AKP'nin Sözlü Savunması : Gül'ün Davaya Dahil Edilmesi Anayasa İhlalidir
AKP'nin Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı sözlü savunmada, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün davaya dahil edilmesinin anayasa ihlali olduğu belirtildi.
AKP'nin sözlü savunmasında, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile ilgili Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'nın iddialarına da yanıt verildi.
AKP'nin Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı sözlü savunmada, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün davaya dahil edilmesinin anayasa ihlali olduğu belirtildi.
AKP'nin sözlü savunmasında, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile ilgili Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'nın iddialarına da yanıt verildi. Sözlü savunmada, "Anayasamızın bir bütün olarak anlamı, sistemin üzerine oturduğu ilkeler ve sorumsuzluk kuralı birlikte değerlendirildiğinde, görevde bulunan bir Cumhurbaşkanı için yaptırım istenmesini hukuki bir temele bağlamanın imkanı yoktur" denildi. Bu konuda Anayasa'nın ilgili maddeleri anımsatıldı.
Cumhurbaşkanının, Başbakan ve ilgili bakanlar tarafından imzalanan kararlarından, Başbakan ve ilgili bakanların sorumlu olduğu belirtilen savunmada, anayasanın 105/1. maddesi hatırlatıldı. Savunmada, "Bu nedenlerle, parlamenter hükümet sistemini benimsemiş Türkiye'de, TBMM veya başka bir organın, siyasi sorumluluğu olmayan Cumhurbaşkanını görevinden uzaklaştırması da mümkün değildir" denildi.
"Cumhurbaşkanı'nın belli şartların birlikte varlığı halinde sadece vatana ihanet suçundan dolayı suçlanabileceği" hatırlatılan savunmada, şöyle denildi :
"İddianamenin 65-70'inci sayfaları arasında Cumhurbaşkanı hakkında 10 iddia ileri sürerek Cumhurbaşkanını davaya dahil etmesi, açık bir Anayasa ihlalidir. Zira Abdullah Gül, Ak Parti üyeliğinden ayrılmış bir vatandaş değil, o yukarıda belirtilen Anayasal teminatlar altında Devletin başı, Türkiye'nin Cumhurbaşkanı'dır. İddia makamı, değişik yorum ve değerlendirmelerle Anayasa'nın açık hükümlerini kaldıramaz ve Anayasa'ya uygun bir hal, sırf iddia makamının iddiası veya değerlendirmesiyle Anayasaya aykırı hale gelmez. Çünkü Anayasamız, hukuk devleti anlayışımız ve benimsemiş olduğumuz hukukun evrensel ilkeleri buna imkan vermez.
Sonuç olarak; Cumhurbaşkanın, Cumhurbaşkanı olmadığı dönemdeki eylem ve söylemleri nedeniyle siyasi yasaklılığının ve o dönemde üyesi olduğu partinin kapatılmasının talep ve dava edilmesi ve bu davada Cumhurbaşkanının eylem veya söylemlerinin delil olarak kullanılması, parlamenter sistem, anayasa ve hukuk açısından mümkün değildir. Kaldı ki, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e yapılan isnatlar, Anayasa ve laikliğe aykırı değildir, "Düşünce ve kanaat hürriyeti" (Anayasa, m. 25) ve "Düşünceyi açıklama ve yayama hürriyeti (Anayasa , m. 26) kapsamında olup, demokratik hukuk devletinin (Anayasa, m. 2) teminatı altındadır." (ANKA)
(HF/ZG)