Haberler

AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'Birileri Başbakan'ı Uyaracak' Diyen CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ı Ağır Bir Dille Eleştirdi.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'Birileri Başbakan'ı uyaracak' diyen CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ı ağır bir dille eleştirdi.

Erdoğan, "Demokrasi diyorlar, ondan sonra sıkılmadan utanmadan 'Başbakan'a bir yerlerden bir şeyler fısıldayacaklar' diyorlar. O senin işin, bizim işimiz değil. Biz yüreğimizi koyduk bu işe, bu yola böyle çıktık. Bizim nereden ne talimat alacağımız bellidir. O da millettir" dedi. Baykal'ın son dönemdeki çıkışlarına 'Bazen sigorta atıveriyor' diyerek cevap veren Erdoğan, "Önce 'Erdoğan oraya çıkacak' dedi, şimdi çıkmayacak demeye başladı. Yahu ne çıkacağını ne de çıkmayacağını söyleyen birisi yok ki. Nisan'ı bekleyin diyen bir lider var. Ben 'Nisan'ı bekleyin' dedim ama sen dayanamadın düştün yollara, koşuyorsun, bağırıyorsun, çağırıyorsun. Verdim ellerine bir çelik çomak oynuyorlar. Gülüyoruz" diye konuştu. Erdoğan, Baykal'ın, İstanbul eski Valisi Erol Çakır'ın, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptığı döneme ait duyumları içeren ihbar yazısıyla ilgili iddialarına da sert çıktı. 'Çok gizlilik damgasını taşıyan bir evrakı CHP nasıl ele geçirmiştir' diye soran Erdoğan, savcıları göreve çağırdı. Erdoğan, "Hiçbir zaman güneşi balçıkla sıvayamazlar. Tayyip Erdoğan'a bu çamuru atmakla bir yere varamazsınız. Adama sorarlar ya 8 yıldır neredeydiniz? İş Bankası ile ilgili de duyumlar var, ama tabi biliyorsunuz, sazAnlamayana da davul zurna az" tepkisini gösterdi. AK Parti il başkanları, belediye başkanları, kadın kolları ve gençlik kolları başkanları Ankara'ya bir araya geldi. Bilkent Otel'de gerçekleştirilen toplantının açılışında konuşan Başbakan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın son dönemdeki eleştirilerine sert bir dille cevap verdi.

'BAYKAL SÜREKLİ FETVA ÜRETİYOR'

CHP lideri Baykal'ın askerlere atıfta bulunarak 'Birileri Başbakan'a Cumhurbaşkanı olma diyecek' yönündeki açıklamalarına sert çıkan Erdoğan, "Bu millet onları tanıyalı, notlarını vereli çok oldu ama onlar bu milleti kırk yıldır tanıyamadılar. Bu milletin beklentilerini, hissiyatını öğrenemediler. Yetkisini nereden aldıkları kendilerinin de bilmediği bir tafrayla her gün her konuda fetvalar üretiyorlar. Demokrasi diyorlar, ondan sonra sıkılmadan utanmadan 'Başbakan'a bir yerlerden bir şeyler fısıldayacaklar' diyorlar. O senin işin, bizim işimiz değil. Biz yüreğimizi koyduk bu işe, bu yola böyle çıktık. O sizin işiniz. Bizim nereden ne talimat alacağımız bellidir. O da millettir. Milletten başkası değildir. Bunu böyle bilmesini tavsiye ederim" diye konuştu. CHP'yi 'akşam farklı, sabah farklı' siyaset yapmakla suçlayan Başbakan Erdoğan, böyle bir siyaset anlayışının olamayacağını söyledi.

