Haberler

2018 Yılı Bütçesi Plan ve Bütçe Komisyonunda

Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli, "Hava savunma sistemi ihtiyacımızın bir an evvel karşılanması maksadıyla Rusya Federasyonu'ndan S-400 hava savunma sistemleri tedariki için sözleşme imzalanmış, avans ödemesi gerçekleştirilmiştir.

Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli, "Hava savunma sistemi ihtiyacımızın bir an evvel karşılanması maksadıyla Rusya Federasyonu'ndan S-400 hava savunma sistemleri tedariki için sözleşme imzalanmış, avans ödemesi gerçekleştirilmiştir. Yani bu satış işlemi sonuçlandırılmıştır." dedi.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Milli Savunma Bakanlığı, Savunma Sanayii Müsteşarlığı ile Akaryakıt İkmal ve NATO Pol Tesisleri İşletmesi Başkanlığının 2018 yılı bütçeleri görüşülüyor.

Canikli, görüşmeler sırasındaki sunumuna, yıllardan beri ardı ardına işgallere uğrayan, iç savaşların ve ihtilafların yaşandığı Irak ve Suriye gibi iki komşuya sahip olan Türkiye'nin, bu coğrafyanın tam merkezinde olduğuna dikkati çekerek başladı.

Çatışmalarda yüzbinlerce insanın hayatını kaybettiğini, büyük ölçekte iktisadi ve sosyal hasarların meydana geldiğini belirten Canikli, yaşanan hadiselerin Türkiye'yi de etkilediğini ifade etti.

Canikli, "Etrafımızdaki savaşlara, farklı terör örgütlerinin kanlı eylemlerine, hasımlarımızın türlü çabalarına, oyunlarına ve hatta zaman zaman müttefiklerimizin o kavram içine sığmayan, sığması mümkün olmayan politikalarına rağmen Türkiye, Türk milleti dimdik ayaktadır." diye konuştu.

Bölgesel ve küresel barış ile huzur ve istikrar için güçlü ordu ve milli savunma sanayinin gerekli olduğunu vurgulayan Canikli, "Özellikle son yıllarda, daha önceki dönemlerde çok rahatlıkla temin edebildiğimiz savunma sistemleri ve onların yedek parçalarını son yıllarda aynı ittifak içinde olduğumuz dost ülkelerden temin etmekte zorlandığımızı ve bunun örtülü ambargo şeklinde ortaya çıktığını da belirtmek gerekiyor." ifadesini kullandı.

Türkiye'nin FETÖ, Pkk, DHKP-C, El Kaide ve DEAŞ'a kadar uzanan geniş bir yelpazede terör örgütleriyle kararlı bir biçimde mücadelesinin sürdüğüne işaret eden Canikli, 15 Temmuz 2016 gecesi Türkiye'nin asker üniforması altına gizlenmiş FETÖ mensuplarınca kalkışılan hain bir darbe girişimine maruz kaldığını anımsattı.

Canikli, "FETÖ ihanet şebekesiyle mücadele etmek milli bir görevdir, Türkiye Cumhuriyeti'nin beka meselesidir.

FETÖ'ye karşı mücadele devletin tüm kurumlarında kararlılıkla ve titizlikle devam etmektedir.

Böyle bir ihanetin ülkemizde bir daha yaşanmaması için gerekli tüm tedbirleri almaktayız. Bu konuda pek çok adım attık, atmaya da devam ediyoruz." diye konuştu.

DEAŞ ile mücadele

Türkiye'nin terör örgütü DEAŞ ile mücadelede de en ön safta yer aldığını dile getiren Canikli, şunları söyledi:

"Türkiye başından bu yana DEAŞ'la Mücadele Küresel Koalisyonu'na aktif destek sağlamış, hava üslerini koalisyon hava araçlarına açarak hava sahasının kullanımını sağlamış ve eğit-donat programına destek vermiştir. Suriye'de icra edilen Fırat Kalkanı Harekatında Özgür Suriye Ordusu ile 243 yerleşim birimini kapsayan toplam 2 bin 15 kilometrekarelik alan DEAŞ'ten temizlenmiştir.

