Haberler

Ankara Barosu'ndan Uygulama Değişikliklerine Tepki

Ankara Barosu Kadın Hakları Merkezi, kadınların haklarının korunmasına yönelik uygulamalarda yapılan değişikliklere tepki gösterdi.

Ankara Barosu Kadın Hakları Merkezi, kadınların haklarının korunmasına yönelik uygulamalarda yapılan değişikliklere tepki gösterdi.

Kadın Hakları Merkezi'nden yapılan açıklamada, Danıştay'ın Tapu Sicil Tüzüğü'nün 57. Maddesi'nin 1. Fıkrasının (d) bendi ile ilgili genelgenin "Aile Konutu Şerhi' başlıklı Bölümünün yürütmesinin durdurulmasına verdiği kararın ardından Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü tarafından yayımlanan genelge eleştirildi.

Söz konusu genelge ile yargısal süreç sonunda aksi bir karar verilinceye kadar, malik olmayan eşin talebi ile aile konutu şerhi işlenmesi için mahkeme kararı aranmasının şart koşulduğuna dikkat çekilen açıklamada, "Söz konusu genelge hukuki olmadığı gibi bu genelgenin uygulama alanı da yoktur. Zira yürütmenin durdurulması kararı başvurucu vatandaşın dava konusu ile ilgili olup diğer tüm vatandaşları etkilemesi hukuken mümkün değildir" denildi.

Medeni Kanunu'nun aile konutu şerhine ilişkin hükmün açık olduğuna dikkat çekilen açıklamada şu değerlendirmeye yer verildi:

"Yasal düzenlemeye rağmen ve ortada anayasaya aykırılık başvurusu neticesinde verilmiş olan bir yürütmenin durdurulması kararı da yokken, malik olmayan eşin talebi ile aile konutu şerhi işlenmesi için mahkeme karan aramak hukuka ve kanunlara aykırı bir durum oluşturmaktadır. Kaldı ki yeni borçlar kanunu kapsamında kefalete ilişkin hükümlerde dahi eşin rızası aranırken, bu genelge neticesinde ortak konutla ilgili rızasız tasarrufların artmasına olanak sağlanacaktır. Bu durum maddi imkânsızlıklar içinde ki kadın ve çocuk açısından hakkaniyete aykırılık teşkil etmektedir."

-DAVA PARASINI NEREDEN BULACAKLAR?-

Alınan kararlarla kadınların dava açmaya zorlandığına dikkat çeken Kadın Hakları Merkezi, Türkiye'de mal varlıklarının yüzde 80'inin erkekler üzerinde bulunduğu, bir çok çalışan kadının maaşlarının ellerinden alındığı belirilerek, ekonomik özgürlüğü bulunmayan kadınların dava açmak için harç ücretlerini dahi bulamayacağı kaydedildi. Kadına şiddet konusunda ortaya çıkan manzaranın sosyolojik, psikolojik ve ekonomik etkenlerinin uzmanlar taralından değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekilen açıklamada şöyle denildi:

"Kadına ve çocuğa yönelik her türlü şiddetin, cinsiyet ayrımcılığının doruk noktasına ulaştığı, gayri resmi erken evliliklerin ve çok eşliliğin meşru kılınmaya çalışıldığının, medyada ve günlük yaşamda sıklıkla görüldüğü bir ortamda yeniden eski TCK'nın 434. (mağdurun tecavüzcüsüyle evlendirilmesi) maddesi gibi uygulamaların önerilmesi hele ki bütün bu önerilerin hukukun iki sac ayağı olan, hukukun ve demokrasinin teminatı olan hakim ve savcılarımızın bir kısmının görüşü olarak dile getirilmesi bizi derin kaygı ve üzüntüye sürüklemiştir. Bu bağlamda sosyal devlet ilkesi gereği tüm kamu kurum ve kuruluşlarında kadına yönelik şiddet ve cinsiyet ayrımcılığı temalı, ulusal ve uluslararası mevzuat çerçevesinde eğitim çalışmalarının yapılması gereğini biz kez daha vurgulamak zorunlu olmuştur." - Ankara

Kaynak: ANKA / Güncel

Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title