Haberler

Ahmet Ulusoy Liselerinde "2. Ulusal Genç Fikirler Çalıştayı"

Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, "Etrafıma şöyle bir baktığımda günümüzde maalesef çocukların anne babayı çoğunlukla bir finansör ya da sponsor olarak gördüğünü söylersem haksızlık etmiş olmam" dedi.

Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, "Etrafıma şöyle bir baktığımda günümüzde maalesef çocukların anne babayı çoğunlukla bir finansör ya da sponsor olarak gördüğünü söylersem haksızlık etmiş olmam" dedi.

Kavaf, Atlantik Eğitim Kurumları Ahmet Ulusoy Liselerinde öğrenciler tarafından düzenlenen "2. Ulusal Genç Fikirler Çalıştayı"nda yaptığı konuşmada, çocuğun ilk eğitimini aldığı ailesinden sonra hayata bakışını belirleyen en önemli yerin okul olduğuna işaret etti.

Bakan Kavaf, günümüzün sınav sisteminde çocukların okul dışındaki zamanının büyük çoğunluğunu dershane ve kurslarda geçtiğini, çocukların evi sadece otel olarak kullandığını ifade etti.

Toplumun sosyal yapısını, dilini, geleneklerini, değişme yönünü ve sürecini kavramadan topluma sağlıklı nüfuz etmek ve sosyal politikalar üretmenin mümkün olmadığını vurgulayan Kavaf, sosyal yapının sorunlarını tespit etmek ve çözümleri bulmak için sosyal bilimler alanında çalışan ve okuyanlara büyük sorumluluk düştüğünü söyledi.

Çalıştayın konusunun "aile" olmasını dikkat çekici bulan Kavaf, ailelerin, toplum olarak korunması gereken en önemli kurumların başında geldiğini söyledi.

-"AİLE YAPIMIZIN GÜÇLÜLÜĞÜ İLE SAVRULMADIK"-

2000'li yılların başında dünyada yaşanan krizlerde bazı ülkelerin aile kurumlarının yeterince güçlü olmaması nedeniyle "değerler erozyonu" yaşadığını vurgulayan Kavaf, bunun sonucu olarak insanlık dramı denilen sahnelerin televizyon ekranlarından izlendiğini belirtti.

Kavaf, "Aynı sıkıntıları ülke olarak biz de yaşamamıza rağmen güçlü aile yapımız ve aile yapımız içindeki güçlü dayanışma ilişkileri içinde savrulmadan en az hasar ve zararla o dönemi geçirdiğimizi hatırlatmak isterim" diye konuştu.

Değerler aktarımının en sağlıklı yaşandığı yerlerin aile kurumları olduğunu vurgulayan Kavaf, çocukların ilk dini öğretiyi aile içinde aldığını, gelenek, görenek ve değer anlamında büyüğe saygı, küçüğe sevgi, paylaşma ve dayanışma gibi değerlerin de yine aile içinde öğrenildiğini ifade etti.

Dünyanın aile kurumunu yeniden keşfetme gayreti içine girdiğini kaydeden Kavaf, bu kapsamda dünya genelinde evlenmenin, çocuk sahibi olmanın da teşvik edildiğini anlattı.

Türk aile yapısının özel bir yere sahip olduğunu, toplumun da tarih boyunca aile eksenli bir medeniyet anlayışını benimsediğini dile getiren Kavaf, ailenin her zaman üstün ve insani değerlerin kaynağı ve taşıyıcısı olduğunu belirtti.

-"SIĞ İLİŞKİ İÇİNE DÖNÜŞEN SOSYAL YAPI"-

Bakan Kavaf, bir düşünce insanının "ailenin bizcesini" şu ifadelerle anlattığını aktardı:

