Prof. Dr. Ömer Faruk Karataş

Azospermi ve umudun bilimle yeniden yazılışı

19.11.2025 23:20
Haber Detay Image

Toplumda erkek üreme sağlığı çoğu zaman konuşulmayan bir alandır. "Erkeklik" kavramı, hâlâ yanlış bir biçimde üreme gücüyle eşdeğer görülür.

Oysa tıbbın gerçeği bambaşkadır: Erkek kısırlığının en önemli nedenlerinden biri olan azospermi, yani menide hiç sperm hücresi bulunmaması, sanıldığının aksine nadir değil; her 100 erkekte yaklaşık 1'inde görülen bir durumdur.

Ama ne yazık ki, sessizce yaşanır, konuşulmaz ve çoğu zaman utançla saklanır.

Gerçeği tanımak: Azospermi nedir?

Azospermi, erkek üreme hücresi olan spermlerin üretilememesi ya da üretildiği hâlde dışarı atılamaması durumudur.

Bu iki ana türü vardır:

• Obstrüktif (tıkanıklığa bağlı) azospermi: Sperm üretilir ancak kanallar tıkalı olduğu için dışarı çıkamaz.

• Non-obstrüktif (üretim bozukluğu) azospermi: Testislerde sperm üretimi çok azdır ya da hiç yoktur.

Bu ayrım, tedavi planını belirlemede çok önemlidir. Çünkü bazen mikroskobik cerrahi tekniklerle testis dokusundan canlı sperm hücreleri elde edilerek, tüp bebek yöntemiyle gebelik sağlanabilir. Yani azospermi, umudun bittiği yer değil; bilimin başladığı noktadır.

Nedenleri ve risk faktörleri

Azosperminin nedenleri çeşitlidir: doğuştan gelen genetik faktörler, hormonal dengesizlikler, geçirilmiş enfeksiyonlar, testis travmaları, radyasyon maruziyeti veya bazı ilaçların yan etkileri bu tabloya yol açabilir. Bazen de hiçbir neden bulunamaz — buna "idiyopatik" denir. Ancak sebep ne olursa olsun, erken dönemde yapılan detaylı değerlendirme, tedavi şansını belirler. Ne yazık ki birçok erkek, çekingenlik nedeniyle yıllarca doktora gitmez. Oysa çoğu durumda basit bir hormon testi, ultrason veya genetik analiz bile tanıya giden yolu aydınlatabilir.

Duygusal yönü ve toplumsal algı

Azospermi, yalnızca bir laboratuvar sonucu değildir; bir duygusal süreçtir. Erkek için "benlik algısı" ile doğrudan ilişkilidir. Birçok erkek bu tanıyı aldığında içine kapanır, durumu eşiyle bile paylaşmakta zorlanır. Oysa bu dönemde en büyük destek, anlayış ve iletişimdir. Çiftlerin birlikte hareket etmesi, suçlamadan, utanmadan, el ele tedavi sürecine girmesi gerekir. Kadın kadar erkek de duygusal yük taşır; toplum olarak bunu kabullenmek, empatiyle yaklaşmak çok önemlidir.

Bilimden gelen umut

Günümüzde mikrocerrahi yöntemler sayesinde, testis dokusundan elde edilen tek bir sperm hücresi bile, gelişmiş laboratuvar koşullarında döllenme için yeterli olabilmektedir.

Bu, tıbbın insana sunduğu en büyük umutlardan biridir.

Genetik tanı teknikleriyle de hem nedenleri daha iyi anlaşılmakta hem de gelecek nesillere geçişin önlenmesi sağlanmaktadır.

Kısacası, azospermi artık "çaresiz" değil; sadece doğru ellerde "çözülmeyi bekleyen bir tablo"dur.

Azospermi, erkeklik değil, biyolojik bir durumdur. Bu yüzden utanılacak değil, çözümü aranacak bir meseledir.

Bilim her geçen gün bu sessiz soruna yeni çözümler sunarken, bizim de toplum olarak yapmamız gereken; yargılamak yerine destek olmak, susmak yerine konuşmak, umutsuzluk yerine bilime güvenmektir.

Çünkü bazen en büyük tedavi, bir hekimin bilgisi kadar, toplumun anlayışında gizlidir.

Yazarın Tüm Yazıları

title