Haberler

2018 Yılı Bütçesi TBMM Genel Kurulunda

AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç, " Türkiye'nin cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle çok daha hızlı yol alacağından endişe edenler, ülkemizin güçlenmesini istemeyenler, milletimizin refahının artmasını siyasi ikballerinin önünde bir engel olarak görenler Cumhurbaşkanımızın şahsında aslında Türkiye'ye saldırmaktadırlar." dedi.

AK Parti milletvekilleri, TBMM Genel Kurulunda görüşülen Cumhurbaşkanlığı, TBMM, Başbakanlık, Sayıştay, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Kamu Denetçiliği Kurumu, Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği, Diyanet İşleri Başkanlığı, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı ile Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunun 2018 yılı bütçeleri üzerinde konuştu.

AK Parti İstanbul Milletvekili Halis Dalkılıç, Cumhuriyet tarihinden bu yana Türkiye'nin parlamenter sistemle yönetildiğini ve parlamenter sistemin birçok sıkıntısının hep birlikte yaşandığını söyledi.

Sistemde yaşanan sıkıntıları aktaran Dalkılıç, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle getirilen değişiklikleri anlattı.

Dalkılıç, "Cumhurbaşkanlığı makamı ve cumhurbaşkanımız, sadece AK Parti'lilerin cumhurbaşkanı değil. 80 milyon vatan evladının bayrak gibi, vatan gibi, millet gibi, göz bebeğimiz gibi korumamız gereken bir makamdan, bir temsilden bahsediyoruz. Verdiğimiz mücadele milletimizin ayağa kalkma, vesayet odaklarını tasfiye etme mücadelesidir." ifadesini kullandı.

-"Demokrasinin çıtası yükseldi"

AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç, cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde ülkeyi yönetme yetkisi alabilmek için halkın yarısından fazlasının oyunu almak gerekeceğini ve artık yüzde 15-20'lerle iktidar olmanın mümkün olamayacağını söyledi. Tunç, yeni sistemi "Rejim değişikliği yapılıyor. Kuvvetler ayrılığı ortadan kalkıyor. Tek adamlık geliyor." gibi propagandalarla eleştirenler olmasına rağmen cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle cumhuriyetin güçlendiğini ve demokrasinin çıtasının yükseldiğini bildirdi.

Tunç, "Türkiye'nin cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle çok daha hızlı yol alacağından endişe edenler, ülkemizin güçlenmesini istemeyenler, milletimizin refahının artmasını siyasi ikballerinin önünde bir engel olarak görenler cumhurbaşkanımızın şahsında aslında Türkiye'ye saldırmaktadırlar." dedi.

AK Parti Osmaniye Milletvekili Mücahit Durmuşoğlu, siyasi, askeri ve ekonomik her açıdan güçlü bir Türkiye'nin bölgesel huzur ve istikrarın güvencesi olmaya devam edeceğinin, tüm ülkeler tarafından çok iyi bilindiğini hatırlatarak, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Yeniden dirilişimizden, yeniden yükselişimizden rahatsızlık duyanlar olsa da bizim daha da çok çalışacağımızdan, yorulmadan, dinlenmeden 2023, 2053, 2071 hedeflerine emin adımlarla ve büyük bir inançla yürüyeceğimizden hiç kimsenin şüphesi olmamalıdır."

AK Parti İstanbul Milletvekili Haydar Ali Yıldız, ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıyan kararını eleştirerek, şunları kaydetti:

"Kudüs'ü başkent kabul etmek veya büyükelçiliğini oraya taşımak suretiyle gücüne güvenerek ama adaleti hiçe sayarak siyasi tasarruflarda bulunanlara bu topraklarda binlerce yıllık adaletin nasıl hüküm sürdüğünü elbette ki anlatacak gücümüz, dilimiz ve siyasi geçmişimiz, müktesebatımız vardır. Dolayısıyla, alınan bu karar hukuka, adalete dayanmadığı için de bu milletin vicdanında, bu coğrafyanın vicdanında ve insanlık vicdanında kabul görmeyecektir."

