"AYM'nin Alacağı Kararın Hukuk Zemininde Olmasını Temenni Ediyorum"
AK Parti Grup Başkanvekili Naci Bostancı, Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) seçim barajı ile ilgili bireysel başvuruyu değerlendirirken, "AYM'nin alacağı kararın hukuk zemininde olmasını temenni ediyorum" dedi.
Bostancı, gazetecilerin seçim barajı ile ilgili sorularını yanıtlarken, AYM'nin bireysel başvuruyu bir değerlendirmeden geçireceğini belirterek, tamamen hukuki zeminde bir değerlendirme olmasını ümit etmek istediğini söyledi. AYM'nin bu dikkati gösterecek müktesebatının mevcut olduğunu kaydeden Bostancı, bu tür meselelerde halkın hafızasına çok da iyi hatıraların gelmediğini savundu.
Yakın zamanlarda siyaset üzerinde bir vesayet unsuru olarak hukukun nasıl kullanıldığına dair birçok örneğinin olduğunu ifade eden Bostancı, bunlardan birinin "367 kararı" olduğunu kaydetti. Bostancı, " Türkiye'nin yakın tarihinde de hukuk ile siyaset arasında kabul edilemez, hukuku, hukuk zeminin ötesinde siyaseti biçimlendirme amaçlı kullanan bir geçmiş vardı. Çok da temiz olmayan bir sicilimiz vardı. Ama Türkiye değişiyor. Yasama, yürütme, yargının sınırları konusunda yapılan tartışmalar herkese muhakkak fikir veriyor ve AYM bu kararı alırken elbette bu sınırlara ilişkin tartışmaları hatırlayarak, hukuk zemininde ve siyasetin alanlarına nüfuz etmeksizin yapacaktır diye umut etmek istiyorum" diye konuştu
Seçim barajının 30 yıldan beri uygulandığını, geçmişte de konunun siyasi zeminlerde konuşulup tartışıldığını ifade eden Bostancı, siyaset kurumunun da "risklerin ortadan kalktığı bir Türkiye'de milli iradenin blokaja takıldığına dair tartışmaları bitirme istikametinde davranacağını" söyledi.
Yüzde 10 barajının temsilde adalet kadar, siyasette istikrar için getirildiğini hatırlatan Bostancı, istikrarın ve adaletin sağlandığını da gördüklerini kaydetti. En son seçimlerde hem temsil hem de istikrar manasında son derece yüksek yüzdeler olduğunu belirten Bostancı, "Geçmişte 30 yıllık uygulamalar neticesinde ortaya çıkan seçim sonuçlarını da meşruiyet bakımından tartışılacak değerlendirme yapmanın risklerine dikkati çekmek isterim. Sonuçta böyle bir durum, Türkiye'nin yakın geçmişine ilişkin başka tartışmaları tetikleyecektir. Tartışmadan endişe etmeyiz ama siyasetin konularına baktığımızda suni kaçabilecek tartışmalarla gündemin işgal edilmesini Türkiye'nin hayrına olmayacağını düşünüyorum. AYM'nin alacağı kararın hukuk zemininde olmasını temenni ediyorum" diye konuştu.
-"Niyetleri sorgulamak istemem"
AK Parti Grup Başkanvekili Bostancı, "Yüzde 10 barajının yüksekliği iradeyle ilgili sıkıntı olmuyor mu?" sorusuna şu karşılığı verdi:
"Seçim sistemlerine nasıl bakarsanız ona yönelik eleştirilecek her türlü unsurun olduğunu görürsünüz. Siyaset bilimi, siyasal düşünceler tarihini okumuş olan herkes; halkın iradesinin nasıl ve ne şekilde tecelli edeceğine dair geçmişte de bir çok büyük düşünürün tartıştığını görür. Barajın olması, hiç olmaması bir taraftan gerçekten milli iradeye temsiliyet sağlıyor mu ve gerçekten inanların yaşadığı ülkede istikrarlı siyasetin getirdiği nimetlerden faydalanmaları bakımından hangi sonucu sağlıyor? İnsanlar elbette istedikleri ve ilgilendikleri partiye oy vermek isterler ama aynı zamanda istikrar içinde bir Türkiye'nin nimetlerinden faydalanmak isterler. Temsil ve istikrarı nasıl dengeleyebiliriz tıpkı otorite ve hürriyet tartışmalarında olduğu gibi... Orada optimum noktayı bulmak önemlidir. Türkiye'nin yakın geçmişindeki çalkantılar düşünüldüğünde yüzde 10 barajı, bu çerçevede gelmiştir. Şimdi Türkiye'nin yaşadığı demokratikleşme, halkın siyaset üzerindeki ağırlığına paralel elbette yüzde 10 barajına ilişkin konular yeniden düşünülebilir. Bunun ağırlıklı olarak tartışılacağı yer Parlamento'nun kendisidir."
