Haberler

2016-2017 Yükseköğretim Akademik Yılı Açılış Töreni

YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, Fetullahçı Terör Örgütü'ne (FETÖ) ilişkin, "Gizli ve sinsi bir biçimde devlet içinde ve toplumda örgütlenen bu yapı, artık net olarak görülüyor ki, silahlı kuvvetlerde, emniyette ve yargıda olduğu gibi eğitimde ve üniversitelerde de yerleşmişler ve Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı durmaya cesaret edebilmişlerdir.

YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, Fetullahçı Terör Örgütü'ne (FETÖ) ilişkin, "Gizli ve sinsi bir biçimde devlet içinde ve toplumda örgütlenen bu yapı, artık net olarak görülüyor ki, silahlı kuvvetlerde, emniyette ve yargıda olduğu gibi eğitimde ve üniversitelerde de yerleşmişler ve Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı durmaya cesaret edebilmişlerdir. Bu yapının yerleştiği hiç bir kurumu zedelemeden hepimizin görevi, bu terörist yapıdan bütün kurumlarımızı ve ülkeyi kurtarmaktır." dedi.

Saraç, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezinde düzenlenen 2016-2017 Yükseköğretim Akademik Yılı Açılış Töreni'nde yaptığı konuşmada, üniversiteleri ihtisaslaştırmaya yöneltirken, akademik yapılanma için çok önemli bir diğer adımı da hayata geçirdiklerini ifade etti.

Yükseköğretimi ülke için öncelikli alanlara doğru odakladıklarını, ilk defa bu sene tek tek üniversite ihtiyaçlarının ötesine geçerek, yurt dışına gönderilecek doktora öğrencileri için alan esaslı bir kurguya geçtiklerini bildiren Saraç, "Milli Eğitim Bakanlığına bu bakış açısı ile bir öneri sunduk, Sayın Bakanımız da bu stratejik bakış açımızı onayladı ve artık ülkemiz için belirlenen öncelikli alanlar için yurt dışına öğrenci gönderilecek." dedi.

Yurt içinde de öğretim üyesi yetiştirme programını yeniden yapılandırdıklarını, bahsedilen aynı bakış açısı ile bazı üniversitelere misyon verdiklerini ve buralarda eleman yetiştirme programını hayata geçirdiklerini belirten Saraç, "Bugünlerde yine aynı amaçla, yine sadece ülkemiz için öncelikli olan, bunun yanı sıra öğretim üyesi ihtiyacı çekilen belli alanlar için bin araştırma görevlisi kadrosunun ilanına çıkıyoruz." dedi.

Prof. Dr. Saraç, yükseköğretim tarihinde bir ilk olacak olan "100/2000" projesini hayata geçirdiklerini belirterek, proje ile ülkenin doktoralı insan ihtiyacını karşılamak üzere 100 önemli ve disiplinler arası alanda, 2 bin kişiye tatminkar burs verileceğini duyurdu.

Bu alanların da rasyonel bir tarzda belirlendiğine dikkati çeken Saraç, şöyle devam etti:

"Ülkemizin gelecek 10 yılını şekillendirecek bir şekilde tasarlandı. Bu söylediklerimiz ve hayata geçirdiğimiz projeler, Türk yükseköğretimini artık keyfiliğe ve mühmelliğe bırakmadığımızı ve bilimsel bir metotla ve rasyonel bir tarzda yeniden şekillendirdiğimizi göstermektedir. Yükseköğretimde, artık taşlar yerinden oynamıştır, yasal düzenlemeleri beklemek yerine, yapabileceklerimizi, yetkimizi sonuna kadar kullanarak yapmaya, bilim hayatını üniversitelerimizin bilimsel gücüyle tekrar şekillendirmeye başladık."

"Bu adımları, meydan okuyucu adımlar takip edecek"

Yükseköğretimi kalite, ihtisaslaşma, öncelikli alanlar, nitelikli doktora gibi kavramlarla yeniden yapılandırdıklarının altını çizen Saraç, "Çok cesaret isteyen adımlar atıyoruz. Bu yıl, güçlü Türkiye'ye katkı sunmak için bu adımları, daha da meydan okuyucu adımlar takip edecek." dedi.

Bu stratejik bakış kapsamında, iddialı ama gayretle çalışıldığında erişilebilecek yeni hedeflerinin bulunduğuna dikkati çeken Saraç, gelinen noktada, önemli mesafeler alındığını belirtti.

YÖK Başkanı Prof. Dr. Saraç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın teşvik ve destekleriyle şimdiye kadar elde ettikleri sonuçların, daha sonrası için herkesi umutlandırdığını söyledi.

