Kars'a en yakın ilçesine geldiğimizde beni son derece mutlu eden ve gururlandıran bir tabloyla karşılaştım. Yaklaşık 100 kadar arabayla Erzurum'dan arkadaşlarımız bizi karşılamaya gelmişlerdi. O dönemlerde hatırlarsanız PKK'nın da yoğun olduğu dönemlerdi. Yine sendikal mücadelemizi anlatırken ülkeyi bölmeye çalışan PKK ile ilgili de bu ülkenin insanı olarak beyanatlarda bulunuyorduk. Bu beyanatlardan olacak ki bize Erzincan-Sivas arasında pusu kurulmuş. O zaman şu anda rahmetli oldu, mekanı cennet olsun Mihrali Bey bizim şube başkanımızdı. Toplantımız gece 00.00'de bitti. Şube Başkanı 'Gece yarısı gitmeyin, Sivas yakın sabah çıkarsınız' diye ricada bulundu. Biz gitmeye kararlıydık ancak başkan çok ısrar edince kalmaya karar verdik. Gece saat 00.03 sularında PKK tarafından bizim arabamızın renginde ve modelinde başka bir araba saldırı düzenlenmiş. Bu alçak saldırıda 4 vatandaşımız hayatını kaybetmiş. Yetkililer bunun bize karşı düzenlendiğini söylediler. Sivas'a gittik. Orada da bizi 150 arabalık bir konvoyla karşıladılar. O günü hiç unutmam."

Haberler