34. Afrika Sağlık Kongresi

Gönüllüler Platformu Sağlık Grup Başkanı ve Tüm Afrika'nın Dostları Derneği (TADD) Başkan Yardımcısı Dr. Serhat Onur, gönüllü sağlık hizmet götürdükleri Nijer'de kendilerini en çok şaşırtan konunun, her yerde rastladıkları baz istasyonları olduğunu belirterek, "Gidenler bilir, birçok yerde, İstanbul'dan daha iyi çekiyor cep telefonları. Bu da sömürgeciliğin başka bir yolu olsa gerek." dedi.

34. Afrika Sağlık Kongresi'nin öğleden sonraki oturumunda Dr. Serhat Onur, "Türk gönüllülerin Nijer'deki sağlık faaliyetleri" konulu konuşmasında, gönüllüler olarak Nijer'e 21 kez gittiklerini söyledi.

Üsküdar Devlet Hastanesi'nde Üroloji Uzmanı da olan Onur, Nijer'in yüzde 88'inin çöl olduğunu, yerleşimin Nijer Nehri'nin etrafında şekillendiğini söyledi. Ülkenin sadece yüzde 3'ünün tarıma elverişli olduğunu vurgulayan Onur, "Bizde kuş yemi olarak bilinen bir gıdayla besleniyorlar. Gittiğimizde çok şaşırmıştık. 'Bir insan doğumundan ölümüne aynı gıdayla beslenir mi' diye. Ne kadar beslenme probleminiz varsa o kadar da sağlık probleminiz olur." diye konuştu.

"Kişi başına düşen gelirde 223. sırada"

Onur, Nijer'de nüfusun yüzde 50'sinin 15 yaşın altında, ortalama yaşam süresinin de çok kısa olduğunu belirterek, şunları anlattı:

"Kişi başına düşen gelir, bin 100 dolar ve 229 ülke arasında 223. sırada. Tüm sömürülen ülkelerde olduğu gibi dünyanın en zengin uranyum depolarından biri. Elektrik kullanımı yüzde 15 civarında. Bunun yanında Nijer'de 8 milyonun üzerinde cep telefonu var. Her yer baz istasyonu. Gidenler bilir, birçok yerde, İstanbul'dan daha iyi çekiyor cep telefonları. Bu da sömürgeciliğin başka bir yolu olsa gerek. İnternet kullanımı yüzde 2 civarında ve tüm Nijer'de sadece iki uçak var."

"En genç anne yaşı Nijer'de"

Serhat Onur, Nijer'in, kadın başına düşen 6,6 canlı çocuk sayısı ile dünya birincisi olduğunu kaydetti. Bin nüfusa düşen canlı doğum hızında Nijer'in 45 ile yine dünya birincisi olduğunu belirten Onur, "En genç anne yaşı 18,1 ve bu kategoride de Nijer yine birinci." dedi.

Nijer'de kız çocuklarının 10-11 yaşında evlendirildiğini vurgulayan Onur, ülkede küçük yaşta hamilelik yaşayan kız çocukları olduğunun altını çizdi.

Onur, güneşin geliş açısı nedeniyle ülkede insanların çok erken yaşta katarakt olduğunu bildirdi. 30-35 yaşlarında katarak olan bir kişinin, çocuklarını, torunlarını görmeden ömrünü geçirdiğini anlatan Onur, "40 yıl sonra gözleri açılıyor ve apayrı bir dünyayla karşılaşıyorlar. Sadece sesini duyduğu torununu, çocuğunu görüyorlar." bilgisini verdi.

Serhat Onur, ülkedeki hastanelerin altyapısının güçlendirilmesi halinde, Nijer'deki sağlık hizmetlerinin kalitesinin yükseltilebileceğini kaydetti.

"Kendilerine golf sahası bile yapmışlar"

Deniz Feneri Derneği Sağlık Koordinatörü Dr. Semih Dinçer Yetiş de Nijer'deki Doğum ve Çocuk Hastanesi Yenileme Projesi konusunda bilgi verdi. Afrika'da sağlık alanında en aktif çalışmaları Türkiye'nin yürüttüğüne dikkati çeken Yetiş, Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa'daki bazı sivil toplum kuruluşlarının "yardım" adı altında bazı çalışmalar yaptığını aktardı.

Yetiş, "Yapılan bir araştırmaya göre, BM'nin ve Avrupa'daki sivil toplum kuruluşlarının Afrika'daki harcamalarının yüzde 65'i genel giderlere gidiyor. Kendilerine o kadar güzel yerler yapmışlar ki hatta golf sahası bile yapmış Fransız bir sivil toplum kuruluşu. Afrika'daki 10 liranın 6,5 lirası bu tür hizmetlere gidiyor. 3,5 lirasını yardım olarak dağıtıyorlar, onu da biz göremedik." ifadelerini kullandı.

İstanbul Medeniyet Üniversitesi'nde doktora öğrencisi Faslı Radouan Yousfi, "Bir Yumuşak Güç Politikası olarak Türkiye'nin Afrika'da Sağlık Diplomasisi" konulu konuşmasında, sağlık diplomasinin en etkili politikalardan biri olduğunu söyledi.

Türkiye'nin yumuşak güç politikasını son yıllarda benimsemeye başladığını ve Afrika'da ciddi bir şekilde uyguladığını vurgulayan Yousfi, "Sağlık alanı herkesi ilgilendiren bir alan. Bu alanda yumuşak gücü sağlık aracılığıyla uyguladığınızda, hedef kitlesini çok geniş tutabilirsiniz." dedi.

Kaynak: AA / Güncel