Haberler

Unctad'ın Dünya Yatırım Raporu Açıklandı

Dünya Yatırım Raporu'na göre Türkiye, 2015 yılında bir önceki yıla göre yüzde 36'lık artışla 16,5 milyar dolarlık uluslararası doğrudan yatırım çekti.

Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Örgütü (UNCTAD) tarafından hazırlanan ve tüm dünyada eş zamanlı olarak duyurulan Dünya Yatırım Raporu'nun Türkiye lansmanı, Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Tankut Turnaoğlu, YASED Genel Sekreteri Özlem Özyiğit ve YASED Kurumsal ve Sektörel Politikalar Koordinatörü Ece Beydağı'nın ev sahipliğinde gerçekleşti.

YASED Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Turnaoğlu, toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin yatırım cazibe merkezi olması için uluslararası sermaye hareketlerinin yönünü belirleyen dinamikleri göz önünde bulundurmasının büyük önem taşıdığını söyledi.

Sermayenin yönünü daima kendini güvende hissettiği coğrafyalara çevirdiğinin yadsınamaz bir gerçek olduğunu anımsatan Turnaoğlu, Türkiye'yi gelecekte ekonomik hedeflerine taşıyacak en önemli yapı taşlarından birinin yatırım ortamının sürekli iyileştirilmesi ile sürdürülebilir ve öngörülebilir bir yatırım ikliminin sağlanması olduğunu kaydetti.

Turnaoğlu, "2015 İSO 500 listesinde çoğunluğu üyemiz olan 125 uluslararası yatırımcının toplam ihracatın yüzde 42'sini, üretimden satışların yüzde 31'ini, yaratılan katma değerin yüzde 40'ını, istihdamın yüzde 29'unu, Ar-Ge yatırımlarının ise yüzde 37'sini gerçekleştirdiği göz önüne alındığında uluslararası yatırımların gücü daha iyi anlaşılabilir sanırım." dedi.

Türkiye'nin her yıl küresel uluslararası doğrudan yatırım akışından yaklaşık yüzde 1 oranında pay aldığını hatırlatan Turnaoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

"Türkiye'nin dünyada en fazla uluslararası doğrudan yatırım çeken ilk 10 ülke içinde olması gerektiğini, bunu sağlamak için de payını yüzde 3'lere çıkaracak potansiyele sahip olduğuna inanmaktayız. Türkiye'nin küresel uluslararası doğrudan yatırım akışından yüzde 3 pay alması, her yıl 45-50 milyar dolar civarında doğrudan yatırım çekmesi anlamına gelecektir."

- "Gelişmiş ülkelere yönelik doğrudan yatırımlar yüzde 84 oranında arttı"

Turnaoğlu, Türkiye'nin 2015 yılında gelişmekte olan Asya bölgesinde Hindistan'ı takiben en çok yatırım çeken 5'inci ülke olduğunu söyledi.

Hindistan'ın 44 milyar dolar doğrudan yatırım çektiği bilgisini veren Turnaoğlu, "Türkiye'nin coğrafi konumunun bu hedefe ulaşmak için çok önemli bir avantaj olduğunu ve Türkiye'nin rekabet açısından önemli bir fırsat taşıdığını düşünmekteyiz." dedi.

Turnaoğlu, bu fırsat için Türkiye'nin bölgesel bir merkez niteliği kazanması, hem büyümeyi katalize edebilmek hem de ihracat hacminde istenen artışı sağlayabilmek adına stratejik önem arz ettiğini belirterek, "Türkiye'nin orta ve uzun vadeli büyüme stratejisini bölgesel bir merkez olma adımıyla temellendirmesi ve bu bağlamda edinilmesi gereken yetkinlikleri ve yol haritasını belirleyerek, hızla bu hedefe odaklanması kritik." şeklinde konuştu.

Tüm dünyadaki uluslararası doğrudan yatırım girişinin 2015'te yüzde 38 artışla 1,76 trilyon dolara yükseldiğini aktaran Turnaoğlu, raporun bu yükselişin önemli bir nedenini küresel ekonomideki toparlamaya ve artan sınır ötesi birleşme ve satın alma işlemlerine bağladığını dile getirdi.

Turnaoğlu, bu artışta gelişmiş ülkelerin başı çektiğini, geçen yıl gelişmiş ülkelere yönelik doğrudan yatırımların yüzde 84 oranında arttığını ifade etti.

