Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İnsanlık İçin Güçlü Türkiye" programında konuştu: (3)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye ve Türk milleti olarak Suriye'nin ve Suriyeli kardeşlerimizin inşa, ihya ve toparlanma çabalarını tüm imkanlarımızla destekliyoruz.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye ve Türk milleti olarak Suriye'nin ve Suriyeli kardeşlerimizin inşa, ihya ve toparlanma çabalarını tüm imkanlarımızla destekliyoruz." dedi.
Erdoğan, AK Parti Kongre Merkezi'nde düzenlenen "İnsanlık İçin Güçlü Türkiye" programında konuştu.
"Başkaları gibi önümüze ne konulur diye düşünmüyor, nerede bir zulüm varsa mazlumun yanında, zalimin karşısında dimdik duruyoruz" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hakkı, adaleti, barışı, insanlık onurunu sadece bölgemizde değil, tüm dünyada cesaretle savunuyoruz. Gururla söylemek isterim ki Türkiye denilince akla sınırlarını korumakla kalmayıp, artık barışı kuran ve diplomasiyi de şekillendiren bir ülke geliyor." ifadesini kullandı.
Düzen inşa edici bir devlet olarak Türkiye'nin varlığının başta dost ve kardeş ülkeler olmak üzere Orta Doğu'dan Kafkasya'ya, Afrika'dan Güney Asya'ya kadar birçok bölgede 100 milyonlara güven aşıladığını belirten Erdoğan, "Vistül'de sulanan Türk atları gibi bugün de ay yıldızlı al bayrağımız dünyanın dört bir yanında nazlı nazlı dalgalandıkça dost, soydaş ve kardeşlerimiz kendilerini daha bir emniyette hissediyor." değerlendirmesinde bulundu.
Gazze'den Suriye'ye, Rusya-Ukrayna Savaşından Doğu Afrika'daki gerilimlere birçok kriz bölgesinde insanlık için güçlü Türkiye şiarıyla üzerlerine düşenleri layıkıyla yapmaya çalıştıklarını vurgulayan Erdoğan, "Türkiye'nin Suriye ve Gazze'de yaşananlar karşısındaki vicdanlı duruşu tek başına bir insan hakları dersidir, insan hakları destanıdır. Her iki meselede de ilk günden itibaren tavrımızı çok net ortaya koyduk. Baskılara, tehditlere, farklı sebeplerle zalimlerin yanında hizalanan insanlık fukaralarına prim vermedik. Elimizle, dilimizle, kalbimizle zulmü durdurmanın çabası içinde olduk." diye konuştu.
Dün Suriye devriminin birinci yıl dönümü, Suriye halkının 8 Aralık Hürriyet günü olduğunu hatırlatan Erdoğan, devrimin birinci yılında bir kez daha her türlü zulme, zorbalığa, vahşete insanı insanlığından utandıran işkenceye rağmen 13,5 yıl boyunca zalime direnen kardeş Suriye halkını Türkiye ve millet adına tebrik etti.
Erdoğan, rejimin ve terör örgütlerinin alçak saldırılarında hayatlarını kaybeden Suriyelileri rahmetle yad ederek, "Devletimizin güvenliğini, aziz milletimizin huzurunu temin etmek amacıyla uluslararası hukuk çerçevesinde gerçekleştirdiğimiz sınır ötesi operasyonlarda şehit düşen kahramanlarımıza Allah'tan rahmet diliyor, Rabb'im ruhlarını şad, mekanlarını cennet eylesin diyorum. Şehitlerimizin metanet abidesi ailelerine hürmetlerimi takdim ediyorum. Bugün milletçe 'Terörsüz Türkiye' hedefinden, 'Terörsüz Bölge' idealinden bahsedebiliyorsak bu en başta kahraman şehitlerimizin sayesindedir." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yüce Allah'ın, Yasin Suresi'nde "Kun Fe Yekun" yani "ol der ve oluverir" şeklinde buyurduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Rabb'imizin müjdesi Suriye'de de tecelli etmiş, 60 yıllık dikta rejimi sadece 7, 8 gün içinde yerle yeksan olmuş, kendi halkını acımasızca katleden diktatör korkakça kaçmış, mazlumların sabrı, mücadelesi ve kıyamı zaferle neticelenmiş, Suriyeli kardeşlerimiz, uğrunda 100 binlerce şehit verdikleri hürriyetlerine hamdolsun sonunda kavuşmuşlardır. Suriye halkının son 1 yılda onca zorluğa, sıkıntıya, Esad diktatörünün bıraktığı enkaza rağmen hayata dört elle sarıldığını, ülkelerini yeniden ayağa kaldırma mücadelesi verdiklerini memnuniyetle görüyoruz. Başkan Şara, Emevi Camisi'nde, televizyonlardan izlediniz, hem sabah namazını kıldırıyor hem de orada verdiği hutbe ile Suriye'nin geleceğine yönelik müjdesini irat ediyordu. Rabb'im en yakın zamanda inşallah Şara'ya ve Suriye halkına bu müjdeye kavuşmasını nasip etsin. Türkiye ve Türk milleti olarak Suriye'nin ve Suriyeli kardeşlerimizin inşa, ihya ve toparlanma çabalarını tüm imkanlarımızla destekliyoruz."