Bu operasyon süresince 2 bin 647 DEAŞ mensubu etkisiz hale getirilmiş ve böylece ülkemize yönelik tehdit bertaraf edilmiştir. Türk Silahlı Kuvvetlerinin harekatta konuşlanma ihtiyaçlarına yönelik üs bölgesi kurulması çalışmaları büyük oranda tamamlanmıştır.

Fırat Kalkanı Harekatı sonrasında terörden arındırılmış bölgede altyapı çalışmaları ile birlikte güvenlik ve istikrarın sağlanmasına yönelik çalışmalar devam etmektedir."

"Üç gözlem noktası tesis edildi"

Canikli, terör örgütü PKK ve uzantıları PYD/YPG'nin Suriye ve Irak'ta DEAŞ'la mücadele kisvesi altında kendilerine alan açarak siyasi güç kazanmayı amaçladığını belirterek, "Özellikle altını çiziyorum ki bu tür oluşumlara kesinlikle müsaade edilmeyecektir." dedi.

DEAŞ sonrası dönemde Suriye'de PKK/PYD/YPG terör örgütüyle iş birliğinin sürdürülmesinin, bölgeyi içinden çıkılamaz şiddet sarmalına sürükleme potansiyeline sahip olduğunu ifade eden Canikli, "Basında ifşa edildiği gibi sözde Suriye Demokratik Güçleri kisvesi altında PKK/PYD/YPG terör örgütünün DEAŞ teröristlerini Rakka'dan tahliye etmesi, terör örgütleri arasında bir fark olmadığını ve kendi amaçları doğrultusunda her durumu istismar ettiklerini ve bu terör örgütlerinin aynı merkezden kumanda edildiğini çok açık şekilde göstermektedir." ifadelerini kullandı.

Altıncı Yüksek Düzeyli Astana Toplantısı'nda, İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi ilan edildiğini anımsatan Canikli, "Gerginliği Azaltma Bölgesinde, kontrol noktaları oluşturulması maksadıyla, bugüne kadar üç gözlem noktası tesis edilmiştir. Toplamda 12 gözlem noktası tesis edilecektir." açıklamasında bulundu.

"Açıklamalar bu silahlanmayı izah edemiyor"

Özellikle ABD tarafından terör örgütü PKK/PYD/YPG'ye verilen silahların Türkiye'deki bazı terör eylemlerinde kullanıldığını vurgulayan Canikli, "Bu bilgiyi başta ABD olmak üzere ilgili bütün yetkililerle en somut, net şekilde defalarca paylaştık." dedi.

Bir terör örgütünün başka bir terör örgütüyle iş birliği yapılarak yok edilemeyeceğine dikkati çeken Canikli, şöyle devam etti:

"Söylem olarak, 'YPG unsurlarını arazide PKK'dan ayırdıkları ve o şekilde muamele ettikleri ve o anlamda Türkiye'ye yönelik oradan bir tehdit söz konusu olmayacağı' şeklinde güvence vermeye çalışıyorlar. Ama bunun da hiçbir şekilde geçerliliğinin olmadığını biz tespit ediyoruz. Ortaya konulan ifadeler ve söylemlerin arazide gerçekleşen fiili durumla örtüşmediğini belirtmemiz gerekiyor. Şu ana kadar çok ciddi sayıda ve DEAŞ ile mücadele konseptinin de çok ötesinde bu yapıya ciddi bir silah desteği sağlanmış ve halen sağlanmaya devam edilmektedir. Görüşmelerimizde 'Bu silahların önemli bir bölümünün YPG'ye değil, kendi ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla aktardıklarını, gönderdiklerini' ifade etmişlerdir. Biz de bunun üzerine, gönderilen silahların ve mühimmatın, araç gereçlerin en az 25-30 bin kişilik bir orduyu teçhiz edebileceğini bildirdik. ABD'nin Suriye'de resmi olarak 500 kişilik askeri varlığının olduğunu biliyoruz. Onların bir generalinin bir toplatıda 4 bin sayısını zikretmesi söz konusu. 4 bin bile olsa, onların ihtiyaçlarının çok üzerinde silah sevkiyatı olduğunu, burada bir mantıksızlık, tutarsızlık olduğunu bunu keskin ifadelerle kendilerine aktarıyoruz. Geldiğimiz nokta itibarıyla aktarılan silahların 'DEAŞ ile mücadele ya da kendi ihtiyaçları' çerçevesindeki açıklamaları kesinlikle bu silahlanmayı izah edemiyor."

