Cezaevlerindeki Açlık Grevleri Sona Erdi

Cüneyt Ateş - Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, açlık grevlerinin sona ermesi ile ilgili olarak geri planda çok koordineli, çok planlı bir çalışma yürütüldüğünü ve bu şekilde sonuçlanmasından memnun olduklarının belirterek, "Terörle irtibatlı sorunlarda; Kürt meselesi ve diğer sorunlarda da daima işin diyalog ve anlama, insani ve demokratik haklar boyutunu önemseyen bir tutum sergiledik" dedi.

Atalay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, açlık grevini "insani bir konu" olarak niteleyerek sürecin hassasiyetle yürütülmesi gerektiğini belirtti.

Adalet ve Sağlık Bakanlıklarının çok iyi tedbirler aldığını belirten Atalay, açlık grevi yapan mahkumların veya tutukluların kendi başlarına odalarda kalmalarının önlenmesi ve yanlarında mutlaka açlık grevi yapmayan normal tutuklulardan da bulundurulması gibi uygulamalar yapıldığını belirtti.

Beşir Atalay, şunları kaydetti:

"Biz doğrusu bu sürecin bitmesinden memnunuz. Yani açlık grevleri diye bir uygulamanın sona erdirilmesinden memnunuz.

Hükümet olarak başından beri sona erdirilmesi yönünde de zaten çabalarımız vardı. Daima ön planda konuşulanlar vardır, geri planda yapılan çalışmalar vardır bu işlerde. Öyle bakmak lazım, geri planda çok koordineli, çok planlı bir çalışma yürütüldü ve bu şekilde sonuçlanmasından da biz doğrusu memnunuz.

Burada özellikle şu anda da Sağlık Bakanlığımız ve Adalet Bakanlığımız işbirliği içerisinde eyleme katılanların muayeneleri gözden geçiriliyor. Herhangi bir kalıcı sağlık sorunu olmaması yönünde gayret gösteriliyor."

- "İyi diyaloglarla, insani bakışlarla sorunun çözülmesi"-

AK Parti hükümetinin sorunları diyalog ile çözüme kavuşturma arzusunda olduğunu ifade eden Atalay, şunları anlattı:

"Hükümetimiz tutumu bu tür sorunlara bakışı aslında genel olarak mümkün olabildiğince iyi diyaloglarla, insani bakışlarla sorunun çözülmesi. Sorunun geneli ile ilgili de bizim bakışımız böyle. Bu sorunun çözümü ile ilgili değerlendirmeler yapılırken şunu gözden kaçırmamak lazım. AK Parti hükümetleri olarak 10 yıllık uygulamamızda bizim genelde tutumumuz budur. Terörle irtibatlı sorunlarda; Kürt meselesi ve diğer sorunlarda da daima işin diyalog ve anlama, insani ve demokratik haklar boyutunu önemseyen bir tutum sergiledik. Bizim bu iyi niyetimiz bütün bu süreç içerisinde görülür.

Esasen bu yöndeki çalışmalarımız yine devam ediyordu. 30 Eylül'de yapılan büyük kongremizde Başbakanımız zaten o yönde de mesajlar vermişti. 2023 vizyonumuz var kongrede yayınladığımız, orada bu yönde çok önemli adımların atılacağı zaten ifade edilmişti yani yine demokratikleşme adımları. Bugün meclise gönderdiğimiz bir tasarı var, Türkçe'den başka dillerde de yargıda insanların kendisini daha iyi ifade edebileceği dilleri kullanabileceği yönünde bir tasarımız var biliyorsunuz. Yarın TBMM'de Adalet Komisyonu'nda görüşülecek. Bunlar zaten bizim daha önce attığımız adımlardır.

Adayla görüşme falan sadece bu süreçle ilgili değil, bu süreçten önce de zaten devletin görevlileri, kurumlarımızın gidip görüşmüşlerdi. Kendi kardeşi de görüşme için gitmişti biliyorsunuz. Son bir kaç ayda gelişen süreçlerin devamıdır bunlar. Biz bundan sonra da sorunun kökten çözümü ile ilgili bu tutumlarımızı sürdüreceğiz."

Yayıncı: ERtuğrul Cingil - ANKARA