Haberler

Sporda Doping Sorununu Araştırma Komisyonu

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Nihat Pakdil, at yarışlarında doping testlerinde alınan numunelerin laboratuvarlara kodlanmış olarak geldiğini ve hepsinin kayıt altında tutulduğunu söyledi.

AK Parti İstanbul Milletvekili Osman Aşkın Bak başkanlığındaki Sporda Doping Sorununu Araştırma Komisyonu'na, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Nihat Pakdil ile Hacettepe Üniversitesi Türkiye Doping Kontrol Merkezi Başkanı Prof. Dr. Arif Ahmet Başaran bilgi verdi.

Müsteşar Yardımcısı Pakdil, Sporda Dopingle Mücadele ile ilgili kamu politikasının genel çerçevesi kapsamında at yarışlarındaki doping uygulamalarına ilişkin yaptığı sunumda Türkiye'de 8 hipodromda at yarışı düzenlendiğini belirterek, Kocaeli'ndeki hipodromun gelecek haftaya devreye girmesinin, Antalya'da da bir hipodrom açılmasının planlandığını söyledi.

Nihat Pakdil, 365 günde 617 koşu günü bulunduğunu ifade ederek, "Bazı günler iki at yarışı oluyor. Her koşu bir yarış günü olarak değerlendiriliyor. Mevsimine göre ve akşamları yarış yaptırma imkanları mevcut" diye konuştu.

2013 yılı içerisinde 319 milyon lira ikramiye dağıtılmasının planlandığını kaydeden Pakdil, 5 bin 500 atın koştuğunu, bunların bir kısmının İngiliz, bir kısmının Arap atı olduğunu söyledi. Toplam ikramiyenin yüzde 57'sinin İngiliz, yüzde 43'ünün Arap atlarına verildiğini anlatan Pakdil, en küçük ikramiye 12 bin lira, en yüksek ikramiyenin ise 1 milyon 150 bin lira olduğunu bildirdi.

Bütün atların doping testine tabii tutulabildiğini belirten Pakdil, doping testi uygulama ve numune alma inisiyatifinin bakanlık tarafından görevlendirilen mali komiserler kurulunda olduğuna işaret etti.

Yarışa deklare olan tüm atlardan koşmasa dahi örnek alınabildiğini aktaran Pakdil, üst üste doping tespit edilmesi halinde yarışlara katılmama cezasının uygulandığını anlattı. Pakdil, ilk kez doping tespit edilen bir atın sahibinin, koşulan yarışın ikramiyesinin 3 katını ödemek koşuluyla cezadan kurtulabildiğini de ifade etti.

-"Numune alımı ve test aşamaları güvenli"

Sunumunun ardından komisyon üyelerinin sorularını da yanıtlayan Pakdil, bir attan alınan numunenin laboratuvara gönderilmesi ve teste tabi tutulması aşamalarının güvenli bir şekilde yapıldığını anlattı.

Pakdil, bir heyet eşliğinde alınan numunelerin laboratuvara geldiğinde hangi ata ve atın sahibinin kim olduğuna dair bilgilerin gizliliğine işaret ederek, "Numuneler laboratuvarlara kodlanmış olarak geliyor. Aldığı koda göre 'doping tespit edilmiştir' denilerek mahalline gönderiliyor. Hepsi kayda alınıyor" dedi.

Doping muayene heyetinin analizleri başka bir laboratuvarda ikinci kez incelettirebildiğini de kaydeden Pakdil, laboratuarların uluslararası kurallara göre akredite olduğunu, denetlendiğini ve akreditasyon faaliyetlerinin onaylandığını söyledi. Pakdil, atlardan 2009'da alınan toplam 8 bin 801 numunenin 43'ünde, Ekim 2013 itibarıyla ise toplam 8 bin 22 numuneden 25'inde dopinge rastlandığını ifade ederek, uluslararası kuruluşlarca açıklanan doping içerikli ilaçları takip edip denetimler yaptıklarını söyledi.

Pakdil, tedavi amaçlı olarak kullanılan ilaçların da doping kapsamına girebileceğine dikkati çekerek, ancak ne amaçla kullanılırsa kullanılsın sonucun değişmediğini belirtti.

Doping taramalarının yapıldığı laboratuvarların yüzde 100 başarılı sonuç aldığının altını çiz Pakdil, "İkinci onay için numuneleri yurt dışına gönderebiliyoruz. Bir numunede 5 farklı metotta analiz yapılıyor. Maliyeti 200 lira" dedi.

