Haberler

'Anayasa Hukuku ve Son Gelişmeler' Konferansı

Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoglu, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın 25 Nisan Günü Yaptığı Konuşmasına Atıfta Bulunarak, "Sayın Başkan Farkında Olmayabilir Ama Laiklik Anayasa Mahkemesi'nin Koruması Altındadır" Dedi.

Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoglu, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın 25 Nisan günü yaptığı konuşmasına atıfta bulunarak, "Sayın Başkan farkında olmayabilir ama laiklik Anayasa Mahkemesi'nin koruması altındadır" dedi.

Akdeniz Üniversitesi tarafından düzenlenen "Anayasa Hukuku ve Son Gelişmeler" başlıklı açıkoturuma Yargıtay Onarsal Cumhuriyet Başsavcıları Sabih Kanadoğlu ve Vural Savaş katıldı. Atatürk Konferans Salonu'nda düzenlenen oturumda konuşan Kanadoğlu, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın basında, "Herkese mesaj verdi" şeklinde yer alan 25 Nisan'daki konuşmasını eleştirdi. Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç'ın, "Hakimler mutlaka tarafsız olmalı" dediğini anımsatan Kanadoğlu, "Bu tarafsızlık, bir hakimin özel hayatında verdiği kararların doğruluğu yönünde kamuoyunda kuşku uyandırmayacak bir tarafsızlık olmalı. Ancak Sayın Başkan'ın söylediği tarafsızlık; düşünceler, davalar, idealler ortaya çıktığında hakimin tarafsız kalması düşüncesidir. Türkiye Cumhuriyeti'nin hakimi, her şeyden önce anayasa tarafında olmak zorundadır. Çünkü Anayasa, Türkiye Cumhuriyeti'nin temel niteliklerini koruma görevini o mahkemeye vermiştir. Laik cumhuriyet karşısında 'Tarafsızım' diyemez. Bu konuşmadaki kastedilen mutlak tarafsızlık sözü Türkiye Cumhuriyeti hakimi için geçerli değildir. Hakimler; laik, demokratik, sosyal hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'nin tarafındadır" dedi.

"LAİKLİK ANAYASANIN KORUMASI ALTINDADIR" Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç'ın "Laiklik ilkesi toplumun koruması altındadır" sözünü de eleştiren Kanadoğlu, "Bu ilke her şeyden önce anayasanın, yasaların koruması altındadır. Sayın Başkan farkında olmayabilir ama laiklik Anayasa Mahkemesi'nin koruması altındadır. Hakim, laik Cumhuriyet'in yanında, tarafında olacak ve laiklik ilkesini koruyan Anayasa'nın uygulanması için elinden gelini yapacaktır. Bu Anayasa kendisini korumak için gerekli önlemleri almıştır. Bu önlemlerin yerine getirilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'na dava açma görevi vermiştir, bu davaya bakma yetkisi de Anayasa Mahkemesi'ndedir" diye konuştu.

Kılıç'ın, "Yeni bir anayasa için toplumsal mutabakat gerekir" sözüne ilişkin tepkilerini dile getiren Kanadoğlu, "Yeni bir anayasa yapma yetkisinin 23. dönem TBMM'de olmadığını görerek bu sözü söylüyorsanız, farkında olmadan ya da bilinçli olarak siyasi iktidarın gayelerine hizmet ediyorsunuz demektir. Belirli hükümlerin değiştirilmesi için fikirlerini ortaya koyabilir ama bir Anayasa Mahkemesi Başkanı, siyasi iktidar gibi yeni bir anayasa yapmaktan söz ediyorsa samimiyetinden şüphe etmemek olanaksızdır" dedi.

Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç'ın, "Milli iradenin temsil edilebilmesi için Anayasa Mahkemesi'ne Meclis tarafından da üye seçilmesinin mümkün olacağı" yönündeki cümlelerine de sert tepki gösteren Kanadoğlu, "Türkiye belirli bir yol ayrımına doğru hızla gidiyor. Kendi kafalarındaki ideolojik rejimi yerleştirebilmek için büyük bir kadrolaşma hareketi görülüyor. Tasarıda, 17 kişilik Anayasa Mahkemesi mevcudunun 8'inin Meclis tarafından, 1 üyenin de Sayıştay'dan seçileceğini düşünürseniz, bu ideolojik kadrolaşmanın devamını da göz önünde tutarsanız yargının siyasallaştığını görürsünüz" diye konuştu.

Siyasi partilerin demokratik hayatın vazgeçilmez unsuru olduğunu ve Anayasa'ya uygun hareket etmesi gerektiğini anlatan Kanadoğlu, "Anayasa'ya aykırı hareketleri nedeniyle siyasi partiler hakkında kapatma davası açıldığında yargıyı suçlamak yerine, siyasi partiler ülkeye zarar vermeyecek şekilde hizaya getirilmelidir" ifadelerini kullandı. Kanadoğlu, her şeye rağmen Türkiye'nin yakın bir gelecekte, çağdaş, uygar bir demokrasinin hüküm sürdüğü bir ülke olacağına inandığını vurguladı.

AK PARTİ'YE AÇILAN KAPATMA DAVASI AK Partiye açılan kapatılma davası sonrasında kapatmayı zorlaştıracak anayasa değişikliği girişimlerine de değinen Kanadoğlu, şunları söyledi:

"Kimse kendisinin yargıcı olamaz. Davalı kendisini yargılayacak mahkemeleri tayin edemez. Bu hukuk devleti olmanın birinci şartı. Böyle bir değişiklik yapılırsa iki yönden Anayasa'nın değişemez maddelerine aykırı olacak. Birincisi hukuk devleti ilkesi çiğnenecek. Hukuk devleti ilkesine aykırı eylemlerin odağı olduğunuz takdirde hakkınızda kapatma davası açılabilir. Yabancı kuruluşlara Türkiye'yi şikayet etmeye kalkanlar, şunu bilsinler ki, Türkiye ne Washington'dan ne de Brüksel'den yönetilecek. Türkiye için söz söyleme yetkisi sadece Ankara'da olacaktır." Dünyada hukukçu olmayan üyesi bulunan tek Anayasa Mahkemesi'nin Türkiye'de olduğunu da söyleyen Kanadoğlu, "Hukukçu olmayan üyenin ya da üyelerin Anayasa Mahkemesi'nde görev almalarını mutlaka önlemek gerekir" diye konuştu.

Açık oturuma katılan Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş ise, Avrupa'nın Türkiye'ye bir şeyleri kabul ettirme girişimlerinin hemen ardından Türkiye'de "demokrasi icabı" sözlerinin duyulduğunu söyledi. Savaş, "Bizdeki siyasi partilerin en çok oy alanları, bugüne kadar gerçek bir milli iradenin oluşmasını istememiştir" iddiasında bulundu.

Türkiye'nin çok kritik bir sürece girdiğini savunan Savaş, "Rejimin, cumhuriyetin altı oyuluyor. Bu düzenlenen toplantılar, Kuvayi Milliye, Cumhuriyet'i kurtarma toplantılarıdır. Demokrasi masallarını bırakın, Cumhuriyet'e sahip çıkın" dedi. Savaş ayrıca, siyasi partilere uygulanan yüzde 10 barajının milli iradeyi yansıtmayı engellediğini sözlerine ekledi.

(ŞT-GS-OK-Y)

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Güncel

Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title