Bostancı, "AYM, 'hak ihlali var' derse Türkiye seçime barajsız mı gidecek?" sorusuna, olasılıklar üzerinde konuşmayacağını ifade etti.
"AYM Başkanı'nın seçimlere bir yıldan az kala konuyu gündeme taşımasına nasıl bakıyorsunuz? Hukuken AYM'nin bireysel başvuru yoluyla norm denetimi hakkı var mı?" sorusuna Bostancı, "Niyetleri sorgulamak istemem. Çünkü niyetler alanı spekülasyonlar alanıdır. AYM'nin açıklaması, kendisine hukuk müracaatın olduğu, bir hak ihlali iddiasının bulunduğu ve bu çerçevede değerlendirme yapacaklarıdır. Ben, somut açıklamaya bakmak ve bunu esas almak durumundayım. AYM'nin de gerekli dikkati ve titizliği göstermesini beklerim" karşılığını verdi.
-"Elbette hukuki zemininin olması lazım"
"İmralı'dan açıklamalar geldi; Öcalan hukuki güvence istedi. CHP de Çözüm Komisyonu kurulması için kanun teklifi sunacak. Bunlara nasıl bakıyorsunuz" sorusu üzerine Bostancı, şunları söyledi:
"CHP kanun teklifini sunsun, onu konuşuruz, müzakere ederiz. Hukuki güvence meselesini Öcalan nasıl telaffuz ediyor bilemiyorum. Ama Çözüm Süreci'nin kendine has hususiyetleri var. Elbette bunun hukuki zeminin olması lazım. Hükümet de bu doğrultuda Meclis'ten zaten bir yasa geçirdi. Elbette gerekli olan hususlarda yasalar çıkartılacaktır. Şu anda görüşmeler yapılıyor ve lazım olursa bu yasalar Parlamento'ya gelir, halkın onayına sunulur. Aslolan halkın iradesidir. Halkın kabul edeceği, onaylayacağı ve bunun da anlaşılması bakamından halkla kurulacak temaslardır, onlardan alınan bilgiler ve fikirlerdir. Demokrasi zaten bunun üzerine yürür. Hükümet atacağı her adımda halka bakar. Müzakerenin bir parçası elbette HDP'dir ama sadece HDP değildir . Bu müzakere esasen siyasetin asli zemini olan halkla her gün güncellenerek yapılır ve biz MHP'ye, CHP'ye, AK Parti'ye ve HDP'ye oy vermiş olan seçmen kitlesine de dikkati alan bir akılla bu çözüm sürecini götürmek durumundayız. İktidar sorumluluğu bunu gerektirir ama aynı sorumluluk da başka siyaset partilerin sırtında mevcut değildir. Müzakere yürüten heyetin içinde değilim. Elbette şekillenecek ve kamuoyuna intikal edecek. Şu anda intikal etmemiş konulara ilişkin spekülasyon yapmanın faydası yok. "
Bostancı, "Karma eğitimin kaldırılmasının Şura gündemine alacağı söyleniyor" denilmesi üzerine, eğitime ilişkin her türlü tartışmaların Şura gündemine alınmasının normal olduğunu belirterek, "Türkiye'nin eğitim konusunda bir uygulaması, bir fiiliyatı var. Karma eğitim her tarafta son derece yaygın. Hükümet'in genel tavrına baktığımızda esas olarak velileri, halkın iradesini alıyor. Okullarda kıyafet meselesinde bile velilere danışılıyor. Burada halka çelişen herhangi karar alınması düşünülemez. MEB müktesebatına çok da aykırı bir iş yapmaz" karşılığını verdi. - TBMM