Haberler

AK Parti 6. Geleneksel Büyükelçiler İftarı

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan: (2) "Türkiye’de bir kişi, iki kişi, üç kişi, dört kişi polise şiddet uygularken ölüyor, twettler, facebooklarla, dünyanın altını üstüne getiriyorlar ama öbür tarafta şu ana kadar Mısır’da 300 kişi ölüyor, bunların 53 tanesi namaz kılarken, ibadet esnasında kurşunlanarak öldürülüyor, dünya sessiz. Niye konuşmuyorsunuz? Hadi bunun karşısında da konuşun. İkircikli olmanın anlamı yok” "Suriye’de şu ana kadar 100 bin insan öldü. Hala öldürmeye devam ediyor bu rejim. Şimdi ben bu rejime diktatör demeyecek miyim? Ben bu rejime katil demeyecek miyim? Ben de insanım, onlar da insan” "Kardeş bildiğimiz Suriye halkının bir an evvel bu zalim rejimden kurtularak demokratik ve müreffeh bir yeni Suriye’yi tesis etmesi için uluslararası toplumla birlikte hak ve hukukun izin verdiği her türlü desteği sağlamaya devam deceğiz” "Ben buradan Rusya’ya sesleniyorum, Çin’e sesleniyorum, İran’a sesleniyorum, 'artık buradaki uzlaşmacı sürece destek vermeniz gerekir' diyorum. Bu işi çözmede büyük bir sorumlulukları olduğunu ifade ediyorum. Aksi takdirde bu ölen 100 bin insanın ve şu anda ülkelerinden ayrı yaşayan milyonlarca insanın inanıyorum ki tarih boyunca affı olmayacaktır" "Irak’ın geleceğinin mezhepçi politikalarına kurban edilmemesi ve halkın demokrasi ve hizmet beklentisine karşılık verebilecek siyasi adımların hızla atılması gerekmektedir"

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, " Türkiye'de bir kişi, iki kişi, üç kişi, dört kişi polise şiddet uygularken ölüyor, twettler, faceboklarla, dünyanın altını üstüne getiriyorlar ama öbür tarafta şu ana kadar Mısır'da 300 kişi ölüyor, bunların 53 tanesi namaz kılarken ibadet esnasında kurşunlanarak öldürülüyor, dünya sessiz. Niye konuşmuyorsunuz? Hadi bunun karşısında da konuşun. İkircikli olmanın anlamı yok" dedi.

AK Parti Dışilişkiler Başkanlığı 6. Geleneksel Büyükelçileri İftar Programı'nda konuşan Erdoğan, gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Mısır'da ordunun yönetime el koymasının ardından yaşanan gelişmelere değinen Erdoğan, bu ülkenin en kısa sürede gücünü halktan ve anayasal meşruiyetten alan, insan haklarına ve temel özgürlüklere saygılı bir sivil yönetime geçiş konusunda kararlı adımlar atacağına inancını dile getirdi.

" Türkiye'de bir kişi, iki kişi, üç kişi, dört kişi polise şiddet uygularken ölüyor, twettler, facebooklarla, dünyanın altını üstüne getiriyorlar ama öbür tarafta şu ana kadar Mısır'da 300 kişi ölüyor, bunların 53 tanesi namaz kılarken ibadet esnasında kurşunlanarak öldürülüyor, dünya sessiz" diyen Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Niye konuşmuyorsunuz? Hadi bunun karşısında da konuşun. İkircikli olmanın anlamı yok. Burada konuşmayacaksanız da nerede konuşacaksınız? Bu insanlar ibadetini yaparken kurşunlanarak öldürülüyor. İşte bizim feryadımız bunadır, bu haksızlığadır. Milletin iradesine saygı duymayanlara karşıdır, bizim bu feryadımız. Bu doğrultuda halkın tercihinin tam anlamıyla tecelli edeceği özgür ve adil seçimlerin bir an once gerçekleştirilmesi hepimizin beklentisidir."