Ancak bu sonuçta Avrupa ve Kuzey Amerika'daki şirket yapılandırmaları için yapılmış olan büyük hacimli birleşme ve satın alma işlemlerinin etkili olduğunu anlatan Turnaoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"2015 yılında gelişmekte olan ekonomilere yönelik uluslararası doğrudan yatırım girişi de şimdiye kadarki en yüksek seviyesine ulaşmıştır. Gelişmekte olan ülkeler 765 milyar dolar doğrudan yatırım çekmiştir. En çok doğrudan yatırım çeken ilk 10 ülkenin yarısı gelişmekte olan ülkelerden oluşmuştur. Türkiye'ye bakacak olursak; geçen yıl ülkemize uluslararası doğrudan yatırım girişi bir önceki yıla göre yüzde 36 artarak 16,5 milyar dolar oldu. Türkiye, dünya genelinde uluslararası doğrudan yatırımdan aldığı yüzde 1 pay ile aynı çizgisini koruyor.

Diğer yandan gelişmekte olan ülkeler içinde 2015 yılında uluslararası doğrudan yatırımdan aldığımız pay yüzde 2, gelişmekte olan Asya içinde aldığımız pay yüzde 3, Batı Asya bölgesindeki payımız ise yüzde 39 oldu. Bu rakamlara göre, Türkiye dünyadaki uluslararası doğrudan yatırım sıralamasını iki basamak yükselterek en fazla uluslararası doğrudan yatırım çeken 20. ekonomi, gelişmekte olan ülkeler arasındaki sıralamasını dört basamak yükselterek en fazla uluslararası yatırım çeken 8. ekonomi, gelişmekte olan Asya bölgesinde ise en çok yatırım yapılan 5. ekonomi olmuştur. Batı Asya Bölgesi'nde ise birinciliğimizi korumaktayız. Ülkemizin sürdürülebilir kalkınmasında ve sağlıklı bir ekosistem yaratılmasında uluslararası doğrudan yatırımların lokomotif rol üstlendikleri açıktır. Uluslararası yatırımcıların, Türkiye'nin potansiyeline olan inançları, bakış açıları uzun vadelidir. YASED olarak, yatırım ortamının daha da iyileştirilmesi, ülkemizin küresel arenada bir cazibe merkezi olabilmesi ve yatırımların verimliliklerin artırılması için yapılacak tüm yapısal reformları ve çalışmaları desteklemeye devam edeceğiz."

- "Türkiye, uluslararası doğrudan yatırım konusunda halen güven duyulan bir ülke"

Turnaoğlu, konuşmasından sonra basın mensuplarının sorularını da yanıtladı.

Uluslararası doğrudan yatırım girişinde 2016 yılına ilişkin beklentilerinin sorulması üzerine Turnaoğlu, Türkiye'ye doğrudan yabancı yatırımda ilk 4 ayda yaşanan düşüşün, aslında dünyanın genelinde olduğunu söyledi.

Bu yılın tamamına ilişkin tahmin yapmak için yılsonunun beklenmesi gerektiğini belirten Turnaoğlu, bazen yılsonunda büyük montanlı birkaç aktivitenin yılın tamamını belirleyebildiğini kaydetti.

Turnaoğlu, gayrimenkul yatırımlarının artmasının risk olmadığını, ama diğer yatırımların da azalmamasının önemli olduğunu dile getirdi.

Singapur ve Dubai gibi gayrimenkule yönelik yatırımın yüksek olduğu başka coğrafyaların da olduğuna dikkati çeken Turnaoğlu, Türkiye'de istihdam yaratacak yatırımların gelişmesinin önemli olduğunu, bu alanlardaki yatırımların artmasının daha fazla istihdam ve ihracat sağlayacağının altını çizdi.

Turnaoğlu, Garanti Bankası'nın BBVA'ya satışının uluslararası doğrudan yatırım artışı üzerinde belirleyici olduğunu söyledi.

İran'a yaptırımların kalkmasının Türkiye'ye etkisi ile ilgili bir soru üzerine Turnaoğlu, "İran, Türkiye'ye önemli bir rakip olacak. Ama aynı zamanda İran'ın Türkiye için ciddi bir potansiyel oluşturduğunu da düşünüyoruz. Türkiye, uluslararası doğrudan yatırım konusunda halen güven duyulan bir ülke. Türkiye'ye bölgesel merkezlerini konumlandıran bazı üyelerimiz İran'ı da buradan yönetmeye başladı. İyi değerlendirilirse önemli bir fırsat." cevabını verdi.

