Adana: Tim Başkanı Satıcı Adana'da
Türkiye İhracatçılar Meclisi (Tim) Başkanı Oğuz Satıcı, 2007 Yılının Cumhurbaşkanlığı ve Genel Seçimler Nedeniyle Zorlu ve Hareketli Geçeceğini, Türkiye'nin En Son İhtiyacı Olan Şeyin Siyasi İstikrarsızlık Olduğunu İfade Etti.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı, 2007 yılının cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler nedeniyle zorlu ve hareketli geçeceğini, Türkiye'nin en son ihtiyacı olan şeyin siyasi istikrarsızlık olduğunu ifade etti.
Satıcı, TİM ve Akdeniz İhracatçı Birlikleri tarafından Adana'da düzenlenen "Akdeniz Meyve Sineği ile Entegre Mücadele Bilgilendirme ve Proje Oluşturma" toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Türkiye'de son 4 yılda olumlu bir rüzgar yakalanmasının, ekonomide ciddi bir canlanma olmasının ve uluslararası girişimcilerin sermaye aktarmasının siyasi istikrardan kaynaklandığını ifade eden Satıcı, "2007 yılı cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler nedeniyle zorlu ve hareketli geçecek. Türkiye'nin en son ihtiyacı olan şey siyasi istikrarsızlık. Bu konuda iktidardan muhalefete kadar tüm siyasilere büyük görev düşüyor. Önümüzdeki yıl ne kadar hareketli dönem olursa olsun, tansiyon çok iyi ayarlanmalı. Siyasi istikrarı bozacak, Türkiye'de siyasi gerginliklerden kaynaklanan istikrasızlık yaratacak davranışlardan kaçınılması gerekir. Hepimiz aynı gemideyiz. Bunun dışında, Türkiye her türlü sorunu halledecek güce ve potansiyele sahip" dedi.
Türkiye'nin hem askeri hem siyasi hem ticari hem de sosyal anlamda çok önemli potansiyelleri bulunan coğrafyaya sahip olduğunu belirten Satıcı, ''Bu coğrafyada, bu insan kaynağıyla bugünkü çektiğiniz sıkıntıları çekmek aptallık'' diye konuştu.
Yabancı yatırımcılarla ilgili eleştirilerin de yersiz olduğunu söyleyen Satıcı, kimsenin Türkiye'nin taşını, toprağını, denizini sırtına sarıp bir yere götüremeyeceğini, buraya yapılan yatırımın, Türkiye'ye kazanım anlamına geldiğini ifade etti.
Satıcı, bu tip eleştirilerin, dünyanın gelişiminden uzak, rüzgara karşı durmakla eş değer olduğunu vurgulayarak, ''Türkiye genç nüfusu, insan kaynağıyla, 21. yüzyılın parlayan yıldızı olabilecek içeriğe sahip. Hiç kimsenin gücünün bunu geriye sarmaya yeteceğini düşünmüyorum. Her zaman belli şeylere muhalefetler olacaktır. Ancak, bunun seviyesini iyi ayarlamak gerekir'' dedi.
Satıcı, ihracatçıların sürekli olarak hedeflerini yüksek tuttuğunu, gelecek yılda en az yüzde 10-12'lik artış gerçekleşmesini beklediklerini belirterek şöyle konuştu:
"Cumhuriyetin 83. yılında 83 milyar dolarlık bir ihracat yakalandı. 83. yılında 83 milyar dolar ihracat belki de istenmeden elde edilen hoş bir rakam. Cumhuriyetin 100. yılında 500 milyar dolarlık ihracat hedefliyoruz. Bunun için gelecek yıl minimum yüzde 10-12'lik artışla ihracatı 95 milyar dolara çıkartacağız.''
İhracat rakamlarının geliştirilmesi için tüm kesimlerin önemli bir çaba içinde olduğunu, özellikle tarım sektörünün daha duyarlı hareket etmesi gerektiğini kaydeden Satıcı, temsil ettiği üretici ve ihracatçıların Türkiye'de yaşanan sorunların temelini omuzlarında taşıdığını vurguladı. Satıcı, "Gelecek nesillere daha güçlü daha zengin bir Türkiye bırakmak için bugün yaşayanların biraz fedakarlık etmesi gerekir. Bugün ödenen bir bedel varsa, bunu ihracatçılar ve üreticiler birlikte ödüyorlar. Türkiye'nin geleceği için ödenmesi gereken bir bedel olarak düşünülüyor. Bu nedenle zaman zaman kan kussak da 'kızılcık şerbeti içtik' diyoruz. Türkiye'de uygulanan para politikası, ihracatçı ve üretici dostu değil. İthalat politikası yürütülüyor. Bunlarla mücadele ederken, yarıştan kopmadan, yolumuza devam ediyoruz'' dedi.
Satıcı, cari açıkla ilgili bir soru üzerine, Türkiye'de herkesin cari açık üzerinden bir takım siyasetler yapabildiğini ancak, sorunun temelinin farklı olduğunu anlattı.
Türk tüketicilerinin tasarruf açığına dikkat etmesi gerektiğini belirten Satıcı, şunları söyledi:
"Cari açık Türkiye'nin en büyük riski, ancak asıl sorun tasarruf açığıdır. Cari açık bir sonuç. Türkiye'de cari açığı yaratan temel sebep, tasarruf açığı. Türkiye'de kimsenin cari açığı problem görmediği yıllarda, biz soruna değindik. Ancak, bunun da bir sonuç olduğunu, temel açığın tasarruf açığı olduğunu belirttik. Türkiye'nin cari açıktan çok tasarruf açığıyla ilgilenmesi gerekir. Türkiye tasarruf açığını kapatmadığı sürece, cari açık riskini her zaman taşıyacak. En başta da sermayeye olan ihtiyaçtan dolayı bu risk olacak. 83 yılda çok işler başarmışız ama bunu becerememişiz. Toplum sürekli üretmediğinden fazla tüketmeye alışmış. Toplum en azından ürettiği kadar tüketmelidir."