Haberler

Toplumsal Uzlaşma Reform ve Kalkınma Partisi Turk Partı'nin Tanıtım Toplantısı Dün Çırağan Hotel'de...

Toplantı dün toprağa verilen Berkin Elvan ve şehitlerimiz için saygı duruşu ve coşkuyla okunan İstiklal Marşı'yla başladı.

TURK PARTI Genel Başkanı Ahmet Eyüp Özgüç, konuklarına partinin hedeflerini ve ideallerini ve diğer tüm partilerden farklı kılan planlarını anlattı.

Ahmet Eyüp Özgüç toplantıda şunları söyledi.

'Her şeyden önce bizleri, Toplumsal Uzlaşma Reform ve Kalkınma Partisi'ni, diğer tüm partilerden, siyasi oluşumlardan farklı kılan bir hususun altını çizelim. Tarihimizde Türkiye'nin sınırlarını aşan bir ideali ortaya koyan ilk Türk Siyasi Hareketidir. Vizyonu alışılmış siyasetten, bugün Türkiye'de siyaset yapan mevcut siyasi partilerden çok farklı olacaktır.

TURK PARTİ'nin hedefi güçlü ve yeni bir Türkiye Medeniyeti kurmaktır. Bu kapsamda, ülkemizin tam anlamıyla yeniden yapılandırılmasından ve milli bir yenilenmeden daha az bir başarı ile yetinmeyeceğiz. Bu yenilenme; ekonomik yenilenme, idari yenilenme, sosyal yenilenme ve siyasi yenilenmeyi kapsayan geniş bir vizyon değişimidir. TURK PARTİ değişimin partisidir.

Biz bu değişimi; değerlerimizi ve hayallerimizi unutmak için değil onları gerçekleştirmek için istiyoruz. Kimliğimizi, kültürümüzü ve tarihimizi unutmak için değil onlara bağlı kalmak için istiyoruz. Sadece değişime söz vermiyoruz, onu birlikte başaracağımıza söz veriyoruz. Çünkü TURK PARTİ kadroları olarak bizler biliyoruz ki gelecek, bu milletin mensubu her bir bireyin avuçları arasındadır.

Milletimizin değerlerini çatıştıran değil, buluşturan, barıştıran ve geliştiren bir siyasi hareketiz.Türkiye'nin eski değerlerini, yeni bir Türkiye güveni ile yoğuracak ve milletimizin zengin karakterini ortaya çıkaracağız.

Yeni bir Türkiye için vereceğimiz mücadelenin sadece ekonomide değil sosyal ve moral değerlerde de bir yenilenmeyi gerektirdiğininin bilincindeyiz. TURK PARTİ'nin vizyonu; her vatandaşımızın kendisini bu ülkenin bir paydaşı olarak gördüğü yeni bir ulusal yaklaşım, yeni bir sivil toplum anlayışı, yeni ve adil bir sosyal düzen, herkese eşit davranılan ve herkesin sorumlu davrandığı bir ülke için değişimdir. Değişimi gerçekleştirmek ve amaçlarımıza ulaşmak için toplumumuzun özgüvenini yeniden tesis edeceğiz.

Değerlerimize güveniyoruz, Ülkemize güveniyoruz.

Bizler Türkiye hayalimizi gerçekleştirmek için kendimize güveniyoruz. Değerlerimize güveniyoruz. Ülkemize güveniyoruz ve artık bu haksız, hukuksuz, adaletsiz, çağdışı ve eskimiş düzeni istemiyoruz. Türkiye'ye yepyeni, çağdaş ve insancıl bir düzen öneriyoruz.

TURK PARTİ, siyasi olarak ülkemizin tüm katman ve gruplarından herkese ve her kesime hitap etmektedir. Politikalarımız, Türkiye'yi büyüyen bir özgürlük, adalet, güvenlik ve tüm bireyler için fırsatlar ülkesi haline getirmek yükümlülüğümüz üzerine kuruludur. Siyasi düşüncemizin bize emrettiği temel ilke şudur: Büyük toplumun temeli herkes için refah ve özgürlüktür. Gelişen bir toplum ile birlikte; ekonomide zengin, sosyal adalette güvenli, siyasi değişimlerde kendine güvenen öyle bir ülke inşa edeceğiz ki; bizler çocuklarımızı, çocuklarımız da kendi çocuklarını, geleceğe güvenle bakarak yetiştirebilsinler.

