Haberler

"Alevi Kürt Olduğunu Söyleyemiyor"

Güncelleme:

Çelik, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Dersim'de meydana gelen olaylarla ilgili devlet arşivlerinin açılması konusundaki çağrısını değerlendirdi.

Hüseyin Çelik, şunları söyledi:

"Sayın Kılıçdaroğlu'nun Sayın Başbakan'a bir çağrısı var; 'yüreğiniz yetiyorsa Dersim ile ilgili arşiv belgelerini açın' gibi ifadeler kullanıyor. Bu meseleyle ilgili AK Parti'nin gocunacağı, yüreğinin yetip yetmeyeceği ile ilgili bir mesele yok. Bu tamamen CHP'nin yüreğiyle ilgili bir olaydır.

Sözü edilen tarihte malum tek parti yönetimi var. AK Parti henüz yok ortada. Dolayısıyla konu CHP ile ilgili, CHP'nin halka bakışı ile ilgili, CHP'nin kendi insanına muamelesi ile ilgili bir olaydır. Bizim burada çekineceğimiz, gocunacağımız herhangi bir mesele yok. Kaldı ki devlet arşivleri, Osmanlı da dahil olmak üzere şu anda tüm araştırmacılara açık vaziyettedir.

Başbakanlık arşivleri açıktır, Dersim ile ilgili evraklar da açıktır. Herkes gidip araştırma yapabilir. Ancak biliyorsunuz orada bir askeri operasyon var. Askeri operasyonlarla ilgili yazışmalar vesaire de Genelkurmay arşivindedir. Dolayısıyla bazı askeri operasyonlarla ilgili, savaşlarla ilgili, isyanların bastırılmasıyla ilgili Genelkurmay'ın arşivinde hangi bölümler açıktır, hangi bölümler kapalıdır, açıkçası ben onu bilmiyorum.

Ancak dediğim gibi, burada AK Parti'nin üzerine alacağı, AK Parti'nin sıkıntı duyacağı, açılmasından endişe duyacağı bir durum söz konusu değil. Aksine bu belgelerin, gerek Genelkurmay arşivindeki belgelerin gerekse Başbakanlık arşivindeki belgelerin incelenmesi sonucunda esas zora düşecek olan, esas foyaları ortaya çıkacak olan CHP'dir."

-"YAPILAN HATALARA DA HATAYSA HATA DENMELİDİR"-

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, tarihi belgelerin gün ışığına çıkarılması için talimat verdiğini birçok konuşmasında dile getirdiğini hatırlatan Hüseyin Çelik, şöyle devam etti:

"Bizim anlayışımızda, bir hukuk devleti kendi geçmişiyle rahatlıkla yüzleşebilmelidir. Kendi geçmişinde birilerinin devlet adına yapmış oldukları hatalardan dolayı gerekirse devlet özür de dileyebilmelidir. Yapılan hatalara da hataysa hata denmelidir. Bunları doğrulama çabası içerisinde de asla olmamalıdır.

Şahıslar hata yapabilir, şahıslar devlet adına da yapabilir. O şahısların hatalarına hata diyeceğiz. AK Parti, iktidara geldiğinden bu yana da zaten bunu yapıyor. Doğu ve Güneydoğu'da malumunuz olağanüstü hal uygulamaları, işkence, faili meçhuller, yargısız infazlar vesaire... Bunlar teker teker hem gün ışığına çıkıyor hem de bizatihi Sayın Başbakan, bunların ne kadar vahim olduğunu, bunların onaylanmayacak, tasvip edilemeyecek olduğunu, edilmemesi gerektiğini de değişik vesilelerle kamuoyuyla paylaşmıştır.

Bu yönüyle devlet yönetiminde tabii ki devamlılık esastır. Dün bir başkası yönetiyordu, bugün şu anda AK Parti iktidardadır ama AK Parti kendi döneminde de, kendisinden önceki dönemlerde de, başka partilerin iktidarda olduğu dönemlerde de birilerinin devlet adına, durumdan vazife çıkararak yaptığı yanlışlıkları, hukuk dışı muameleleri, antidemokratik uygulamaları savunmadı, savunmuyor ve savunmayacaktır. Mesele bundan ibarettir."

-"KÜRT ASILLI BİR ALEVİ OLMASINA RAĞMEN BUNU BİLE SÖYLEYEMİYOR"-

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun, bu meselede öncelikle kendi halkına karşı, kendi içinden çıkıp geldiği Dersimlilere karşı dürüst olmak zorunda olduğunu ifade eden Çelik, şöyle konuştu:

"Hatırlarsanız, Sayın Onur Öymen'in yaptığı, (biz Dersim'de analar ağlamasın dedik mi?) açıklamasına karşı Sayın Kılıçdaroğlu önce bir çıkış yaptı, sonra hemen o zamanki genel başkandan bir zılgıt yedi ve sesini de kesti. Bir daha sesini çıkarmadı.

Ayrıca kendisi oralı olmasına rağmen, önce kendisiyle barışık ve kendisine karşı dürüst olması lazım. Kendisi Kürt asıllı bir Alevi olmasına rağmen bunu bile söyleyemiyor. Niye? Çünkü CHP içerisindeki o tutucu, maalesef ırkçı yapı acaba kendisine zarar verir mi, kendisini boğar mı diye endişe ediyor. Bunu bile söyleyemiyor. Dedelerinin Konya taraflarından geldiğini, Türkmen olduğunu falan söylüyor. Halbuki Sayın Kılıçdaroğlu'nun bütün akrabalarına sorduğunuz zaman diyorlar ki 'kardeşim hayır. Biz böyle böyleyiz.'

Sayın Kılıçdaroğlu'nun Sünni olması, Alevi olması, Türkmen olması, Kürt olması, Çerkez olması, Abaza olması hiç ilgilendiğimiz bir konu değil. Ama bir genel başkan kendine karşı dürüst değilse halkına karşı dürüst olamaz. Kendine karşı samimi değilse milletine karşı samimi olamaz.

Sayın Kılıçdaroğlu açık yüreklilikle çıkıp ne olduğunu söylediği zaman millete daha sempatik olur. O açıdan kendi yöresine, kendi içinden çıktığı topluma karşı bile, bu meselede bile dürüst olamayan Sayın Kılıçdaroğlu, Başbakan'a, hükümete yüreğiniz yetiyorsa gibi laflar ediyor, 'Dersim arşivlerini açın' diyor. Kardeşim, Dersim arşivi açılacağı zaman bize dokunacak bir tarafı yok ki."

Kaynak: AA / Güncel

Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title