TBMM Adalet Komisyonu Üyesi 301. Maddeyi Değerlendirdi
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Adalet Komisyonu Üyesi AK Parti Bartın Milletvekili Avukat Yılmaz Tunç, Cumhuriyete Hakaretin Serbest Bırakıldığına Yönelik Eleştirilerin Son Derece Haksız Olduğunu Söyledi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Adalet Komisyonu Üyesi AK Parti Bartın Milletvekili Avukat Yılmaz Tunç, Cumhuriyete hakaretin serbest bırakıldığına yönelik eleştirilerin son derece haksız olduğunu söyledi.
TBMM Adalet Komisyonu Üyesi Avukat Yılmaz Tunç, 301. maddede yapılan değişiklikleri değerlendirdi. Tunç, muhalefete mensup milletvekillerinin son derece ağır, eleştiri sınırlarını zorlayan beyanlarını ve haksız eleştirilerini kabul etmediklerini belirtti. Tunç, konuşmasında "301. maddede yapılan değişiklik teklifi ile Türklük ibaresinin yerine Türk Milleti ibaresi, Cumhuriyet ibaresi yerine de Türkiye Cumhuriyeti ibaresi getiriliyor. Yapılan bu değişiklikler kesinlikle ne Türklüğe hakareti ne de Cumhuriyete hakareti serbest bırakır" dedi.
TBMM Adalet Komisyonu Üyesi Avukat Yılmaz Tunç, Anayasa'nın 66. maddesinde Türk Devletine Vatandaşlık bağı ile bağlı herkesin Türk olduğunun belirtildiğini, Anayasa Mahkemesi'nin Anayasa'ya uygun olarak Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkesin Türk olacağını ve Türk Milleti kavramının Türklüğü de içine alan tarihsel ve sosyal gelişmenin oluşturduğu birlikte yaşama olgusunu ifade eden bir kavram olduğuna karar verdiğini söyledi. Yargıtay Kararlarında da 301. maddede geçen "Türklük" kavramının devletin insan unsuru ile ilgili olduğu, Türklükten maksadın "Türk milletini oluşturan insani, dini, tarihi değerler ile milli dil, milli duygular ve milli geleneklerden oluşan milli, manevi değerler bütünü" olduğunun açıklandığını söyledi. Tunç, konuşmasına şöyle devam etti: "TCK'nın 301. maddesinin 1. fıkrasında, Türklüğü ibaresinin Türk Milleti olarak değiştirilmesi teklifi ile zaten uygulamada ve yüksek yargı kararlarında açıklık getirilmiş olan bir ifadenin, kanunun lafzına alınarak Anayasamıza uygun ve uygulamada ortaya çıkan tereddütleri ortadan kaldıracak olan yerinde bir değişiklik yapılmaktadır." Tunç, Türklüğe hakaret serbest bırakılıyor şeklinde yanlış ve kasıtlı bilgilerin aksine, bu değişiklikle maddenin daha da somutlaştırıldığını söyledi.
Bütün Türk vatandaşlarına ve onların milli ve manevi değerlerine hakaretin cezalandırılmasının da sağlanmış olduğunu anlatan Tunç, sözlerine şöyle devam etti: "Cumhuriyet'e hakaret serbest bırakılıyor şeklindeki eleştiriler de tamamen gerçek dışı, kamuoyunu yanıltmaya yönelik propaganda amaçlı eleştirilerdir. Anayasamızın 1. maddesinde Türkiye Devleti'nin bir Cumhuriyet olduğu yazılıdır. 2. maddesinde de devletimizin adının Türkiye Cumhuriyeti olduğu belirtilmiştir. 301. maddede Cumhuriyet yerine Türkiye Cumhuriyeti şeklinde değişiklik yapılması maddenin daha belirgin olmasını sağlamaktadır. Türkiye Cumhuriyetini Anayasada belirtilen nitelikleri ile birlikte koruma altına almaktadır." Gerçek, tüm açıklığıyla böyle iken Cumhuriyete hakaretin serbest bırakıldığına yönelik eleştirilerin son derece haksız ve rencide edici eleştiriler olduğunu anlatan Tunç, şöyle konuştu: "Bu meclis çatısı altında hiçbir milletvekili hiçbir siyasi parti, Cumhuriyete hakareti, milletimize hakareti serbest bırakma gibi bir düşünceyi aklının ucundan bile geçirmez. Muhalefete mensup milletvekillerimizin bu ağır eleştirilerini kabul etmemiz mümkün değildir." BU MADDEDE DEĞİŞİKLİK AB TALİMATI İLE YAPILMADI TBMM Adalet Komisyonu Üyesi Avukat Yılmaz Tunç, 301. maddedeki değişikliklerin AB talimatları ile yapıldığı yönündeki iddiaların da asılsız olduğunu söyledi. "TCK'nın 301. maddesi ilk kez değişen bir madde değildir" diyen Tunç, 765 Sayılı Ceza Kanunun 159 ve yeni Türk Ceza Kanunu'nun 301. maddesinde muhtelif tarihlerde 8 kez değişiklik yapılmış, meclisimize çok sayıda değişiklik teklifleri verilmiştir. 1931, 1936, 1938, 1946 ve 1961 yıllarında yapılan değişikliklerden sonra bu kürsüden eleştiri yapanların dönemlerinde de önemli değişiklik yapılmıştır" diye konuştu.
