Tahran'da 28. Uluslararası İslam Birliği Konferansı

İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, İslam dünyasında birliğin söylem ve sloganlarla olamayacağını, bunun hoşgörü ve sabır istediğini söyledi.

Ruhani, Mevlid Kandili'nin kutlandığı hafta dolayısıyla başkent Tahran'da düzenlenen "28. Uluslararası İslam Birliği Konferansı'"nın açılışında yaptığı konuşmada, İslam dünyasının geçen yıl boyunca cinayetler, çatışmalar, ihtilaflar ve "inanılması güç" savaşlara şahit olduğunu belirterek, "İslam dünyasında birlik söylemlerle sağlanamaz. Birlik, sabır, hoşgörü ve birbirini tanımayı gerektirir. İslam birliği konferansları da birlik ve beraberliğe giden zorlu yolun başlamasını sağlamaktan öteye geçmez" dedi.

Bu konferansların İslam dünyasındaki ayrılıkları birliğe çevirmeye yetmeyeceğini dile getiren Ruhani, "Eğer farklı mezhepleri, ortak bir hedefe giden farklı yollar olarak görürsek birlik sağlamak mümkün olacaktır. Ancak eğer bazı mezheplerin doğru hedefe giderken, diğerlerini bunun tersine hedeflere gittiğini varsayarsak, hiçbir zaman birliği sağlayamayız" diye konuştu.

Ruhani, bunun insanların mezheplerinin gerektirdiği şer'i hükümleri uygulamaktan vazgeçmeleri anlamına gelmeyeceğine değinerek, "Birbirimizi Peygamberin yolunu ve hayatını takip eden, tek bir hedefe farklı yollardan giden yolcular olarak görürsek, nihayetinde tüm bu yolların sonunun Kur'an-ı Kerim ve İslam'a teslimiyet olduğuna inanırsak ancak o zaman birlik sağlanabilir" ifadesini kullandı.

"Ortak tefsir, ortak tarih kaynağı"

Sadece söylemle birlik sağlanamayacağını, bunun için tüm imkanların seferber edilmesi gerektiğini vurgulayan Ruhani, şöyle devam etti:

"Şiiliği savunmak ya da Ehli Sünneti savunmak adı altında bir televizyon veya radyo kanalının bir diğer mezhep aleyhine faaliyet yaptığına şahit olduğumuzda hepimizin yüksek sesle bunu kınaması gerekir. Birlik ve beraberliği gerçekten talep ediyorsak, herhangi bir mezhebin kutsalına ihanet edildiğinde yine yüksek sesle bu girişimi reddetmeli ve kınamalıyız. Müslüman ülkelerde her mezhepten Müslümanların hükümette söz hakkı olmalı.

İslami işbirliği içerisinde olmalıyız. Farklı mezhepler işbirliğine başlarlarsa, bu ortak bir tefsirin yazılması, ortak bir tarih kaynağının yazılması hatta ortak bir fıkıh kitabının yazılması olabilir. Sosyal ve kültürel alanlarda bu işbirlikleri başlatılırsa, birlik ve beraberliğe doğru yol alabiliriz.

Birlik ve beraberliğin anlamı kimsenin kendi yolundan vazgeçmesi demek değildir. Anlamı, sabır, hoşgörüdür, delikanlılıktır. Hepimiz birbirimizi Müslüman olarak tanımalıyız."

"Eşit ve tek bir ümmet"

Cumhurbaşkanı Ruhani, İslam dünyasının birliği için bazı şeylerin yapılması gerektiğini dile getirerek, "İslam dünyasının birliğini istiyorsak, bunu tehdit eden her şeyi ortak tehditler olarak görmeliyiz. İslam dünyasının menfaatlerini kendi menfaatimiz bilmeliyiz" değerlendirmesinde bulundu.