Öyle ki; Türkiye olarak geleceğimizi her görüşten, her inançtan, her kesimden insanımızla, kadınıyla erkeğiyle, genciyle, yaşlısıyla, zenginiyle, dar gelirlisiyle siyasetçisiyle seçmeniyle el ele, kol kola, omuz omuza vererek, dayanışma içinde birlikte kuracağız.Türkiye'nin enerjisini doğru yönlendirirsek eğer, üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir sorun, aşamayacağımız hiçbir zorluk, karşımızda duracak hiçbir kuvvet yoktur.

Mevcut iktidarın dış politikası bir siyasi partinin değil, bir kişinin dış politikasıdır.

Türkiye'de son yıllarda izlenen Dış politika ve bu alanda yapılan saymakla bitirilemeyecek hatalar, ne yazık ki Türkiye'yi dünyada yalnızlaştırmıştır. Bilinçsiz ve hesapsız dış politika hamleleriyle, Türkiye içinden çıkılamayacak bir sorunlar ve ihtilaflar yumağının içine sokulmuştur. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin dış politikası, ne yaptığını aslında tam olarak bilemeyen bir dışişleri bakanına emanet.

Yanlışın başladığı yer işte tam da burasıdır. Dünya'nın hiçbir büyük ülkesinde, dış politika tek bir siyasi partinin dış politikası olmaz mı olamaz mı? Dış Politika ülkenin tüm kesimlerinin, iktidarın, kanaat önderlerinin, muhalefetin, ordunun, düşünce kuruluşlarının, iş dünyasının, sivil toplum kuruluşlarının, akademisyenlerin ortak çalışmasıyla ve uzun dönemli olarak oluşturulur. Uzun döneme yayılmış yıllık planlar, stratejiler çerçevesinde yürütülür. Ancak mevcut iktidarın dış politikası bir siyasi partinin bile değil, bir kişinin dış politikasıdır. Kime danışılmış, kime sorulmuş, kiminle müzakere edilmiş, nasıl planlanmış bilen yoktur. Ülkenin ana muhalefetinin, mecliste temsil edilen siyasi partilerin bile dış politikamızın tam olarak neyi hedeflediğinden hiçbir bilgisi yoktur. Türkiye'nin dış politikası tamamen yanlış bir bölgeye odaklanmıştır. Asıl ilgilenmemiz gereken çok stratejik bölgeler dışlanmış ve ihmal edilmiştir. Türkiye son on yılda Ortadoğu'da harcadığı enerjiyi orta Asya'ya harcasaydı eğer, Türk Cumhuriyetleri ile işbirliği üzerine yoğunlaşsaydı, şu anda en azından alfabemiz kardeş ülkelerimizle ortaktı. Türkiye yıllarını ve enerjisini ne yazık ki boşa harcadı.

Tüm dünyaya yayılmış 300 milyonluk Türk varlığının yararını gözeteceğiz.

İşte bu yüzden TURK PARTİ olarak izleyeceğimiz siyasetle öncelikle, 77 milyonluk Türkiye Cumhuriyeti'nin ama bununla birlikte tüm dünyaya yayılmış 300 milyonluk Türk varlığının çıkarını, yararını, refahını da gözeteceğiz. 781 bin km kare Türkiye Cumhuriyeti yüzölçümünün ötesinde 3 milyon km kareyi kapsayan bir siyaseti ortaya koyacağız.