'ELLERİNE ÇELİK ÇOMAK VERDİM, OYNUYORLAR'

Erdoğan, CHP lideri Baykal'ın 'Başbakan Köşk'e çıkmamalı' yönündeki çıkışına da cevap verdi. "Sabah farklı, akşam farklı konuşuyor, böyle siyaset olur mu?" diyen Erdoğan, şöyle konuştu. "Önceleri 'Erdoğan oraya çıkacak' dedi ve Meclis'te akla hayale gelmeyecek şeyler söyledi. Dolayısıyla 'çıkamaz' dedi. Şimdi çıkmayacak demeye başladı. Yahu zaten ne çıkacağını ne de çıkmayacağını söyleyen birisi yok ki. Nisan'ı bekleyin diyen bir lider var. Ben 'Nisan'ı bekleyin' dedim ama sen dayanamadın düştün yollara, koşuyorsun, bağırıyorsun, çağırıyorsun. Senin gibi birileri daha koştu yollara, onlar da bağırıyorlar çağırıyorlar. Ta başında ne dedim. 'Verdim ellerine bir çelik çomak oynuyorlar' dedim. Oynuyorlar. Nitekim yeni yeni bazı köşe yazarları da anlamaya başladı. 'Hakikaten elimize verdiler, bir çelik çomak oynuyoruz ve belki de televizyonların karşısında bizim bu tartışmalarımızı izleyip, kıkır kıkır gülüyorlar' dedi. Aynen işte gülüyoruz , işte burada. Niye çünkü bizim gündemimizde ülkeye hizmet var."

'ESİP GÜRLÜYORLAR AMA YAĞAMIYORLAR'

CHP'lilerin ağzından şimdiye kadar ülke yararına hiçbir proje duymadığını belirten Erdoğan, "Şunu şöyle yaparsanız daha iyi olur, dediklerini duydunuz mu, duyamazsınız. Bunların ağzından sadece hakaret çıkar. Saygı dışı ifadeler çıkar. Başka bir şey duyamazsınız. Duymayacaksınız da yok. Niye, çünkü bunlarda ne proje var ne ideal var ne bu ülkeye hizmet var. Bunların belli başlı birkaç kavramları var. O kavramlarla yatarlar, o kavramlarla kalkarlar. Esip gürlüyorlar ama yağamıyorlar. Büyük bir cüretkarlıkla kendilerini millet yerine koyup millet adına kararlar veriyorlar. Siyaset ve ahlak gibi kavramlara ne kadar uzak olduğunu sadece ortaya koymuyorlar aynı zamanda Türkiye'nin gerçekleştirdiği büyük değişimi de anlamadıklarını gösteriyorlar. Çok şükür bugün Türkiye'nin dertleriyle dertlenen bir hükümet var da bu oyuna gelmiyor" diye konuştu.

'ANAMUHALEFET EVLERE ŞENLİK'

Türkiye'de bir iktidar sorunu olmadığını ancak bir muhalefet sorunu bulunduğuna işaret eden Erdoğan, yapılan her hayırlı işe karşı çıkan, yapıcı eleştiri yerine karalama ve çarpıtmayı usul haline getiren, demokrasiye güç vermek yerine demokrasi dışı eğilimlere sığınan bir muhalefet anlayışının olduğunu söyledi. Ana muhalefet için 'tam evlere şenlik' diyen Erdoğan, "Karşıdakinin bileğini bükemiyorsan, söyleyecek sözün yoksa, siyasetsizlikten, gerilimden medet umacaksın, belden aşağı vuracaksın, kriz ve gerilimden besleneceksin mantıkları bu. Ana muhalefetin bu tavrı siyaseti de, demokrasiyi de, muhalefet kavramını da zayıflatıyor. Halktan kopuk bir partinin gerçekçi bir siyaset ortaya koyabilmesi zaten mümkün değil" diye konuştu. Muhalefeti Meclis çalışmalarına engel olmakla da suçlayan Başbakan Erdoğan, tepkisini şu sözlerle dile getirdi: "Bakınız bu muhalefet anasıyla yavrusuyla şu anda yasama organının çalışmasını engellemek için elinden ne geliyorsa onu yapıyor. Düşünebiliyor musunuz, sadece komisyon çalışmalarında bir maddenin görüşülmesi için 48 önerge verecek kadar bunların gözü kararmış. Senin partinin bu konudaki politikası bellidir ya. Bir kişi, iki kişi görevlendirirsin çıkar oradaki düşüncelerini açıklar. Ama 48 kişi orada masal anlatıyor, hikaye okuyor. Çünkü kanunla ilgili de konuşmuyorlar. Dereden tepeden bunları anlatıyorlar. Her birinin 5 dakika konuştuğunu düşünün 240 dakika. Bu bu ülkenin geleceğinden zaman çalmaktır. Zaman çalmanın ötesinde kalkınma hareketini engellemektir. Çık dürüst olarak, iki kişi, üç kişi düşünceni belirt. Ama orada sadece bu işi engellemek için bu yollara başvurmanın siyasi etikle örtüşür hiçbir yanı yok. Aynı şeyi parlamentoda da yapıyorlar." Erdoğan, muhalefetin akla hayale gelmeyen şeyler iddia ettiğini de belirterek, "Tutuşturuyorlar ellerine birer kağıt parçası, ondan sonra da onu çıkıp orada okuyorlar. Yani şunu araştıralım, doğru mudur, değil midir, inanın yok böyle bir çalışmaları" diye tepki gösterdi.