Turnaoğlu, İngiltere'nin AB'den çıkmasının Türkiye'ye etkilerinin nasıl olacağının sorulması üzerine, "Avrupa topluluğu üyeleri ihracatta Türkiye'nin bir numaralı iş ortağı. Eğer İngiltere çıkmaya karar verirse, Türkiye'yi yatırım gelmesi anlamında bu durum negatif etkileyebilir. Avrupa'daki çalkantı Türkiye'nin işine gelmez." ifadelerini kullandı.

AB çıpasının Türkiye için çok önemli olduğundan da bahseden Turnaoğlu, hukukun üstünlüğünün en önemli kriter olduğunu bildirdi.

- "Artışın başlıca kaynağı sınır ötesi birleşme ve satın alma işlemleri"

YASED Genel Sekreteri Özyiğit ise küresel uluslararası doğrudan yatırım girişlerinin 2015 yılında tüm dünyada yüzde 38 arttığını ve 2008-2009 krizinden sonraki en yüksek seviyesine ulaştığını belirterek, "2007'deki tepe seviyesinden ise yüzde 10 aşağıda." dedi.

Küresel uluslararası doğrudan yatırım hareketlerinde 2015'te görülen yüzde 38'lik artışın gelişmekte olan ülkelerin büyümesinde yavaşlama olduğu ve ham madde fiyatlarının düştüğü bir dönemde gerçekleşmiş olmasının makroekonomik bir tutarsızlık olarak görülebildiğini aktaran Özyiğit, artışın başlıca kaynağının sınır ötesi birleşme ve satın alma işlemleri olduğunu dile getirdi.

Özyiğit, bu işlemlerin bir kısmının normal birleşme ve satın alma işlemleri iken diğer kısmının şirketlerin yeniden yapılandırılması kaynaklı gerçekleştirildiğine işaret ederek, "Yapılandırma amaçlı işlemler dışarıda bırakıldığında küresel uluslararası doğrudan yatırım artışının yüzde 15 seviyelerinde olduğu görülmektedir." ifadelerini kullandı.

Gelişmiş ekonomilerin küresel uluslararası doğrudan yatırım girişleri içindeki paylarını yeniden yüzde 50'nin üzerine yükselterek, yüzde 55 pay aldığına dikkati çeken Özyiğit, "Geçiş ekonomilerine yönelik uluslararası doğrudan yatırım girişleri ise 2005 yılındaki seviyesine gerilemiştir. Bu azalmada özellikle Rusya ve Kazakistan'a yönelik uluslararası doğrudan yatırım girişlerindeki yüksek gerileme etkili olmuştur. Bunda ham petrol, metal ve mineral fiyatlarındaki düşüş ve uluslararası sermaye piyasalarına erişimdeki kısıtlamalar rol oynamıştır." değerlendirmesinde bulundu.

Özyiğit, gelişmiş ekonomilere yönelik uluslararası doğrudan yatırım girişlerinin 2015 yılında yüzde 84 arttığını vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Uluslararası doğrudan yatırım girişi alan ülkeler açısından Avrupa güçlü bir performans sergilemiştir. Avrupa'ya yönelik uluslararası doğrudan yatırım girişleri yüzde 65 artarak 504 milyar dolar seviyesine ulaştı. Kuzey Amerika'ya yönelik uluslararası doğrudan yatırım girişleri dört kat artmış ve 429 milyar dolara çıkmıştır. 2015 yılında gelişmekte olan ekonomilere yönelik uluslararası doğrudan yatırım girişi yüzde 9 artmış ve şimdiye kadarki en yüksek seviyesine ulaşmıştır. Gelişmekte olan Asya'ya yönelik uluslararası doğrudan yatırım akımları 541 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Bu bölge dünyada en çok uluslararası doğrudan yatırım çeken bölgedir. Latin Amerika ve Karayipler'e yönelik uluslararası doğrudan yatırım girişi 168 milyar dolar ile aynı seviyelerde seyretmiştir. Afrika'ya yönelik uluslararası doğrudan yatırım girişi 54 milyar dolar ile yüzde 7 azalmıştır. Gelişmekte olan Asya'ya yönelik uluslararası doğrudan yatırım girişleri son 3 yıldır istikrarlı bir şekilde artmaktadır. Gelişmekte olan Asya, 2015 yılında en çok uluslararası doğrudan yatırım girişi almış bölge olmuştur. Avrupa ve Kuzey Amerika'ya yönelik uluslararası doğrudan yatırım girişi rakamları büyük hacimli birleşme ve satın alma işlemlerinden şirket yapılandırmalarından etkilenmektedir."

