Haberler

2008 Yılı Bütçe Görüşmeleri

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı, Habur Sınır Kapısı'nın Kapatılması Yönünde Bir Karar Bulunmadığını Belirterek, "Yöre Halkının ve Teröre Destek Vermeyenlerin Mağdur Edilmesine Dönük Bir Çalışma İçinde Olmayacağız" Dedi.

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı, Habur Sınır Kapısı'nın kapatılması yönünde bir karar bulunmadığını belirterek, "Yöre halkının ve teröre destek vermeyenlerin mağdur edilmesine dönük bir çalışma içinde olmayacağız" dedi.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu, 2008 Mali Yılı Bütçesi üzerindeki görüşmelerini sürdürüyor. Gümrük Müsteşarlığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü. Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüsek Kurumu, TÜBİTAK, Türkiye Bilimler Akademisi, Basın-Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü, Türkiye Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü, Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu ve Dış Ticaret Müsteşarlığı bütçeleri üzerindeki müzakerelerin ardından Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcıları Cemil Çiçek ve

Hayati Yazıcı, Devlet Bakanı Mehmet Aydın ve Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, komisyon üyelerinin sorularını cevapladı. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Türkiye Ortadoğu Amme İdaresi (TODAİ) Enstitüsü'nün özerk olması gerektiği yönünde bir görüş ortaya konulduğunu belirterek, TODAİ Enstitüsü'nün siyasi müdahelenin olmadığı bir kuruluş olduğuna dikkat çekti. TODAİ'nin daha fonksiyonel hale getirilmesi gerektiğini dile getiren Çiçek, personel eğitiminin en üst düzeye çıkarılması ve yüksek

kalitede bir bürokrasi ile işlemlerin yürütülmesinin doğru olacağını ifade etti. Yüksek Denetleme Kurulu'nun konumu ile ilgili bir tereddüt bulunduğunu kaydeden Bakan Çiçek, bugünkü müzakerelerde de Sayıştay'la birleştirilmesi ve TBMM'ye bağlanması tekliflerinin ortaya konduğunu hatırlattı. Önümüzdeki günlerde yapılacak bir düzenlemeyle bu tereddütlü durumun ortadan kaldırılacağını ifade eden Çiçek, çok başlı denetim konusunun ortadan kaldırılması gerektiğini ifade etti. Çiçek, Yüksek Denetleme Kurulu'nun

Meclis Başkanlığı'na da devredilebileceğini, Sayıştay'la da birleştirilebileceğini, bununla ilgili müzakerelerin devam ettiğini belirtti.

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı da, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü'nün faaliyetlerine ilişkin soruları cevaplarken, yardım yapılan vatandaşlarla ilgili çalışmaların titizlikle sürdürüldüğünü anlattı. Yazıcı, bu kişilerle ilgili verilerin toplanarak bir veri tabanının oluşturulduğunu ifade etti. İl ve ilçe vakıflarının kendilerine ayrılan kaynakları yardım olarak dağıttıklarını belirten Yazıcı, 22 Temmuz seçimleri öncesinde yardımların araç olarak kullanıldığı

eleştirilerinin ise tamamen haksız olduğunu vurguladı. 2005 yılında 28 Haziran ile 31 Ağustos, 2006 yılında 13 Nisan ile 31 Ağustos arasında bu yardımların yapıldığını, 2007 yılında da 14 Nisan'da yardımların yapılmasına başlandığını dile getiren Yazıcı, milyonlarca ton ağırlığındaki emtianın belli bir süre içinde vatandaşlara dağıtılmasının imkansız olduğuna dikkat çekti. Bu yardımlar yapılırken hiçbir zaman insanlar arasında ayrım yapılmadığını vurgulayan Yazıcı, DTP'li Gülten Kışanak'ın 'Devlet yardım

yapmaz, devlet hayır kurumu değildir' şeklindeki eleştirisine de cevap verdi. Yazıcı şöyle konuştu:

"Devlet bal gibi yardım yapar. Bu, devletin asli görevlerinden bir tanesidir. İktidarımız, anayasanın 2. maddesindeki devletin sosyal olma özelliğini hayata geçiren çalışmalar ortaya koymuştur. Biz bu hizmetlerin yürütülmesinde mezhep mensubiyetlerine, siyasi mensubiyetlere bakmıyoruz. Etnik mensubiyetleri itibariyle insanları ayırmadık. Hizmetlerimiz bu anlayış çerçevesinde gerçekleşiyor."

Yazıcı, Kapıkule Sınır Kapısı'ndaki rüşvet olayı ile ilgili soru üzerine, Kapıkule'de 65 memurun görevine son verildiğini, bunların da anayasadan doğan dava haklarını kullandıklarını ifade etti. Yazıcı, açılan kamu davasında toplam 60 kişinin hüküm giydiğini açıkladı.

Habur Sınır Kapısı'nın kapatılması yönünde bir karar verilmediğini dile getiren Yazıcı, Türkiye'nin can ve mal güvenliğiyle ilgili, terör belasından kurtulmak için ne gerekiyorsa yapılacağını söyledi. Yazıcı, "Yöre halkının ve teröre destek verenlerin mağdur olmasına dönük bir çalışma içinde olmayacağız" dedi. Yazıcı Habur Sınır Kapısı'ndan 2005 yılında 703 bin aracın giriş, 728 bin aracın çıkış yaptığını; 2006 yılında 374 bin 664 aracın giriş, 392 bin 169 aracın çıkış yaptığını; 2007 yılında ise şu ana

kadar 302 bin 373 aracın giriş, 307 bin 953 aracın çıkış yaptığını belirtti.

Ruhban Okulu'nun açılması konusunun Vakıflar Kanunu ile alakası bulunmadığını söyleyen Yazıcı, cemaat vakıflarının 2002 yılında çıkan kanun çerçevesinde bu tarihten beri mal edinebildiklerine işaret etti. Türkiye'de cemaat vakıflarının sayısının 160 olduğunu bildiren Yazıcı, Vakıflar Kanunu Tasarısı'nın geri çekilmesinin sözkonusu olmadığını, tasarıyı yakın zaman içinde Meclis'e sevkedeceklerini dile getirdi.

Akaryakıt kaçakçılığının sadece akaryakıtın doğrudan girişini kapsamadığını belirten Yazıcı, kaçan giren bazı maddelerin reaksiyona tabi tutulması sonucu elde edilen akaryakıtın da bunu içerdiğini ifade etti. Ulusal marker sisteminin kaçakçılığın azalmasını sağlayacağını ifade eden Yazıcı, teknolojik imkanlar devreye girdiğinde bu sıkıntıların tamamen ortadan kalkacağını umduğunu vurguladı.

Yazıcı, Çıldır Aktaş kapısının kapalı olmadığını, Gürcistan'ın yol yapmamasından dolayı kapının kullanılamadığını söyledi.

(ZÇ-OK-Y)

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Politika

Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title