Ankara: Başbakan Erdoğan'ın "ulusa Sesleniş" Konuşması

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Danıştay'a yönelik düzenlenen saldırının Türkiye'nin huzur ve istikrarına, Cumhuriyet'in kurumlarına, değerlerine karşı yapıldığını belirterek, "Hükümetimiz, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'ni bu tür karanlık komplolara karşı savunmak için tam bir kararlılık içindedir. Türkiye'yi mutlaka ama mutlaka cumhuriyetimiz için de, demokrasimiz için de güvenli bir ülke haline getireceğiz" dedi.

Halkı provakatif eylemlere karşı sağduyulu olmaya davet eden Erdoğan, "Türkiye'yi mutlaka ama mutlaka cumhuriyetimiz için de, demokrasimiz için de güvenli bir ülke haline getireceğiz. Bu yolda güvenlik güçlerimize ve yargı teşkilatımıza güvendiğimizi de bir kere daha üstüne basarak vurgulamak istiyorum. Anayasal kurumlarımızın dayanışmasıyla, toplumsal uzlaşma ve ortak akılla bu işin üstesinden de geleceğiz. Milletimizle birlikte şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da demokrasinin, adaletin, değişim ruhunun, hak ve özgürlüklerin arkasında dimdik durmaya devam edeceğiz" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, "Ulusa Sesleniş" konuşmasında ağırlıklı olarak ekonomi ve dış politikada yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Bütün aksi gayretlere rağmen Türkiye'nin büyük fedakarlıklarla elde ettiği bu aydınlık günleri korumanın mücadelesini verdiklerini kaydeden Başbakan Erdoğan, "Ekonomimiz çok şükür artık geçmişle kıyas dahi kabul etmeyecek bir seviyeye gelmiştir" dedi. Son dönemde piyasalarda yaşanan dalgalanmaya değinen Erdoğan, uluslararası piyasaların tamamında görülen dalgalanmanın Türkiye'de de bir miktar kendini hissettirdiğini dile getirdi. Bunun piyasa ekonomisi koşullarında tamamen doğal bir hareketlilik olduğunu ifade eden Erdoğan, Türkiye'nin artık bu ve benzeri dalgalanmaları aşabilecek, bunlara karşı direnç gösterebilecek bir yapıya kavuştuğunu bildirdi. Ekonominin nereden nereye geldiğinin iyi hatırlanması gerektiğini belirten Erdoğan, AK Parti iktidarından önce enflasyonun 2-3 haneli, piyasalarda tam bir belirsizliğin hakim olduğunu, yolsuzluk iddialarının ayyuka çıktığını, istikrarın bir türlü yakalanamadığını hatırlattı. AK Parti'den önce Türkiye'nin siyasetiyle, ekonomisiyle yazboz tahtasına döndüğünü, makroekonomik göstergelerin neredeyse tamamının bozulduğunu anlatan Erdoğan, tam bir umutsuzluk havası devraldıklarını açıkladı. Erdoğan, Türkiye ekonomisinin 3.5 yıl gibi kısa bir sürede atılım dönemine geçtiğini, bugün birçok göstergede kriz öncesi seviyelerin değil cumhuriyet tarihinin en iyi seviyelerinin yakalandığını söyledi.

"Dün krizlerle umutları tükenen bir ülke bugün nasıl olmuş da dünyanın yükselen yıldızları arasında yerini almıştır" diyen Erdoğan, bu sorunun tartışmasız cevabının güven ve istikrar olduğunu ifade etti. Erdoğan, Türkiye'nin siyasetiyle, dış politikasıyla, güvenliğiyle, demokratikleşme ve insan hakları alanındaki atılımlarıyla Avrupa Birliği'ne doğru attığı kararlı adımlarla, hoşgörü ve uzlaşma ortamıyla bu seviyeleri yakalayabildiğini kaydetti.

"DALGALANMA PİYASA EKONOMİSİNDE DOĞAL"