- "2015 yılında dünya ticaret hacmi, küresel büyümenin gerisinde kalmıştır"

Özyiğit, 2015 sonrasında yatırım tanıtımı ve desteği yanında yatırım yapmanın kolaylaştırılmasının da önemli bir gelişme alanı olacağının beklendiğini söyledi.

Bu kapsamda ülkelerin kendilerinin iyileşme sağlaması gereken alanlar veya uluslararası yatırım anlaşmaları yoluyla iyileşme sağlanması gereken alanların şeffaflık, yatırımcıya sunulan bilgi, verimli ve etkili idari prosedürler ile öngörülebilir politik ortamın en önemli kriterler olduğunu belirten Özyiğit, uluslararası doğrudan yatırımların temel olarak gelişmiş ekonomiler, gelişmekte olan Asya, Latin Amerika ve Karayipler arasında hareket ettiğinin görüldüğünü dile getirdi.

Özyiğit, en çok yatırım alan ülkelerin aynı zamanda yurt dışına en çok yatırım yapan ülkeler olduğunu, ekonomiler belli bir büyüklüğe ve olgunluk seviyesine ulaştığında yurt dışında yatırım yapılmaya başlandığını ifade etti.

Türkiye'nin 2015 yılında gelişmekte olan Asya Bölgesi'nde Hindistan'ın ardından en çok yatırım çeken 5. ülke olduğunu aktaran Özyiğit, tüm gelişmekte olan ekonomiler arasında ise 8. sırada yer aldığını dile getirdi.

Özyiğit, en büyük 5 bin çok uluslu şirketin yatırım harcamalarına ayırdıkları tutarlar incelendiğinde, 2014 yılındaki yüzde 5'lik düşüşün ardından, 2015'te yüzde 11 ilave bir düşüş yaşandığının görüldüğüne dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Bunda gerek ham madde fiyatlarının düşüklüğü gerekse küresel ticaretin yavaşlamasının etkisi bulunmaktadır. 2015 yılında dünya ticaret hacmi, küresel büyümenin gerisinde kalmıştır. Dört yıl üst üste geriledikten sonra Avrupa bölgesinin çok uluslu şirketleri 2015 yılında tekrar ana yatırımcı konumuna yükselmiş ve yurt dışı uluslararası doğrudan yatırımları yüzde 85 artarak 576 milyar dolara yükselmiştir. Küresel uluslararası doğrudan yatırım stokunun çok önemli bir kısmı hizmetler sektöründe bulunmaktadır. Ham madde sektörlerinin payı Afrika'da yüzde 28, Latin Amerika'da yüzde 22, geçiş ekonomilerinde ise yüzde 15 seviyesindedir. 2015 yılında üretim sektöründeki birleşme ve satın alma işlemleri 2007 yılındaki rekor seviyesini de aşarak 388 milyar dolara ulaşmıştır."

- "Türkiye'den yurt dışına yapılan yatırım tutarı 2015'te 4,8 milyar dolar oldu"

Özyiğit, 2015 yılında Türkiye'nin küresel çaptaki sıralamasını iki basamak yükselterek en çok uluslararası doğrudan yatırım çeken 20. ekonomi olduğunu söyledi.

Türkiye'nin gelişmekte olan ekonomiler arasındaki sıralamasını dört basamak yükselterek en çok uluslararası doğrudan yatırım çeken 8. gelişmekte olan ekonomi olduğunu belirten Özyiğit, "Gelişmekte olan Asya bölgesinde ise en çok uluslararası doğrudan yatırım çeken 5. ekonomi olmuştur." dedi.

Özyiğit, Batı Asya Bölgesi'ne yönelik uluslararası doğrudan yatırımın son 7 yıldır sürekli azaldığını, 2015 itibariyle bölge toplamının 42 milyar dolara gerilediğini, bu gerilemede düşük petrol fiyatları ve belirsizliklerin etkili olduğunu dile getirdi.

