Haberler

Benjamin Netanyahu Biyografisi

Benjamin Netanyahu
Doğum Tarihi21.10.1949

Benjamin Netanyahu Kimdir ?

Benyamin Netanyahu 21 Ekim 1949’da Tel Aviv‘de dünyaya geldi.

İlk Başbakanlığı (1996-1999):
Arka arkaya intihar bomba saldırıları güvenlik için Likud’un pozisyonunu güçlendirdi. Hamas bu saldırıların büyük bir kısmını üstlendi. Başbakan olarak Netenyahu Oslo barış süreciyle alakalı birçok soru ortaya attı. Ana noktalardan birisi Oslo görüşmelerindeki müzakerelerin aşama aşama olarak sürdürülmesi konusundaki anlaşmazlıktı ve bu Kudüs’ün durumu gibi ana konularda Filistinlere herhangi bir karar alınmadan önce imtiyazlar verilmesi gerektiğini öngörüyordu.

Oslo destekçileri çoklu aşama yaklaşımının Filistinliler arasında iyi niyet oluşturacağını ve daha sonra ana sorunlar ortaya çıktığında Filistinlileri uzlaşmaya sürükleyeceğini iddia ediyordu. Netenyahu verilen bu ödünlerin hiçbir olumlu geri dönüt alınmadan sadece aşırı uç görüşteki elementlere cesaret vereceğini söyledi. İsrail’in verdiği ödünlere karşın Filistin’in iyi niyetini anlamak adına dişe dokunur bir hamle çağrısında bulundu. Netanyahu’nun başbakanlık süreci barışın yavaşladığı bir dönem oldu.

Ekonomi Bakanlığı:
2003 İsrail meclis seçimlerinden sonra birçok kimseye sürpriz gelse de Sharon Dış İşleri Bakanlığını Silvan Shalom’a, Ekonomi Bakanlığını ise Netanyahu’ya teklif etti. Bazı uzmanlar Sharon’un bu hareketini Netanyahu’yu dış işleri bakanı koltuğunda politik bir tehdit olarak gördüğü için yaptığını ve onu bilerek belirsiz olan ekonominin başına getirdiğini böylece popülaritesini düşüreceğini iddia ettiler. Netanyahu bakanlıkta bağımsız kararlar alabileceği şartıyla bu görevi kabul etti. Ekonomi bakanlığı süresince İsrail’in el-Aksa İntifadası dönemindeki kötü durumunun üstesinden gelmek için bir ekonomik plan ortaya koydu.

Plan daha çok daha liberal bir pazarı içeriyordu. Netanyahu uzun zamandır çözülemeyen birkaç konuda özellikle bankalar sistemi konusunda başarı gösterdi. Buna karşın İşçi partisindeki rakipleri Netanyahu’nun yaptıklarını İsrail Sosyal güvenlik ağına Thatcher vari bir saldırı olarak algıladı. Netanyahu 2004’de Gazze planı referanduma götürülmezse istifa etmekle tehdit etti,ama daha sonra ultimatonunu kaldırdı ve Knesset’teki programı oyladı. 2005 Ağustos’unda ise İsrail kabinesi Gazze’den çekilme planını onayladıktan kısa bir süre önce istifasını verdi. Bundan kısa bir süre sonra İtalya’nın ekonomi bakanlığı teklifini geri çevirdiğini söyledi.

Likud ve Muhalefetin Lideri 2005-2009:
Sharon’un Likud’den geri çekilişini takiben, Netanyahu Likud için en güçlü lider adaylarından biriydi. Likud liderliği için bundan önceki denemesi 2005 Eylül’ündeydi. 20 Ararlık 2005’de oyların yüzde 47sini alarak liderliği aldı. Mart 2006 Knesset seçimlerinde Likud Kadima ve İşçi partisinin arkasından üçüncü sırada yer aldı muhalefet lideri olarak görev yaptı.

Ağustos 2007’de Netanyahu yeniden Likud’un başkanı olarak seçildi ve bundan sonraki başbakanlık seçimlerinde yüzde 73’lük oyla aday gösterildi, bu seçimlerde Moshe Feiglin ve Dünya Likud Başkanı Danny Danon’u açık ara geride bıraktı. Netanyahu Knesset’teki diğer muhalifler gibi 2008 İsrail-Hamas ateşkesine karşı çıktı. Özellikle Netanyahu. Bunun bir rahatlama değil olsa olsa Hamas’ın yeniden silahlanması için bir fırsat olduğunu söyledi.Netanyahu, 2009 Şubat’ında yapılan meclis seçimlerinde Likud’un başbakan adayıydı. Tzipi Livni’nin koalisyonu oluşturamaması Likud’u anketlerde önde gösteriyordu ama İsrail seçmeninin 3’de biri kararsızdı.