Başbakan Erdoğan, piyasalarda son haftalarda yaşanan hareketlilikle faizlerde, döviz kurlarında, borsada iniş-çıkışlar yaşandığına dikkati çekerek, "Bunlar işleyen bir piyasa ekonomisinde tamamen doğal hareketlerdir" açıklamasında bulundu. Bu hareketliliğin tüm dünyada, gelişmekte olan ekonomilerde yaşandığını belirten Erdoğan, Türkiye ile birlikte Arjantin, Brezilya, Meksika, Güney Kore, Rusya, Macaristan, Polonya gibi gelişmekte olan ülkelerde de az ya da çok aynı hareketliliğin görüldüğünü bildirdi. Hatta sadece gelişmekte olan ülkelerde değil, gelişmiş ülkelerde de benzer hareketlilikler görüldüğünü anlatan Başbakan Erdoğan, tüm ilgili kurumların da bu hareketlilikleri yakından izlediğini, gerektiğinde de önlemleri uygulamaya geçirmeye hazır beklediğini kaydetti. "Biz yarınlara ilişkin ulaşılabilir güzel hayaller kuruyoruz, mutlu, müreffeh, kalkınmış bir ülke hedefimiz var" diyen Erdoğan, bundan bir milim bile sapma gösteremeyeceklerinin altını çizdi. Erdoğan bu çerçevede sıkı bütçe uygulamalarının ve disiplinli para politikalarının aynen devam edeceğini söyledi. Yapısal reformların da hız kesmeden süreceğinin mesajını veren Başbakan Erdoğan, "Makroekonomik hedeflere ulaşma konusundaki kararlılığımızdan da asla vazgeçmeyeceğiz. Ülke olarak ekonomik kırılganlığımızı önemli ölçüde aşmış, bu tür küresel dalgalanmalara mukavemet gösterebilecek bir yapıya kavuşmuş durumdayız. Her esen rüzgarla savrulup giden o eski Türkiye'den bugün artık eser yoktur. Bugün dalgalı denizde de durgun denizde de bu gemi rotasında tutabilecek tecrübe ve donanıma sahip kadrolar yönetimdedir. Milletimizin beklentilerini asla hayal kırıklığına dönüştürmeyeceğiz. İnsanımız Türkiye'nin son 3.5 yılda elde ettiği siyasi ve ekonomik kazanımları bu türden konjonktürel dalgalanmalara feda edeceğimiz düşüncesine kapılmasın. Bu kazanımlar geleceğin mutlu ve müreffeh Türkiye'sinin temelini, zeminini oluşturacak kazanımlardır" diye konuştu.

"ELİMİZDE SİHİRLİ DEĞNEK YOK"

Erdoğan konuşmasında Mayıs ayında gerçekleştirdiği iç ve dış gezilere de değindi. Erdoğan, 7 Mayıs'ta Diyarbakır'a gerçekleştirdiği ziyareti ayrıntılı olarak anlatarak, Diyarbakır'da insanların gücünü bu ülkeye, bu ülkenin ideallerine bağlılığını bir kez daha müşahede ettiklerini vurguladı. Bölgede ekonomik ve sosyal sıkıntılar olduğunun bir gerçek olduğuna işaret eden Erdoğan, "Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki o sıkıntıları günden güne hal yoluna koyacak duygu birliğine sahibiz. Elbette elimizde sihirli değnek yok. Ancak bütün bu sıkıntıları çözme sürecine girmiş bulunuyoruz. Hükümetimizin bu konuda sahip olduğu siyasi irade, attığımız adımlar ortadadır" değerlendirmesini yaptı.

Ziyaret sırasında Diyarbakırlıya iş ve aş sağlayacak 21 fabrikayı faaliyete geçirdiklerini de hatırlatan Erdoğan, hükümetin teşvik uygulamalarının bölgeye getirdiği ekonomik kazanımların mutluluğunu ve gururunu yaşadıklarını söyledi. Önümüzdeki dönemde çok daha güzel gelişmelerin yaşanacağını ve önemli yatırımlarla bölge ekonomilerinin adım adım canlanacağını ifade eden Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:

"Böylece şehir şehir, bölge bölge ayağa kalkarak güçleneceğiz. Sadece Diyarbakır'da değil, sadece Adıyaman'da, Şanlıurfa'da, Adana'da, Siirt'te değil yurdun her köşesinde hemen her gün fabrikalar açılıyor, yollar, hizmet binaları, okullar, hastaneler inşa ediliyor, konut projeleri gerçekleştiriliyor. Bu ülkeyi bir uçtan bir uca aydınlık geleceğine taşıyacak olan bir imar seferberliği içindeyiz. Ama asıl hedefimiz Antalya'da olanın Diyarbakır'da, Adana'da olanın Adıyaman'da eksik kalmayacağı bir Türkiye'yi doğru koşar adım ilerlemektir. Bölgesel gelişmişlik farklarını, gelir adaletsizliklerini, fırsat eşitsizliklerini ortadan kaldırıncaya kadar gereken neyse aşkla, şevkle, fedakarlıkla yapacağız. Türkiye adaletle kalkınan, sevgiyle kenetlenen, bilgiyle ilerleyen bir ülke olarak bir gün mutlaka ama mutlaka hepimizin göğsünü kabartacak bir medeniyet seviyesine yükselecektir. Bu güzel günlerin çok uzakta olmadığına samimiyetle inanıyorum, o heyecanı kalbimde hissediyorum."