"Bizim için Mekke ve Medine ne ise Kudüs odur"

AK Parti Aydın Milletvekili Abdurrahman Öz, Kudüs'ün Müslümanların kutsal mekanı ve ilk kıblesi olduğunu anımsatarak, "Kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'de övülmüş bir beldedir. Bizim için Mekke ve Medine ne ise Kudüs odur. Aynı zamanda Kudüs sadece Müslümanlar için değil, tüm ilahi dinler için de ortak bir değerdir." diye konuştu.

Öz, ABD'nin Kudüs'e ilişkin kararının yok hükmünde olduğunu belirtti.

AK Parti Samsun Milletvekili Orhan Kırcalı, Kudüs'ün gözbebekleri olduğunu ve Kudüs'ü, işgal ve yağmadan başka hiçbir değeri olmayan devletlerin insafına da bırakmayacaklarını ifade etti.

Türkiye Cumhuriyetinin bir hukuk devleti olduğunu anımsatan Kırcalı, 2002 yılından bu yana AK Parti hükümetlerinin attığı adımların tümünün insan hakları temelinde hukuk devleti ilkesinin geliştirilmesi ve güçlendirilmesine yönelik olduğunu bildirdi.

Hukuk alanında yapılan reform niteliğindeki değişikliklerle vatandaşların temel hak ve hürriyetlerinin daha fazla güvence altına alındığına değinerek Kırcalı, "Anayasa ve başta temel yasalar olmak üzere gerçekleştirilen değişikliklerle adalet sistemimize çok önemli yenilikler kazandırılmıştır." ifadesini kullandı.

AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Ali Özkaya, son on yılda Danıştaya gelen dosya sayısının yaklaşık 170 binden 461 bine çıktığını, 2002 yılında toplam verilen karar sayısı yaklaşık 60 bin iken 2016 yılında bu sayının 133 bine çıktığını vurguladı.

-"İç ve dış tehditler her geçen gün artıyor"

AK Parti Manisa Milletvekili Murat Baybatur, küresel düzeydeki çatışmaların şiddetlendiği, ittifak ilişkilerinin değiştiği ve bölgelerin yeniden şekillendirilmeye çalışıldığı bir süreçten geçildiğine dikkati çekerek, bu süreçte Türkiye'ye yönelik iç ve dış tehditlerin de her geçen gün artttığını ve algı operasyonları ile siber saldırılar gibi asimetrik tehditlerle bunların boyutlandığını belirtti.

Türkiye'nin ciddi sınamalarla karşı karşıya olduğu bu süreçten başarıyla çıkabilmesinin ancak güçlü bir istihbarat teşkilatı ile mümkün olduğuna işaret eden Baybatur, "Günümüzde uluslararası alanda söz sahibi ülkelerin tamamı emsalleri arasında üstünlük sağlayabilmek için istihbarat servislerini daha etkin kılmak amacıyla insan kaynağı ve teknik altyapı yatırımlarını her gün arttırmaktadır." dedi.

Baybatur, FETÖ/PDY terör örgütünün faaliyetlerinin akamete uğratılması noktasında MİT Müsteşarlığı tarafından gerçekleştirilen başarılı çalışmaların, teknik ve insan istihbaratı alanında yapılan yatırımların somut bir başarısı olduğunu ifade etti.

AK Parti Kocaeli Milletvekili İlyas Şeker ise yıkıcı etkileri açısından değerlendirildiğinde ilk sırayı alan afetin deprem olduğunu, Türkiye topraklarının yüzde 66'sının birinci ve ikinci derece deprem bölgesinde bulunduğunu ve nüfusun yüzde 70'inin de bu bölgelerde yaşadığını belirtti.

Şeker, şunları kaydetti:

"Ülkemizde meydana gelen depremlerde günümüze kadar yaklaşık 90 binin üzerinde insanımız hayatını kaybederken on binlerce insanımız engelli kaldı. 500 binin üzerinde bina kullanılmaz hale geldi. Meydana gelen depremler geri gelmesi mümkün olmayan can kayıplarına, doğrudan ve dolaylı ekonomik kayıplara, sosyal ve ruhsal problemlere yol açmaktadır."

Öte yandan bütçe görüşmeler sürerken Endonezya Temsilciler Meclisi Yasama Komitesi Başkanı Supratman Andi Agtas ve beraberindeki heyet, TBMM Genel Kuruluna gelerek bir süre çalışmaları izledi.

Kaynak: AA / Politika

Enver Yılmaz Ak Parti Türkiye Bartın Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title