"Günümüzde pek çok konuda olduğu gibi aile konusunda da maalesef kendi değerlerimizden uzaklaşmaktan kaynaklanan bir erozyon yaşanıyor. Halbuki her şeyin bize göre olanını yaşadığımız dönemlerde bizim kendi sosyal kurumlarımızla ilgili bir sıkıntımız yoktu. Ne zaman ki ekonomik ve teknolojik anlamda geri kalmışlığımızın sebebi olarak, sahip olduğumuz değerler, tarihimiz ve kültürel kodlarımız gösterildi ve tabii ki buna yeniden bir ulus devlet inşa etme modelini ilave edersek tarihinden, kültüründen, inançlarından, değerlerinden ve kültürel kodlarından yoksun bırakılmış ve kendine bir kimlik edinme çabası içinde sağa sola savrulan insanlarla toplum olarak çok ciddi bir değerler erozyonu yaşıyor olmamız bir gerçektir. "

Bakan Kavaf, değerler erozyonu ile birlikte insanlar arasındaki ilişkinin maddi kazanç elde etmeye, değerlerden yoksun ve son derece sığ ilişki içine dönüştüğünü söylemenin de mümkün olduğunu ifade etti.

Aile Araştırma Kurumunun yaptığı bir araştırmaya göre, aile kurumlarında büyük oranında her odada bir televizyon bulunduğunun ortaya çıktığını bildiren Kavaf, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Dolayısıyla çocuklarımız, herhangi bir kontrol olmadan televizyon seyrediyor ve internet kullanıyor. Çok trajik olarak aynı evin içindeki aile fertleri farklı odalarda birbiri ile mail yoluyla iletişim kurmaktadır. Bu gerçekten insanlık adına çok dramatik bir şey. Elbette teknolojiyi hayatımızı kolaylaştırmak için kullanacağız ama insan ilişkilerimizi zedeleyecek şekilde kullanmamaya da özen göstermemiz gerekmektedir. Değişik süreçlere rağmen ülkemiz, dünyada ailenin en güçlü değerlerini ve işlevini devam ettirdiği toplumlardan birisidir. "

Toplumun yüzde 94'lük kesiminin ailesiyle birlikte yaşadığına işaret eden Kavaf, geriye kalan yüzde 6'lık kesimin bir kısmını, iş ve eğitim sebebiyle geçici bir süre için ailesinden uzakta yaşayanların oluşturduğunu, yani aile yapısı dışında yaşayan kesimin oldukça az olduğunu belirtti.

-"ATAERKİL AİLE YAPISININ DEVAMINI İSTİYORUZ"-

Türk toplumunda ailenin giderek çekirdek aile yapısına dönüştüğünü vurgulayan Kavaf, "Ancak biz ataerkil aile yapısının devam etmesini arzu ediyoruz. Çünkü değerler aktarımı ailenin içinde sağlıklı bir şekilde yaşatılır. Bunun içinde anne, baba, büyükanne ve büyükbabanın özellikle üçüncü kuşak torunlarla ve çocuklarla iletişimi değerler aktarılmasının yaşatılması açısından son derece önemlidir" dedi.

Avrupa Birliğine girme sürecinde de Türk toplum yapısına uygun olanların dönüştürülerek alınması gerektiğine işaret eden Kavaf, şöyle konuştu:

"Genelde Avrupa'da özellikle şöyle bir anlayış vardır. Aileler reşit olduğunu düşünerek çocuklarını 18 yaşından sonra kapının önüne koyarlar ve

'başının çaresine bak' derler; hayatını nasıl idame ettirir, nerede kalır, ne yer ne içer bunlarla ilgilenmezler. Daha sonra tabii ki ileriki yaşlılık döneminde de insanların çok büyük bir trajedi yaşadığına hep birlikte şahit oluyoruz. Yalnızlıktan dolayı ya huzurevleri, huzurevlerine gitmediği takdirde yine tek başına yaşamanın getirdiği birtakım durumlarla karşılaşıyorlar.

