AKP'li Elitaş: DTP'nin Sorununu Çözme Noktasında Çalışıyoruz
AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, DTP'lilerin İfade Krizi ile İlgili Olarak, Anayasa'nın 83 ve 14. Maddeye Yapılan Atıfta Bir Problem Olduğunu Belirterek, "Yasal Düzenleme Konusunda Arkadaşlarımız Çalışıyorlar. Bu Konuyla İlgili Eğer Bir Düzenleme Yan Etkileri Olmayacak Şekilde Bir Düzenlemeyle Çözüm Yapılabilirse, Bu Konuda Çözmek İçin Gayret Gösteriyoruz" Dedi.
AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, DTP'lilerin ifade krizi ile ilgili olarak, Anayasa'nın 83 ve 14. maddeye yapılan atıfta bir problem olduğunu belirterek, "Yasal düzenleme konusunda arkadaşlarımız çalışıyorlar. Bu konuyla ilgili eğer bir düzenleme yan etkileri olmayacak şekilde bir düzenlemeyle çözüm yapılabilirse, bu konuda çözmek için gayret gösteriyoruz" dedi.
Elitaş, Meclis'te Cuma namazı çıkışı gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Elitaş, DTP'lilerin ifade krizinin çözümüne yönelik nasıl bir anayasa değişikliği hazırlığı öngörüldüğünün sorulması üzerine, "Şu andaki gözüken ilk etapta bakılan problem Anayasa 83. maddedeki 14. maddeye yapılan atıfta bir problem gözüküyor" dedi.
Bu konuda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın sözlerini de anımsatan Elitaş şöyle dedi;:
"Bu konu sadece iktidar partisinin çoğunluğu olsa dahi yapılacak değil. Çünkü toplumsal mutabakatın Anayasa değişikliğinde şart olduğunu biliyoruz. Ana muhalefet partisiyle muhalefet partisinin destek vermesi toplumsal mutabakatın sağlanmasına büyük katkı sağlayacak. Açıkçası, Türkiye 12 Eylül'de yasaklı bir Türkiye'yi yaşarken, yasaksız Türkiye diye ortaya çıkanlar rahmetli Türkeş, Ecevit, Demirel, Erbakan sayın Baykal olmak üzere. Şimdi bunlar ifade özgürlüğünün varlığı konusunda anayasa değişikliğinin; bu Mecliste, bu çatı altında söylenen her sözün ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini, milletin teveccühüyle milletvekili olmuş şahısların ifade özgürlüğü konusunda daha öneme mazhar olduğunu hepimizin bilmesi gerekir."
Demokrasinin birinci vazgeçilmez koşullarından biri konuşma özgürlüğü,düşünme özgürlüğü, ve ifade özgürlüğü olduğuna dikkat çeken Elitaş, bunu bütün siyasetçilerin iyi bir şekilde değerlendirmeleri gerektiğini söyledi.
Elitaş şöyle dedi:
"Artık, 2. maddedeki demokratik devleti, laik devleti, sosyal devleti ve hukuk devletini tartışmayı, 21. yüzyılın Türkiye'sinde bırakmamız gerekir.Yasal düzenleme konusunda arkadaşlarımız çalışıyorlar. Bu konuyla ilgili eğer bir düzenleme yan etkileri olmayacak şekilde bir düzenlemeyle çözüm yapılabilirse, bu konuda çözmek için gayret gösteriyoruz" diye konuştu.
AKP'nin samimiyetinin bütün siyasi partilerde olduğu kanaati içindeyiz. Çünkü bir problem, sorun var. İfade özgürlüğü konusunda bir sorun var. Bu sorunu çözmek siyasetçilerin, özellikle TBMM'nin görevi. Herkes üzerine düşeni yapmalı."
