Haberler

21. Yılında 28 Şubat Mağdurları - "Ana Haber Bültenleri Korku Filmi Yayınlar Gibi Sunuluyordu"

Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Genel Başkan Yardımcısı Muammer Bilgiç, "28 Şubat sürecinde ana haber bültenleri korku filmi yayınlar gibi sunuluyordu.

BURCU ÇALIK- Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Genel Başkan Yardımcısı Muammer Bilgiç, "28 Şubat sürecinde ana haber bültenleri korku filmi yayınlar gibi sunuluyordu. 'Postmodern darbe' deniyor ama bunun da sebebi bir algı operasyonunun yapılmasıydı. Sincan'da tanklar yürüdü ama Hakkari, Edirne, Van, Kars veya Muğla'daki insanlar da o tankları oturma odasında hissetti. Bu toplumda travmalara yol açtı." dedi.

Tarihe "Postmodern darbe" olarak geçen 28 Şubat sürecinin mağdur vakıflarından biri olan, 1999 yılında hakkında dağıtılma davası açılan ve yaklaşık 6 yıl süren yargılama sürecinin ardından Yargıtay'ın onama kararı ile 2005'te resmen kapatılan Milli Gençlik Vakfı (MGV), 2014'te hükümetin yaptığı yasal düzenlemeler sonucunda kapatılan diğer vakıflarla birlikte "iadeiitibar" hakkını elde etmişti.

Yeniden açılma ve daha önce el konulan mallarının da iadesi sağlanan MGV, 28 Şubat sürecinin ardından Anadolu Gençlik Derneği (AGD) ismiyle yoluna devam etti.

Bu dönemin en yakın tanıklarından biri olan AGD Genel Başkan Yardımcısı Muammer Bilgiç, Türkiye'yi 28 Şubat'a götüren olaylar ve sonrasında yaşanan mağduriyetler hakkında AA muhabirine açıklamalarda bulundu.

28 Şubat sürecinin üzerinden 21 yıl geçtiğini, bu süreç içinde 28 Şubat'ın ne olduğu konuşulurken, niçin olduğunun konuşulmadığını belirten Bilgiç, bu tür süreçlerin tekrar yaşamaması için sebeplerin konuşulması gerektiğini savundu.

"Birçok alanda 'cadı avı' yaşandı"

28 Şubat sürecinde televizyonlardan yapılan yayınlara dikkati çeken Bilgiç, "28 Şubat sürecinde ana haber bültenleri korku filmi yayınlar gibi sunuluyordu. Postmodern darbe deniyor ama bunun da sebebi bir algı operasyonunun yapılmasıydı. Sincan'da tanklar yürüdü ama Hakkari, Edirne, Van, Kars veya Muğla'daki insanlar da o tankları oturma odasında hissetti. Tabii bu, toplumda travmalara yol açtı. Bunun yanı sıra yargı, üniversiteler ve iş çevresine kadar birçok alanda 'cadı avı' yaşandı." diye konuştu.

O dönem vakıf ve dernekler ile dindar kesimin baskı altına alındığını, fişlemelerin yaşandığını aktaran Bilgiç, "Tüm bunlar 28 Şubat sürecinin yaşanılan kısmıydı. Biz 'niçin' olduğunu konuşursak şayet o dönem Türkiye'de bir iktidar iş başına geldi, koalisyon hükümeti kuruldu. Bu koalisyon hükümeti, alışılagelmişin dışında bir iş yaptı, hükümetin başbakanı (Necmettin Erbakan) bir Afrika bir de Asya gezisi tertipledi. Mısır'a, Libya'ya, Nijerya'ya, İran'a, Pakistan'a, Bangladeş'e, Malezya'ya, Endonezya'ya gidildi. Türkiye farklı bir pazara açılmaya başladı." dedi.

O dönemde hükümetin özel bankalardan faiz yoluyla borçlanmayı terk etmek için "kamu tek hesabı"nı oluşturduğunu anımsatan Bilgiç, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Küresel oligarşi bundan rahatsız oldu. Yani bir D-8 projesi bir de kamu tek hesabına geçiş bir rahatsızlık yarattı. Bu süreç (28 Şubat) 1996'nın eylül, ekim ayında başlamıştı. O zaman düğmeye basılmıştı. Şubat ayında yapılan Milli Güvenlik Kurulu toplantısında belki postmodern darbenin rengi belli oldu. Bizim bu süreci iyi analiz etmemiz gerekiyor. Süreci işletenler üç şey istiyorlardı.

Birincisi Türkiye'nin Amerika Birleşik Devletleri ile stratejik ortaklığının devam etmesi, Türkiye'nin farklı eksenlere kaymaması. İkincisi, Türkiye'nin İsrail'in güvenliğine teminat olmaya devam etmesi, İsrail'i tehdit eden ya da onu bölgede işgalci bir güç olarak gören politika izlememesi. Üçüncüsü de Türkiye'nin faize dayalı ekonomik sisteme entegre oluş sürecinin hızlı bir şekilde devam etmesiydi. Tabii bunu dile getirmediler. Ne yaptılar, sanki olayın ekonomik bir boyutu yokmuş da olayın hükümetin destek aldığı tabanın inançlarından kaynaklanan bir sıkıntıymış gibi konuyu başörtüsüne, kurban derisinin verileceği yerlere, Taksim'e cami meselesine kilitlediler."

"28 Şubat'tan ötürü hala içeride yatan insanlar var"

28 Şubat sürecinde devlet memuru olarak inanılmaz baskılar gördüğünü dile getiren Bilgiç, bireysel mağduriyetlerin yaşanmasının üzerinde ülkenin gidişatının topyekun değiştiğine dikkati çekti.

MGV'nin yapılan yasal düzenlemeyle el konulan mal varlıklarının büyük bir kısmının iade edildiği bilgisini paylaşan ve geçmişte yaşanan acıların üzerine yeni acıların eklenmemesini istediklerini söyleyen Bilgiç, "28 Şubat'tan ötürü hala içeride yatan insanlar var. 14 yaşında hapse mahkum edilen, idamla yargılanan ama yaşı küçük olduğu için idam cezası farklı cezalara dönüştürülen insanlar var. 28 Şubat'la ilgili yaşanan bireysel mağduriyetlerin tamamı maalesef giderilmedi." şeklinde konuştu.

Kaynak: AA / Güncel

Anadolu Gençlik Derneği 28 Şubat Türkiye Sincan Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title