22 Mayıs Cuma Hutbesi yayınlandı! 22 Mayıs Cuma Hutbesi tam metni!
Diyanet İşleri Başkanlığı 22 Mayıs Cuma günü okunacak Cuma Hutbesi'ni yayınladı. Cuma'yı idrak etmeyi ve birlik beraberlik ruhunu pekiştiren Cuma Hutbesi ile Müslümanlar bilinçleniyor ve dini bilgiler konusunda farkındalıkları artıyor. İşte 22 Mayıs Cuma Hutbesi tam metni!
Müminleri bir araya getiren ve birlik beraberliğin feyzini almayı sağlayan Cuma Namazı, Cuma Hutbesi ile anlamlı hale geliyor. Diyanet İşleri Başkanlığının yayınladığı 22 Mayıs Cuma Hutbesi ile önemli konularda bilgilendirmeler yapılırken inanlar bu konuları öğreniyor; unutulanlar hatırlanıyor.
22 MAYIS CUMA HUTBESİ
BİR ÖMRÜ RAMAZAN GİBİ YAŞAMAK
Muhterem Müslümanlar!
Yüce Rabbimizin, müminlere lütfu olan
Ramazan; bereketiyle, esenliğiyle, rahmetiyle bir ay
boyunca bizi kuşattı. İlâhi tedrisatıyla eğitti. Edâ edilen
ibadetlerle, kulluğun zirvesine eriştirdi. Ötelerden
haber verdiği muştularla, gönüllerimizde ümidi
yeşertti. Şimdi ise getirdiği müjdelerle bizi sevindiren
rahmet ayına veda etmenin hüznü içerisindeyiz.
Ramazan-ı şerif'in bu son günlerinde her
birimizin niyazı, bağışlanmış bir kul olarak Rabbimizin
rızasına nail olmaktır. Bu ayda kazandığımız tüm güzel
hasletleri bir ömür muhafaza ederek, istikamet üzere
hayatımızı idâme ettirmektir. Zira Allah'a kulluk
vazifemiz, "Sana ölüm gelinceye kadar Rabbine
ibadet et."1 ayetinde buyurulduğu üzere son
nefesimize kadar bir ömrü Ramazan gibi yaşamaktır.
Aziz Müminler!
Kur'ân ayı Ramazan'da, hayat rehberimiz
Kitâbullâh'ı okumaya ve anlamaya her zamankinden
daha fazla gayret gösterdik. Hak ve bâtılın ayrımını
daha çok idrâk ettik. Gönül ve zihin dünyamızı
Kur'ân'ın nuruyla aydınlattık. Onun uyarılarıyla dünya
ve ahiret sorumluklarımızı yeniden hatırladık.
Kelâmullâh'ın sadrâ şifa, gönüllere rahmet olduğunu
en derinden hissettik. Kurân ahlâkını kuşanmanın ne
yüce bir mertebe olduğunu anladık.
O halde geliniz! Kur'ân'ın bize öğrettiği
değerleri bir ömür yaşayalım, yaşatalım. Ramazan'dan
sonra da Yüce Kitabımızla irtibatımızı koparmayalım.
Her gün bir miktar okuyalım. Öğütlerine kulak
verelim. Hayatımızı onun ilkeleri doğrultusunda inşa
edelim.
Kıymetli Müslümanlar!
Bir ay boyunca tuttuğumuz oruçla irade eğitimi
ve sabır imtihanından geçtik. Orucumuzu nefsimizin
heva ve heveslerine kalkan eyledik. Her türlü kötülüğe
karşı Sevgili Peygamberimizin tavsiyesiyle "Ben
oruçluyum"2 dedik. Kendimizi tutarak elimize,
dilimize, kalbimize hâkim olduk. Oruç tutmanın
rikkatiyle sevgiyi, şefkâti, merhameti kuşandık.
Rabbimizin bize bahşettiği sayısız nimetlere karşı
şükrümüzü artırdık.
Öyleyse geliniz! Orucun eğittiği iradelerimizin
değerini bilelim. Nefsimizin arzu ve isteklerine karşı
kendimizi tutalım. Dilimizi yalan, iftira gıybet,
koğuculuk gibi çirkin sözlerden uzak kılalım.
Kalbimizi her türlü kin, haset, nefret, bencillik, öfke
gibi kötü duygulardan arındıralım. Ailemize,
çevremize ve tüm mahlûkâta şiddetle değil,
merhametle yaklaşalım. Zihnimizi hakikat, gönlümüzü
muhabbet üzere tutalım.
Değerli Müminler!
Ramazan'da can u gönülden edâ ettiğimiz
ibadetlerle Cenâb-ı Hakk'a olan kurbiyyetimizi
artırmaya çalıştık. Bu ibadetlerden birisi de "Secde et
ve Rabbine yaklaş."
3 ayetinde buyurulduğu üzere
namazdır. Bu sene camilerimizde terâvih namazlarını
birlikte edâ edememenin üzüntüsü içerisindeydik.
Fakat evlerimizde aile fertlerimizle cemaat oluşturarak
hanelerimizi mescide çevirmenin sevincini ve
coşkusunu yaşadık. Ailece kıldığımız namazlarla
çocuklarımızda namaz bilinci oluşturduk. Namazın,
Rabbimizle buluşma anı olduğunu kalben hissettik.
