Haberler

23. Istanbul Uluslararası Ev Tekstili Fuarı - Kurtulmuş

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Henüz süper lige çıkmadık.

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Henüz süper lige çıkmadık. Şimdi tabiri caizse Türkiye, dünya ekonomisinde play-off oynayan bir ülkedir. Önümüzdeki 10 yıl içerisinde Türkiye'nin, dünya ekonomisinin süper ligine çıkması ve dünyanın 10 büyük ekonomisinden birisi haline gelmesi için hep beraber gayret sarf ediyoruz. Siyasetçiler, yöneticiler, iş adamları, iş kadınları hep beraber Türkiye'yi süper lige çıkarmaya gayret ediyoruz. Göstergelerimiz son derece güzel. İnşallah Türkiye, en kısa zamanda dünya ekonomisinin süper ligine çıkacak ve dünyanın 10 büyük ekonomisinden birisi olacaktır." dedi.

Kurtulmuş, CNR Expo'da düzenlenen EVTEKS 23. İstanbul Uluslararası Ev Tekstili Fuarı'nın açılışında, Türkiye ekonomisinin yakın çevredeki siyasi ve ekonomik dalgalanmalara rağmen, kendi istikametinde her geçen gün biraz daha ilerleyerek yoluna devam ettiğini ve dünyada sayılı ekonomilerden biri haline gelmeyi başardığını dile getirdi.

Türkiye ekonomisinin "atlama taşı"nın üzerinde olduğunu belirten Kurtulmuş, "Bir merhale daha atlamak durumundayız, sınıf atlama noktasındayız. Henüz süper lige çıkmadık. Şimdi tabiri caizse Türkiye, dünya ekonomisinde play-off oynayan bir ülkedir. Önümüzdeki 10 yıl içerisinde Türkiye'nin, dünya ekonomisinin süper ligine çıkması ve dünyanın 10 büyük ekonomisinden birisi haline gelmesi için hep beraber gayret sarf ediyoruz. Siyasetçiler, yöneticiler, iş adamları, iş kadınları hep beraber Türkiye'yi süper lige çıkarmaya gayret ediyoruz. Göstergelerimiz son derece güzel. İnşallah Türkiye, en kısa zamanda dünya ekonomisinin süper ligine çıkacak ve dünyanın 10 büyük ekonomisinden birisi olacaktır." diye konuştu.

Kurtulmuş, 1980'den sonra artan liberalizasyon çalışmaları, "Nerede bulursan al, nereye satarsan sat" anlayışıyla dünya ekonomisinde sınırların mümkün olduğunca azaldığı bir döneme girildiğini, yüksek teknolojilerin hızlı şekilde geliştiği ve yüksek teknolojilerin ekonominin her alanında, her sektöründe etkili hale geldiği bir dönemin yaşandığını anlatarak, "Dünyada her yer pazar oldu, her yer de o pazarda malını satabilecek firmalara açık hale geldi. 80'leri, 90'ları, hatta diyebiliriz ki 2000'li yılları da böyle geçirdik." dedi.

Önce 1997 krizi, ardından 2000'li yılların ortalarında Avrupa'da yaşanan büyük krizin, dünya ekonomisindeki temel anlayışların yeniden sorgulanmasını gündeme getirdiğini belirten Kurtulmuş, ülkelerin ve coğrafi bölgelerin kendi alanlarındaki üstünlüklerini yeniden gözden geçirmeye başladığını, dünyanın en liberal olduğu zannedilen ve konuşulan ülkelerin dahi birtakım korumacılık tedbirlerine başvurmaya başladığını söyledi.

Kurtulmuş, ülkelerin mukayeseli üstünlüklerini yeniden gözden geçirmeye başladığına değinerek, "Ancak bir taraftan da dünyada tam manasıyla liberal standartlar içinde hareket eden, 'dünya ekonomisinin aristokratları' diyeceğimiz bir olağanüstü yüksek sınıf oluştu. Diğer tarafta ise fakir fukaranın, çatışmaların, birtakım kırılganlıkların hakim olduğu, küresel ölçekte maalesef oldukça geri giden bölgeler oldu." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye ekonomisinde 2000'li yılların ortalarından itibaren önemli adımlar atıldığını vurgulayan Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Önceden bir ekonominin başarısı ekonominin makro rakamlarıyla ifade edilirdi. 'İşsizlik, faiz oranınız ne seviyede? Kamu borcunun gayrisafi milli hasılaya oranı nasıl?', 'Ülkenin ihracat ve ithalat oranları nasıl?' gibi birtakım makro dengelere bakıp, eğer bu dengeler iyiyse o ülkelerin ekonomilerinin iyi olduğuna karar verilirdi. Çok şükür Türkiye 1990'ların sonundan itibaren, 2002'den itibaren özellikle makro dengelerini çok sağlam şekilde kurdu. Özellikle son 15 yıllık AK Parti iktidarları döneminde makro dengeleri bakımından olağanüstü güçlü bir ülke haline geldi. Bu çerçevede Türkiye ekonomisinin temelleri sağlam bir vaziyete geldi. Ancak makro dengelerin güçlü olması, tek başına yeterli değil, gereklidir ama yeterli değildir. Bunun için ülkelerin üretim gücü esastır. Adama 'Nerede ne orana sahipsiniz?' diye sorarlar, ama aynı zamanda 'Ne üretiyorsunuz? Ne satıyorsunuz? Hangi markalarınız var? Dünyada hangi markalarla rekabet edebiliyorsunuz?' diye de sorarlar. Bu görüşten hareketle özellikle 65. Hükümet döneminde Türkiye ekonomisinin yönetimi, üretim ekonomisi esaslı bir hale dönüştürülmüştür. Türkiye'de üreten, taş taş üstüne koyan, teknolojiyi geliştiren, inovasyonda ileriye giden, istihdamı sağlayan ve Türkiye'nin küresel ölçekte rekabet edebilir markalarını ortaya koyan bütün iş adamlarımıza hükümet olarak her türlü desteği veriyoruz. Bunun için siyasetçiler olarak bizim yapacağımız, sizin önünüzü açmaktır. Sizin yapacağınız da elinizi, yüreğinizi bu taşın altına koymak ve Türkiye'yi süper lige sıçratacak bu üretim seferberliğini gerçekleştirmektir."

