Haberler

Sivil Toplum 20 Zirvesi

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun eşi Sare Davutoğlu, bütün dünyayı, en çok da Türkiye, komşu ülkeler ve Avrupa'yı yakından ilgilendiren mülteci sorununun temelinde, kapsayıcı büyüme politikalarının uygulanamamasının yattığını söyledi.

Sare Davutoğlu, 52 ülkeden 400'e yakın sivil toplum temsilcisinin katılımıyla düzenlenen Sivil Toplum 20 (C20) Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, G20'nin, uluslararası ekonomik iş birliğinin başlıca platformu olduğunu hatırlatarak, G20'yi oluşturan ülkelerin dünya ekonomisinin yüzde 85'ini, dünya ticaretinin yüzde 75'ini, dünya nüfusunun üçte ikisini temsil ettiğini belirtti.

Bu rakamların sadece G20'nin sahip olduğu etkiyi göstermediği, aynı zamanda G20'ye, uluslararası problemlere, küresel sorunlara çare bulunması konusunda da önemli bir sorumluluk yüklediğini ifade eden Davutoğlu, G20 içerisinde tüm kıtalardan ülkelerin yer aldığını, farklı kültür, diller ve dinlerin temsil edildiğini, G20'nin, dünyanın en büyük ülkelerini ve ekonomilerini bir araya getirdiği gibi dünyadaki yoksulların yarısını da içinde barındırdığını kaydetti.

G20'nin ayrıca farklı kesimleri temsil eden "açılım grubu" adını verdikleri oluşumları dahil etmek suretiyle, çalışmalarını katılımcı bir anlayışla sürdürdüğünü dile getiren Davutoğlu, " Türkiye'nin G20 dönem başkanlığı sırasında bu açılım gruplarına bir yenisi eklendi. 'Kadın 20' adı altında yeni bir açılım grubu Türkiye'nin dönem başkanlığı sırasında bu açılım gruplarına katılmış oldu. Açılım gruplarının görüş ve önerilerinin G20 çalışmaları açısından çok önemli katkı sağlayacağına yürekten inanıyorum. Zira toplumun farklı kesimlerince sahiplenilmeyen politikaların başarıya ulaşma şansı hepimizin bildiği gibi bulunmuyor. Bu nedenle sadece hükümetleri temsilen liderler ve bakanların değil aynı zamanda hayatın içindeki farklı kesimleri temsil eden açılım gruplarının da G20 gündemine dair düşüncelerini ortaya koymaları gerçekten çok önemli" diye konuştu.

"C20, dünyanın vicdanını temsil ediyor"

C20'nin, küresel meseleler bağlamında, bir bakıma dünyanın vicdanını temsil ettiğine vurgu yapan Davutoğlu, küresel vicdanın çok önemli olduğunu çünkü bu günlerde ortak vicdanı yaralayacak birçok hadiseye tanık olunduğunu söyledi.

Bölgede ve dünyanın başka bölgelerinde baskı, zulüm, adaletsizlik, açlık gibi nedenlerden ötürü eziyet gören, yurdunu terk etmek zorunda kalan insanlar olduğunu hatırlatan Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"C20'nin bu seneki gündeminde ele alınan konulara getirilen bakış açısı bu anlayışı yansıtmaktadır. Sürdürülebilir kalkınmadan kadın-erkek fırsat eşitliğine, yolsuzlukla mücadeleden kapsayıcı büyümeye kadar çok önemli konular üzerinde çalışıldığını biliyorum. Tespit edilen önceliklerin de G20 Türkiye dönem başkanlığı öncelikleriyle büyük bir uyum içerisinde olduğunu biliyorum. G20 liderlerinin, C20 tarafından dile getirilen görüş ve önerilerden istifade edeceklerine ve bunların gelecekteki politikaların şekillenmesi noktasında etkin olacağına yürekten inanıyorum."