NATO Tatbikatı'ndaki skandal

Suriye'deki krizin önemli bir ayağının da Afrin'deki gelişmeler olduğunu belirten Canikli, "PKK/PYD/YPG'nin olduğu her yer, teröristlerin bulunduğu her yer Türkiye açısından bir tehdittir ve aynı zamanda bir hedeftir.

Bu kapsamda uluslararası hukuktan doğan müdahale hakkımızı kullanacağımızdan ve kullanacağımızdan kimsenin kuşkusu olmasın." dedi.

Milli Savunma Bakanı Canikli, 8-17 Kasım'daki NATO Komuta Yeri Tatbikatı "Trident Javelin-17" sırasında yaşanan skandala değinerek, tatbikat sırasında hangi amaca ve örgüte hizmet ettiği henüz belli olmayan iki kişinin Cumhuriyet'in kurucu lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik çirkin, provoke edici, ve ittifakın savunduğu temel değerlerle bağdaşmayan, vahim ve kabul edilemez nitelikte provokasyona imza attıklarını belirtti.

"Özellikle vurgulamak istiyorum, tarihimize, mirasımıza ve liderlerimize karşı yapılan bu saygısızlık, bu alçaklık, bu rezillik kesinlikle cevapsız bırakılmayacaktır." diyen Canikli, tatbikata katılan askerlerin geri çekildiğini, NATO Genel Sekreteri, Norveç Başbakanı ile Norveç Savunma Bakanı'nın özür dilediğini anımsattı.

S-400 hava savunma sistemlerinin tedariki

Türkiye'nin balistik füze tehdidi karşısında hava ve füze savunmasının güçlendirilmesine yönelik çalışmalara da değinen Canikli, geçici çözümlerin yetersiz olduğunu, böylesi stratejik ihtiyacın başka ülkelerin inisiyatifine bırakılamayacağını vurguladı.

Uzun menzilli hava savunma sisteminin milli imkan ve kabiliyetler kullanılarak tasarlanıp üretilmesine yönelik çalışmaların devam ettiğini anlatan Canikli, şu ifadeleri kullandı:

"Aciliyet arz eden hava savunma sistemi ihtiyacımızın bir an evvel karşılanması maksadıyla Rusya Federasyonu'ndan S-400 hava savunma sistemleri tedariki için sözleşme imzalanmış, avans ödemesi gerçekleştirilmiştir. Bu satış işlemi sonuçlandırılmış, yani bu iş tamamlanmıştır. Bundan sonra ödemelerle ilgili detaylar görüşülüyor. Bir adedi opsiyon olmak üzere iki adet S-400 sistemi sözleşme kapsamında tedarik edilecektir.

İlk sistemin teslimatının 2019 yılında gerçekleştirilmesi planlanmaktadır.

Bu sistemler teslim alındığında ülkemiz önemli bir hava savunma yeteneği kazanmış olacaktır.

Acil ihtiyacın karşılanmasına yönelik bu çözüm, kendi sistemlerimizi geliştirme yolundaki kararlılığımızı sekteye uğratmayacaktır."

(Sürecek)

Kaynak: AA / Güncel

Rusya Federasyonu Nurettin Canikli Suriye PKK Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title