Haberler

Tüsiad Başkanı Dinçer, Soruları Yanıtladı Açıklaması

"TÜSİAD'ın başkan bulma konusunda herhangi bir zorluk yaşadığı tespiti yanlıştır" "Bundan sonraki yönetimin kim olacağı da genel kurulun takdiridir.

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Dinçer, TÜSİAD'ın başkan bulma konusunda herhangi bir zorluk yaşadığı tespitinin yanlış olduğunu söyledi.

Düzenlediği basın toplantısından sonra soruları yanıtlayan Dinçer, Muharrem Yılmaz'ın istifasında kutuplaşmanın etkisinin olup olmadığı yönündeki bir soru üzerine, şahsen kutuplaşmanın Yılmaz'ın istifasıyla bir ilgisi olmadığını düşündüğünü, Yılmaz'ın istifasının tamamen TÜSİAD'ın itibarına zarar gelmesini engellemek amacıyla yapıldığını ve buna daha fazla ekleyebileceği bir şey olmadığını bildirdi.

Dinçer, kamu maliyesine yönelik bir soru ile ilgili, kırılgan bir küresel ekonomi olduğunu, bu nedenle Türkiye'nin kamu maliyesine bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da dikkat etmesi gerektiğini ifade etti.

Seçim dolayısıyla kamu maliyesinde herhangi bir olumsuzluk olacağını düşünmediklerini aktaran Dinçer, bu sene de kamu maliyesi hedeflerinin tutturulacağını, bu yönde bir endişelerinin bulunmadığını dile getirdi.

TÜSİAD Başkanlığının kendisi için zor bir karar olup olmadığı ve kulislerde sadece 6 ay başkanlık yapacağının konuşulduğuna yönelik bir soru üzerine Dinçer, şunları söyledi:

"TÜSİAD Başkanlığı zor ve fedakarlık gerektiren bir görev, aynı zamanda onurlu bir görev. Biz yönetim kurulu olarak bundan yaklaşık 1,5 yıl önce 2 yıllığına seçildik. Sayın Başkanın olağanüstü bir nedenden dolayı ayrılması gerekti ve yönetim kurulu da beni, yönetim kurulu başkanı olarak bu dönem için seçti. Ben ve arkadaşlarımın önceliği, TÜSİAD'ın bu dönem için belirlediği çalışma programını gerçekleştirmektir. Bundan sonraki yönetimin kim olacağı da genel kurulun takdiridir. O konuda herhangi bir çalışmamız, hazırlığımız yok şu aşamada. TÜSİAD'da 600 tane çok değerli üye var. Kimin aday olacağı, kimin seçileceği bundan sonraki konular."

"Kutuplaşma herkesi belli bir kutba itiyor, bu kutuplara itilmemek için özel bir çaba gösteriyoruz"

Dinçer, kutuplaşmanın herkesi belli bir kutba ittiğini, kendilerinin bu kutuplara itilmemek için özel bir çaba gösterdiklerini söyledi.

8 yıldır TÜSİAD'da yönetim kurulu üyesi olarak çalıştığını anımsatan Dinçer, TÜSİAD'ın tüm dönemlerde hem hükümetle hem muhalefetle hem de bürokrasi ile ilişkilerinin yakın olduğunu kaydetti.

Sansasyonel haberlerin, daha çok öfke cümlelerinin kamuoyuna yansıdığını, ama arka plana bakıldığı zaman TÜSİAD'ın hükümetle, bürokrasiyle, hükümet üyeleri ile yoğun çalışmalarının tüm dönemlerde olduğunun altını çizen Dinçer, "Benim dönemimde de bunun olmaması için ben bir neden görmüyorum" dedi.

Merkez Bankası ile ilgili değerlendirmelerde de bulunan Dinçer, tüm serbest piyasa ekonomilerinde olduğu gibi Merkez Bankası'nın bağımsız olduğunu, bu bağımsızlığın yasalarla da netleştirildiğini, bu konuda herhangi bir tereddüt bulunmadığını dile getirdi.