TURK PARTİ olarak herkesin coşkuyla katıldığı ve paylaştığı, üretimi esas alan kalkınmanın sonuçlarından katkısı ve emeği ölçüsünde yararlanacağından emin olduğu, insanın mutluluğunu ve yaşam kalitesini hedef alan bir büyüme ve gelişmenin idari, ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel, psikolojik, hukuki ve kurumsal şartlarını ve tüm yapısal zeminini hazırlayacağız. Türkiye son 12 yılda özelleştirme gelirleriyle, TOKİ satışlarıyla finanse edildi. Türkiye son 12 yılda özelleştirme gelirleriyle, TOKİ satışlarıyla finanse edildi. Devlete, millete yani hepimize ait hazine arazileri, TOKİ eliyle yandaş müteahhitlere rant kapısı yapıldı. Türk milletinin kendi öz malı olan hazine arazilerini parselleyip, vatandaşların malını vatandaşlara sattılar. Konut satışlarıyla vatandaş borçlandırıldı, bütçe açıkları kapatıldı. Devlet eliyle milyarlarca dolarlık servete sahip TOKİ müteahhitleri yaratıldı. Türkiye'nin kaynakları üretime, yatırıma aktarılmadı, tüketime harcandı. Üreten bir ekonomi yerine tüketen bir ekonomi kurdular. Üretimiyle övünen bir ülke olmak bu milletin hakkıydı. Ancak Türkiye üreten değil tüketen bir toplum oldu.

Özelleştirme adı altında, Türkiye'nin milli kuruluşları yabancılaştırıldı. Özelleştirme, TMSF ihaleleri, borçlanma ve TOKİ'nin konut satışlarından elde edilen yüzlerce milyar dolarlık gelir; günlük işlere, cari açığın kapatılmasına, bütçe açıklarının kapatılmasına harcandı. Yatırıma, istihdama, Türkiye'nin yeniden inşasına harcanması gereken bu kaynaklar, verimsiz ve geri dönüşümü olmayan işlerde kullanıldı. Bugünün refahı ve siyasi çıkarları için; Türkiye'nin geleceği harcandı, tüketildi. Geleceğimizi satarak kurdukları saadet zincirini topluma başarıymış gibi sundular. Üretim, tasarruf ve yatırım üzerine kurulmuş güçlü bir ekonomi inşa edeceğiz.

Türkiye'nin değerlerinin dağıtılması, borçlanma, varlık satışı ve sıcak para arayışı ile cari giderlerin karşılanması üzerine kurulu bu dar kafalı anlayışı yıkacağız. ve bunun yerine üretim, tasarruf ve yatırım üzerine kurulmuş güçlü bir ekonomi inşa edeceğiz. Ekonomi modelimiz yeni ve milli üretim birimleri oluşturarak üreten, kazanan ve gerçek anlamda müreffeh bir toplumu amaç edinir ve bu nedenle modern, gelişimci, üreten ve kendisini ülkenin geleceğini şekillendirmeye adamış bir ekonomi politikasını benimsemiştir. Güçlü ülke ekonomisi için nihai çözüm, var olanı satmak değil, olmayanı yapmaktır. İşte biz olanı satıp harcamayacağız, bu ülkede olmayan ne varsa onu kuracağız. TURK PARTİ sosyal piyasa ekonomisini benimser.

TURK PARTİ sosyal piyasa ekonomisini benimser. Sosyal piyasa ekonomisi bir ekonomik sistemden fazlasıdır. Bir toplum modelidir. Bu nedenle, sosyal piyasa ekonomisi, liberal demokrasinin sosyoekonomik düzenidir. Zira hukuk devleti ile aynı güdüye sahiptir: insan haysiyetinin ve özgürlüğünün devletin müdahalesi ve diğer insanların keyfi hareketlerine karşı korunmasıyla ilgilenir ve toplumun iç istikrarına katkıda bulunur. TURK PARTİ'nin sosyal piyasa ekonomisi anlayışı, gücünü özgürlükten, sorumluluktan, rekabetten ve dayanışmadan alır. Bu kavramlar birbirlerini destekleyen kavramlardır. Sosyal piyasa ekonomisi herkes için refah ve güvenlik sağlar.