Başbakan Erdoğan konuşmasında, Mayıs ayında gerçekleştirdiği yurtdışı seyahatlerine ilişkin de kapsamlı bilgi verdi. Erdoğan, yoğun dış trafik sırasında Türkiye'nin son 3.5 yıl içinde bölgesinin ve dünyanın önemli merkezlerinden biri olma yolunda attığı diplomatik adımların karşılık bulduğunu da bir kere daha gözlemlediklerini söyledi. Dünya barışının, insan hakları ve özgürlüklerin eksiksiz demokrasinin tesisi konusunda Türkiye'nin öncü rolünün her geçen gün biraz daha pekiştiğine dikkati çeken Erdoğan, dünya ülkeleriyle daha yakın ilişkiler kurma, gerek ekonomik, gerek siyasi, gerekse kültürel anlamda Türkiye'nin küresel ağırlığını arttırma yolundaki yoğun çabalarının bundan sonra da devam edeceğini bildirdi. Erdoğan, Türkiye'nin içine kapanamayacak kadar büyük bir önemli bir ülke olduğunu hiç akıllardan çıkarmadan çağdaş dünyada yer almanın gayreti içinde olacaklarını kaydetti.

DANIŞTAY SİLAHLI SALDIRI DÜZENLENMESİ

Erdoğan, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kutlamalarının bu yıl Atatürk'ün doğumunun 125. yıldönümüyle birleşerek daha anlamlı hale geldiğini söyledi. "Gördük ki gençlerimiz Cumhuriyet değerlerini, Türkiye'yi çağdaş uygarlık seviyesinin ötelerine taşıyacak bir ruhla sahiplenmektedirler" diyen Erdoğan, barışa ve demokrasiye sonuna kadar inanan, bilgi çağının gereklerine uygun biçimde kendini yetiştiren, düşünen, değerlendiren, üreten genç zihinlerin Türkiye'nin aydınlık geleceğinin mimarları olmaya hazır olduğunu vurguladı. Bu ülkenin huzur ve istikrarına yönelik hain planların, bu berrak genç zihinlere çarparak mutlaka akim olacağını kaydeden Erdoğan, "Türkiye demokrasiyle zenginleşerek, adaletle kalkınarak, özgürlüklere güçlenerek yeni ve tertemiz bir sayfa açmıştır. İnanıyorum ki bundan böyle her 19 Mayıs'ı biraz da bu tazelenmenin, bu dinamizmin bu değişim ruhunun bayramı olarak kutlayacağız" şeklinde konuştu.

29 Mayıs'ta İstanbul'un fethinin de kutlandığını hatırlatan Erdoğan, İstanbul'un fethinin de yine özellikle gençliğin bir fetih ruhuyla geçmişten geleceğe nasıl yürümesi gerektiğini, bir çağın nasıl kapanıp yeni bir çağın nasıl açıldığını ve bunun içinin nasıl doldurulduğunun görülmesi bakımından önemli olduğunu söyledi. Konuşmasında Danıştay'a yönelik düzenlenen saldırıya ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, menfur saldırının Türkiye'nin huzur ve istikrarına, Cumhuriyet'in kurumlarına, değerlerine karşı yapılmış bir saldırı olduğunu söyledi. "Bu karanlık saldırı milletimizin vicdanında asla affedilmeyecektir" diyen Erdoğan, olayın faili saldırıdan hemen sonra yakalandığını hatırlattı. Hükümet olarak olayın meydana geldiği 17 Mayıs'tan bugüne kadar suçluları bütün bağlantılarıyla birlikte adalete teslim etmek için yoğun bir gayret içinde olduklarının altını çizen Erdoğan, şöyle konuştu:

"Türkiye'nin huzur ve istikrarına, değişim iradesine ve gelişme azmine yönelik benzer provakatif eylemlerle başa çıkabilmek için millet olarak sağduyunun sesini yükseltmek durumundayız. Hükümetimiz, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'ni bu tür karanlık komplolara karşı savunmak için tam bir kararlılık içindedir. Türkiye'yi mutlaka ama mutlaka cumhuriyetimiz için de, demokrasimiz için de güvenli bir ülke haline getireceğiz. Bu yolda güvenlik güçlerimize ve yargı teşkilatımıza güvendiğimizi de bir kere daha üstüne basarak vurgulamak istiyorum. Anayasal kurumlarımızın dayanışmasıyla, toplumsal uzlaşma ve ortak akılla bu işin üstesinden de geleceğiz. Milletimizle birlikte şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da demokrasinin, adaletin, değişim ruhunun, hak ve özgürlüklerin arkasında dimdik durmaya devam edeceğiz."

Haberler