Gerçek seçimlerde Likud en fazla sandalyeyi alan ikinci parti oldu, Livni’nin partisi bir sandalyeyle Likud’u geçti. Buna rağmen sağ kanat partilerin çoğunluğu alması sebebiyle, Netanyahu zafer ilan etti. Sağ partilerin çoğunluğun yüzde 65 ini kazanmasına rağmen, Netanyahu geniş merkezli bir koalisyon tercih etti ve Livni’nin Kadima’sına döndü, ama barış sürecindeki izleyecekleri görüş farkı sebebiyle birliktelik gerçekleşmedi. Bu defa daha küçük bir rakibi olan işçi partisine yöneldi ve anlaştı.

Politik pozisyonları
Oslo Görüşmeleri:
Oslo görüşmelerinin başından beri, Netanyahu, uzlaşmaya karşı çıktı. 90’ların sonuna doğru olan başbakanlık döneminde, Netanyahu, kendinden önce Oslo barış sürecine olumlu bakan hükümetlerin barış sürecine olan katkılarından geri adımlar attı. Amerika’lı barış elçisi Dennis Ross bu durum üzerine, “Ne Başkan Clinton ne de dışişleri bakanı Madeleine Albright Bibi’nin barışa karşı gerçek bir ilgisi olduğuna inandı” dedi.

2001 yılında, Netanyahu, kaydedildiğinin farkında olmayan bir videoda, “Seçimlerden önce bana, Oslo görüşmelerini tanıyıp tanımayacağımı sordular, yaparım dedim, ama, ben uzlaşmaları 67’deki sınırlara doğru gitmeyi durdurmak olarak görürüm. Kimse bize belirlenmiş askeri bölgelerin ne olduğunu söylemedi. Belirlenmiş askeri bölgeler, güvenlik bölgeleridir ve benim bildiğim kadarıyla, bütün Ürdün Vadisi askeri bölge olarak adlandırılıyor, hadi çıkın bu işin içinden.”

İkinci Başbakanlık döneminden önce:
Netanyahu, Amerika’nın desteklediği barış görüşmelerini zaman kaybı olarak adlandırdı . Bunun yanı sıra, 2009 yılındaki bir konuşmasında kadar, diğer İsrailli liderlerin aksine iki-devlet çözümüne karşı çıktı . Verdiği beyanlarda, politik ve diplomatik konularda tartışmadan ziyade, ekonomik barış olarak adlandırdığı, ekonomik işbirliğini savundu. Bu yaklaşım, Barış Vadisi Girişimi’ndeki önemli fikirlerle oldukça alakalıydı . Bu yaklaşımını, bir tartışmada önceki ABD Dışişleri bakanı Condoleezza Rice a açıkladı ve İsrail’deki seçimler yaklaşırken, bu yaklaşımı savunmaya devam etti . Netanyahu;

Şu anda, barış görüşmeleri sadece barış görüşmelerinin yapılması üzerine. Çok uzayacak bu konu üzerine konuşmanın bir anlamı yok. Olay, Kudüs ya da fiyasko, ya da Filistin’li mültecilerin geri dönme hakkı ya da fiyasko. Bu başarısızlığa götürdü ve büyük bir ihtimal tekrar başarısızlığa götürecek… Politik bir sürecin yanı sıra, ekonomik alanda da barışı savunmalıyız. Bunun anlamı, Filistin ekonomisinin zayıf alanlarını güçlendirmeliyiz ve bunu da hızlı büyümeyle gerçekleştirmeliyiz.

Bu hızlı ekonomik gelişme, bir Filistinli de barışa isteği doğuracaktır ve barışı elde etmede herkese yardım edecektir.Şubat 2009 seçimlerinden önce, Ocak ayında, Netanyahu, Orta Doğu elçisi Tony Blair’a, Ariel Şaron ve Ehud Olmert hükümetlerinin politikasını sürdürüp, Batı Şeria’daki yerleşim alanlarını genişletmeye devam edeceğini ama yenilerini oluşturmayacağını iletti.

Uluslararası Tepkiler:
Netanyahu’nun “Bar-IIan Demeci” uluslararası toplumdan karışık tepkilere neden oldu.