Batı Asya bölgesine yönelik uluslararası doğrudan yatırım girişlerinde en yüksek paya sahip ekonominin Türkiye olduğu bilgisini veren Özyiğit, Türkiye'nin aynı zamanda gelişmekte olan Asya bölgesinde en çok yatırım çeken 5. ekonomi olduğunu ifade etti.

Özyiğit, Türkiye'ye yönelik uluslararası doğrudan yatırım girişlerinin ana kaynağının sınır ötesi birleşme ve satın alma işlemleri olduğunu anlatarak, "Uluslararası doğrudan yatırım girişlerinde ana sektörler finans ve üretim sektörleridir. Yurt dışına en çok yatırım yapan ilk 20 ekonomi içinde altı adet gelişmekte olan ekonomi yer almıştır. Türkiye'den yurt dışına yapılan yatırım tutarı 2015'te 4,8 milyar dolar, 2014'te ise 6,7 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Türkiye'ye uluslararası doğrudan yatırım girişlerinin sektörel kompozisyonuna bakıldığında, yabancı gerçek kişilerin gayrimenkul satın alımlarının giderek arttığını görüyoruz. 2016'nın ilk 4 ayı itibariyle bu oran yüzde 51'e çıkmış durumda. Geçen sene sonunda bu rakam yüzde 26 idi, burada önemli bir artış var. Gayrimenkul alımları ve üretim sektörü yüzde 26 pay ile ilk 2 sektörü oluşturuyor. Daha sonra finans ve sigortacılık, sonrada ulaşım geliyor." şeklinde konuştu.

Özyiğit, hukuk güvenliğinin yatırımcıların bir ülkeye yatırım yaparken baktıkları en önemli kriter olduğunu söyledi.

Kayyum düzenlemesine ilişkin bir soru üzerine Özyiğit, söz konusu düzenlemenin nasıl uygulandığının önemli olduğunu, uygulamada görülmesi gerektiğini dile getirdi.

Özyiğit, söz konusu düzenlemede bir takım değişlikler olmasını arzu ettiklerini, bu haliyle geçmesini arzu etmediklerinin altını çizdi.

- "Küresel uluslararası doğrudan yatırım girişlerinde 2016 yılında yüzde 10-15 civarında düşüş bekleniyor"

YASED Kurumsal ve Sektörel Politikalar Koordinatörü Beydağı da küresel uluslararası doğrudan yatırım girişlerinde 2016 yılında yüzde 10-15 civarında düşüş, 2017'de yüzde 5-10'luk artış beklendiğini, 2018 yılında ise 1,8 trilyon doların üzerine çıkacağının tahmin edildiğini söyledi.

UNCTAD'ın beklenti verilerini hazırlarken bir anketten yararlandığını aktaran Beydağı, ankete göre tüm yöneticilerin yüzde 48'inin 2016-2018 döneminde uluslararası doğrudan yatırımın artacağını kaydetti.

Beydağı, ankete göre gelişmekte olan ekonomilerdeki şirketlerin yöneticilerinin uluslararası doğrudan yatırım konusunda daha iyimser olduğunu dile getirdi.

UNCTAD Dünya Yatırım Raporu'nda uluslararası şirketlerin yüzde 40'ının karmaşık sahiplik yapılarına sahip olduğu ve ortalama olarak üç ülkenin yetki alanında faaliyet gösterdiğinin görüldüğünü aktaran Beydağı, sözlerine şöyle devam etti:

"En büyük uluslararası şirketlerde 50 ülkede 500 iştirakle bağlantılı bir yapının söz konusu olabildiği görülmekte, bu iştiraklerin yüzde 60'ının ana şirketle bağlantısı sınır ötesi yapılanmalarla şekillenmiş durumdadır. Bu durum yatırımcının ülkesi hakkındaki sınırı bulanıklaştırmakta, şirketlerin karmaşık sahiplik yapıları, yatırım politikalarını oluşturanlar için zorluklar oluşturmaktadır. Özellikle sahipliğe dayalı uygulamaların etkinliği ve uygunluğu konusunda tereddütler oluşmaktadır."

Kaynak: AA / Ekonomi

Beydağı Türkiye Ekonomi Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title