12. Küresel Güvenlik Forumu

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Neden YPG, DEAŞ'a karşı savaşıyor? Onların ideolojisinden veya DEAŞ'tan nefret ettiği için mi? Hayır. YPG, sadece daha fazla toprak istiyor ve Suriye'ye bölmek istiyor." dedi.

Resmi temaslarda bulunmak üzere geldiği Slovakya'nın başkenti Bratislava'da 12. Küresel Güvenlik Forumu'na katılan Çavuşoğlu, "Ortadoğu'da Yerel Çözümler" konulu oturumda konuştu.

Suriye'de DEAŞ ile mücadelenin önemine değinen Çavuşoğlu, siyasi çözümünün ise aynı derecede önemli olduğunu, bu noktada iki konunun eş zamanlı dikkate alınması gerektiğini belirtti. Türkiye'nin Fırat Kalkanı Harekatına değinen Çavuşoğlu, bu harekatın DEAŞ'ın nasıl yenilgiye uğratılabileceği konusunda bir kanıt olduğunu ifade etti.

Çavuşoğlu, harekatın ardından binlerce Suriyelinin topraklarına döndüğünü anımsatarak, doğru grup ve insanların harekete geçirilmesi halinde terör gruplarının yenilgiye uğratılabileceğini anlattı.

Moderatörün, "ABD, Türkiye'yi bir NATO müttefiği olarak görüyor ama aynı zamanda Rakka operasyonunda YPG ile iş birliği yapma kararı veriyor. Öte yandan Türkiye'nin güvenliğine yönelik garanti de veriyor. Bu konuda Türkiye ikna oldu mu?" sorusuna Çavuşoğlu, "Hayır, ikna olmadık. Biz nasıl ikna olmuş olabiliriz. Bu sadece Türkiye'nin güvenliği sorunu değil aynı zamanda Suriye'nin geleceğiyle ilgili. PKK ve YPG aynı örgütler. ABD bile bunu kabul ediyor. ABD, YPG'nin terör örgütü olduğuna inanıyor. Neden YPG, DEAŞ'a karşı savaşıyor? Onların ideolojisinden veya DEAŞ'tan nefret ettiği için mi? Hayır. YPG, sadece daha fazla toprak istiyor ve Suriye'ye bölmek istiyor. Biz gerçek ve sahici siyasi çözüme sahip olmadığımız sürece biz ne teröristleri ne de ideolojilerini yenilgiye uğratabiliriz. Bu nedenle Irak ve Musul'da siyasi çözüme odaklanmamız gerekiyor." şeklinde konuştu.

Çavuşoğlu, Suriye'de krizin çözümü için tarafların gerçek siyasi çözüm temelinde görüşmelere başlamaya ikna edilmesi gerektiğini vurguladı.

İran'ın, Irak ve Suriye'deki rolü hakkındaki soruya Çavuşoğlu, İran'ın bölgede önemli bir aktör olduğunun unutulmaması gerektiğini dile getirdi. İran'ın pozitif ve yapıcı bir rol oynamadığını ifade eden Çavuşoğlu, ancak İran'ın izole veya göz ardı edilmesinin tamamen gerçekçi olmayacağı gibi yararının da bulunmadığını söyledi.

"Türkiye dışında hangi ülke bu kadar DEAŞ üyesini etkisiz hale getirdi?"

Katılımcılardan birinin, DEAŞ ve bazı terör örgütlerinin Suudi Arabistan gibi ülkeler tarafından finansal olarak desteklendiği iddiasıyla ilgili Çavuşoğlu, "Senin değindiğin ülkelerin, teröristleri desteklediği görüşüne katılmıyorum. Terör grupları DEAŞ, PKK veya FETÖ, 'finansal destek veriyor' iddialarında bulunulan ülkeleri hedef alıyor. Neden Suudi Arabistan ya da başka bir ülke kendisine terör saldırısı düzenleyen örgütleri finansal olarak desteklesin?" dedi.

Bu yaklaşımın Batı ülkelerinde dolaşan bir söylem olduğunu belirten Çavuşoğlu, bu tutumun bazı Müslüman ülkelerde de yaşandığını dile getirdi.

"Türkiye, tehlike oluşturmaya başlamasının ardından DEAŞ ile savaşmaya başladı" şeklindeki yoruma Çavuşoğlu, Türkiye'nin başından itibaren DEAŞ'a karşı mücadele verdiğini, bu anlamda Türkiye için DEAŞ ile mücadelesinde herhangi bir dönüm noktası bulunmadığını vurguladı.

Türkiye'nin sınırında yaklaşık 4 binin üzerinde yabancı terörist savaşçıyı yakalayarak geldikleri ülkelere gönderdiğini hatırlatan Çavuşoğlu, bazı ülkelerin bu durumu ilk zamanlarda ciddiye almadığını, ancak Paris ve İstanbul Atatürk Havalimanı'na düzenlenen saldırıların ardından, saldırganların gönderilen teröristler olduğunun anlaşıldığını söyledi.

Türkiye'nin 4 bine yakın DEAŞ üyesi teröristi etkisiz hale getirdiğinin altını çizen Çavuşoğlu, "Türkiye dışında hangi ülke bu kadar DEAŞ üyesini etkisiz hale getirdi. Bu nedenle DEAŞ ile mücadele konusunda bizim için herhangi bir dönüm noktası söz konusu değildir." ifadesini kullandı.

Konuşmasında Suriye'deki duruma yönelik değerlendirmelerde bulunan Çavuşoğlu, şunları söyledi:

"Bu ülkenin (Suriye) yapılandırılması için çözüme ihtiyacımız var. İstikrar ve güvenliğe ihtiyacımız var. Buna ulaşana kadar bizim güvenli bölgeye ihtiyacımız var, ki bu düşünce şu an daha çok destek buluyor. Bu düşünceyi çok önceden savunuyorduk. ABD, Almanya gibi birçok ülke de bizi destekliyordu. Şimdi bunu uygulamaya ihtiyacımız var. Astana sürecine gelirsek, bu Cenevre görüşmelerinin alternatifi değil. Astana, Cenevre görüşmelerinin sonucuna yardımcı oldu. Astana bir tür güven inşa eden platform. Burada son imzalanan anlaşma eğer uygulanabilirse, Suriye'de barış sürecine yardımcı olacaktır. Rusya başından bu yana Suriye'de ana belirleyici unsur ve ABD dahil kimsenin bununla sorunu olduğunu düşünmüyorum. Rusya da Suriye'de siyasi bir çözüm istiyor."?

Kaynak: AA / Güncel