Üsküdar Üniversitesi Öğrenci Buluşmaları" Etkinlikleri
Eski Milli Eğitim Bakanı ve İstanbul Milletvekili Dinçer: "Türkiye'de Abdullah Öcalan ile ilgili mahkumiyet kesinleşmiştir.
Eski Milli Eğitim Bakanı ve İstanbul Milletvekili Ömer Dinçer, " Türkiye'de Abdullah Öcalan ile ilgili mahkumiyet kesinleşmiştir. O süreci yeniden başa alacak herhangi düzenleme yapma şansı görünmüyor. Buna dair söylentiler, çözüm sürecinde AK Parti'nin elini zayıflatmak için birilerinin dile getirdiği hayali iddialardır" dedi.
Üsküdar Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi'nce, üniversitenin Altunizade'deki rektörlük binasında "Üsküdar Üniversitesi Öğrenci Buluşmaları" kapsamında düzenlenen "Demokratikleşme Sürecinde Türkiye" başlıklı panelde konuşan Dinçer, Türkiye'nin 1945'te çok partili sisteme geçtiğini hatırlatarak, o tarihten bu yana birçok darbe ve muhtıranın yaşandığını söyledi.
Adalet Partisi'nin iktidarda olduğu 1971'de Türkiye'de bir muhtıra yaşandığını aktaran Dinçer, "1971'deki bu muhtıra, karşı karşıya kaldığımız büyük bir ekonomik bedel demektir. Türkiye, o güne kadar enflasyon nedir bilmiyordu. Bununla ilk kez 1971'de karşılaştı ve halen devam ediyor. Bizim iktidarımıza kadar bu ülke enflasyona büyük bir bedel ödemiştir. Türkiye bu süreçte devalüasyonla karşılaştı. O günden sonra Türk parası sürekli değer kaybetti" ifadelerini kullandı.
Muhtıranın ardından 1980'de Türkiye'de bir ihtilal olduğuna dikkati çeken Dinçer, "12 Eylül'den sonra öğrenci eylemlerinin bittiğini kabul etsek bile, ondan sonra çok daha köklü terör hadisesiyle karşı karşıya kaldık. Bana göre PKK terörü, 12 Eylül'ün bir hediyesidir. Çünkü o tarihe kadar Kürt-Türk, Alevi-Sünni ayrımı net olarak yapılmazken, o günden sonra yapılmaya başlanmış. Türkiye'de sadece Alevilere, Kürtlere değil, Sünnilere de Türklere de zulüm yapıldı. Bu açıdan baktığımızda meselenin, temel hak ve özgürlükler meselesi olduğunu anlamak lazım" diye konuştu.
Dinçer, 28 Şubat postmodern darbesine de işaret ederek, bu süreçte Türkiye'de çok sayıda insan hak ve hürriyeti ihlalinin yaşandığını vurguladı.
AK Parti'nin iktidara geldiği 2003'ten itibaren darbe hazırlıklarına başlandığını ifade eden Dinçer, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ben o zaman Başbakanlık Müsteşarı'ydım. Bize ulaşan istihbarat notlarında darbe hazırlıkları vardı. Birileri bizi ziyaret ederek, defalarca darbe olacağı konusunda uyardı. O dönemde yapılan hazırlıkları, daha sonra sizler Ergenokon, Balyoz, Ayışığı, Sarıkız, Yakamoz olarak duydunuz veya gördünüz. Bunların hiçbiri senaryo icabı değildi. Bunların çoğu düşünüldü, son safhaya gelindi ama başarılı olunamadı. Hapishaneden çıkanlar sütten çıkmış ak kaşık değildir, bunu herkes bilmeli. Bunların pek çoğunun hangi hazırlıklar, ne tür toplantılar yaptıklarını bana verilen pek çok bilgiden dolayı biliyorum. Milletin seçtiği siyasi iktidara karşı darbe yapmak suçsa, ki suçtur, onların hepsi bu suçu işledi."
Konuşmasının ardından bir öğrencinin, "PKK ile daha önce neden müzakerelere başlanmadı? AİHM'in verdiği karara göre barış sürecinin devamında olumlu gelişmeler olduğu takdirde Öcalan serbest bırakılabilir mi?" şeklindeki soruları üzerine Dinçer, "Çözüm süreci, hakikaten bu ülkenin huzuru ve barışına çok büyük katkı sağlayacak bir süreçtir. Ama çok dikkatli ve hassas bir şekilde yürütmek gerekir. Bu hükümet çözmek istiyor ve dolayısıyla bir irade gösterdi. Bunu çözmenin bir bedeli var. O bedeli de bugünlerde karşı karşıya kaldığımız hadiselerle ödettirmeye çalışıyorlar. Türkiye'de PKK terörünün hafiflediği günlerde başka bir kalkışmanın hesaplarını, planlarını yapmaya başladılar. Bu konuda dikkatli olmalıyız" yanıtını verdi.
Dinçer, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin verdiği kararların kesinleşmiş cezalar ve hüküm giymiş insanlar için geçerli olmadığını kaydederek, "Türkiye'de Abdullah Öcalan ile ilgili mahkumiyet kesinleşmiştir. O süreci yeniden başa alacak herhangi düzenleme yapma şansı görünmüyor. Buna dair söylentiler, çözüm sürecinde AK Parti'nin elini zayıflatmak için birilerinin dile getirdiği hayali iddialardır" dedi.
Etkinliğe, Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, üniversitenin öğretim görevlileri ve çok sayıda öğrenci katıldı. - İstanbul