TÜM KATEGORİLER
UNICEF'ten Suriyeli Kız Çocuklarına Sosyal Eğitim
UNICEF'in Türkiye ile ortaklaşa yürüttüğü projede, Suriyeli kız çocukların sosyalleşmeleri ve "kayıp kuşak" olmalarını engellemek amacıyla kurslar düzenleniyor.
Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu'nun (UNICEF) Türkiye ile ortaklaşa yürüttüğü proje kapsamında Suriyeli kız çocuklarının sosyalleşmelerini sağlamak amacıyla liderlik, yaşam becerileri edinme, dil ve sanat gibi alanlarda çeşitli kurslar düzenleniyor.
UNICEF'ten yapılan yazılı açıklamaya göre, Suriyeli çocukların "kayıp kuşak" olmaması için hayata geçirilen Benim Hayatım/Kızlar için Güvenli Alan Merkezi'ndeki çocuklara fiziksel ve duygusal olarak kendilerini güvende hissetmelerini sağlamak, arkadaşlarıyla sosyalleşmelerini geliştirmenin yanı sıra burada liderlik, yaşam becerileri edinme, dil ve sanat gibi alanlarda eğitimler veriliyor.
Bu kapsamda, çalışmanın tanıtımını sağlamak amacıyla "Kızlar daha iyi olursa hepimiz daha iyi oluruz" ve "Suriyeli çocuklara şarkı söylemeyi yeniden öğretmek" başlıklı iki insan hikayesi hazırlandı.
"Kızlar daha iyi olursa hepimiz daha iyi oluruz" hikayesinde, kuruluşun okula gidemeyen Suriyeli, Türk ya da başka uluslardan tüm kız çocuklarına odaklanıldı ve onların öğrenmeye devam etmelerini ve kendilerini daha iyi hissetmelerini sağlamak amacıyla Türkiye ve ortaklarının işbirliği ile Avrupa Birliği'nin (AB) finansal desteğiyle Şanlıurfa'da açtıkları merkezde eğitim alan kız çocuklarının deneyimleri anlatıldı.
Hikayede, bu merkezde eğitim alan kızların, Suriyeli çocukların 'kayıp kuşak' olma riski ile karşı karşıya olduğu ve kız çocuklarının ev dışına çıkmalarının bile çoğu kez kısıtlandığı bir ortamda, fiziksel ve duygusal olarak kendilerini güvende hissederek arkadaşları veya akranlarıyla buluşup sosyalleşebildiği belirtildi.
Merkezin, çatışmaların yol açtığı şiddet korkusu, taciz ya da ayrımcılık gibi durumların kadınları ve çocukları daha izole konuma getirdiği bir ortamda yalnızca kız çocukları için değil anneleri için de hizmet verdiği vurgulanan hikayede, eğitim alan bir kız çocuğunun 23 Nisan gösterisini izlemeye annesi ve Cennet ismindeki 9 aylık kardeşiyle beraber geldiği ifade edildi.
Hikayede, kız çocuklarının merkezde liderlik, yaşam becerileri edinme eğitimleri ile akrandan akrana bilgilenme ve destek oturumları gibi temel psikososyal yardıma ek olarak Türkçe ve İngilizce dil kursları ile sanat, resim ve sahne oyunları gibi alanlarda özgüvenlerini artırmaya yönelik programlara da katılabildiği bilgisi paylaşıldı.
"Suriyeli çocuklara şarkı söylemeyi yeniden öğretmek"'
Diğer insan hikayesinde ise Kahramanmaraş'ta okula giden Suriyeli çocukların kendileri gibi ülkesini terk etmek zorunda kalmış Lubna adındaki Suriyeli müzik öğretmeninin deneyimleri aktarıldı.
Hikayede, Türkiye'deki ilk birkaç ayın ardından bir şeyler yapması gerektiğini belirten Lubna'nın "Öğretmen olduğum için gönüllü olarak burada da aynı işi yapmaya karar verdim. Okulda olmanın çocuklar için en iyi şey olduğunu biliyorum. Ancak bu yolla geçmişte neler olduğunu unutmalarına yardımcı olabilir, onlara umut aşılayabilir ya da gelecek umutlarını canlı tutabiliriz." ifadelerine yer verildi.
Çocukların eğitiminin, ülkelerin ve toplumların dönüşmesinde, tahrip olan kurumların ve sistemlerin yerine 'daha iyilerinin' inşa edilmesinde de son derece önemli bir rol oynadığı vurgulanan hikayede, bu çocukların travmayı atlatmalarına, özgüvenlerini kazanmalarına yardım etmenin, daha iyi bir geleceğin olabileceğine inanacak güveni onlara aşılamanın ve buna olanak tanımanın daha fazla ve sürekli yardımı gerektirdiğinin de altı çizildi.
