Süne ile Mücadelede Biyolojik Yöntemler Tabii Dengenin Korunmasına Katkı Sağlıyor

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Gaziantep İl Müdürü İbrahim Yılmaz, süne mücadelesinde uçakla ilaçlama yönteminin yeteri kadar faydalı olmadığının anlaşılması üzerine 2004 yılından bu yana terk edildiğini söyledi.

Yılmaz, süne mücadelesinde en son çarenin kimyasal mücadele olması gerektiğini kaydetti. Biyolojik mücadele ile süne böceğine karşı faydalı böceklerin oluşturularak buğday alanlarına bırakılmasının hem tabii dengeyi koruması açısından hem de kaliteli buğday üretimi açısından daha faydalı olduğunu aktaran Yılmaz, "Biz geçmişte süne mücadelesini uçakla ve yer aletleri ile yapıyorduk. Geniş alanlarda uçaklarla süne mücadelesi yapılıyordu. 750 ila 900 bin dekar alanlarda uçakla süne mücadelesi yapılıyordu. Ancak 2004 yılından bu tarafa süne mücadelesinde uçakla mücadele kaldırıldı. Çünkü yapılan çalışmalar sonucunda uçakla mücadelenin yeteri kadar faydalı olmadığı anlaşıldı. Bu nedenle yer aletleri ile mücadeleye dönüldü" dedi.

Süne zararlısına karşı yapılan faaliyetlerden söz eden Yılmaz, "Bunun ötesinde bir yol da biyolojik mücadeledir. Süne zararlısına karşı başka faydalı canlıları üreterek sahaya salmak ve süneyi baskı altında tutarak onun buğdaya zarar vermesini önlemek. Biz de Gaziantep'te bu işi yapıyoruz. Mart ayında başlayan bir çalışmamız Haziran ayına kadar devam ediyor. Öncelikle daha süne tarlaya inmeden sünenin kışı geçirdiği yüksek yerlerde biz kışlamış ergin süneleri toplayarak onları Adana Zirai Mücadele Enstitüsü'ne gönderiyoruz. Oradan faydalı böcek üretilerek bize gönderiliyor. Bizler de buğday sahalarına bu faydalı böcekleri salıyoruz" ifadelerini kullandı.

Gaziantep'te, 500 bin dekarlık bir alanın kimyasal mücadeleden çıkartıldığını ve bunun çok önemli bir başarı olduğunun altını çizen Yılmaz, "Kimyasal mücadele en son çaredir. Bu nedenden dolayı biz yaklaşık 500 bin dekar bir alanı bu manada kimyasal mücadeleden çıkartmış biyolojik mücadele ile tabii dengenin oluşmasını sağlamış durumdayız. Bu da Gaziantep için önemli bir başarıdır. Aynı şekilde kaliteli buğday yetiştirerek biz Gaziantep'teki un sanayicisine de bu manada kaliteli bir hammadde temini sağlamış oluyoruz" açıklamasında bulundu.

Türkiye'deki ve Gaziantep'teki buğday üretiminin yıllara göre istatistiki verilerini vererek sözlerine devam eden Yılmaz, "Bitkisel üretimde buğday üretimi Türkiye'nin önemli üretimlerinden birisi. Tabiri caizse halkın ekmeği dediğimiz husus budur. Türkiye'de uzun yıllar ortalamasına bakıldığında 18 milyon ton ile 21 milyon ton arasında buğday üretimi gerçekleştiriliyor. 10 milyon hektar kadar da buğday ekili alanımız var. Gaziantep'te 850 bin dekarla 1 milyon dekar arasında değişen alanlarda buğday ekimi yapılıyor. Yıllık ortalama 400-450 bin ton arasında buğday üretimimiz gerçekleşiyor. Buğday üretiminde kaliteli tohumluk, iyi toprak işlemesi önemli olduğu kadar zirai mücadele de son derece önemli. Ciddi manada zirai mücadele faaliyeti yapılmazsa o zaman buğday üretiminde çeşitli haşere ve zararlıların etkisiyle karşı karşıya kalıyoruz" şeklinde konuştu.

Süne haşeresinin mücadele edilmediği takdirde verimi yüzde yüze kadar azalttığını bildiren Yılmaz, "Buğdaya zarar veren en önemli haşerelerden bir tanesi de süne adını verdiğimiz bir böcektir. Süne buğdaya öyle bir zarar verir ki buğdayın hem tohumluk olarak kullanılmasını hem de o buğdayda ekmek yapılma kabiliyeti kalmaz. Bunlar yemlik olarak kullanılır. Diğer taraftan da miktar olarak azaldığı için kilogram olarak da değerinde düşüş olur. Süne ile mücadele edilmediği takdirde yüzde yüzlere varan oranda zararlar görülebilir" dedi. - GAZİANTEP

İbrahim Yılmaz Gaziantep Türkiye Politika Güncel Haberler