TÜM KATEGORİLER
Üniversitelerde Proje Yazma Seferberliği
Uzun yıllar yurt dışında görev yaptıktan sonra 2012 yılında Türkiye'ye dönerek Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Ana Bilim Dalında çalışmaya başlayan Doç. Dr. Metin Aytekin, bilimsel çalışmaları yanında proje tabanlı eğitim programları düzenliyor.
ORHAN CANBULATEL - Uzun yıllar yurt dışında görev yaptıktan sonra 2012 yılında Türkiye'ye dönerek Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Ana Bilim Dalında çalışmaya başlayan Doç. Dr. Metin Aytekin, bilimsel çalışmaları yanında proje tabanlı eğitim programları düzenliyor.
Aytekin'in, 2 yıl önce TÜBİTAK'ın desteğiyle başlattığı proje yazma eğitimleri, Türkiye'nin dört bir yanında gönüllü bilim insanlarının desteğiyle sürüyor.
Doç. Dr. Metin Aytekin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'ye döndükten sonra özellikle genç akademisyenlerin araştırma projesi hazırlama konusunda çekinceleri olduğunu gözlemlediğini söyledi.
Bir akademisyenin araştırma yapmamasının düşünülemeyeceğini vurgulayan Aytekin, şöyle devam etti:
"Biz bu boşluğu gördük ve bunu eğitimlerle kapatmamız gerektiğini düşündük. Tam bu sırada da TÜBİTAK'ın 2237 Proje Eğitimi Etkinliklerini Destekleme Programı açıklandı. Biz de bundan destek alarak ilk projeyi başlattık ama programa, yeterliliğini almış ve tezinin son aşamasındaki doktora öğrencileri ile doktora derecesi veya tıpta uzmanlık derecesine sahip araştırmacılar katılabiliyordu. Lisans ve yüksek lisans öğrencileri katılamıyordu. Başka kaynaklar bularak Manisa'da, İzmir'de, Diyarbakır'da bu tip eğitimler yapmaya başladık. Çünkü biliyoruz ki güçlü Türkiye, kalkınmış Türkiye hedefine gelişmiş üniversitelerle ulaşabiliriz."
"Girişimci üniversiteleri çoğaltmamız gerekiyor"
Aytekin, birinci nesil üniversitelerin sadece bilgi ürettiğini ifade ederek, "İkinci nesil üniversitelerin sadece bilgi üretmesi yetmedi, araştırmaya da ağırlık verdiler. Günümüzün yeni nesil üniversitelerinde ise bilgi üretimi, araştırma ve girişimcilik de söz konusu. Bizim girişimci üniversiteleri çoğaltmamız gerekiyor. Bu da farklı meslek gruplarındaki insanların bir araya gelerek proje oluşturmalarıyla olur" diye konuştu.
Ülkelerin gelişmişliklerinin üniversitelerinin başarısıyla doğru orantılı olduğunu vurgulayan Aytekin, Türkiye'nin de kalkınması için öncelikle üniversitelerini geliştirmesi gerektiğini anlattı.
Doç. Dr. Metin Aytekin, proje yazma eğitimlerinin 2 yıldır sürdüğüne işaret ederek, şunları kaydetti:
"Sadece geçen yıl TÜBİTAK'ın 2237 programı kapsamında 10'un üzerinde eğitim programı düzenledik. Gönüllü olarak katıldığımız bir o kadar daha eğitim semineri var. Her eğitim programında da 20-30 katılımcı oluyor. Proje yazma eğitimi yanında proje tabanlı nasıl yaşanır bunu da öğretmeye çalışıyoruz. Proje tabanlı yaşadığımızda zamanımız verimli geçiyor. Bilim insanlarına, meslektaşlarımıza bu eğitimleri verirken bir günü, bir haftayı, bir yılı proje tabanlı nasıl yaşarız, bu mesajı da vermeye çalışıyoruz."
Aytekin, eğitim tekniği açısından da proje eğitimlerinde farklı bir uygulama gerçekleştirdiklerini belirterek, "Farklı eğitim tekniklerini kullanarak, klasik sunumdan ziyade katılımcıların aktif oldukları eğlendirici formatlar geliştirmeye çalışıyoruz. Saat 08.30'da başlayan eğitimler 10-12 saat sürüyor" diye konuştu.
Eğitim programlarını gönüllü olarak düzenlediklerini dile getiren Aytekin, "Bozok Üniversitesinden Doç. Dr. Mustafa Böyükata hocamız bu işin önderliğini yaptı ama başka üniversitelerden gönüllü olarak eğitimlere katılan hocalarımız var. Avrupa ve Amerika'da eğitim için bir yere gittiğinizde onun bir ücreti oluyor ama bu sistem Türkiye için daha erken. Bizim gönüllü olarak bu işi yürütmemiz gerekiyor. Akademisyenlerimizin bu işi gönüllü olarak yapmalarını temenni ediyorum" ifadelerini kullandı.
Aytekin, düzenledikleri eğitim programlarına katıldıktan sonra TÜBİTAK'tan, hazırladıkları projelere destek alan birçok genç akademisyen olduğuna dikkati çekerek, bunun da kendilerini mutlu ettiğini sözlerine ekledi.