Dinçer, TÜSİAD olarak Merkez Bankası'nın fiyat istikrarı ile ilgili politikalarını ve kararlarını değerlendirmek yerine para politikası yönünü, hedeflerin hedeflenenlerden ne kadar sapıp sapmadıkları ile ilgili olduklarına dikkati çekti.

"Böyle bir kararı ortaklarımıza, hissedarlarımıza ve yönetim kurulumuza danışmadan almam mümkün değildi"

Dinçer, Musul'da yaşananların ekonomiye etkilerinin olumsuz olabileceğini, Irak'ın Türkiye için önemli bir pazar olduğunu, buradaki 5 milyar dolarlık bir pazarın tehlike altında olduğunu bildirdi.

Irak'da yaşananların petrol fiyatlarına etkisini de değerlendiren Dinçer, "Ama ben ümit ediyorum ki güçlü ve bölgenin büyük oyuncusu Türkiye, müttefikleriyle birlikte bölgedeki barış ve istikrarı yeniden sağlayacaktır" şeklinde konuştu.

Dinçer, "TÜSİAD başkanlığına ikna edilip edilmediği" yönündeki bir soru üzerine ise şunları kaydetti:

"Sayın Muharrem Yılmaz 4 Haziran'da istifa etti. Biz 5 Haziran sabahı saat 08.00'de yönetim kurulu ile olağanüstü bir toplantı yaptık, alternatiflerimizi değerlendirdik. Aynı gün, biz daha bu yönde bir karar almadan, internette benim başkanlığım ile ilgili birtakım dedikodu, spekülatif haberler çıkmaya başladı. Tesadüfen o gün de Sayın Kılıçdaroğlu'nun TÜSİAD'ı ziyareti vardı. Basın mensuplarının bu konudaki sorularına 'Böyle bir şey yoktur' yönünde açıklama getirmek durumunda kaldık. Benim başkan seçildiğim yönetim kurulu, o günden 5 gün sonraki 10 Haziran tarihli olağanüstü yönetim kuruludur.

Benim ya da başka bir arkadaşımın başkan olması, bir günde verilebilecek bir karar olmamıştır. Olmamasının temel nedeni de bizim şu anda yürüttüğümüz şirketlerimizde görevlerimiz var. Ben, 3 tane ortaklık yönetiyorum, 3 tane halka açık şirket yönetiyorum, Sabancı Topluluğunda 7 tane şirketin yönetim kurulu başkanlığını yapıyorum. Dolayısıyla böyle bir kararı ortaklarımıza, hissedarlarımıza ve yönetim kurulumuza danışmadan almam mümkün değildi. Bu kararda hiçbir şekilde hükümet ile olan diyalog, hükümetin potansiyel eleştirileri veya hükumetten çekinme söz konusu olmamıştır. Bunun dışında benim hükumetle şahsen hiçbir şekilde bir problemim olmamıştır. Ben aynı zamanda Türk-Amerikan İş Konseyi'nin de başkanlığını yaptım. Dolayısıyla da şahsen hem Başbakan'ı, hem de bakanların birçoğunu tanırım. Hiç böyle bir endişemiz yoktur. Tabii sayın Kılıçdaroğlu'nu da tanırız, CHP'nin değerli üyelerini de tanırız. Hiç böyle bir endişemiz yok ve olmayacak da."