SAVCILARI GÖREVE ÇAĞIRDI

Erdoğan konuşmasında CHP lideri Baykal'ın, İstanbul eski Valisi Erol Çakır'ın, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptığı döneme ait duyumları içeren ihbar yazısıyla ilgili iddialarına da sert çıktı. Erdoğan, kendisiyle alakalı 'çok gizlilik' damgası taşıyan bir evrakı önce Meclis'te bir milletvekilinin eline tutuşturup, gösterdiğini ifade ederek, şunları söyledi:

"Şecaat arz ederken sirkatin söylüyor. Ben buradan savcılara suç duyurusunda bulunuyorum. Çok gizlilik damgasını taşıyan bir evrakı CHP nasıl eline geçirmiştir. Bunun cevabını versinler. Nasıl ele geçirdiler? Çok gizlilik damgası var bunda. Ele geçirdiniz, peki onda ne diyor? Bu tarihte Tayyip Erdoğan hapiste, orada değil. Ama Tayyip Erdoğan ile ilgili olarak, orada duyumlar aldığını söylüyor. Kim, o zamanki vali. Bir vali duyumlar aldığını söylemez, Bir vali belge ortaya koyar. İfade aynen o. Öyle okudu ya. Duyumlar alınıyor. İşte filanca, filanca, filanca gazeteye. O gazeteler de başlıklarını attı. 'Namussuzdur. Hiçbir yardım oralardan alınmamıştır. Bunu ispat edemeyenler şerefsizdir' dediler. Buyur hadi, git ver cevabını. Niye veremiyorsun? Çık, niye açıklayamıyorsun, açıklayamazlar, Hiçbir zaman güneşi balçıkla sıvayamazlar, Bunu böyle bilsin. Sıvayamayacaklar. Ve bu attığı adımlar iş değil. Bu ülkede yasalar var. Bu yasalar çerçevesi içerisinde her adım atılır. Ve Tayyip Erdoğan'a bu çamuru atmakla bir yere varamazsınız. Adama sorarlar ya 8 yıldır neredeydiniz? Veya bu parti kurulduğunda Tayyip Erdoğan hakkında 57 tane dava açtınız, partiyi kurduğumda hakkımda 7 dava vardı, partiyi kurduğum anda 57 davaya çıktı. Mahkeme mahkeme mahkeme, 2-3 tane kaldı. Onlarda da arkadaşlarım beraat etti, milletvekili olduğum için bizimki rafta duruyor. Ayıptır her şeyin bir edebi, adabı vardır. Hiçbir şeyi bulamıyorsunuz. Çamur at, tutmasa da iz bırakır. Ama bu millet bunu kabul etmedi." Milletin muhalefetin dediklerine prim vermediğini, yalanlarına iltifat etmediğini, uyduruk belgelerine iltifat etmediğini kaydeden Erdoğan, "Ne demek ya, duyum aldık. Laf mı? Çok şey duyarsınız, O gün Meclis'te grup başkanvekilimiz çok güzle bir şey söyledi. Yani sizinle ilgili de böyle böyle İş Bankası'ndan duyum alınmış, dedi. Bunu belgeleyemezseniz olur mu? Ama tabii biliyorsunuz, saz anlamayana da davul zurna az" tepkisini gösterdi.

