Haberler

12. Uluslararası İslam Ekonomisi ve Finansı Konferansı

Güncelleme:

Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkan Vekili Doç. Dr. Talat Ulussever, "2024 yılında İslami standartlara uygun finansal varlıkların toplam değerinin 3,5 trilyon dolara yükseleceği tahmin edilmekte.

Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkan Vekili Doç. Dr. Talat Ulussever, "2024 yılında İslami standartlara uygun finansal varlıkların toplam değerinin 3,5 trilyon dolara yükseleceği tahmin edilmekte. Rakamlar, İslami finans sektörünün küresel ölçekte önemli bir yere sahip olduğuna, ağırlığının giderek artacağına işaret etmekte." dedi.

Ulussever, 12. Uluslararası İslam Ekonomisi ve Finansı Konferansı'nda yaptığı konuşmada, tüm dünyada yaşanan finansal krizlerin nedenleri ve etkilerine değindi.

Finansal ihtiyaçların dünyadaki karşılıkları hakkında değerlendirmelerde bulunan Ulussever, şunları kaydetti:

"Önümüzdeki süreçte reel ekonomideki aracılık faaliyetlerinde daha fazla rol üstlenen ve aynı zamanda topluma fayda sağlayıcı ve değer yaratıcı bir finansal sisteme olan ihtiyaç artarak hissedilecek. Bu yapıdaki bir finansal sistem, sürdürülebilir bir ekonomik kalkınma için oldukça önemli ve olmazsa olmaz ön koşul. Bu ön koşul altında dizayn edilmiş bir finansal sistemde, sermaye piyasalarının daha fazla görünür olması ve enstrümanlarının da daha fazla uygulama alanı bulması ve böylece finansal piyasalar ile reel ekonomi arasındaki bağları kuvvetlendirmesi gerekmekte.

Sermaye piyasalarının sunduğu reel ekonomi bağlantılı getiri oranlarının, yatırım-tasarruf dengesizliklerini azaltmada pozitif katkı sağladığı muhakkak. Sürdürülebilir bir ekonomi büyüme ve kalkınma hedefinde, 'finansal piyasalar için reel ekonomi' anlayışı yerine 'reel ekonomi için finansal piyasalar' düsturu öncelenmeli."

"İslami finans enstrümanları, küresel düzeyde oluşmuş bu çarpıklığa bir çözüm sunabilir"

Reel ekonomiden bağımsız hareket eden finansal piyasaların, gelir adaletsizliği üzerinde olumsuz etki yarattığına işaret eden Ulussever, dünyada en zengin yüzde 1'in küresel servetin yarısından fazlasına sahip olmasının vahim tabloyu gösterdiğine işaret etti.

Ulussever, "İslamın iktisadi hayata bakışı, moral ve etik dinamiği, İslam iktisat felsefesi ve İslami finans enstrümanları, küresel düzeyde oluşmuş bu çarpıklığa bir çözüm sunabilir." ifadesini kullandı.

İslami iktisat sisteminin, küresel anlamda yaşanan sıkıntılara çözüm getirebileceğini aktaran Ulussever, şu değerlendirmelerde bulundu:

"İslami Finansal Hizmetler Kurulu tahminlerine göre, İslami finans sistemine uygun bankacılık, sukuk, katılım fonları ve tekafül ürünlerinin toplam değeri 2019 yılı itibarıyla yüzde 11 artarak 2,5 trilyon dolara ulaştı. Ancak bu 2,5 trilyon dolara gerekli şartları sağlayan hisse senetleri dahil değil. Eğer onlar da dahil edilirse yaklaşık 20 trilyon dolara yakın rakama ulaşıyoruz.

Son 10 yılda küresel ekonomi ortalama yüzde 3 büyürken, İslam İşbirliği Teşkilatı'nın (İİT) en büyük 10 ekonomisinin tamamı dünya ortalamasının üzerinde bir performans göstermiş ve büyüme ortalamaları yüzde 4,3 civarında oldu. Bu kapsamda İslam Kalkınma Bankası grubu bünyesinden yapılan bir çalışmada, 2024 yılında İslami standartlara uygun finansal varlıkların toplam değerinin 3,5 trilyon dolara yükseleceği tahmin edilmekte. Bu rakamlar bile İslami finans sektörünün, küresel ölçekte önemli bir yere sahip olduğuna, ağırlığının giderek artacağına işaret etmekte."

"Faiz hassasiyeti birçok yatırım kararında önemli etkiye sahip"

SPK Başkan Vekili Doç. Dr. Ulussever, Türkiye'de de dünyadaki gelişmelere paralel olarak İslami finans alanında arz ve talep açısından önemli potansiyel olduğuna işaret ederek, iç talep açısından faiz hassasiyetinin birçok yatırım kararında önemli etkiye sahip olduğunu vurguladı.

Güncel bir anketi paylaşan Ulussever, "Katılımcıların yüzde 25'i altın yatırım tercihinin, faizsiz enstrüman olmasından kaynaklandığını belirtiyor." dedi.

Ulussever, Türkiye'de istenilen düzeyde olmasa da sektörün gelişmesi için önemli destekler verildiğini ifade ederek, "Bugün faizsiz finans, Türkiye'nin finansal mimarisini bir üst seviyeye taşıması ümit edilen İstanbul Finans Merkezi Projesi'nin iki ana temasından biri olarak karşımıza çıkmakta. Ülkemizi faizsiz finans sektörünün merkezlerinden biri haline getirme hedefi Türkiye'nin bu sektörü, ürün çeşitliliği, finansal, teknolojik ve beşeri sermaye açısından da daha ileri taşıyacağı anlamına gelmekte." diye konuştu.

Kaynak: AA / Ekonomi

Ekonomi Ekonomi Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title