TÜM KATEGORİLER
Yeni Türkiye Buluşmaları Paneli"
AK Parti Merkez Karar Yönetim Kurulu (MKYK) Üyesi ve İstanbul Milletvekili adayı Osman Can, "Bir anayasayı kim yapıyorsa o anayasa onun çıkarına hizmet eder. Yani anayasayı halk yapıyorsa o anayasa halkın çıkarına hizmet eder" dedi.
AK Parti Merkez Karar Yönetim Kurulu (MKYK) Üyesi ve İstanbul Milletvekili adayı Osman Can, "Bir anayasayı kim yapıyorsa o anayasa onun çıkarına hizmet eder. Yani anayasayı halk yapıyorsa o anayasa halkın çıkarına hizmet eder" dedi.
Büyükşehir Belediyesi tarafından Antalya Kültür Merkezi'nde düzenlenen, "Yeni Türkiye Buluşmaları Paneli" kapsamında Yeni Türkiye konusu tartışıldı.
AK Parti MKYK Üyesi Osman Can, yaptığı konuşmada, demokratik ülkelerde bir yasaktan etkilenenlerin o yasağın ne olduğuna karar vermesi gerektiğini söyledi. Böylelikle o ülkede demokrasinin olabileceğini belirten Can, "Bir kurala ben tabi isem o kuralın ne olması gerektiğine ben karar vermeliyim. Ben karar verebiliyorsam demokrasi vardır. Sadece tabi isem demokrasi yoktur başka bir şey vardır" diye konuştu.
Bir ülkede anayasayı kim yapıyorsa emir yetkisine sahip olduğunu ifade eden Can, anayasanın en üst hukuki belge olduğunu ve bu belgeyi kim yapıyorsa egemenliğin de onda olacağını vurguladı. Türkiye'de yapılacak anayasanın çiftçi ve işçinin de iradesiyle yapılması gerektiğini belirten Can, "Anayasa, anayasa hukukçusunun karar vereceği bir şey değildir. O zaman egemen olan anayasa hukukçusu olur. Bir anayasayı kim yapıyorsa o anayasa onun çıkarına hizmet eder. Yani anayasayı halk yapıyorsa o anayasa halkın çıkarına hizmet eder" değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye tarihinde 1921 anayasası hariç bütün anayasaların milletin iradesinin ifadesi olmadığını anlatan Can, "Milletin yaptığı anayasa ve milletin nasıl yaşaması gerektiğine karar veren anayasa olmak üzere iki tür anayasa geleneğimiz var. Ben milletin nasıl yaşaması gerektiğine karar veren anayasaları yapanları da suçlamıyorum. O dönem şartlar öyle olmuş olabilir. Ancak 27 Mayıs darbesi ve ondan sonraki dönem için aynı şeyi söyleyemem" ifadesini kullandı.
"Nihai eşikler aşıldı"
Siyaset Bilimci Dr. Murat Yılmaz da Türkiye'nin 19. yüzyıldan bu yana anayasal bir devlet olmaya çalıştığını söyledi. Aradan geçen zamana rağmen Türkiye'nin anayasal bir devlet olmayı tam anlamıyla başaramadığına işaret eden Yılmaz, "Geçtiğimiz zaman zarfında yaşananlarla nihai eşiklerin aşıldığı mimarinin kurulabileceği bir noktaya gelmiş durumdayız" şeklinde konuştu.
Fransız İhtilali döneminde soylular ve kilisenin dışında üçüncü bir sınıfın olduğuna değinen Yılmaz, bu sınıfın, anayasa adı altında eşitlik talep ettiğini kaydetti. Yılmaz, bugün Türkiye'de yeni anayasa isteyenlerin de Fransa'daki gibi bir millet olmak ve vatandaşlık temelinde eşit olmak istediklerini dile getirdi.
Panelin moderatörlüğünü yapan Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muharrem Kılıç ise geçen 13 yılda Türkiye'de artık birçok konunun tartışılabildiğine değinerek, "Bu büyük bir kazanım. Toplumun bütün katmanları olarak gerçekten iyi bir performans sergilediğimizi düşünüyorum" görüşünü paylaştı.