"Sadece birbirimize karşı sorumlu değiliz, birbirimizin topraklarına, suyuna hatta Müslüman ülkelerde yaşayan hayvanlar karşısında dahi sorumluyuz" diyen Ruhani, "Birbirimize karşı ortak bir sorumluluk duygusu oluşsaydı eğer, Halep'in yıkımını Riyad'ın yıkımı olarak bilir, Musul'un yıkımını Ürdün'ün yıkımı olarak sayar, Lübnan şehirlerinin yıkımını Pakistan şehirlerinin yıkımı olarak kabul ederdik. Biz İslam medeniyetine ait tüm yapılara ve tarihi eserlere karşı tek tek sorumluyuz. Evler, şehirler ve kutsal mekanlar din, cihat, hilafet ve emirlik adına yok edilirken tüm bunlar karşısında sessiz kalanları geçelim. Bazı ülkeler hayvanlardan da alçak olan bu katillere para ve silah vererek yardımda bulunuyor" ifadesini kullandı.

İslam coğrafyalarında gelinen noktanın kabul edilemez olduğunu dile getiren Ruhani, "Filistin'in yıllardır vahşi Siyonistlerin bombardımanı altında olmasını kabul edilebilir mi? Bir halkın 66 yıldır topraklarından sürülmesi İslam dünyası adına kabul edilebilir mi? Lübnan ve Suriye'nin yıllardır savaşlarla yıkıma uğratılması kabul edilebilir mi? Selahattin'in, Ninova'nın, Musul'un ve Irak'ın vahşilerin saldırısına maruz kalması kabul edilebilir mi? Pakistan, Afganistan ve Yemen'in farklı gruplar tarafından şiddet ve cinayete maruz kalmaları İslam dünyası adına kabul edilebilir mi?" diye konuştu.

Ruhani, "İslam dünyasında birlik istiyorsak, Gazze'deki Sünni, Şam'daki Alevi, Yemen'deki Zeydi, Kuzey Irak'taki Kürt, Irak'taki Şii, Afganistan, Pakistan ve İslam dünyasının herhangi bir yerindeki Şii ile Sünni bizim gözümüzde eşit ve tek bir ümmet olmalıdır" dedi.

"İslam alimleri ümmetin birliği için el ele vermelidir"

"İslam dini adı altında şiddet ve terör eylemlerinde" bulunan grupların ümmetin birliğini tehdit ettiğini belirten Ruhani, "İnsanlık adım adım Kur'an ve İslam'dan başka bir kurtuluş yolu olmadığını hissetmeye başlamış, Batı medeniyetinin günümüz maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşılamaya yetmediğini anlamaya başlamış ve yavaş yavaş Kur'an-i Kerim'in nurani ayetlerine yönelmişken, Peygamberimizin hayatı karşısında saygıyla durmuşken, bir grup paralı askerin Peygamberin ve Kur'an'ın nurani ayetlerinin adını kullanarak ne yaptıklarına bir bakın. Din adına kafa kestiler, camii, kilise ve sinagog ne varsa yok ettiler. Masum insanları öldürmelerinden daha da kötüsü İslam ve Peygamberin şanlı onurunu kurban ettiler" eleştirinde bulundu.

İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, hangi mezhepten olursa olsun İslam alimlerinin tümüne, ümmetin birliği için ele ele verme çağrısında bulundu.

Uluslararası İslam Birliği Konferansı

İran'da her yıl, Peygamber Efendimiz'in doğduğu hafta "Birlik Haftası" olarak kutlanıyor. Bu çerçevede 28'incisi düzenlenen Uluslararası İslam Birliği Konferansına Lübnan'daki Hizbullah Genel Sekreter Yardımcısı Şeyh Naim Kasım, Irak İslami Yüksek Meclisi Başkanı Seyyid Ammar Hekim, Suriye Müftüsü Ahmed Bedreddin Hassun'un aralarında bulunduğu 65 ülkeden konuk katılıyor. - İran

İran Politika Güncel Haberler