Türkiye, genç nüfusa sahip bir ülkedir ve bu nedenle de ekonomisini geleceğe dayandırmalıdır. Bu güne değin izlenen politikalar, yapılan hatalarla, çocuklarımıza, gençlerimize, gelecek nesillerimize bırakmamız gereken ekonomik değerleri, bugünün refahı, geçici mutluluğu uğruna sattık, harcadık bitirdik. Türkiye, bu özelleştirme ve gayrimenkul balonu üzerine kurulmuş bu ekonomik yapıyı uzun süre devam ettiremez. Artık Türkiye'de yeni bir ekonomik model geliştirmemizin zamanı gelmiştir. Biz TURK PARTİ olarak tüketen değil üreten, yatırım ve tasarruf yapabilen sürdülebilir bir ekonomik modeli kuracağız. Biz TURK PARTİ olarak şunu savunuyoruz. Özel sektörün girişimleri, büyümemizin motorudur. Kamu yönetimi ve özel sektör birbirinin rakibi değildir tam aksine; kamu yönetimi, özel sektörün tamamlayıcı işbirlikçisidir. Bize göre, İşletmelerimizin büyümesi, ülkemiz için vergi gelirlerinden önceliklidir. Bu nedenle, vergi yükünü yeni bir şekilde yapılandıracağız ki; ülkemizde her alanda güçlü ve yeni işletmeler kurulabilmeli, gelişebilmeli, istihdam olanakları yaratılabilmeli, araştırma ve geliştirme konularında yatırım yapılabilmelidir.

Tarımdan söz etmeksizin bir ekonomi politikasından söz edilemez.

Tarımdan söz etmeksizin bir ekonomi politikasından söz edilemez. Şunu biliniz ki; tarım, tüm dünya siyasetçileri için geleceğin en zorlu sınavıdır. Geleceğin tarımında çiftçiler, yani üreticiler odakta olacaktır. Ancak ve ancak yenilenebilir kaynaklar üreten, sürdürülebilir ve yeni nesillerin ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir tarım sistemine sahip ülkeler geleceklerini güvence altına alabilecekler.

Gelinen noktada Türkiye tarımı konuşmayı unuttu, tarımı unuttu, hayvancılığı unuttu, tarıma ve hayvancılığa dayalı sanayii unuttu. Türkiye tarihinde ilk defa canlı hayvan ithal eder hale geldi, bu tarihimizde kara bir lekedir. Türkiye'nin tarımı bitirilmiştir. Ama bizler; Türkiye'nin tarımını, hayvancılığını ayağa kaldıracağız.

Türkiye'nin sanayi ülkesi mi yoksa bir tarım ülkesi mi olacağı yönündeki yersiz tartışmalara bir son vereceğiz. Türkiye hem teknoloji üretiminde ilerlemiş, hem sanayileşmiş ve hem de ileri bir tarım ülkesi olacaktır.

Eğitim çok ciddi bir devlet meselesidir.

Eğitim bu ülkenin en önemli meselelerinden biridir ve bizim öncelikli konumuzdur. Eğitim sistemimiz tarihimizin hiçbir döneminde bu son on yıldaki kadar hasar görmemişti.

Eğitim çok ciddi bir devlet meselesidir. Günlük politik çıkarlara kurban edilemez. Gelişmiş, mantık ve akılla yönetilen hiçbir ülkede eğitim politikası bir partinin eğitim politikasına göre şekillendirilemez. Eğitim politikası bir ülkenin, bir milletin, bir devletin ortak ve uzlaşılmış sistemi olmak zorundadır. Çocuklarımız ortak değerimiz ve ülkenin geleceğidir. Eğitim bir ülkenin politikasıdır. Bizler, eğitim konusunda, sadece bir kesim için değil, herkes için mükemmeli hedefleyeceğiz. Eğitimin, ülkemiz için en iyi ekonomi politikası olduğu konusunda hiçbir tereddütümüz yoktur. Eğitim, bir insanı birey haline getirip karakterini geliştirecek, kendi kararlarını vermesini sağlayacak tüm güçlü yönlerin ve yetkinliklerin uyandırılmasını sağlayamıyorsa o eğitim iyi bir eğitim değildir. Öğrenen bir toplum düşünen bir toplumdur. İfade özgürlüğü ve kabiliyeti, girişimcilik, geliştiricilik, yaratıcılık, açık yüreklilik, özgüven ve cesaret kavramları,TURK PARTİ'nin eğitim anlayışı vazgeçilmez unsurları arasında yer alacaktır. Türkiye, gelişen ve geliştiren bir milletin ülkesidir. Bu değerlerimizi üretken ve yaratıcı bir ekonomik yapıya dönüştürmek, Toplumsal Uzlaşma Reform ve Kalkınma Partisi'nin eğitim politikasının temel hedefidir.