Erdoğan, Suriye devriminin son 1 yılda en zoru geride bıraktığını vurgulayarak, Suriye yönetiminin basiretli, dirayetli, kuşatıcı, kucaklayıcı ve adaleti politikalarıyla bir daha eski, kötü günlere dönüş olmayacağına inandığını dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bilhassa 10 Mart Mutabakatı'nın, altında imzası olanlar tarafından ahde vefa ilkesi gereğince hayatı geçirilmesi, önemli bir düğümü çözecektir. Mutabakatın suhuletle uygulanması, istikrarsız, bölünmüş güçsüz Suriye'ye yatırım yapan şer odaklarının hesaplarını altüst edecektir. Böylece Suriye toprak bütünlüğüne haiz, müreffeh, muzaffer ve bölgesinin muteber bir ülkesi olarak istikbale yürüyecektir. Biz de nasıl Suriye'den gelen mazlumlara ensar ruhuyla sahip çıktıysak, nasıl Suriye'nin kuzeyinde mazlumlar için güvenli alanlar inşa ettiysek, nasıl 13,5 yıl boyunca bir yandan uluslararası baskılara diğer yandan içeride Türkiye'nin her köşesini 'Suriyelileri göndereceğiz' afişleri ile donatan beşinci kol aparatlarına karşı sabırla direndiysek, yeni dönemde de kardeşlerimizi yalnız bırakmayacağız. Bu ana muhalefet öyle demiyor muydu? 'Biz Suriyelileri geldikleri yere göndereceğiz' demiyorlar mıydı. Onlar bunu söylerken bu kardeşiniz ne diyordu, 'asla gönderemezsiniz, gönderemeyeceksiniz' diyordu. Biz savaşta onlara sırtımızı dönmedik, barışta da daima yanlarında olacağız."
(Sürecek)
Erdoğan, AK Parti Kongre Merkezi'nde düzenlenen "İnsanlık İçin Güçlü Türkiye" programında konuştu.
"Başkaları gibi önümüze ne konulur diye düşünmüyor, nerede bir zulüm varsa mazlumun yanında, zalimin karşısında dimdik duruyoruz" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hakkı, adaleti, barışı, insanlık onurunu sadece bölgemizde değil, tüm dünyada cesaretle savunuyoruz. Gururla söylemek isterim ki Türkiye denilince akla sınırlarını korumakla kalmayıp, artık barışı kuran ve diplomasiyi de şekillendiren bir ülke geliyor." ifadesini kullandı.
Düzen inşa edici bir devlet olarak Türkiye'nin varlığının başta dost ve kardeş ülkeler olmak üzere Orta Doğu'dan Kafkasya'ya, Afrika'dan Güney Asya'ya kadar birçok bölgede 100 milyonlara güven aşıladığını belirten Erdoğan, "Vistül'de sulanan Türk atları gibi bugün de ay yıldızlı al bayrağımız dünyanın dört bir yanında nazlı nazlı dalgalandıkça dost, soydaş ve kardeşlerimiz kendilerini daha bir emniyette hissediyor." değerlendirmesinde bulundu.
Gazze'den Suriye'ye, Rusya-Ukrayna Savaşından Doğu Afrika'daki gerilimlere birçok kriz bölgesinde insanlık için güçlü Türkiye şiarıyla üzerlerine düşenleri layıkıyla yapmaya çalıştıklarını vurgulayan Erdoğan, "Türkiye'nin Suriye ve Gazze'de yaşananlar karşısındaki vicdanlı duruşu tek başına bir insan hakları dersidir, insan hakları destanıdır. Her iki meselede de ilk günden itibaren tavrımızı çok net ortaya koyduk. Baskılara, tehditlere, farklı sebeplerle zalimlerin yanında hizalanan insanlık fukaralarına prim vermedik. Elimizle, dilimizle, kalbimizle zulmü durdurmanın çabası içinde olduk." diye konuştu.
Dün Suriye devriminin birinci yıl dönümü, Suriye halkının 8 Aralık Hürriyet günü olduğunu hatırlatan Erdoğan, devrimin birinci yılında bir kez daha her türlü zulme, zorbalığa, vahşete insanı insanlığından utandıran işkenceye rağmen 13,5 yıl boyunca zalime direnen kardeş Suriye halkını Türkiye ve millet adına tebrik etti.