Kapsayıcı büyüme ve eşitsizlikler konusunda görüşlerini paylaşan Davutoğlu, toplumsal refahın her ülkenin öncelikli hedefi olduğunu ancak günümüzde sadece ulusal gelirin yüksek olmasının yeterli görülmediğini, refah kavramının sağlık, kültür, eğitim, bayındırlık, sosyal güvence, çevre, siyasete katılım alanında da hem nitelik hem de niceliksel gelişmeyi bir bütün olarak kapsadığını ifade etti.

G20 liderlerinin 2008'de bir araya geldiklerinde, kendilerine hedef olarak güçlü, sürdürülebilir ve dengeli küresel büyümenin sağlanmasını tespit ettiklerini belirten Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Büyüme dediğimiz zaman aklımıza daha çok rakamlar geliyor ancak ekonominin yalnızca rakamlardan ibaret olmadığını hepimiz biliyoruz. Daha önce verimlilik artırılsa daha fazla büyüme ve daha fazla eşitliğin sağlanacağı düşünülürdü. Ancak artık hepimiz biliyoruz ki daha fazla eşitlik, daha fazla istikrar ve daha fazla büyüme demek. Kapsayıcı büyüme, toplumda insanların ekonomik ve siyasi haklarının eşit bir şekilde korunduğu, ekonomi büyürken bundan toplumun bütün kesimlerinin faydalandığı bir ekonomik yaklaşımı göstermektedir. Toplumsal refahın gelirle ilgili olmayan eğitim, sağlık, beslenme ve sosyal bütünleşmede fırsat eşitliği sağlama gibi unsurlarını da aslında kapsamaktadır. Kısacası kapsayıcı büyüme, insan merkezli büyüme yaklaşımını da zorunlu kılmaktadır."

"Aylan'ın acısını kendimize dert edinmezsek..."

Gerek Arap Baharı ve gerekse gelişmiş ülkelerde yaşanan çeşitli olayların, ayaklanmaların kapsayıcılığın öneminin daha iyi idrak edilmesine vesile olduğunu vurgulayan Davutoğlu, dünyanın birçok ülkesinde yaşanan dramın temelinde, kapsayıcı büyümenin olmamasının yer aldığını ifade etti.

Bütün dünyayı, en çok da Türkiye, komşu ülkeler ve Avrupa'yı yakından ilgilendiren mülteci sorununun temelinde de kapsayıcı büyüme politikaların uygulanamamasının yattığını belirten Davutoğlu, "Türkiye olarak Suriye ve Irak'taki baskı ve şiddetten kaçan insanlara kapımızı açtık. Bugün 2 milyon Suriye ve Iraklı mülteciyi ülkemizde misafir ediyoruz. Sivil toplum örgütleri, devletin ve resmi kurumların yükünü yaptıkları çalışmalarla azaltma yolunda önemli katkılarda bulundular. Sığınmacılar için Türkiye şu ana kadar 5,6 milyar dolar tutarında maddi kaynak harcamış durumda. Ne yazık ki uluslararası toplumun bu konuda bize verdiği destek çok sınırlı kalıyor. Daha iyi bir yaşam uğruna çıktığı yolculukta 3 yaşındayken hayatını feci bir şekilde kaybeden Aylan'ın acısını kendimize dert edinmezsek daha iyi bir gelecek kurma şansını da yitirmiş oluruz" diye konuştu.

Gerek mesleği gerekse içinde yer aldığı sosyal sorumluluk çalışmaları vesilesiyle eşitsizliklerin giderilmesi konusunun ne kadar önem taşıdığına bizzat tanıklık ettiğini anlatan Davutoğlu, ekonominin kapsayıcı bir yapıya kavuşturulmasında, kadın-erkek fırsat eşitliğinin sağlanmasının büyük önem taşıdığını dile getirdi.

Kadın ve ailenin, toplumun temeli olduğuna işaret eden Davutoğlu, "Bu yüzden kadınlar işi aileye veya aileyi işe tercih etmek zorunda bırakılmamalıdır. Bunu sağlayacak hukuki çerçevenin sağlamlaştırılması ayrıca çocuk, yaşlı ve hasta bakımı konusunda gerekli destekleyici altyapıyı tesis ederek kadınların ekonomideki varlıklarını artıracak politikaların hayata geçirilmesi büyük bir önem taşıyor" dedi.