Şimdi geliniz! Yüce Rabbimizin "Ailene namazı
emret; kendin de ona sabırla devam et.4 emri gereği
aile fertlerimizle birlikte "dinimizin direği" olan
namazlarımızı kılmaya özen gösterelim. Gözümüzün
nuru, gönlümüzün süruru olan namazı, günlük
telaşlarımız arasına sıkıştırmayalım. Aksine tüm bu
hengâmeden kaçmak için ona sığınalım. Namazı, zikir
ve şükür vesilesi kılalım.
Aziz Müslümanlar!
Hayır hasenatı çoğaltma mevsimi olan rahmet
ayında, Allah'ın bize ihsan ettiği maddî mânevî
nimetlerden, ihtiyacı olan kardeşlerimize ikrâm ettik.
İnfakla iyilikleri çoğalttık, kalplerimizi birleştirdik.
İnfakın verdikçe bereketlenen bir iyilik damarı
olduğunu gördük. Daha çok biriktirme ve tüketme
hırsımıza, infakla dur dedik. Allah Resûlü (s.a.s)'in,
"Her iyilik bir sadakadır."
5 hadis-i şerifini ilke
edinerek, nice iyilikler biriktirdik.
Geliniz! Malımızı, ilmimizi, sevgimizi,
şefkatimizi, tecrübemizi, emeğimizi kardeşlerimizle
paylaşmayı sürdürelim. Tüm hayatımızı, infak
bilinciyle yaşayalım. Mümin kardeşimizin derdiyle
dertlenip, hayır duasını alalım. Sadakalarımızla
kazalardan, belalardan, hastalıklardan korunalım. İnfak
anlayışıyla güzîde vatanımızın dört bucağından, yedi
kıtaya uzanan gönül köprüleri kuralım. Şu fânî
dünyada yaptığımız iyiliklerle kubbede hoş bir sadâ
bırakalım.
Muhterem Müminler!
Mağfiret ayında merhametlilerin en merhametlisi
olan Yüce Allah'a iltica ettik. İşlediğimiz günahlardan
pişman olup, Gaffâr olan Rabbimizden af diledik.
Settâr ismiyle ayıplarımızı, kusurlarımızı örtmesini
niyaz ettik. Rahmân'ın katında affa mazhar olmanın,
O'nun kullarını affetmekten geçtiğini öğrendik. Dargın
olduğumuz mümin kardeşimizi bağışlayarak,
affetmenin şerefine nail olduk.
O halde, Resûl-i Ekrem (s.a.s)'in, "Bir daha
dönmemek üzere günahı terk etmek"6 olarak
nitelendirdiği nasuh tevbemizi bozmayalım. Tevbeyle
yeni açtığımız tertemiz sayfamızı salih amellerle
süsleyelim. Cenab-ı Hakk'ın kıyamet gününde
kusurlarımızı örtmesini istiyorsak öncelikle biz
birbirimizin kusurlarını örtelim. Mümin kardeşlerimizi
en güzel üslupla ve özel olarak uyarıp günahlarını asla
ortaya dökmeyelim. Hataları affederek, aramızdaki
gönül mesafelerini kaldıralım.
Değerli Müslümanlar!
Ramazan ayında manevî duygularımız
yoğunlaştı. İbadetlerimiz, hayır hasenatımız arttı,
hamdolsun! Ancak kulluk vazifemiz sadece bu
mübarek ayla sınırlı değildir. Zira Peygamber
Efendimiz (s.a.s), "Allah'a en sevimli gelen amel, az
da olsa devamlı olanıdır."7 buyurmaktadır.
Kulluk sorumluluğumuzun bir ömür devam
ettiğini unutmayalım. Takva bilinciyle her an
kendimizi Allah'ın huzurunda hissederek
davranışlarımıza yön verelim. O'nun emir ve
yasaklarına riayet ederek dünyada mutluluğa, ahirette
kurtuluşa erelim. "Ey iman edenler! Allah için takva
sahibi olun. Herkes yarın için ne hazırladığına
baksın!"8 ayetine kulak verip, ebedi hayatımız için
bugünden hazırlık yapalım.
Kıymetli Müminler!
Onbir ayın sultanı Ramazan'da edâ ettiğimiz
ibadetlerle, Cenâb-ı Hakk'a yakınlığımızı artırdık. Bu
yakınlığı kaybetmeyelim. Rahmet ayında tattığımız
kulluk lezzetini, gönül huzurunu, bir ömre yayalım.
İşte o zaman dünya hayatımız Ramazan, ahiretimiz de
bayram olacaktır.
Hutbemi Peygamber Efendimiz (s.a.s)'in şu
duasıyla bitiriyorum: "Allah'ım! Her işimin
koruyucusu olan dinim ile beni ıslah eyle, kurtuluşa
erdir. İçinde yaşadığım, geçimimi sağladığım
dünyamı benim için ıslah eyle, hayırlı kıl. Gidip
ebedî yaşayacağım ahiret hayatımı benim için
hayırlı eyle. Hayatımda her türlü hayrı ziyadesiyle
ihsan eyle. Ömrümü de her türlü şerlerden
muhafaza eyle."
,