"Her alanda güçlü olmak durumundayız"

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Türkiye'nin askeri, ekonomik, toplumsal açıdan türbülansın içindeki, dünyanın en sıkıntılı bölgesinde bulunduğuna işaret ederek, katılımcılara şöyle seslendi:

"Bu coğrafya bize atalarımızdan mirastır, tarihin, medeniyetin, büyük bir kültürün büyük bir lütfudur ama aynı zamanda bugün itibarıyla da büyük problemleri ve büyük bir yükü de ortaya çıkaran coğrafyadır. Bu coğrafyada başka ülkelerin aksine her alanda güçlü olmak mecburiyetindeyiz. Türkiye'de ev tekstilinden savunma sanayisine, inşaat sektöründen ulaşım sektörüne kadar her alanda güçlü olmak durumundayız. Türkiye'nin güçlü olması sadece gayrisafi milli hasılasını yükseltmesi anlamına gelmez. Türkiye'nin ekonomik bakımdan güçlü olması, bölgesindeki bütün siyasal sorunları çözebilecek muktedir bir ülke olması anlamına gelir. Bunun için siz, bir yerde ev tekstili üretirken, aslında muktedir Türkiye'nin geleceğini de üretiyor, geleceğine de katkıda bulunuyorsunuz. Türkiye'nin ekonomisiyle siyaseti birbirinden ayrılmaz bir bütün haline gelmiştir. Türkiye'nin siyasetiyle dış politikası birbirinden ayrılmaz bir bütün haline gelmiştir. Bir taraftan sıkıntılarımız var ama diğer taraftan jeopolitik de Allah'ın izniyle Türkiye'ye büyük nimetler sunuyor. Türkiye, Avrupa'nın, ön Asya'nın, Orta Doğu'nun, Kafkaslar'ın, Balkanlar'ın tam ortasındadır ama aynı zamanda Türkiye, doğunun da batıya uzanan kapısıdır. Her alanda ilişkilerimizi artırıyor, güçlendiriyor ve Türkiye ekonomisini, siyasetini kuvvetlendirmeye çalışıyoruz."

Kurtulmuş, geçen hafta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Çin ziyareti sırasında çok önemli 3 anlaşma imzalandığını hatırlatarak, bunlardan birinin tarihi İpek Yolu'nu yeniden canlandıracak, İpek Yolu üzerindeki ülkelerin hem siyasal hem de üretim alanında işbirliğini artıracak ulaşıma ilişkin proje olduğunu anlattı.

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "Ümit ediyoruz ki önümüzdeki çok kısa süre içinde İpek Yolu'nun yapılmasıyla Türkiye, doğu ülkeleriyle batı ülkeleri arasında son derece sağlam bir köprü olacak ve tarihsel misyonlarından birisini daha icra etmeye başlayacaktır." dedi.

Anayasa değişikliğine ilişkin yapılan halk oylamasına işaret eden Kurtulmuş, "16 Nisan'daki referandumdan sonra Türkiye ekonomisinin güçlü bir istikrar dönemine gireceğini hep beraber görüyoruz. Az evvel arkadaşlarımla konuştum, fuara başlarken adım atarken, kaç firmanın geleceği, yurt dışından ne kadar firmanın bu fuara katılacağı arkadaşlarımız tarafından endişeyle takip ediliyordu. Çok şükür bugün burada uluslararası firmaların, yabancı firmaların da fuara katılması, bine yakın ürünün burada sergilenmesi Türkiye ekonomisinin gösterdiği yeni işaretlerin de çok açık bir ifadesidir. Yeni dönem istikrar dönemidir, ekonomide, siyasette, toplumsal hayatta Allah'ın izniyle çok daha güçlü, çok daha hızlı, çok daha etkin karar alacağımız dönem olacaktır." diye konuştu.

Açılışta Numan Kurtulmuş'a, eşi Sevgi Kurtulmuş da eşlik etti.

Konuşmasının ardından Numan kurtulmuş ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci ile beraberindekiler fuarın açılışını gerçekleştirerek, fuarı gezdi.

Kaynak: AA / Güncel

Sevgi Kurtulmuş İpek Yolu İstanbul Türkiye Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title