"Herkes cumhurbaşkanlığına aday olabilir, biz seçimin sonrasını önemsiyoruz"

Dinçer, Ekmeleddin İhsanoğlu'nun cumhurbaşkanlığı adaylığına ilişkin soruya, "Biz cumhurbaşkanının kim olduğundan ziyade uzlaşmacı ve uzlaştırıcı olmasını diliyoruz. Tabii bu bir dilek. Sonunda milletin takdiridir. TÜSİAD, kişilerle ilgili değerlendirme yapamaz. 'Bu kişi daha uzlaştırıcı olur, bu kişi olmaz' gibi bir değerlendirmemiz söz konusu değildir. Bize göre tüm adaylar saygın adaylardır. Cumhurbaşkanından aranan nitelikler de Anayasa'da bellidir. Herkes de aday olabilir. Biz seçimin sonrasını önemsiyoruz ve pozisyonumuzu bu yönde netleştiriyoruz" yanıtını verdi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün de oldukça uzlaşmacı ve uzlaştırıcı bir kişilik olduğunu belirten Dinçer, bununla beraber Türkiye'nin olağanüstü bir dönemden geçtiğini kabul etmek gerektiğini ve toplumdaki ağır kutuplaşmanın yadsınmasının mümkün olmadığını söyledi.

Bu dönemde halk tarafından seçilecek bir cumhurbaşkanının kutuplaşmayı giderecek adımların atılabilmesi için bir vesile olabileceğini dile getiren Dinçer, "Bunun ötesinde mevcut Cumhurbaşkanıyla ilgili herhangi bir tespitimiz tabii ki yok. Kendisi son derece saydığımız bir büyüğümüz" dedi.

Haluk Dinçer, "Son dönemde TÜSİAD ile ilgili başkan bulamayan bir kurum algısının olduğu" yorumunu içeren bir soru üzerine, şunları kaydetti:

"TÜSİAD başkanlığı onurlu ama aynı zamanda zor ve fedakarlık gerektiren bir görev. Doğaldır ki hızla ve kolay karar verilebilen bir konu değil. Herkesin işi gücü var. Bu işleri bir kenara koyması ve burada ciddi fedakarlıklar yapması gerekiyor. Bir de medya, kimin başkan olacağı konusunu çok seviyor. Bu bir bayrak yarışı havasında 42 yıldır sürüyor, bundan sonra da rahatlıkla sürecektir. Ben TÜSİAD'ın hiçbir zaman, ne bugüne kadar ne de bundan sonra, zor bir başkan bulma süreci yaşayacağını zannetmiyorum. Son derece onurlu bir görev. Birden çok değerli arkadaşım da önümüzdeki genel kurulda aday olabilir düşüncesindeyim. Hiç böyle bir konumuz yok. O tartışmalara katılmıyorum. TÜSİAD'ın başkan bulma konusunda herhangi bir zorluk yaşadığı tespiti yanlıştır."

Dinçer, TÜSİAD başkanlığı sürecine ilişkin soruya ise "Sabancı Ailesi'nin birçok ferdi aynı zamanda Sabancı Holding Yönetim Kurulu üyesi. Bu konu Sabancı Holding Yönetim Kurulu üyeleri arasında değerlendirildi ve ben onlardan izin alarak burada başkanlığı kabul ettim. Bunun ötesinde, hangi üye ne dedi, o ayrı bir konu" karşılığını verdi.

Ethem Sancak'ın TÜSİAD başkanlığı adaylığına ilişkin sözleri hatırlatılan Dinçer, "Ethem Bey çok değerli bir üyemiz. Kendisi benim de şahsen yönetim kurulunda birlikte görev yaptığım, sevdiğim bir arkadaşım. Başkan adayı olmak istiyorsa TÜSİAD'da bunu engelleyecek herhangi bir durum yok" dedi.

Dinçer, başka bir soruyu yanıtlarken de zaman zaman ABD'ye yaptıkları ziyaretlerde sözde Ermeni soykırımı konusunun Türkiye için nasıl bir hassasiyet oluşturduğunu Amerikalı muhataplarına açıklamaya çalıştıklarını, ancak bunun ötesinde propaganda niteliğinde bir çalışmaları bulunmadığını söyledi. - İstanbul

Kaynak: AA / Ekonomi

Muharrem Yılmaz Merkez Bankası Türkiye Ekonomi Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title