-"100 bin insanın öldürüldüğü Suriye'ye karşı hala ciddi bir ses yükselmiyor"-

Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin devlet geleneğinde ve dış politika ilkelerinde mezhepçilik veya dini istismarın hiç bir zaman bulunmadığının altını çizerek, şöyle konuştu:

"Bundan  sonra da iktidarımız süresince olmayacaktır. Bu, kesin bir taahhüttür. Burada Suriye'deki kriz öncesi dönemde Türkiye'nin mevcut rejimle olan yakın ilişkileri, muhataplarına mezhep gözlüğüyle bakmadığının açık bir teminatıdır. Keza Irak'ta da hükümeti kuranların hangi mezhepten olduğu bizim için belirleyici olmamıştır. Nitekim biz, bugün Suriye'deki rejme  şu veya bu mezhepten olduğu için karşı çıkmıyoruz. Her kesimden halkına açıkça zulmetti. Sünni'si, Nusayri'si, Hristiyan'ı ile tüm Suriyelilerin geleceğini tehlikeye attığı için karşı çıkıyoruz. Suriye'de şu ana kadar 100 bin insan öldü. Hala öldürmeye devam ediyor, bu rejim. Şimdi ben bu rejime diktatör demeyecek miyim? Ben bu rejime katil demeyecek miyim? Ben de insanım, onlar da insan.

Biz insanların tümünü Yaradandan ötürü seviyoruz. Türk olduğu için filan değil. Kürt, Laz, Gürcü, Abaza vesaire bundan dolayı değil. Yaradandan ötürü seviyoruz. Orada Müslüman veya Müslüman olmayan diye bir şey, ayrım yapılamaz. Siz bu insanlara karşı her zaman şefkat elini uzatmak zorundasınız. 100 bin insanın öldürüldüğü Suriye'ye karşı hala ciddi bir ses yükselmiyor. Neredeyiz? Benim burada sesim, Müslüman ülkelere de Müslüman olmayan ülkelere de hepsinedir."

-"Bu durum iyiye gitimiyor"-

Türkiye'de şu anda sadece kamplarda bulunan Suriyeli sayısının 200 bin olduğuna işaret eden Erdoğan, şunları söyledi:

"Bir o kadar evlerde barındırdığımız, beslediğimiz insanlar var. Bir taraftan da sınırlarda şu anda maaselesef iç savaş ve bu iç savaş neticesinde bizim ülkemizde şehit olan vardır. Bu durum iyiye gitmiyor ne yazık ki. Kardeş bildiğimiz Suriye halkının bir an evvel bu zalim rejimden kurtularak demokratik ve müreffeh bir yeni Suriye'yi tesis etmesi için uluslararası toplumla birlikte hak ve hukukun izin verdiği her türlü desteği sağlamaya devam deceğiz."

-"Zalimin dini, mezhebi veya etnik kökeni önemli değildir"-

Başbakan Erdoğan, Rusya, Çin ve İran'a da seslenerek,  "Artık 'buradaki uzlaşmacı sürece destek vermeniz gerekir' diyorum. Bu işi çözmede büyük bir sorumlulukları olduğunu ifade ediyorum. Aksi takdirde bu ölen 100 bin insanın ve şu anda ülklerinden ayrı yaşayayan milyonlarca insanın inanıyorum ki tarih boyunca affı olmayacaktır" ifadesini kullandı.

"Bizim için zalimin dini, mezhebi veya etnik kökeni önemli değildir. Biz yapılan zulme bakarız" diyen Erdoğan, şöyle konuştu:

"Akan masum kanlar üzerinden mezhep tartışması yapmayı da insanlığın vicdanını ayaklar altına alıp çiğnemek olarak görürüz. Ancak gelinen kritik aşamada bölgeyi bir mezhep çatışmasına götürmek ve dini duyguları dar çıkarları uğruna istismar etmek isteyenlerin bulunduğunu çok iyi biliyoruz.

Maalesef yeniden iç savaşın en karanlık yıllarını hatırlatan bir şiddet sarmalına doğru sürüklenen Irak'ta yaşananlar da buna ayrıca bir örnek. Irak'ın geleceğinin mezhepçi politikalara kurban edilmemesi ve halkın demokrasi ve hizmet beklentisine karşılık verebilecek siyasi adımların hızla atılması gerekmektedir. Irak'taki her türlü gelişmenin olumlu olumsuz tüm etkilerini doğrudan hisseden Türkiye, bu yönde ilgili tüm taraflara gerekli telkinlerde bulunmaya devam edecek ve hiçbir konuda desteğini esirgemeyecektir. Keza bir diğer komşumuz olan, yine Ortadoğu'daki gelişmeler açısından kritik bir konumda bulunan İran ile ilişkilerimizde de her zaman için şeffaf ve yapıcı bir tutum içinde olduk. Anlaşamadığımız konularda görüşlerimizi açıkca ifade ettik. Her halükarda diyaloğu ve iş birliği imkanlarını her zaman açık tutmaya çalıştık. İran'ın çözümlerin bir parçası olmasının, bölge barış ve istikrarına önemli katkı sağlayacağına inanıyoruz."

