'Aday Çıkarsak Meclis'e Girmek Zorunda Kalacaktık'

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, kendilerinin cumhurbaşkanı adayı göstermemesiyle ilgili olarak, "Bir aday çıkarsaydık Meclis'e girmek zorunda kalacaktık. Biz ne olacağını biliyoruz, görüyoruz, bunlar romantik özlemler" dedi. Muhalefetin Meclis'e girerek Abdullah Gül'ün seçilmesi sürecine katkı sağladığını belirten Baykal, gazeteci Bekir Coşkun'a da destek verdi. İstanbul İl Başkanlığı önünde toplanan bazı partililer "Baykal istifa" diye bağırmak isteyince polis tarafından

uzaklaştırıldı.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Deniz Baykal, İstanbul İl Başkanlığı'nı ziyaret etti. Baykal, çıkışta basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Baykal, "Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde diğer muhalefet parti liderlerinin davranışını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine "Muhalefet partileri arasındaki herhangi bir tartışmaya katkı yapmak istemiyorum. Muhalefetin görevi ülkeyi yönetenlerin yanlış yapmalarına engel olmak, kamuoyunu o yanlışlarla ilgili belli bir duyarlılığa getirmek, yanlışlar

konusunda caydırıcı olmaktır. Bu tartışmalar olursa muhalefet partileri görevini tam olarak yapamazlar, bu nedenle tartışmalara girmek istemiyorum, tartışmamaya özen gösteriyorum" dedi.

Cumhurbaşkanlığı konusunda kendi politikalarını yaptıklarını ve bu politikanın doğru olduğuna inandıklarını belirten Baykal, "Bu politika, bir dayatmaya Parlamento'da destek olunmamasıdır. Birinci dönemde CHP olarak bunu yaptık. 'Biz girmeyiz' dedik. 'Uzlaşmayla gelecek bir cumhurbaşkanı olursa buna destek oluruz, AK Parti'nin birinin cumhurbaşkanı seçilmesini kabul ediyoruz, yeter ki bir uzlaşmayla cumhurbaşkanı arayışına giriniz' dedik. Bunu geçen meclis döneminde söyledik. Geçen dönemde uzlaşmaya

yanaşmadılar. Son 1-2 gün içinde tebliğ ettikler ve Anayasa'nın öngördüğü şartlar oluşmadığı için seçemediler. Yeni meclis döneminde uzlaşmacı bir yaklaşım içinde bulunma kararı verdiler ve Başbakan uzlaşmayla bir cumhurbaşkanı seçileceğini söyledi. Seçim akşamı yaptığı konuşmada uzlaşmanın gerekli olduğunu, kendilerine oy vermeyen vatandaşların da oylarını çok önemli bulduklarını söyledi. Onları da dikkate alacaklarını söyledi. Başbakan beni telefonla aradı ve cumhurbaşkanlığı seçimlerini işaret ederek

bu konuda konuşacağımızı söyledi. Uzlaşma güveninin ortaya çıkacağı anlaşılmaya başlandı. Biz de 'Uzlaşmayla seçilsin dayatma olmasın, uzlaşma ile seçilirse katkı veririz' dedik" diye konuştu.

Söz konusu katkının iki türlü sağlanacağını ifade eden Baykal, bunları şöyle açıkladı:

"Ya girersiniz Meclis'e kendi adayınızı gösterirsiniz. Anayasa'da seçimler esnasında 3'te 2 çoğunluğun Meclis'te olması gerektiğini söylüyor. Ya da girersiniz Meclis'e aynı adaya oy verirsiniz. İki aşamalı katkı söz konusudur. Bazı partiler ister uzlaşmayla, ister dayatmayla belirlenen cumhurbaşkanı adayını seçilmesi için yapılacak seçimde bulunacaklarını belirterek bu iki aşamalı katkıya destek sağladı. Siz kimi seçerseniz seçin ortak çalışma talep etmeyin. AK Parti'nin iç işi olarak bunu

anlayabilirsiniz. Bu ilginç bir yaklaşım. Cumhurbaşkanlığı seçimi AK Parti'nin iç işi değildir, bu 70 milyonu ilgilendiren bir konudur."