Geçen yıl G20 liderlerinin, kadınlar ile erkekler arasındaki iş gücüne katılım oranı farkını 2025'e kadar yüzde 25 azaltmak yönünde aldığı kararın son derece doğru bir adım olduğunu aktaran Davutoğlu, bugün G20 ülkelerinde kadınların iş gücüne katılım oranının yüzde 56, erkekler için bu oranın yüzde 86 olduğunu söyledi.

Kadınların iş gücüne katılım oranındaki yüzde birlik artışın küresel ekonomiye 80 milyar dolarlık katkı sağladığını belirten Davutoğlu, "Türkiye'de kadın-erkek fırsat eşitliği, ekonomik fırsatlara eşit erişim konularında önemli gelişmeler yaşanmıştır. Son 10 yılda kadınların iş gücüne katılım oranı 7 puandan fazla, kadın istihdam oranı 6 puandan fazla artış göstermiştir" diye konuştu.

"Türkiye kalkınma yardımlarına önem veriyor"

Davutoğlu, kapsayıcı büyümenin bir başka göstergesinin de ulusal parlamentoda görev yapan kadın sayısı olduğunu ifade etti.

Türkiye'de, kadın ve kız çocuklarının eğitimini destekleyici politikaların büyük bir kararlılıkla uygulandığını belirten Davutoğlu, 2014-2015 döneminde ilk kez ilköğretimde kızların okullaşma oranının erkeklerin bir miktar üzerine çıktığını söyledi.

Kapsayıcılık ve eşitsizliklerin giderilmesi dendiğinde sadece ülkelerin içindeki kapsayıcı büyümeyi destekleyecek politikaların geliştirilmesini kastetmediklerini vurgulayan Davutoğlu, küresel ölçekte de daha kapsayıcı bir ekonomik düzenin tesis edilmesinin büyük önem taşıdığını çünkü bir eşitsizliğin ortaya çıkardığı bir problemin dünyanın bir başka köşesindeki insanları yakından ilgilendirdiğini aktardı.

Türkiye'nin, G20 dönem başkanlığının özellikle gelişmekte olan düşük gelirli ülkelere yönelik desteği ön plana çıkarmasının son derece yerinde bir yaklaşım olduğunu ifade eden Davutoğlu, Türkiye'nin kendi dış politikasında da kalkınma yardımlarına önem verdiğini belirtti.

Açlığın sona erdirilmesi ve gıda güvenliğinin sağlanmasının da çok önemli bir küresel sorun olduğunu aktaran Davutoğlu, Türkiye'nin, küresel ölçekte büyük bir problem olan gıda kayıpları ve israfın önlenmesi konusunu ilk kez G20 gündemine getirdiğini ifade etti.

Davutoğlu, sürdürülebilir kalkınma dendiğinde, sadece insanların ekonomik ve sosyal gelişiminden bahsedilmediğini, aynı zamanda bu gelişmenin çevreye zarar vermeden hayata geçirilmesinin büyük önem taşıdığını belirtti.

C20'nin bu yıl, yolsuzlukla mücadele ve vergi sistemlerinin şeffaf ve etkin bir yapıya kavuşturulması konuları üzerinde durduğunu anlatan Davutoğlu,  şeffaflık ve etkinliğin ekonominin sürdürülebilir bir şekilde gelişmesi açısından büyük önem taşıdığını vurguladı.

Konuşmasının ardından Sare Davutoğlu'na, C20 Türkiye Başkanı Zeynep Bodur Okyay tarafından plaket sunuldu.

Zirveye, Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Gülay Barbarosoğlu, AK Parti Milletvekili Ravza Kavakçı, Koç Holding Yönetim Kurulu Üyesi Ali Koç ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri de katıldı.

Kaynak: AA / Güncel

Ahmet Davutoğlu Sare Davutoğlu Türkiye Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title