Yaptıkları düzenlemelerin ve daha verimli, sağlıklı bir sistem için gayretlerin, öğrencilerle ilgili alanlarda da nitelik ve nicelik açısından önemli sonuçlar verdiğini belirten Saraç, Türkiye bursları ile desteklenen uluslararası öğrenciler başlığının bunlardan biri olduğunu dile getirdi.

Saraç, yakın dönemde ülkeye gelen öğrenci sayısında büyük artışlar gerçekleştiğini de ifade etti. Öğrenci ve öğretim elemanı hareketliliğini artırmak için çalışmaların yoğunlaştırıldığının altını çizen Saraç, 35 yıllık YÖK tarihinde, bakan düzeyinde imzalanan 27 mutabakat zaptı ve uluslararası anlaşmanın 13'ünün son iki yılda imzalandığını aktardı.

"Yenilikçi bir tutum izleniyor"

Bütün dış ilişkilerin ve ziyaretlerin planlı ve belli amaçları hedeflediğine dikkati çeken Saraç, yeni YÖK olarak tarihte ilk defa yurt dışı burs programlarını başlattıklarını, bu bursları, Türkiye'nin burs programlarında daha önce görülmeyen bir şekilde getirdikleri öğrencilerin kendi ülkelerinde mecburi hizmet yükümlüğü esasına dayandırdıklarını aktardı.

Yeni YÖK'ün her tür ilişkisinde ve aldığı kararlarında yenilikçi bir tutum izlendiğinin altını çizen Saraç, kız öğrencilerin yükseköğrenim sisteminin gurur kaynağı olmayı sürdürdüğünü ifade etti.

Saraç, öğrenci sayısının yüzde 45'ini kız öğrencilerin oluşturduğunu, yüksek lisans ve doktora öğrencileri arasında da kızların oranının yüzde 40'dan fazla olduğuna dikkati çekti.

Üniversitelerde görev yapan kadın akademisyen sayılarının da dünya ortalamasının oldukça üzerinde ve pek çok gelişmiş ülkeden daha iyi bir seviyede olunduğunu aktaran Saraç, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 11 Mart 2015'te YÖK'ü ziyaretinde, kadına şiddetin engellenmesi ve kızların eğitimi konusuna da değinerek, bu konudaki beklentilerini ifade ettiğini ve eylem planı oluşturulmasını istediğini hatırlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın katılımıyla YÖK'te düzenlenen çalıştayda bir dizi karar alındığını, eylem planları yapıldığını anımsatan Saraç, ilk kez bir "Tutum Belgesi"nin yayınlanarak çalışmaların uygulanmasına geçildiğini, bu konuda da YÖK ve üniversitelerin, sorunların çözümüne yönelik katkılar vermeye devam ettiğini kaydetti.

"Yükseköğrenim sürecine yönelik çok önemli tehditlerle de mücadele ediyoruz"

YÖK Başkanı Prof. Dr. Saraç, tüm hedeflere ulaşmak için durmaksızın çalışırken, bir yandan da yükseköğrenim sürecine yönelik çok önemli tehditlerle de mücadele ettiklerini belirtti.

"Eğitimin bir ülkenin nasıl istikbali için esas unsur olduğunu kabul ediyorsak, eğitim ve öğretimin bütün kademelerinde ve boyutlarında nitelik ve liyakatten sapıldığında, bir amaç değil kamu kurumlarında hakimiyet için bir araç halini aldığında, o ülke için güvenlik zaafı noktası olabileceğini de 15 Temmuz gecesi gördük ve yaşadık." değerlendirmesinde bulunan Saraç, Türkiye'nin 15 Temmuz gecesi bir facianın eşiğinden döndüğünü ve doğrudan milli varlığa ve anayasal düzenin üzerine kabus gibi çöken bir karanlığın o gece yaşandığını ifade etti.

Prof. Dr. Saraç, şunları kaydetti:

"Türk milleti, siz Cumhurbaşkanımızın olağanüstü kararlı duruşu ve liderliği etrafında kenetlendi ve bu liderlik ertesi gün, bizi yeniden aydınlığa taşıdı. Gizli ve sinsi bir biçimde devlet içinde ve toplumda örgütlenen bu yapı, artık net olarak görülüyor ki, silahlı kuvvetlerde, emniyette ve yargıda olduğu gibi eğitimde ve üniversitelerde de yerleşmişler ve Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı durmaya cesaret edebilmişlerdir. Bu yapının yerleştiği hiç bir kurumu zedelemeden, hepimizin görevi, bu terörist yapıdan bütün kurumlarımızı ve ülkeyi kurtarmaktır.

Üniversiteler olarak bu dönemin, yıllardır katettiğimiz yolları tahrip etmesine, bizi tekrar geri götürmesine izin vermeyeceğiz. Fakat bir diğer görevimiz ise bu tür yapıların tekrar devlete sirayet etmemesi için gerekli tedbirlerin alınmasıdır. Yükseköğretimde atama ve yükseltilmelerde liyakatin esas alınması aslında bu virüsün yükseköğretimin bünyesinden temizlenmesi için en önemli araçtır."