18 yaşında kapının önüne konulan bir çocuk, yaşı kaç olursa olsun yaşlanmış olan anne babasına bakmaz. 18 yaşında kapının önüne konulmuş olmanın acımasızlığıyla, içinde ve yüreğinde birikmiş olan bir öfke vardır, duyarsızlık vardır. Onun için aile fertlerinin yaşları ve pozisyonları ne olursa olsun sağlık ve sıcak iletişimin devam etmesi gerekir. Bunun için özel bir çaba ve gayret gösterilmesi gerekir. "

-"AİLELER SPONSOR YA DA FİNANSÖR"-

Aile bireylerin sağlıklı iletişim kurmalarının, birbirlerine hoşgörü ile yaklaşmalarının, birbirleri için fedekarlık yapmaları konusunda gerekli değerler yüklemesinin tam olarak yapıldığını söylemeyeceğini ifade eden Kavaf, "Ben de bir anneyim. Etrafıma da şöyle bir baktığımda günümüzde maalesef çocukların anne babayı çoğunlukla bir finansör ya da sponsor olarak gördüğünü söylersem haksızlık etmiş olmam" dedi.

Eğitim sistemindeki değerler inşasının da yeniden gözden geçirilmesi gerektiğine inandığını dile getiren Kavaf, sosyal bilimler liselerinde de bu değerler inşasını gerçekleştirecek konuların çeşitli platformlarda tartışılarak Türkiye'nin gündeme taşınmasını son derece önemli bulduğunu söyledi.

20. yüzyılın, pozitif bilimlerin, sanayi ve teknolojinin geliştiği yüzyıl olduğunu belirten Kavaf, "21. yüzyıl inanıyorum ki inançların, değerlerin, tarihin, kültürel mirasın yükselişe geçtiği yüzyıl olacaktır. Bunun dinamizmi de özellikle sosyal bilimler alanında eğitim gören değerli gençlerimiz olacaktır" dedi.

Bakanlık bünyesinde yapılan araştırmaya göre, toplumun yüzde 80'inden fazlasının sosyal ilişkileri birlikte yürüten bir çekirdek aile yapısını gösterdiğini, bunun sevindirici olduğunu kaydeden Kavaf, bu güçlü bağları sağlıklı biçimde devam ettirmek için sosyal politikaları da bu yapıya uygun biçimde geliştirmeye çalıştıklarını anlattı.

"Aile yapımız tüm dünyaya örnek teşkil edecek özellikler taşımaktadır" diye konuşan Kavaf, salonda bulunan gençlere de seslendiği konuşmasını,

"İnşallah sizler de yuva kuracaksınız ve sağlıklı birer aile yapınız olacak ve sizler de ülkemizin ihtiyacı olan iyi yetişmiş insan potansiyelini yetiştiren anne babalar olacaksınız" sözleriyle tamamladı.

-"EVLİLİK ÖNCESİ DİPLOMA ALMA ZORUNLULUĞU GETİRİLSİN"-

Ankara İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Yusuf Bağrıyanık da ailenin kutsal bir yapı olduğuna işaret etti.

Evlilik müessesesinin akıl, mantık ve muhakeme gibi sağlam esaslar üzerine tesis edilmesi gerektiğini belirten Bağrıyanık, bunun için evlenmeyi düşünenlerin kendi fikirlerinin yanı sıra anne ve babasının da fikrini de alması gerektiğini kaydetti. Bağrıyanık, bunun aksi durumda telafisi zor yanlışların içine girilebileceğini belirtti.

Bağrıyanık, şöyle konuştu:

"Bugün aile eğitimi sokakta ve mektepte verilmiyor. Bu sebeple evlenecek bazı delikanlı ve kızlarımızın evlenme rüşdünü idrak etmeden bu önemli işe teşebbüs ettikleri görülmektedir. Bundan dolayı insanların evlilik öncesi mutlaka eğitime tabi tutulup diploma veya sertifika alma zorunluluğu getirilmelidir. "

Atlantik Ahmet Ulusoy Liseleri Müdürü Hayri Avar ise okulların daha çok yaşam alanları olması için çalışılması gerektiğine işaret etti.

Öğrencilerin yalnız okulda eğitim almayıp, aynı zamanda eğitim-öğretim sürecinde, hatta okul yönetiminde de rol almasını desteklerini ifade eden Avar, bu yıl ikincisini düzenledikleri ve tamamen öğrenciler tarafından organize edilen

"aile" konulu çalıştaya 120 lise öğrencisinin katıldığını bildirdi.

- ANKARA

Kaynak: AA / Sağlık

Sağlık Haberler

Bakmadan Geçme

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title