-MUHALEFETİN ELEŞTİRİLERİ-
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, yasama yılının açılış nedeniyle yaptığı konuşmaya tepki gösteren muhalefet partilerinin eleştirilerini de değerlendiren Elitaş, "Muhalefet partilerin biri bir eleştiri yapmış. Herhalde o rehavet içerisinde yapılmış bir eleştiri gibi. Sayın Cumhurbaşkanı, farklılıklar ülkesinin cumhurbaşkanı gibi konuştu diye söyledi. Sayın Cumhurbaşkanına Türkiye Cumhuriyeti Devleti sınırları dışında yapılan bir saygısızlığa hepimiz, hep beraber tepki gösteririz" dedi.
Cumhurbaşkanına herkesin saygı göstermesi gerektiğini kaydeden Eliştaş, muhalefetin eleştirilerine şu şekilde yanıt verdi:
"O tepkinin haklılığını, kuvvetini ortaya koyabilmek için ne olursa olsun bu ülkenin devletin başı olan Cumhurbaşkanına herkesin saygı göstermesi gerekir. Başkasından beklediğimiz minimum seviyedeki bir saygıyı biz burada göstermiyorsak önce kendimizi eleştirmemiz gerekir. Asıl önemli olan Sayın Cumhurbaşkanı başbakan iken, Sayın Cumhurbaşkanı Dışişleri Bakanı iken kendisinin emrinde çalışan bürokratların da en arka tarafta sayın Cumhurbaşkanı girerken ve çıkarken açıkçası aynen sayın Meclis Başkanımızın ifade ettiği gibi ayağa kalkmamaları çok manidar çok dikkat çekici. Sayın Cumhurbaşkanı bir mesaj verdi, farklılıklarımızı bütünleştirmeliyiz ve bunu demokrasi içerisinde hazmedebilmeliyiz mealinde bir söz söyledi. Sayın Cumhurbaşkanı, siyasi düşüncesi farklı olmasına rağmen, kendi düşüncesinden daha da farklı olmasına rağmen 5 yıl süreyle bir şahsı görevlendirebiliyorsa, kendi düşüncesinin dışında da olsa onu görevlendirme medeni duruşunu gösterebiliyorsa en azından mesai arkadaşlığı nezaketine binaen o şahısların da Sayın Cumhurbaşkanına saygı göstermeleri gerekirdi."
CHP'li milletvekillerinin Cumhurbaşkanı Gül'ün, Genel Kurul salonuna girişi sırasında ayağa kalkmalarını da eleştiren Elitaş, "İzledim, Milletvekili arkadaşlarımız içlerinden gelen duyguyla kalkmak için hamle yapacaklar ama ön sıraya bakıyorlar, ön sıradaki kalkarsa ben de kalkayım düşüncesindeler. Maçlarda olur ya hani Meksika hareketi gibi bir taraftan başlar, en önden başlayınca arkaya doğru dalga dalga yayılan bir hareket. Bu milletvekilinin özgür iradesine yakışmayan, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bekasına ve saygı duyulması konusunda sözlü söylemlerin özlü olmadığını gösteren bir durumdur" sözleriyle değerlendirdi.
.
-SEZER HATIRLATMASI-
Elitaş, Ahmet Necdet Sezer'in Cumhurbaşkanlığı görevindeyken AKP'nin tavrını hatırlatarak şöyle dedi:
"Sayın Sezer, bundan önceki Cumhurbaşkanıydı. Takdir edersiniz etmezsiniz ama AK Parti Grubu, Sayın Sezer'in katıldığı bütün toplantılarda, hiç önden dalga hareketi beklemeden, Cumhurbaşkanımız devletimizin temsilcisidir diye saygıyı göstermiştir ve göstermekte. Aslında bu söylenecek bir şey değil, olması gereken bir şey. Tartışılmaması gereken bir konu. Başka ülkelerin cumhurbaşkanları TBMM'de konuşurken ayağa kalkan zevat, maalesef kendi ülkesini temsil eden oy verirsiniz vermezsiniz, sindirirsiniz sindirmezsiniz ama şu anda Sayın Abdullah Gül, Türkiye Cumhuriyeti Devletini temsil ediyor. Bugün de hepimizi temsil etmek üzere yurt dışı seyahatine çıktı. Açıkça partizanlığı bırakmamız gerekir." (ANKA)
(BK/BÜN)