Tahşiyecilere Kumpas" Davası

Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) Tahşiyecilere kumpas kurduğu iddiasıyla aralarında firari sanık Fetullah Gülen ile Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, eski emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer, Yurt Atayün ve Ömer Köse'nin de bulunduğu 10'u tutuklu 33 sanığın yargılandığı dava, 30 Haziran'a ertelendi.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada beyanı sorulan müşteki Mehmet Yılmaz Düşünüklü, Tahşiye Yayınevi'nin kurucusu olan diğer müşteki Mehmet Nuri Turan ile ortak olduklarını belirterek, "Risale-i Nur okumamız nedeniyle aşağı yukarı bütün cemaatlerle görüşüyorduk. Fetullah Gülen, internette yayınlanan bir vaazında, sanki daha önce Tahşiye diye bir yayınevi yokmuş gibi, 'Mesela Tahşiye diye bir şey icat edebilirler' dedi. Sonra bize operasyon yaptılar. Daha önce cemaatsel bağımız olduğu için Gülen'in talimatıyla polislerin bize operasyon yaptıklarını anladık." dedi.

"Gülen'i eleştirince hedef olduk"

Firari sanık Gülen'i eleştirdikleri için hedef olduklarını kaydeden ve "Cemaatlere karşı değilim ama cemaatçiliğe karşıyım. Birinin arkasından kutub, lider, şeyh, hoca diye körü körüne gitmeye karşıyım." ifadelerini kullanan Düşünüklü'ye, mahkeme heyeti ve duruşma savcısı tarafından davaya ilişkin sorular soruldu.

Üye hakimin, "Size yapılan operasyonla Gülen'in bağı var mı, bundan emin misiniz?" diye sorduğu Düşünüklü, "Fetullah Gülen'in her şeyle bağı vardır, İsrail'le bile." yanıtını verdi.

Müştekilerden Mustafa Kaplan'ın kendisiyle ilgili, "Tahşiyecilerin içine sokulmuş paralel yapının ajanı" iddiasında bulunduğu hatırlatılan ve doğru olup olmadığı sorulan Düşünüklü, bu iddianın doğru olmadığını belirterek, "Mustafa Kaplan bir hayalperesttir. Benden büyük olmasına rağmen, bu hayalleri kurmamasını söylerdim ona. İddiasının da ciddiye alınacak bir yönü olduğunu düşünmüyorum." diye konuştu.

Düşünüklü, mahkemeye sunduğu dilekçeyle kendisi hakkında "cemaatin ajanı" iddiasında bulunan Kaplan ile ilgili, daha önce savcılığa "iftira" suçundan suç duyurusunda bulunduğunu hatırlatarak, bu suç duyurusu örneğini mahkemeye sundu.

Sanık avukatlarının sorularını yanıtlamadı

Mehmet Yılmaz Düşünüklü, sanık avukatlarının kendisine soru sorması talebini ise "Ben sanık avukatlarının sorduğu hiçbir soruyu yanıtlamayacağım." diyerek reddetti.

Bu duruma tepki gösteren sanık avukatları, Düşünüklü'nün hem müşteki hem tanık olarak kabul edilmesi gerektiğini belirterek, mahkeme heyetinden Düşünüklü'nün sorulara cevap vermesini sağlamasını istedi. Mahkeme heyeti başkanı Canel Rüzgar ise Düşünüklü'nün tanık değil müşteki olduğuna dikkati çekerek, sorulara cevap vermeme hakkı olduğunu ifade etti.

Sanık avukatları, yine de soru sormak istediklerini aktararak, Düşünüklü'ye bazı sorular yöneltti. Hiçbir soruyu yanıtlamayan Düşünüklü, bir sanık avukatının, "Sizi paralel yapının ajanı olmakla suçlayan Mustafa Kaplan, başka odakların ajanı olabilir mi?" sorusuna, "Siz Kaplan ile aramızdaki ilişkiye neden karışıyorsunuz? Benim hakkımdaki iddiaları, onun hayalperestliği. Biz Tahşiye örgütü davasında 5 yıl yargılanıp beraat ettik. Bütün sorulara orada cevap verdim. Ben burada müştekiyim, sanık değilim ancak sanık gibi yargılanmaya çalışılıyorum." diyerek tepki gösterdi.

Mahkeme heyeti, müşteki beyanlarının alınmasının ardından, duruşmayı 30 Haziran'a erteledi.

Kaynak: AA / Güncel