Haberler

Ankara: İsrail'in Lübnan'a Saldırısına Tepkiler

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkan Yardımcısı ve araştırmacı-yazar Hakkı Öznur, İsrail'in Ortadoğu'nun haritasını değiştirmek istediğini öne sürdü.

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkan Yardımcısı ve araştırmacı-yazar Hakkı Öznur, İsrail'in Ortadoğu'nun haritasını değiştirmek istediğini öne sürdü.

Öznur, Beyrut'ta bulunan ABD askeri üssüne düzenlenen saldırıda 241 ABD askerinin, Fransız askeri karargahına düzenlenen saldırıda ise 58 Fransız askerinin öldürüldüğünü hatırlatarak, "Tarih boyunca görülmüştür ki emperyalist işgaller hiçbir zaman kalıcı ve uzun ömürlü olmamıştır" dedi. Öznur, yaptığı yazılı açıklamada, Filistin'den sonra Lübnan'a saldıran İsrail'in Lübnan üzerinden Ortadoğu'da haritaları değiştirmek istediğini öne sürerek, "Çünkü saldırının şekli ve boyutu bunu açıkça göstermektedir. 1975'te başlayan ve uzun yıllar süren iç harpten sonra sükunete kavuşan, farklı etnik ve dini yapısına rağmen bütün fraksiyonlara yönetimde yer verilerek kaostan kurtulan Lübnan'daki yeni süreç Siyonist İsrail'in işine gelmedi. Yeniden kalkınan, hızla büyüyen ve Doğu Akdeniz'de tekrar en önemli ticaret terminali haline gelen Lübnan'daki bu kalkınma hamleleri 'Armagedon' peşinde koşan Siyonistler'in 'Büyük İsrail' projesine darbe vuruyordu ve ABD ile birlikte İsrail, yeni savaş planlarını uygulamaya Lübnan'daki istikrarı vurarak başladılar" dedi.

Öznur, 1960'ların sonlarından itibaren bölgedeki gücünü Amerika'ya devreden İngiliz sömürgecilerinin de Ortadoğu'da İsrail'in yanında yer alarak, geçmişteki sömürgeci anlayışlarını aynen devam ettirdiğini kaydetti. 10 yıl sonra Ortadoğu'da büyük ticaret merkezi haline gelecek olan Lübnan'ın, İsrail'in son vahşi saldırılarıyla tekrar 35 yıl geriye gittiğini ifade eden Öznur, "İsrail'in Filistin ve Lübnan'daki soykırımı sürerken Arap hükümetleri ve halkları da hala sessiz ve vurdumduymaz. Ama büyük Türk milleti ayakta ve Siyonist katillere büyük öfke duymakta. Milletimizin, Siyonist işgalcilere ve hamisi ABD emperyalizmine karşı Filistin'de, Lübnan'da ve Irak'ta katliama uğrayan, soykırıma maruz kalan Müslüman kardeşlerinin yanında olduğunu ortaya koyan milli ve İslami tepkinin binde birini Arap dünyası göstermemiştir. Türk milleti, Müslümanlar'ın kardeşliğini ülkenin dört bir yanında düzenlenen eylemlerle ortaya koymuştur" değerlendirmesinde bulundu.

Emperyalist orduların Lübnan'da geçmişte unutmayacakları ve kendilerine bölgeyi terk ettiren pek çok ibret alacakları tarihi ders niteliğinde olayların bulunduğunu hatırlatan Öznur, "Uluslararası güç diye bölgede bulunan ABD ve batılı devletlerin Lübnan'dan çıkması için bunları hedef alan silahlı bombalı büyük saldırılar yapıldı. 23 Ekim 1983'te Batı-Doğu Beyrut arasında bulunan ABD askeri üssüne düzenlenen saldırıda 241 ABD askerinin ölümünden sonra ABD ordusunun terk etmesi gibi, ikincisi aynı gün yine aynı bölgede Fransız askeri karargahına düzenlenen saldırıda 58 Fransız askerinin ölümünden sonra Fransa'nın karışması gibi. Tarih boyunca görülmüştür ki emperyalist işgaller hiçbir zaman kalıcı ve uzun ömürlü olmamıştır; eninde sonunda geldikleri gibi gitmişlerdir" dedi.

Öznur, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

"Amerikan, İngiliz savaş gemileri Lübnan açıklarına demir atıyor. ABD ve AB destekli İsrail, Filistin topraklarında işgalini sürdürürken kaçırılan iki askerini bahane ederek, havadan, karadan, denizden Lübnan'ı da vurdu. Başta Beyrut olmak üzere, birçok şehir kasaba ve köyler harabeye dönmüş durumdadır. Halk, İsrail saldırıları karşısında perişan bir haldedir. Lübnan sokakları tıpkı Filistin'de olduğu gibi İsrail ordusunun havadan karadan attığı bomba ve füzeler sonucu hayatlarını kaybeden masum insanların parçalanmış cesetleriyle dolu. İsrail'in saldırılarına Lübnan Hizbullah'ı kararlı bir şekilde cevap veriyor. Nasıl ki ABD Irak'ta başarılı olamıyor, direnişin gücü karşısında afallıyor, ne yapacağını şaşırıyorsa, İsrail de şimdi Lübnan halkından da önemli destek alan İran Devleti'nden açıkça himaye gören lojistik olarak da desteklenen Şii Hizbullah örgütünün silahlı mukavemeti karşısında bocalamaktadır. ABD ve İsrail yapımı BOP projesinin önünde Hamas ve Hizbullah, Filistin ve Lübnan'da önemli engeldir. Hamas ve Hizbullah engelli aşılmadan bu küresel ve emperyalist projenin başarılı olamayacağını Pentagon ve Telaviv bilmektedir. İsrail'in saldırısının kaçırılan askerleriyle bir alakası yok. Başka amacı vardır, 6 Haziran 1982'de Lübnan sınırını geçerek işgal ettiği gibi yeniden işgal etmek ve bir çıkmamak. Daha da önemlisi Filistinli örgütlerden sonra bölgede etkin bir konuma gelen İran yanlısı Hizbullah'la hesaplaşmaktı. İsrail 1993 ve 1996'da Hizbullah'ı yok etmek istedi ama gücü yetmedi. Dolayısıyla İsrail'in saldırısı bir intikam saldırısıdır. Bir direniş hareketi ve arkasında küçümsenmeyecek bir halk desteği olan Lübnan halkının yüzde 22'sini temsil eden Lübnan Hizbullah'ı 22 yıllık direnişiyle İsrail'in Mayıs 2000'de işgal ettiği Lübnan topraklarından çekilmesini sağlamıştır. 1982'deki İsrail'in işgalinden sonra Hizbullah'a katılan 1992'den beri Hizbullah'ın liderliğini yapan lideri Seyit Hasan Nasrallah'ın İsrail'e meydan okuyan tavrı, Arap dünyasındaki halk arasında sempati yaratırken, başta ABD, AB ve İsrail'de de endişeyle korkuyla karşılandı. Lübnan Parlamentosu'nda da 23 sandalyeye sahip olan Hizbullah, Lübnan'da bugün en etkin güçlerden biri. Bugünkü İsrail'in yayılmacı işgalci saldırılarına direnen Hizbullah'ın tavrı Neocon ve Evangelist çeteyi çılgına çeviriyor."

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Politika

Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title