ABD'de Kovid-19 salgınının Suriye, Libya ve Yemen üzerindeki etkisi anlatıldı

Suriye, Libya ve Yemen'de devam eden savaşlar sebebiyle sağlık hizmetlerinin durma noktasına geldiğine dikkati çeken uzmanlar, bu ülkelerde yaşayan sivillerin yeni tip Koronavirüs (Kovid-19) salgınından büyük zarar göreceğine işaret ediyor.

Washington merkezli "The Arab Center" düşünce kuruluşu, telekonferans yöntemiyle "Kovid-19 ve Arap Dünyasındaki Çatışmalar: Koronavirüs salgını sırasında Libya, Suriye ve Yemen'e Yakından Bakış" başlıklı panel düzenledi.

Panelde konuşan Brookings Enstitüsü Doha Araştırmacısı Noha Abuldahab, Kovid-19 salgınıyla mücadele kapsamında uluslararası toplum ve liderler tarafından yapılan iş birliği çağrısının Yemen, Suriye veya Libya gibi savaşların devam ettiği ülkeleri kapsamadığını belirtti.

Yemen'in yıllardır uygulanan tecrit ve savaşlar sebebiyle yaşamsal açıdan dünyanın en kötü yeri haline geldiğine vurgu yapan Abuldahab, "Uygulanan genel tecrit, Kovid-19'la mücadele altında daha da sıkılaşabilir. Bu da Yemen'deki salgının kendi kendisine bitmesini beklemek anlamına geliyor. Milyonlarca insanın etkilenmesi an meselesi." ifadesini kullandı.

Abuldahab ayrıca, Suudi öncülüğündeki koalisyon ve Husi güçlerinin ateşkes ilan ederek uluslararası toplum nezdinde lobi yapmaya çalıştıklarını ancak bunun Yemen'deki tehlikenin boyutuna dikkat çekmeye yeterli olmadığına işaret etti.

Abuldahab, "Şimdi ateşkes ilan eden taraflar bu zamana kadar Yemen'de toplu açlıklar yaşanırken, hastalıklar baş gösterirken binlerce sivil ölürken neredeydi? Koronavirüs için anlaştılar ama kolera, difteri veya kızamık varken savaşmaya devam ettiler." dedi.

Batı ülkelerinin de kendi çıkarları için bu ülkelerde yaşananları görmezden geldiğini dile getiren Abuldahab, "Koronavirüs konusunda yapılan iş birliği çağrıları anlamlı ancak savaşlardan faydalanan batı merkezli yönetimlerin ve şirketlerin bu çağrılara uyacağını düşünmüyorum." şeklinde konuştu.

"Kimse güvende olamayacak"

Central Florida Üniversitesi, Sağlık Yönetimi ve Bilişim Öğretim Üyesi Yara Asi de Suriye, Libya ve Yemen'deki çatışmalar sebebiyle bu ülkelerdeki sağlık hizmetlerinin durma noktasına geldiğine dikkati çekti.

Söz konusu ülkelerdeki doktor ve hemşirelerin zaten çeşitli tehditler altında görev yaptıklarının altını çizen Asi, Kovid-19 salgınının bu ülkelerdeki sağlık gönüllülerinin yaşam ve çalışma şartlarını daha da zorlaştıracağını vurguladı. Asi, şunları söyledi:

"Şu an bu ülkelerde tıp okulları faaliyetlerini durdurduğu için ölen sağlık çalışanlarının yerini dolduracak kimse de yok ve durum gittikçe kötüleşiyor. Kovid-19 virüsü gelişmiş ülkelere bile büyük zarar vermişken, bu ülkelerin uluslararası toplumdan destek almadan salgını yenme imkanları yok. Bu virüs toplu olarak yenilmediği sürece de hiç kimse güvende olamayacak."

Suriye başta olmak üzere söz konusu ülkelerdeki pozitif vaka sayısının oldukça az olduğu söylemlerinin gerçeği yansıtmadığını ifade eden Asi, "Şayet ABD ve Avrupa'da bile yeteri kadar test yapılamıyorsa bu ülkelerde vaka teşhisi yapmak imkansızdır. Üstelik salgın üst düzeyde artış gösterse dahi otoriter rejimlerin olduğu bu ülkelerde oranlar konusunda yalan söylemek oldukça sıradan bir olay." dedi.

Kovid-19 salgını Suudi Arabistan ve İran'ın dikkatini bozabilir

İnsan Hakları İzleme Örgütü Yemen Araştırmacısı Afrah Nasır ise Suudi Arabistan ve İran'ın salgına dair kendi sınırları içerisinde zorluklar yaşadığı, bu sebeple Yemen'e olan dikkatlerinin ister istemez dağılacağını ileri sürdü.

Her iki ülkenin de Yemen'deki savaşın bu kadar uzayacağını tahmin edemediğini ve en az 5 yıldır süren çatışmalar sebebiyle maddi ve manevi büyük bedeller ödediğini vurgulayan Nasır, "İran ve Suudi Arabistan'ın Yemen'deki faaliyetlerini azaltmak istediğini biliyoruz. Üstelik Kovid-19 salgınının getirdiği sağlıksal ve ekonomik yük bu durumu hızlandıracak gibi gözüküyor. Bu aşamada Yemen'deki vekil grupların fonlanması ve desteklenmesi gibi faaliyetlerde ciddi düşüş görebiliriz." değerlendirmesinde bulundu.

Kaynak: AA / Güncel