-"Filistin iç ittifakı sürecinin önemi daha da artımıştır"-

"Bölgemizde yaşanan bu değişim ve dönüşümler nedeniyle dikkatler başka yöne kaymış olsada unutulmamalı ki Arap-İsrail ihtilafı Ortadoğu'da yaşanan sorunları doğrudan etkilemeyi sürdürmektedir" ifadesini kullanan Erdoğan, şöyle dedi:

"Biz, Türkiye olarak bu ihtilafın adil ve kalıcı bir şekilde çözümünü destekliyor, bu konuda elimizden gelen katkıyı yapmaya hazır olduğumuzu ifade ediyoruz. Ancak İsrail hükümetinin uluslararası toplumun tüm tepkisine ragmen başta işgal altındaki Filistin topraklarında sürdürdüğü yasa dışı yerleşim faaliyetlerinin, uluslararası hukuku hiçe sayan politakalarının, barış çabalarını engellediğine tanık oluyoruz. Bu aşamada Filistin iç ittifakı sürecinin önemi daha da artımıştır. Türkiye olarak hem el-Fetih hem de Hamas ile yakın temasımızı sürdürüyor,  tarafları ittifaka teşvik ediyoruz. Filistinlilerin birlik olması, müzakere masasına tek bir vücut olarak oturması, Filistin davasının başarısı açısından önemlidir."

-"Tarihi nitelikte reformlar gerçekleştirdik"-

Türkiye'deki bazı güncel gelişmeler hakkında düşüncelerimi paylaşmak istediğini de dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:

"Hepinizin, Türkiye'yi çok iyi tanıdığınızı ve çok yakından takip ettiğinizi biliyorum. Türkiye'yi daha iyi anlayabilmek, daha iyi analiz edebilmek için Türkiye'nin nereden geldiğinin, hangi yollardan geçtiğinin bugünlere nasıl ulaştığının mutlaka göz önünde bulundurulması gerekir. Türkiye'yi sadece bugünüyle değerlendirmek, geçmişinden bağımsız şekilde ele alarak analiz etmek eksik ve yanıltıcı olacaktır.

Bakınız, bundan 53 yıl önce, 27 Mayıs 1960'ta Türkiye çok acı bir askeri darbeye maruz kalmıştır. Dönemin seçimle gelmiş başbakanı ve iki bakanı maalesef idam edilmiştir. Biz, böyle bir geçmişten geliyoruz. 1960 yılındaki askeri darbe, arkasında çok ağır travmalar, bugün dahi silinmeyen izler bırakmıştır.  Mevcut anayasamız, mevcut kurumlarımız hatta bazı siyasi partilerimizin mevcut zihniyeti, 53 yıl önceki askeri darbenin halen izlerini taşıyor. Kasım 2002'de AK Parti olarak iktitar görevini devraldığımızda Türkiye işte bu askeri darbenin gölgesi altında olan sınırlı, sorunlu bir demokrasiye sahipti.  Şimdi bazen çok farklı şeyler duyuyorum. İkili görüşmelerimizde ne yazık ki bunları bazı büyükelçilerimizden de dinliyorum, üzülüyoruz. Hem Türkiye'de yaşayacaksın hem demokrasi sürecinin temel ve hak hürriyetlerin, özgürlüklerin ne noktada olduğunu anlamıyor veya anlamıyor görüneceksin. Bakınız dikkatinizi bir yere özellikle çekiyorum, 2002 yılına kadar, yani darbenin üzerinden 42 yıl geçmiş olmasına rağmen demokrasimizin, siyasetimizin, milli iradenin üzerinde bu darbenin tehditleri vardı. Biz 10,5 yıl boyunca işte bu tehditlere karşı çok kararlı bir mücadele verdik. Türkiye'nin demokrasinin üzerindeki kara bulutları dağıtmak için, milli iradeye güç kazandırmak için, Türkiye'yi dünya ile bütünleştirmek için tarihi nitelikte reformlar gerçekleştirdik. Hukuk sistemini yeniden ele aldık. Hukuk üzerindeki baskıyı kaldırdık ve hukuku olması gereken bağımsız, tarafsız, hızlı ve adil işleyen bir mecraya kavuşturduk."

- Ankara

Kaynak: AA / Politika

Recep Tayyip Erdoğan Ak Parti Türkiye Suriye Politika Güncel Haberler

title