İL BAŞKANLARINA UYARILAR

Başbakan Erdoğan, milletin gözü önünde sergilenen ucuz siyasi taktiklerin, bayat demagojilerin tarih sayfalarında hak ettiği karşılığı bulacağından şüphe duymadığını söyledi. Milletin demokratik olgunluğuna ve insani hassasiyetlerine sonuna kadar inandığının altını çizen Erdoğan, milletin terazisinin asla yanlış tartmayacağını vurguladı. İktidarda oldukları dönemde pek çok iftira ve ithamla karşı karşıya geldiklerini belirten Erdoğan, AK Parti'nin aynı üslupla, aynı seviyeye inerek Türkiye'ye aynı kötülüğü yapmadığını dile getirdi. "Ama bazen de işte sigorta atıveriyor. Tekrar bağlayacak yolumuza devam edeceğiz" diyen Erdoğan, teşkilatlara 'sabredin' mesajını verdi. Erdoğan, "Bugün seviye daha da düşmüşken, üsluplar daha da bozulmuşken, demokratik defolar daha da ortaya çıkmışken biz yine sabrediyoruz, sabretmeye devam edeceğiz. İhtiraslarına kapılarak siyaseti demokrasi rotasının dışına sürüklemek isteyenlere bu ülkeye ne yaptıklarını da bir kere daha düşünmelerini tavsiye ediyoruz. Bu yol yol değildir, bu gidiş gidiş değildir. Gelin millet kararını vermeden, aklı selime dönüp demokratik ayıplarınızdan bir an önce arının. Yoksa daha öncekilerin aldığı millet cevabını, sizin de almanız yakındır. Hiç bundan endişeniz olmasın" dedi. Erdoğan, 'demokratik iradeyi gözünü kırpmadan tekzip edenler ve doğru sadece benim tekelimdedir' diyen ölçüsüzlerin olduğunu ancak AK Parti olarak asla aynı zihniyette olmadıklarını, olmayacaklarını söyledi. Millet iradesine rağmen hiçbir şey söylemelerinin mümkün olmadığını kaydeden Erdoğan, şöyle konuştu: "Biz kendi siyasi menfaatlerimizi bu ülkenin sırtına yüklemek için değil, bu ülkenin menfaatleri hangi yükü taşımamızı gerektiriyorsa, o yükü layıkıyla taşımak için yola çıktık. Allah bu milletin rotasındaki yolumuzu şaşırdığımız, adalet duygumuzu, üslubumuzu kaybettiğimiz günleri bizlere göstermesin. Allah gündelik siyasi kazançlar uğruna bu ülkenin siyaset zeminini boş lafla, kaba gürültüyle, ucuz polemikle demokrasi ayıplarıyla çürüttüğümüz günleri bizlere göstermesin. Allah bu milletin karşısına göğsümüzü gere gere, alnımız ak, başımız dik çıkamayacağımız günleri de bize göstermesin. Bu milletin gündemini eski dönemlerin o kötü alışkanlıklarıyla işgal etmenin bu ülkeye çok büyük kötülükler getirdiği getireceği kanaatindeyim. Bu yıl seçim olacak diye Türkiye'nin değişim atılımını sekteye uğratacak bir ihmalkarlık, bir atalet duygusu içine giremeyiz. Hiçbir zaman biz kazanalım da Türkiye kaybederse kaybetsin diyenlerden değiliz, olmayacağız. Günü geldiğinde er meydanı kurulduğunda, kimin sırtının yere geldiğini, kimin kolunun da havaya kaldırıldığını inşallah hep birlikte göreceğiz. Hoş bugüne kadar yenilen pehlivanın güreşe doyduğu da göreülmemiştir. Bunu da varsın milletin o nefis kündesini yiyenler düşünsün".

(DA-MAY-ÖK-Y)

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Politika

Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title