Erdoğan, rejimin ve terör örgütlerinin alçak saldırılarında hayatlarını kaybeden Suriyelileri rahmetle yad ederek, "Devletimizin güvenliğini, aziz milletimizin huzurunu temin etmek amacıyla uluslararası hukuk çerçevesinde gerçekleştirdiğimiz sınır ötesi operasyonlarda şehit düşen kahramanlarımıza Allah'tan rahmet diliyor, Rabb'im ruhlarını şad, mekanlarını cennet eylesin diyorum. Şehitlerimizin metanet abidesi ailelerine hürmetlerimi takdim ediyorum. Bugün milletçe 'Terörsüz Türkiye' hedefinden, 'Terörsüz Bölge' idealinden bahsedebiliyorsak bu en başta kahraman şehitlerimizin sayesindedir." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yüce Allah'ın, Yasin Suresi'nde "Kun Fe Yekun" yani "ol der ve oluverir" şeklinde buyurduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Rabb'imizin müjdesi Suriye'de de tecelli etmiş, 60 yıllık dikta rejimi sadece 7, 8 gün içinde yerle yeksan olmuş, kendi halkını acımasızca katleden diktatör korkakça kaçmış, mazlumların sabrı, mücadelesi ve kıyamı zaferle neticelenmiş, Suriyeli kardeşlerimiz, uğrunda 100 binlerce şehit verdikleri hürriyetlerine hamdolsun sonunda kavuşmuşlardır. Suriye halkının son 1 yılda onca zorluğa, sıkıntıya, Esad diktatörünün bıraktığı enkaza rağmen hayata dört elle sarıldığını, ülkelerini yeniden ayağa kaldırma mücadelesi verdiklerini memnuniyetle görüyoruz. Başkan Şara, Emevi Camisi'nde, televizyonlardan izlediniz, hem sabah namazını kıldırıyor hem de orada verdiği hutbe ile Suriye'nin geleceğine yönelik müjdesini irat ediyordu. Rabb'im en yakın zamanda inşallah Şara'ya ve Suriye halkına bu müjdeye kavuşmasını nasip etsin. Türkiye ve Türk milleti olarak Suriye'nin ve Suriyeli kardeşlerimizin inşa, ihya ve toparlanma çabalarını tüm imkanlarımızla destekliyoruz."
Erdoğan, Suriye devriminin son 1 yılda en zoru geride bıraktığını vurgulayarak, Suriye yönetiminin basiretli, dirayetli, kuşatıcı, kucaklayıcı ve adaleti politikalarıyla bir daha eski, kötü günlere dönüş olmayacağına inandığını dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bilhassa 10 Mart Mutabakatı'nın, altında imzası olanlar tarafından ahde vefa ilkesi gereğince hayatı geçirilmesi, önemli bir düğümü çözecektir. Mutabakatın suhuletle uygulanması, istikrarsız, bölünmüş güçsüz Suriye'ye yatırım yapan şer odaklarının hesaplarını altüst edecektir. Böylece Suriye toprak bütünlüğüne haiz, müreffeh, muzaffer ve bölgesinin muteber bir ülkesi olarak istikbale yürüyecektir. Biz de nasıl Suriye'den gelen mazlumlara ensar ruhuyla sahip çıktıysak, nasıl Suriye'nin kuzeyinde mazlumlar için güvenli alanlar inşa ettiysek, nasıl 13,5 yıl boyunca bir yandan uluslararası baskılara diğer yandan içeride Türkiye'nin her köşesini 'Suriyelileri göndereceğiz' afişleri ile donatan beşinci kol aparatlarına karşı sabırla direndiysek, yeni dönemde de kardeşlerimizi yalnız bırakmayacağız. Bu ana muhalefet öyle demiyor muydu? 'Biz Suriyelileri geldikleri yere göndereceğiz' demiyorlar mıydı. Onlar bunu söylerken bu kardeşiniz ne diyordu, 'asla gönderemezsiniz, gönderemeyeceksiniz' diyordu. Biz savaşta onlara sırtımızı dönmedik, barışta da daima yanlarında olacağız."
(Sürecek)
Kaynak: AA / Güncel
Recep Tayyip Erdoğan, İnsan Hakları, Dış Politika, Orta Doğu, Türkiye, Suriye, Güncel, Türk, Türkiye, Suriyeli, Cumhurbaşkanı, Recep Tayyip Erdoğan, Suriye, Orta Doğu, İnsan Hakları, Dış Politika, Güncel, Haberler
- AK PARTİ
- AVRUPA BİRLİĞİ
- AZERBAYCAN
- BASKETBOL
- BELEDİYE
- BEŞİKTAŞ
- CHP
- ÇEVRE
- DEM
- DİPLOMASİ
- DOĞA
- DONALD TRUMP
- DEVLET BAHÇELİ
- EĞİTİM
- EKREM İMAMOĞLU
- ELON MUSK
- EMEKLİ
- EMLAK
- ENERJİ
- ENFLASYON
- ESNAF
- FENERBAHÇE
- FİKSTÜR
- FİLİSTİN
- FUTBOL
- GALATASARAY
- GASTRONOMİ
- GAZZE
- GÜNCEL
- GÜVENLİK
- GÖÇMEN
- HAKAN FİDAN
- HASTANE
- HAYVAN HAKLARI
- HIRSIZLIK
- HUKUK
- IRAK
- İNSAN HAKLARI
- İRAN
- İSRAİL
- İSTANBUL
- İŞÇİ
- İTFAİYE
- JANDARMA
- JOSE MOURINHO
- KAZA