Filistin Devleti Filistin Otoritesi – Filistin Milli Otoritesi, Netanyahu tarafından, Filistin Devleti için belirtilen koşulları reddetti. Üst düzey yetkili Saeb Erekat “Netanyahu’nun konuşması uzlaşmaya gidecek kapıyı kapadı” dedi. Hamas sözcüsü Fawzi Barhoum konuşmanın ırkçı ve fanatik ideolojiyi yansıttığını belirtti ve Arap devletlerini daha güçlü bir muhalefet oluşturmaya davet etti . Filistin İslami Cihad Örgütü konuşmanın yanıltıcı olduğunu belirtti ve, Hamas gibi İsrail’e karşı güçlü bir muhalefet oluşturmanın gerekli olduğunu belirtti. The Jerusalem Post a göre, bazı liderler, konuşmaya tepki olarak üçüncü ayaklanmayı savundu.

Şablon:Ülke veri Arab League – Arap Birliği konuşmayı hiçe saydı ve bir açıklamada, “Araplar, Kudüs ve mülteciler konusunda taviz vermeyeceklerdir” ve “biz onun geçmişini ve kaytarmalarını biliyoruz” dedi. Ayrıca Arap liginin İsraili bir yahudi şehri olarak tanımayacağını belirtti.

Çek Cumhuriyeti – Çek Cumhuriyeti – Avrupa birliği başkanlığını elinde tutan Çek Cumhuriyeti, Netanyahu’nun konuşmasını övgüyle karşıladı. Demecin verildiği zaman Avrupa Birliği’nin 6 aylık başkanlığını elinde tutan Çek Cumhuriyeti dışişleri bakanı Jan Kohout, “bence, bu doğru yöne doğru atılmış bir adımdır. Bir Filistin devletinin kabul edilmesi vardı konuşmada.” dedi.

Amerika Birleşik Devletleri – Başkan Obama’nın basın sekreteri Robert Gibbs, konuşmanın ileriye doğru önemli bir adım olduğunu söyledi . Başkan Obama, “bu çözüm hem İsrail’in güvenliğini hem de Filistinlilerin meşru devlet isteklerini karşılamalıdır.”dedi.

İsveç – İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt “devlet kelimesini telaffuz etmesi, ileriye dopru atılmış küçük bir adımdır.” dedi. Ayrıca, “Devlet olarak adlandırdığı şey, bir tartışma konusudur.” dedi .

Fransa – Fransa konuşmayı övdü fakat İsrail’e Batı Şeriada yerleşim alanları yapmayı durdurması gerektiğini iletti. Fransız Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner, “İsrail Başbakanı tarafından belirtilmiş bir Filistin devleti fikrini sadece sıcak karşılarım” dedi.

Rusya – Rus dış işleri bakanı, konuşmayı diyalog için hazır oluşun bir işareti olarak gördü ama konuşmanın İsrail-Filistin problemini çözecek yolu açmadığını ve Filistinlilere sunulmuş koşulların kabul edilebilir olmadıklarını belirtti.

Mısır – Netanyahu’nun, Filistin’den İsrail’i bir Yahudi devleti olduğunu kabul etmesini istemesi üzerine, Mısır başkanı Hüsnü Mübarek “Mısır’da veya hiçbir yerde bu isteği gerçekleştirecek birini bulamazsınız” dedi. Daha az keskin bir tepki olarak, Mısır Dışişleri bakanı konuşmanın eksik olduğunu ve iki-devlet çözümüne dayalı yeni bir teklif ümit ettiğini belirtti.

Suriye Suriye devlet medyası konuşmayı kınadı ve Netanyahu’nun Arap barış girişimini ve diğer bütün Güvenlik Konseyi girişim ve çözüm önerilerini reddettiğini gösterdi dedi.

Lübnan – Lübnan başkanı Mişel Süleyman Arap liderlerini birleşmeye çağırdı. Arap liderlerinin daha çok birleşip, direniş ruhunu, İsrail’in barış süreci ve Filistinli mülteciler konusundaki tutumuna karşı güçlendirmeleri gerektiğini savundu. Uluslararası toplumu İsrail hükümeti üzerinde daha fazla baskıya çağırdı.

Ürdün – Ürdün hükümet sözcüsü Nebil Şerif,”Netanyahu tarafından iletilen fikirler, Uluslararası toplum tarafından kabul edilen bölgede adil ve kapsamlı barış süreci girişimine aykırıdır” dedi.
İran – İran başkanı Mahmut Ahmedinejad konuşma için “kötü haber” dedi

title