6 Şubat 2002 tarihinde 4744 sayılı kanun ile 6 sene olan ceza üst sınırının 3 yıla çekildiğini anlatan Tunç, sözlerine şöyle devam etti: "Ağır hapis ibaresi hapis olarak değiştirilmiştir. Yine 3. fıkrada hem hapis hem para cezası uygulanırken para cezası maddeden çıkarılmıştır. Bu değişiklik tasarısında DSP, ANAP ve MHP Genel Başkanları ile bu mecliste de görev yapan milletvekillerimizin imzaları vardır. O zaman bu imzaları atanları, bir çırpıda ceza miktarını yarı yarıya düşürenleri, Suçun cezasını ağır cezalık suç olmaktan çıkaranları Türklüğe ve Cumhuriyet'e hakareti önemsiz görmekle suçlayabilir miyiz? Yine 3 Ağustos 2002 yılında 4771 sayılı kanunla maddeye eklenen bir fıkra ile eleştiri maksatlı yapılacak açıklamaların cezayı gerektirmeyeceği yönünde yapılan değişiklik DSP-MHP-ANAP Koalisyon hükümeti zamanında yapılmıştır. O zaman MHP'li vekiller 159. maddede yapılan değişikliğe muhalefet şerhinde hiç değinmemişlerdir. Bugün AK Parti'yi haksız bir şekilde, gerçekleri saptırarak, eleştiri sınırını zorlayan kelimelerle acımasızca eleştirenler, geçmişte, AB uyum paketleri kapsamında 301'de bugünkünden çok daha köklü değişiklikler yapmışlardır." Bu değişikliğin Avrupa Birliği'nin talimatı ile yapıldığı yönündeki eleştirilerin son derece haksız olduğunu anlatan Tunç, sözlerini şöyle sürdürdü: "TCK 301. maddesinde değişiklik yapılması yönünde gerek akademisyenlerimizden, gerek sivil toplum kuruluşlarımızdan çok sayıda talep gelmiştir. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin, Türkiye Yayıncılar Birliği'nin, Basın Konseyi'nin, Yargıçlar ve Savcılar Birliği'nin, Türkiye Barolar Birliği'nin değişiklik tekliflerinin hepsinde Türklük ibaresi yerine Türk Milleti ibaresinin getirilmesinin daha uygun olacağı belirtilmiştir. Anayasa Hukukçuları ve Ceza Hukukçularının büyük bir kısmının, 301. madde ile ilgili şu anda görüşmekte olduğumuz değişikliğe paralel değişiklik teklifleri vardır." TBMM Adalet Komisyonu Üyesi Avukat Yılmaz Tunç, teklifin Adalet Komisyonu'nda yapılan görüşmeleri sırasında Sivil Toplum Kuruluşlarının temsilcilerinin 301. maddede yapılan bu değişikliklerin yerinde olduğu yönünde görüşlerini beyan ettiklerini, Türk Ceza Kanunu'ndaki bu değişikliği millete farklı anlatarak milletin hassas olan duyguları üzerinden gerçekleri saptırarak siyaset yapmanın doğru olmadığını belirtti.
(MAO-ET-HO-Y)