Bütün üniversitelere bu kültürün, liyakat ve ehliyet anlayışının yerleşmesi için çalışacaklarını belirten Saraç, "Üniversiteler, fırtınalı günlerde bilgelik öğretmeye devam eden, yüksek nitelikli yüce kurumlardır. Hepimizin bu üstün kavramlarla donatılmış özelliklerimizi korumaya ve dikkat etmeye özen göstermemiz gerekmektedir. Üniversiteler olarak huzur ve güven atmosferinde, okutmaya, eğitmeye, öğretmeye, araştırmaya ve üretmeye devam edeceğiz. Bu zor sürecin üniversitelerimizin kurumsal yapısını zedelemesine, bilim hayatının sekteye uğratılmasına izin vermeme azmindeyiz." diye konuştu.

"Sorunların pek çoğu uygulamalardan kaynaklanıyor"

Yükseköğretimin sorunlarının pek çoğunun yasalardan değil, uygulamalardan kaynaklandığına dikkati çeken Saraç, "Akademi için bir ölçüde yasalar kadar olmasa bile, teamüller de önemlidir ve eğitim-öğretimde kaliteyi merkezine alan yeni teamüller oluşturmak istiyoruz." dedi.

YÖK olarak mütevazı bir üslupla belli sorunları çöze çöze yürüdüklerine dikkati çeken Saraç, iyileştirilen küçük parçaların birleştirilerek yeni Türkiye'nin bilimsel hedeflerine büyük destek sağlayacağını ve daha büyük değişimlerin kapısını sağlıklı biçimde açacağını düşündüklerini söyledi.

Kısa bir müddet içinde sistemin bütününde hissedilebilir bir iyileşme görülmeye başlandığını aktaran Saraç, "Kısacası her zaman için tedriciliği esas alan tashih, ikmal ve tadil edici bir yöntemin doğru olduğunu düşünüyoruz." dedi. Saraç, başarılı olmak için YÖK'ün, toplumdaki bütün paydaşları ile iyi bir iletişim içinde olması gerektiğine işaret etti.

Üniversitelerin bir huzur ortamı olmasını, aynı zamanda toplumun huzuruna da katkıda bulunmasını istediklerini dile getiren Saraç, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Üniversitelerimizin topluma hizmet fonksiyonunun sadece ürettiği, geliştirdiği bilgiyi topluma servis etme olarak algılamadığımızı, üniversitelerimizin toplumun hassasiyetlerine ve milli değerlere duyarlı, toplumun sorunlu alanlarına dikkat çeken, bu alanlara yönelik iyileştirme çabalarında öncü rol üstlenen kurumlar olması gerektiğini de bir kez daha vurgulamak isterim. Bu noktada üniversite mezunlarının sadece mesleki bilgide yetkinlik kazanmasının yanı sıra entelektüel bir birikime sahip, tarih şuuru ve anadil sevgisi ile mücehhez olması gerektiğini inandığımızı da ifade ediyoruz."

"Konuya maarif davası olarak bakmaktayız"

Yükseköğretim sisteminin elbette çeşitli sorunları bulunduğuna dikkati çeken Saraç, "Sorunlar gelişmenin dinamiğidir. Bizler yükseköğretim yönetiminde sorumluluk yüklenmiş kişiler olarak sorunlardan şikayet etme konumunda değil, sorunları çözme ve yükseköğretimin Türkiye'nin geleceğine en etkin biçimde katkı yapması için bütün imkanlarımızı seferber etme durumunda olduğumuzun bilincindeyiz. Sizler emin olun ki, yeni YÖK olarak biz konuya sadece yükseköğretim sorunu değil maarif davası olarak bakmaktayız." değerlendirmesinde bulundu.

YÖK Başkanı Prof. Dr. Saraç, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Sayın Cumhurbaşkanım, huzurunuzdaki rektörlerimizin ve bütün akademik camianın, topluma karşı olan sorumluluklarını yerine getirme bilinci içinde olduklarını size iletmek isterim. Bugün ulaştığımız yükseköğretim kapasitesiyle akademik camianın gayretlerinin yakın gelecekte yüksek değerler üreteceğinden emin olmanızı dilerim. Yeni eğitim ve öğretim yılı açılışına teşrif eden başta siz Cumhurbaşkanımız olmak üzere, bütün misafirlerimize hürmetlerimizi sunar, yeni akademik yılın tüm akademik dünyamız ve yetiştirmekte olduğumuz 7 milyon genç neslimiz için verimli geçmesini dilerim."

(Bitti)

Kaynak: AA / Güncel

Recep Tayyip Erdoğan Yekta Saraç Beştepe Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title