Türkiye, büyümek için protokol esaslı devlet anlayışını terk ederek ekonomi odaklı bir devlet anlayışını kurmak zorundadır. Bugün yaşadığımız dünya, hızla değişen koşulların yenilenen bir dünyadır. Bugünün sosyal, idari ve ekonomi meseleleri artık geçmiştekilerden çok farklı niteliktedir. Bu nedenle de, bu meseleler yeni ve farklı siyasi çözümler gerektirmektedirler.

Türkiye'de protokol esaslarına göre kurulmuş mevcut devlet sistemi toplumun gelişme iradesinin gerisinde kalmıştır ve bu nedenle rekabetçi ve demokratik bir ortamda ilerlemeyi engellemektedir. Bugünkü kamu yönetimi anlayışı, ekonomi ve gelişme odaklı değildir.

TURK PARTİ iktidarında valiler, kaymakamlar, belediye başkanları, asayiş, temizlik, asfaltlama gibi gündelik işlere değil, şehirlerimizin ve ilçelerimizin ekonomik kalkınmasına, büyümesine odaklanacak. Yerel yönetimler yani Valiler, Kaymakamlar, Belediye Başkanları, illerindeki, ilçelerindeki yeni yatırım ve istihdam fırsatlarını arttıracak imkanları arayacaklar. İllerindeki, ilçelerindeki üreticilerin, ihracatçıların, çiftçilerin sorunlarına eğilecekler. Adeta o bölgenin ekonomik patronu gibi düşünecekler. Bölgelerinin turizm gelirlerini arttıracak çalışmalar yapacaklar. İstihdam sorununun çözümünü arayacaklar. Bölgelerinde yurtdışına ihracat yapan firmalara destek olacaklar. Hangi ülkelere ihracat yapılıyorsa o ülkelerde ki büyükelçilerimizle birlikte iş birliği yaparak ihracatçımızın önünü açacaklar. TURK PARTİ iktidarında devlet kurumları, kamu yönetimi ve yerel yönetimler artık ekonomi odaklı olacaklar. Kalkınma, büyüme ve gelişme için çalışacaklar. Bir yerel yöneticinin başarısının en büyük ölçütü, bölgesinin ne kadar zenginleştiği ne ölçüde geliştiği olacak. Her birinin yıllık performansı ölçülecek. Yapamayan gidecek. Bölgesinin ekonomisini büyüten, kariyerinde yükselecek, hak ettiği yere gelecek.

Hedefimiz, güçlü ekonomik ve teknolojik gelişme için birlikte çalıştığımız, dünya politiği ve ekonomisinin ülkemize sunduğu fırsatları kazanca dönüştürdüğümüz, vatandaşlık bilincini geliştiren nitelikli sivil toplum kuruluşlarının ve meslek örgütlerinin ülke yönetiminde söz sahibi olduğu, her bir bireyin ve kuruluşun ortak geleceğimiz için sorumluluk aldığı ve ortak çaba gösterdiği, karar ve yetkinin daha fazla yerelleştiği, sosyal yardımların yerini giderek istihdam ve ücretin aldığı, dünyada saygı duyulan ve sözü dikkate alınan tek millet, tek devlet ve tek Türkiye'dir.