Cumhurbaşkanlığı seçiminin bir dayatmaya dönüştüğünü savunan CHP lideri Baykal, "AK Parti istişare etmeden tek taraflı bir şekilde bir kişi önermiştir. Üstelik önerilen kişinin Anayasa'nın temel ilkeleri ile Cumhuriyet'in birikimiyle, ana karakteriyle ilgili olarak kabul edilemez açıklamaları vardır. Her Avrupa ülkesinde cumhurbaşkanı seçilecek kişinin gelmişi, geçmişi, yaptığı açıklamalar didik didik edilir. Ortada açıklamalar var. Laiklik Türkiye'nin ulusal bütünlüğünü tahrip ediyor, Cumhuriyet'in

temel ilkeleri ülkeye zorla dayatılmış şeklinde açıklamalar var" şeklinde konuştu.

Diğer muhalefet partilerinin cumhurbaşkanını uzlaşmayla seçelim demesi halinde gerginlik olmayacağını söyleyen Baykal, "Biz bunu saptamaya çalıştık. Bunun olmasının sorumlusu biz değiliz. Bu politikayı kararlılıkla sürdürüyoruz. Biz iyi niyetle getirdik, ortaya çıkan tablonun sorumlusu değiliz" dedi.

"BİR ADAY ÇIKARSAYDIK MECLİS'E GİRMEK ZORUNDA KALACAKTIK"

Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanı seçilmesi için 2 türlü destek olduğunu belirten Baykal, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Birincisi Meclis'te 3'te 2'yi bulmak desteği ki bunu bizim dışımızdaki partiler yapıyor. İkincisi de bunu AK Parti'nin belirlediği adaya oy vermek, bunu da bağımsızlar ve AK Parti'liler, birileri yapıyor. Öyle anlaşılıyor ki AK Parti'nin oylarıyla fakat bizim dışımızdaki muhalefet partilerinin desteğiyle bu oylama yapılıyor. Bunu kayda geçirmeliyiz. Böyle bir kişinin seçilmesini yanlış buluyoruz. Bizim tavrımız bellidir, bu tutarlı bir tavırdır. Bugün Türkiye'de siyaset AK Parti ve ona destek verenlerle

AK Parti'nin karşısında Anayasa, toplumun temel değerlerini sahiplenen CHP arasındaki tartışma zeminine oturmuştur. Bazıları 'bu evet doğru politika, ama sizin bir eksiğiniz var. Eksiğiniz de bir aday belirleyecektiniz, adayınızı anayasaya saygılı, herkesin duyduğu zaman ha işte bu olsun, bak ne güzel aday önerdiler diyebileceği bir aday önerseydiniz' diyorlar. Bunu söyleyenler herhalde o adayı önerdiğimizde destek vermek için Meclis'e gireceğimizi unutuyor"

Bu durumda yapılacak tek yaptırımın Meclis'e girmemek olduğunu söyleyen Baykal, yapılanr'fdnı çok önemli buldukların kriz çıkarmaya çağrı olmadığını ifade etti. Baykal, "Muhalefet, 'Biz gireriz, o muhtaç olduğun desteği sana veririz' demiştir. Bu hiçbir partide tartışma aracı değildir, yaşadığımız sürecin doğru anlaşılması için bilinmesi gereken temel noktadır. Biz çok ilkeli, tutarlı, Türkiye'nin çıkarları doğrultusunda bir kararı götürdük. Keşke diğer muhalefet partileri de götürmüş olsaydı. Belli ki

Gül'ün cumhurbaşkanı seçilmesi yanlıştır diyenler bunun gereğini yapmamıştır. Bunun gereğini yapmak, 3'te 2 çoğunluğun Meclis'te olmasına katkı vermek değildir. Biz hem gireriz hem Gül'ün seçilmesi yanlıştır demek çelişkilidir, bunun karşısında CHP vardır" ifadelerini kullandı.

Baykal, Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanı seçilmesine kesin gözüyle bakıldığı ve bu durumda CHP'nin tavrının ne olacağı yönündeki soru üzerine şöyle konuştu:

"Anayasa'ya, hukuka, demokrasiye saygılıyız. Demokrasinin işleyeceğini görüyoruz, bununla ilgili problem yok. Biz görevimizi yaptık. Cumhurbaşkanının nasıl seçileceği Anayasa'da yazılıdır. Seçimden sonra görevlendirilecek, Türkiye'nin cumhurbaşkanı olacaktır. Ama biz cumhurbaşkanının geçmişi ile ilgili tavrı, tutumu nedeniyle sürekli birilerinin bunu hatırlatması gerektiğini düşünüyoruz. Mülahazathanemizi açtık. Sayın Gül cumhurbaşkanı olduğu sürece bu kaygılar, bu sorgulamalar onun üzerine olacaktır. Bu

sorgulamayı da biz yapacağız, bunda yarar vardır. Sayın Gül, cumhurbaşkanlığı döneminde atacağı her adımda 'Şimdi CHP ne der' diye düşünmelidir. Ona bunu düşündürecek biri lazım. Ortada kaygı konusu var. Oraya sürükleyen dalga CHP'ye rağmen, Anayasa'yı, hukuku, laikliği bir kenara itmesine yol açarsa CHP'nin bu tavrı ülkenin geleceği açısından çok önemli olacaktır."

Abdullah Gül'ün yaptığı açıklamaları unutmayarak mesafeli, ciddi, sorgulayıcı bir tavır içinde olmaya devam edeceklerini söyleyen Baykal, "Temelsiz bir muhalefetten söz etmiyorum, uygulamalara karşı dikkatli bir tavır takınan siyasi bir parti görecektir" dedi.

Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın tutumu üzerine bir soru karşılığında "Başbakan bu dalgada sürüklendi. Sorun da budur" ifadesini kullandı.

CHP lideri Deniz Baykal, cumhurbaşkanlığı seçiminin Türkiye'ye neler getireceği yönündeki soruyu ise şöyle yanıtladı:

"Bugün Türkiye'den söz edilirken artık insanlar çok rahatça 'laik bir cumhuriyettir' demiyor. Türkiye için 'ılımlı İslam devleti' sözü daha güncel bir değerlendirme olmuştur. Niye böyle oluyor, bir darbe olmadı. Ama bir süreç yaşanıyor. Önemi olan cumhurbaşkanlığı seçimi, bu süreci hızlandırır mı, yoksa frenler mi? Yani devletin dinsel bir nitelik kazanması Türkiye için iyi mi? Ortadoğu'daki krizlerin altında ne yatıyor? Irak, İran niye bu halde. Lübnan hangi sürecin sancıları içinden geçiyor? Türkiye bu

noktaya gelsin mi, gelmesin mi, bunu nasıl önleriz, bu çok önemli. Biz de görevimizi yapıyoruz."

Baykal, 'Siz de bir aday çıkarsaydınız, bütün muhalefet partileri de beğenecek ve oy verecek" şeklinde soru üzerine "Siz hangi ülkede gazetecilik yapıyorsunuz? Aday çıkarsaydık Meclis'e girmek zorunda kalacaktık. Biz ne olacağını biliyoruz, gförüyoruz. Bunlar romantik kfdnı çok önemli bulduklarözlemler" şeklinde konuştu.

Baykal, ayrıca "Gül benim cumhurbaşkanım olmayacak" şeklinde yazan Bekir Coşkun içinse "Bekir Coşkun benim yazarımdır" ifadelerini kullandı.

Yeni Anayasa'nın çok önemli bir konu olduğunu belirten Baykal, "Bekliyoruz, gazetelerde bölük pörçük görüyoruz. Çıksın bir görelim. Kaygıyla izlediğimi söyleyebilirim. Türkiye'nin dönüşüm sürecinde cumhurbaşkanlığı seçimlerinden de daha ağırlıklı bir biçimde olumsuz unsurlar taşıyabileceğini dikkatle izliyorum, görmek istiyorum" dedi.

Baykal, Başbakan Erdoğan'ın Oktay Ekşi'nin "Son kale de düştü" şeklindeki yazısı üzerine yaptığı "Çankaya hepimizin, 70 milyonun, Türkiye Cumhuriyeti'nin" açıklamalarının hatırlatılması üzerine şöyle konuştu:

"Dayatmayla getirdiği cumhurbaşkanı adayının seçilmesiyle ağır yükü hissederek bu açıklamaları yapıyor. Türkiye siyasetinde çeşitli partiler, muhalefet partileri var. Onları göz önünde almıyor da niye kendi seçtiği adayın seçilmesi için dayatarak Türkiye'nin adayıdır diyor."

Öte yandan Baykal'ın açıklamaları sırasında il başkanlığı önünde toplanan bir grup, "Baykal istifa" sloganları atmak istedi. Grupla CHP'li partililer arasında bir tartışma yaşandı. Olay yerine gelen çok sayıda polis ekibi grubu uzaklaştırdı.

(EY-ED-SN-SN-Y)

Haberler