Atlardan numuneler alınırken bir emniyet görevlisinin de hazır bulunduğunu söyleyen Pakdil, "Yarış atları hassas hayvanlar,  strese giriyorlar. Kan almak o kadar arzu edilen bir yol değil ama başladık. İdrarını alamıyorsak mecburen kanını alıyoruz.  Dışarıdan birinin numune alınırken o alana girmesi yasaktır. Numunelerin değiştirilmesi konusunda yaşadığımız bir tecrübe yok" dedi.

Pakdil, komisyon üyelerinin soruları üzerine jokeylere de bazı testlerin uygulandığını belirtti.

Gerekli durumlarda, jokeylere alkol testi yapıldığını, ancak son zamanlarda şüphe halinde uyuşturu testi yapılması uygulamasına da başladıklarını ifade eden Pakdil, "Spor ahlakı açısından buna başladık. Uyuşturucu kullandığı belirlenen jokeylerin lisansı iptal ediliyor. Geçen sene test yapmaya başladık. Şu anda herhangi bir tespitimiz yok" diye konuştu.

-"Ürün takip sistemi 2014 yılında başlayacak"

Başaran da Türkiye Doping Kontrol Merkezi, Dünya Anti-Doping  Birliği (WADA) ile ilişkisi, dopingle mücadele konumu ve bu alandaki temel sorunlar, uluslararası dopingle mücadele sistemi ve mevzuatı üzerine bir sunum gerçekleştirdi.

Gıda takviyesi ve benzer isimler altında satılan ürünlerle ilgili sıkıntılı bir durum olduğunu belirten Başaran, bu ürünlerin eczane dışındaki işyerlerinde ve kontrol dışı satışının büyük problemlere yol açtığını söyledi. Başaran, "Gıda takviyesi ürünleri insan sağlığını doğrudan ilgilendiren bir husus. Bunun eczanelerde ve mutlaka kontrol altında olmasını talep ediyoruz" dedi.

Bu ürünlere ilişkin Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın iki komisyon kurduğunu, gıda takviyesi adı altında satılan ürünlerin risklerinin araştırıldığını, ruhsat alınmış ürünleri de yeniden gözden geçirdiğini anlatan Başaran, 2014 yılında başlayacak ürün takip sistemi ile denetiminde de önemli bir yol alınacağını aktardı.

Dopingin hem sporcu ahlakı hem de sağlığı açısından sorunlu bir durum olduğunu belirten Başaran, doping yapılmasının nedenleri arasında performans artışını sağlamak, kilo kaybı sağlamak gibi nedenlerin yanında psikolojik olarak farklılık yaratmak ve üstün olmak duygusunun da bulunduğunu belirtti. Başaran, "Bunların altında aysbergin görünmeyen yüzü gibi bir de spor endüstrisi var. Bilgisayarlardaki virüs, antivirüs gibi sürekli doping olarak sayılamayacak fakat o etkiyi meydana getirebilecek maddelerin piyasaya çıkarıldığını ve bunlar üzerindeki araştırmaları biliyoruz" diye konuştu.

Başaran, Hacettepe Üniversitesi Türkiye Doping Kontrol Merkezi'nin çalışmaları hakkında da bilgi verdi.

Merkezin bir bütçesi bulunmadığını, buna bağlı olarak da gelir ve giderler kaynaklarının net olmadığını ifade eden Başaran, bunun acil harcamalar, eğitim ve yatırım harcamalarının planlanmasını zorlaştırdığını söyledi.

Federasyonların Türkiye Dopingle Mücadele Talimatı'na uyacaklarına ve mevzuatlarında bu talimatı uygulayacaklarına dair beyanlarını bildirdiklerini belirten Başaran, ancak Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu'nun oyuncuların doping kontrolünde alınan numuneleri Hacette Üniversitesi Doping Kontrol Merkezi yerine Köln'deki merkeze gönderdiğini, Türkiye Basketbol Federasyonu Dopingle Mücadele Komisyonu'nun ise analizin hangi laboratuvarda yapılacağına kendisinin karar verdiğini bildirdi.

Başaran, doping maddelerinin ve bu maddeleri tespit yöntemlerinin sürekli değiştiğine de dikkati çekerek, bu bakımdan Merkezin ARGE çalışmalarına da önem verdiklerini kaydetti.

Başaran'ın sunumunun ardından komisyon üyesi milletvekilleri de söz alarak çeşitli sorular yönelttiler.

CHP Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar, ne bir üniversiteye ne de ilgili bakanlığa bağlı olmayan tamamen bağımsız Türkiye Doping Kurumu'nun kurulması gerektiğini söyledi. Baydar, bu kurumun ilgili uluslararası kurumlara akredite olması gerektiğini de belirtti. - TBMM

Kaynak: AA / Politika

Hacettepe Üniversitesi Ak Parti Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title