TÜM KATEGORİLER
TESK Genel Başkanı Palandöken Açıklaması
Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, yeni sezon bakliyat ürünlerinin çıkmaya başlamasına yakın fiyatların düşmesi beklenirken, arttığına dikkati çekerek, "Dövizdeki artış bakliyat fiyatlarına da yansıdı ve yerli ürünün fiyatı yükseldi" değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, yeni sezon bakliyat ürünlerinin çıkmaya başlamasına yakın fiyatların düşmesi beklenirken, arttığına dikkati çekerek, "Dövizdeki artış bakliyat fiyatlarına da yansıdı ve yerli ürünün fiyatı yükseldi" değerlendirmesinde bulundu.
Palandöken, yaptığı yazılı açıklamada, bakliyatta yaşanan fiyat artışlarına değindi.
Yeni sezon ürünlerin çıkmasına yakın eski malın bitirilmesi için genellikle fiyatların düşürüldüğünü ifade eden Palandöken, hasat yapılan yeni ürünün piyasaya girmesi ve ürünün bollaşmasına kadar geçen sürede fiyatların yükseldiğine işaret etti. Palandöken, "Bakliyatta yaşanan ithalatın fiyatları dengelemesi beklenirken, döviz fiyatlarının artışı bakliyat fiyatlarına da yansıyarak yerli ürünün fiyatını artırdı" ifadesini kullandı.
Bakliyat arzında sıkıntı olmadığını kaydeden Palandöken, Mısır, Etiyopya, Bangladeş, Çin'den kuru fasulye, Kanada'dan nohut ve yeşil mercimek, ABD, Ukrayna ve Kanada'dan bezelye ithal edildiğini aktardı. Palandöken, şunları kaydetti:
"Dövizdeki artış piyasayı etkiliyor. Müşteri geldiğinde bir daha aynı fiyattan alamayınca bize tepki gösteriyor ama bizden kaynaklanan bir durum değil. Hatta elimizdeki malı eski fiyattan veriyoruz ama insanlar artık eskisi gibi çuvalla almıyor kilo ile gram ile alıyor ve en ucuzunu tercih ediyor. Esnaf ve sanatkarlar olarak mevsimsel etkilerin olumlu olması, yeni ürünlerin yaygınlaşarak fiyatların dengelenmesini bekliyoruz."
"Bakliyat üretimi için teşvik gerekli"
Fasulye, nohut, mercimek, bezelye üretimindeki işçilik maliyetlerine değinen Palandöken, şu ifadeleri kullandı:
"Öncelikle mazot, gübre, ilaç gibi girdilerin maliyetlerini azaltıcı, yerli ve dayanıklı tohum kullanımını teşvik edici tedbirler alınmalı. Üreticiye kilo başına verilen destekler artırılmalı, belki de en önemlisi 800 bin dekara düşen ekim alanlarını tekrar artırılma çalışmaları başlatılmalı. Yoksa ithalatçı durumdan kurtulamayız."