Bizim projemiz bir milli yenilenme projesidir. Bu ülkeyi yeniden kurmak istiyoruz. Milletimizin ne istediğini çok iyi biliyoruz. Yeni anlayış, yeni vizyon, yenilenmiş bir millet, yenilenmiş bir ülke. Büyük Türkiye. İşte Toplumsal Uzlaşma Reform ve Kalkınma Partisi de tam olarak budur. Biz, genç bir ülke istiyoruz. Geleceğe dair hayalleri, umutları, idealleri olan, tutkulu, birleşmiş, kenetlenmiş ve ortak bir amaca inanmış bir millet istiyoruz. Biz güçlü, müreffeh ve büyük bir Türkiye istiyoruz. Eski bir düzen istemiyoruz. Yeni bir düzen istiyoruz. Yeni bir ülke istiyoruz. Yeni bir Türkiye istiyoruz. Türk milletinin isteğinin, arzusunun, hayalinin de bu olduğunu çok iyi biliyoruz.

Biz uzun bir süre için buradayız Bu mücadele uzun sürecek bir mücadeledir ve biz uzun bir süre için buradayız. Bir seçime girmek ve seçim başarısı elde etmek yetmez. Biz bu ülkenin değişimi için varız, bu ülkeye hizmet etmek ve bu ülkeyi yeniden yapılandırmak için varız. Ülkemiz için yeni fikirleri ve projeleri tartışabilmek için kendimize güvenelim. Yeni düşünceleri söyleyebilmek için kendimize güvenelim. Hiçbir şeyden korkmadan geleceğimizi birlikte kurmak için kendimize güvenelim. Bizler, TURK PARTİ kadroları olarak siyasette ihtiraslarımız için değil ideallerimiz için varız. TURK PARTİ'nin her alanda izleyeceği siyaset, benlik değil bilgelik siyaseti olacaktır.

Bugün burada TURK PARTİ kadroları adına huzurlarınızda yemin ederim ki; bunun için durmadan yorulmadan, bıkmadan usanmadan, yılmadan yıkılmadan, inatla, inançla, azimle ve tüm gücümüzle çalışacağız. Türkiye'yi yeniden kuracağız.

(Tür: İstanbul)

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Berkin Elvan Eyüp Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

Borussia Dortmund Atletico Madrid maçı CANLI izle! 16 Nisan Dortmund A.Madrid Şampiyonlar Ligi maçı canlı yayın nereden ve nasıl izlenir? NO Pelicans LA Lakers NBA maçı CANLI izleme linki var mı, maç nereden nasıl izlenir? 17 Nisan Basketbol NBA CANLI İZLE! NO Pelicans LA Lakers maçı Sacramento Kings GS Warriors NBA maçı CANLI izleme linki var mı, maç nereden nasıl izlenir? 17 Nisan Basketbol NBA CANLI İZLE! Barcelona PSG maçı CANLI izle! 16 Nisan Barcelona PSG Şampiyonlar Ligi maçı canlı yayın nereden ve nasıl izlenir? EXXEN canlı maç izle! (ŞAMPİYONLAR LİGİ) EXXEN kesintisiz donmadan canlı yayın! 16 Nisan EXXEN spor canlı izle! Sancaktepe jakuzi olayı ne? Belediyede jakuzi mi var? Tilâvet nedir? Kuran'da Tilâvet ne demektir? Tilâvet kelimesinin tanımı ve anlamı! Tertil nedir? Kuran'da Tertil ne demektir? Tertil kelimesinin tanımı ve anlamı! Akaryakıt Fiyatları (GÜNCEL): 16-17 Nisan benzine ve motorine indirim veya zam var mı? Güncel akaryakıt fiyatları! 16-17 Nisan hava bugün ve yarın nasıl olacak? HAVA DURUMU! İstanbul'da yarın hava nasıl olacak, yağış var mı? Beypazarı Maden Suyu yasaklandı mı? Maden suyu sağlığa zararlı mı? Yabani 31. Bölüm fragmanı yayınlandı mı? 31 Nisan Yabani yeni bölüm fragmanı izleme linki var mı? Kabine toplantısında alınan kararlar! 16 Nisan Kabine Toplantısı sonucu nedir, hangi karar alındı? Kabine Toplantısı bitti mi? SON DAKİKA! Kabine Toplantısı ne oldu, devam ediyor mu? Bahar 10. Bölüm fragmanı yayınlandı mı? 16 Nisan Bahar yeni bölüm fragmanı izleme linki var mı?
title